bultenMoşe'nin kayınpederi Yitro, Tanrı'nın Bene-Yisrael için gerçekleştirmiş olduğu büyük mucizeleri duyup, Midyan'dan ayrılır ve Yisrael kampına katılır.

Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

17 Şevat

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5771

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

4:28

5:42

-----

Yeruşalayim

4:34

5:48

Tel Aviv

4:42

5:44

  22 Ocak

Tel Aviv

4:48

5:50

İstanbul

4:54

5:34

2011

İstanbul

5:02

5:42

Y İ T R O

 Hatırlatmalar:

ü  4-5 Şubat Cuma-Şabat: Roş Hodeş Adar

 

 

Bu HP  .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 


Peraşa Özeti (Şemot 18:1-20:23)

[www.chabad.org]

 

Moşe'nin kayınpederi Yitro, Tanrı'nın Bene-Yisrael için gerçekleştirmiş olduğu büyük mucizeleri duyup, Midyan'dan ayrılır ve Yisrael kampına katılır. Yanında Moşe'nin eşi Tsipora ile iki oğlu Gereşom ve Eliezer'i de getirir. Yitro Moşe'ye, halkın yönetimi ve adaletin dağıtımı görevinde kendisine yardım edecek hiyerarşik bir ekip kurmasını önerir.

Bene-Yisrael Sinay dağının karşısında kamp kurarlar ve Tanrı burada onlara, kendilerini Kendi "Koenler Krallığı ve kutsal Halkı" olarak belirlediğini bildirir. Halk buna, Tanrı'nın söylediği her şeyi yerine getireceklerini beyan ederek cevap verir.

Üçüncü ayın (Sivan) altıncı gününde, yani Mısır'dan Çıkış'tan tam yedi hafta sonra, tüm Bene-Yisrael Sinay dağının eteğinde toplanır. Tanrı şimşek, gök gürültüleri, bulut ve duman içinde açığa çıkar ve Moşe'yi dağa çıkmaya davet eder.

Tanrı On Emir'i aktarır. Bunlara göre, Yisrael Tanrı'ya inanacaklar, putlara ibadet etmeyecekler, Tanrı'nın İsmi'ni boş yere telaffuz etmeyecekler, ebeveynlerini onurlandıracaklar, Şabat'ı gözetecekler, cinayet, zina ve hırsızlıktan tamamen uzak duracaklar, yalancı tanıklık yapmayacaklar ve başkasına ait herhangi bir şeyi arzulamayacaklardır. Halk Moşe'ye başvurur ve yaşadıkları tecrübenin çok güçlü olması nedeniyle hayatta kalamayacağından korktuğunu söyleyerek, Tanrı ile aralarında aracılık yapmasını ister.

DEVAR TORA

[Rabi Yisahar Frand - www.torah.org]

                                                                                                                           

"Lo Tahmod": İki Yaklaşım

On Emrin onuncusu "Lo Tahmod - Akranının evine göz dikme; akranının eşine göz dikme, akranına ait olan hiçbir şeye, ne kölesine, ne eşeğine, ne de öküzüne göz dikme" (Şemot 20:13) şeklindedir. Kişinin, başkasına ait malları kıskanması yasaktır.

İbn Ezra, Tora'nın bir insanın arzularına karşı nasıl yasalar koyabildiğini merak eder. Hurda bir araba kullanan birisinin, yeni bir arabaya sahip olup motordan sızan yağı ve her kontak anahtarını çevirdiğinde arabanın çalışıp çalışmayacağını endişe etmesine gerek kalmayan bir kişiyi kıskanması çok doğaldır. Eğer bu durum komşumuzun arabası için anlaşılabilir ise, o zaman hayattaki daha anlamlı şeyler açısından da mutlaka anlaşılabilir. Başkalarının ailelerini, konumlarını vs. görürüz. Tora kişinin kıskanmaması gerektiğini nasıl emredebilir? Bu insanın içinden gelen bir duygu değil midir? Bir duygu nasıl yasaklanabilir?

İbn Ezra göz dikme yasağına uygun olan yaklaşımı anlamamızı sağlayan kısa bir örnek verir. Basit halktan hiç kimse bir prensesle evleneceğini düşünmez. Prensesin onun sınıfının dışında olduğunu bilir. Kişinin ancak kendisine hitap eden bir şeyi arzulaması doğaldır. Kimse kendi sınıfının dışında olduğunu düşündürecek kadar uzak olan şeylere göz dikmez. Bir köylü büyük bir şehre gidip kralın sarayını ve güzel kızını gördüğü zaman, "ah keşke o kızla evlensem" sözlerini aklına bile getirmez [Keloğlan değilse!]. Böyle bir olayın kendi soyu ve geçmişi açısından kesinlikle mümkün olmadığını bilir. Bu asla gerçekleşmeyecektir.

İbn Ezra'ya göre akıllı kişi, insanların eşlerini veya sahip oldukları eşyalarını zekâlarıyla veya bilgelikleriyle değil, ancak Tanrı'nın İradesi ile elde edebileceği gerçeğini fark etmelidir. Eğer bir kişinin güzel bir eşi veya arabası varsa, bu durum Tanrı böyle istediği için olmuştur. Hangi nedenle olursa olsun, sözün gelişi Şimon'un değil de Reuven'in bunlara sahip olması, Tanrı'nın isteğidir. Kişinin göz dikme hastalığını engellemek için kullanması gerektiği deva Emuna, yani inançtır. Diğer bir deyişle, kendi sahip olduğu her şey Tanrı'nın onun sahip olmasını istediği şeylerdir ve komşusunun sahip olduğu şeyler de Tanrı'nın komşusunun sahip olmasını istediği şeylerdir.

Hevron Yeşivası başkanı Rav Simha Zissel Brodi, Ramban'ın [Kedoşim peraşasına yaptığı açıklamalardan anlaşıldığı kadarıyla] Lo Tahmod emri ile ilgili olarak farklı bir bakışa sahip olduğunu belirtir. Ramban aynı şekilde, "kıskançlık duygularımın önüne nasıl geçebilirim?" şeklindeki ezeli ikilem karşısında da farklı bir yaklaşıma sahiptir.  Ramban, Kedoşim peraşasındaki emirlerin, On Emir'in bir tür tekrarı niteliği taşıdığını belirten bir Midraş aktarır. Örneğin, On Emir'in ilki "Ben, seni Mısır Ülkesi'nden, kölelik evinden çıkarmış olan Tanrın'ım" şeklindeyken, Kedoşim peraşasında buna paralel olarak "Ben, sizin Tanrınızım" (Vayikra 19:3) sözünü içerir. Kedoşim peraşasındaki "kendinize dökme [metalden] putlar yapmayın" (Vayikra 19:4) emri ise, On Emir'in, putperestliği yasaklayan ikincisiyle ilgilidir ve bu böyle devam eder. Ramban'a göre, onuncu emir olan Lo Tahmod'un Kedoşim peraşasındaki paraleli ise ünlü "Akranını kendin gibi sev" (Vayikra 19:18) emridir.

Rav Simha Zissel Ramban'ın bu açıklamasına şöyle bir yorumda bulunur: Birinin benden daha güzel bir arabaya veya eve sahip olduğunu gördüğüm ve o evi veya arabayı istediğim zaman, bu arzunun altında yatan insani duygu, mutlaka araba veya ev veya eş yüzünden değil, benim o kişiden daha iyi olduğum ve onun neden benim sahip olmadığım bir şeye sahip olduğu fikri yüzündendir. Esasında eski hurda arabamla pekâlâ yaşayabileceğimi biliyorum, ama komşumun benimkinden daha iyi bir arabaya sahip olduğu gerçeğiyle yaşayamıyorum! Bu paraya veya kadınlara düşkünlük değildir; bu bir başkasının benim sahip olmadığım bir şeye sahip olduğu gerçeğini kabul edebilme yeteneğinden yoksun olmaktır - çekemezliktir.

Eğer o kişiyi kendimi sevdiğim kadar sevseydim, güzel bir arabaya, eve veya eşe sahip olduğu gerçeğini kabul etmem kolay olurdu. Bırakalım da, o da böyle bir şeye sahip olsun! Bu gerçeğin kanıtı Talmud'daki şu prensiptir: "Kişi herkesi kıskansa bile, kendi çocuklarını ve öğrencilerini kıskanmaz." Çocuklarını kıskanan ebeveynlere pek rastlamayız. Bunun nedeni nedir? Bunun nedeni, kişinin kendi çocuklarını derinden sevmesi ve hayatta kendinden bile daha başarılı olmasını istemesidir. Eğer kişi kendi akranını da gerçekten severse, onu kıskanmaz. Bu yüzden Ramban'a göre, kıskançlığı yenmenin yolu, başkalarını kendimizi sevdiğimiz kadar sevmektir.

AFTARA BAĞLANTISI

[The Jersey Shore Torah Bulletin / www.shemayisrael.co.il]

 

Bişnat Mot  - Yeşayau 6:1-13

Peraşada Bene-Yisrael Tanrı'nın tarihte ilk ve tek kez olmak üzere Kendisi'ni tüm bir halka belli ettiği bir olayı, Sinay Dağı'nda Tora'nın verilişini tecrübe etmektedir. Aftarada peygamber Yeşayau, en heybetli ve kendisini en çok korkutan peygambersel görüsünü tarif etmektedir. Bu görüde kendisine Tanrı'nın tahtı ve meleklerin Tanrı'ya saygı göstermesi gösterilmiştir. Yeşayau bu görüntüden sonra öleceğinden korkar, ama Tanrı yaşayacağını söyleyerek onu rahatlatır. Benzer şekilde, Midraş'a göre, Sinay Dağı'nda da Bene-Yisrael'in ruhları, Tanrı'nın Sesi'ni duydukları anda bedenlerini terk etmiş, ama Tanrı onları yaşama geri getirmiştir.

MİŞNE TORA

[Rambam'ın Sözlü Tora'nın tüm konularını kapsayan devasa kanun kodeksi Mişne Tora'nın çok kısa bir özeti. Hazırlayan: Rabi Dr. Azriel Rosenfeld]

Önemli Not: Bu yazı dizisinin amacı Tora'nın tüm kanuni konuları hakkında okuyucuya bir fikir vermekten ibarettir. Okuyucu, pratik Alaha konusunda burada yazılacak - hem de çok kısa bir özet olan - kanunları bir temel olarak kullanamayacağını bilmelidir. Alaha konusundaki pratik uygulamalar için uzman bir Haham'a danışmak gerekir.

 

Onuncu Kitap: TAARA / MANEVİ SAFLIK

60. Tumat Ohelin - Yiyeceklerde Tuma

Yiyecek ve içecekler, bir tuma kaynağıyla temas ettiği veya bir tuma kaynağıyla temas etmiş bir kişi ya da eşya ile temas ettiği takdirde tuma kapar (Vayikra 11:34). Bazı kutsal nitelikli şeyler de, kullanıma uygunluklarını kaybettikleri takdirde sanki bir tuma kaynağı ile temas etmiş gibi bir konum alırlar. Hahamlarımızın öngördükleri bir kural doğrultusunda, tame olmuş bir yiyecek maddesi bir başka yiyecek maddesine temas ederse onu bir alt derecede tame yapar; ancak bir sıvı tame olduğu zaman, doğrudan bir tuma kaynağına temas etmiş gibi kabul edilir. Tame olmuş bir sıvı ile temas, kapları bile tame yapabilir, ancak eğer sıvı, tame ellerle veya tame yiyecek yemiş ya da mikve yerine çekilmiş suyla yıkanmış tame bir kişiyle temastan dolayı tame değilse bu etki yoktur. Eğer tame bir kişi arınmak için mikveye dalmışsa, gün batana kadar temas ettiği yiyecek veya içecekler en düşük derecede tame olurlar.

Normal yiyeceklerde sadece iki tuma derecesi vardır (doğrudan bir tuma kaynağına temas nedeniyle tame olan yiyecekler ve böyle bir yiyeceğe temas eden yiyecekler) (Vayikra 11:33). Böylelikle, tame olmuş eller veya tame yiyecek yemiş ya da mikve yerine çekilmiş suyla yıkanmış tame bir kişi normal yiyecekleri tame yapmaz (ama sıvıları yapar). Eğer bir yiyecek, [Bet-Amikdaş zamanında Koenler'e verilen özel armağanlardan biri olan] Teruma sınıfındaysa üçüncü bir tuma derecesi vardır (dolayısıyla önceki cümlede sayılan ve normal bir yiyeceği tame yapmayan şeyler terumatame yapar) (Vayikra 22:6-7). Kutsal nitelikli yiyeceklerde (örneğin korban etlerinde) dördüncü bir tuma derecesi daha vardır (Vayikra 7:19). Kutsal nitelikli olmayan etler, üçüncü derecede tame kabul edilir.

Bir yiyeceğin tuma kapabilmesi için, su, çiy, yağ, şarap, kan veya balla temas etmiş olması gerekir (Vayikra 11:34, 11:38). Ve sıvılar içinde de sadece bunlar tuma kapar. Bir yiyecek maddesinin tuma kapabilmesi için kaynağı ile [yani geldiği hayvanla veya eğer bitkiyse, toprakla] olan bağının kesilmiş olması gerekir. Canlı bir hayvan tame olmaz, tame olabilmesi için ölmüş veya kesilmiş olması gerekir. Toprağa bağlı su da, istisnai koşullar haricinde tame olmaz. Bir yiyecek veya içecek maddesinin tame olabilmesi için insanın yiyip içmesine uygun nitelikte olması gerekir. [Bet-Amikdaş tekrar kurulana kadar tuma ile ilgili bu kanunların pratikte uygulaması yoktur.]

YOLLARDA DİKKAT - ÖZET

[Rabi Yosef Tsvi Rimon / "Şabat BeŞabato" - www.zomet.org.il]

 

Sezon başından bu yana bu kısımda, yollarda dikkat ve tehlikelerden korunma konusundaki kurallara değindik. Bu konu sona erdiğinden, aşağıda genel bir özete yer vermeyi uygun gördük:

Kazalar: Kazaları sadece birer talihsizlik olarak görme tuzağına düşmemeliyiz. Çoğu durumda bir trafik kazası bir adam öldürme veya ölüme sebebiyet verme durumudur. Öldürme burada kazara meydana gelen bir olay olarak tanımlanırken, Tora'nın bunu "Tanrı ona rast getirdi" (Şemot 21:13) sözleriyle tanımladığını hatırımızda tutmamız gerekir.

Tehlike karşısında temkinli olma ihtiyacı: tehlikelerden sakınmamız gerektiğini gösteren üç kaynak vardır. Bunların ikisi, kendimize mukayyet olup, Sinay Dağı'nda Tora'nın alınışı sırasında meydana gelen olayları unutmamamız ve ruhumuzu korumamız yönündedir: Bize ruhlarımızı nasıl koruyorsak bedenlerimizi de aynı şekilde korumamız gerektiğini öğretirler. Bu üç pasuk şunlardır: [1] "Canınızı fazlasıyla koruyun" (Devarim 4:15). [2] "Kendini koru ve canını fazlasıyla koru" (Devarim 4:9). [3] "Yeni bir ev inşa edeceğin zaman, çatına bir korkuluk yap - çünkü [yapmazsan] oradan biri düşebilir - ve evine kan koyma" (Devarim 22:8).

Sürücünün sorumluluğu: Kişinin hiç suçlanamayacağı bazı durumlar vardır. Örneğin, kişi genellikle yaptığı her şeyi yapmıştır, ama bir başkası yola yağ dökmüştür. Başka durumlarda sürücü hatalıdır, ama kaza onun durumu hatalı yargılaması sonucunda gerçekleşmiştir. Böyle bir durumda sürücü istemeyerek öldürmüştür. Ancak bazı durumlarda sürücünün neredeyse kasıtlı olarak davrandığı kabul edilir - örneğin, yolun ortasında düz beyaz çizgiyi geçmek gibi, yasak ve/veya tehlikeli olan bir şey yapmıştır. Bu nedenle, araba kullanmaya başlamadan önce iyi uyumak ve kazaları önlemek için mümkün olan her şeyi yapmak gerekir.

Dikkatsizlikler: Kazaların çoğu, bir iki saniye gibi, anlık bir dikkatsizlik neticesinde olur. Dolayısıyla sürücülüğe dair kuralları, yine dikkat ve konsantrasyon gerektiren duaya dair kurallardan öğrenebiliriz: Gerginken değil, ancak sakinken araba kullanmalıyız; elimizde cep telefonu gibi hiçbir şey tutmamalıyız; araba kullanırken, örneğin radyo gibi, herhangi bir şeyle ilgilenmemeliyiz (bunu yapmak için trafik ışıklarını beklemeliyiz). Reklam panolarının dikkatimizi dağıtmasına engel olmalıyız. Yola çıkmadan önce çocukları oyalayacak bir şey sağlamak da yardımcı olacaktır.

Yayaların sorumlulukları: Bir sürücü başkalarına zarar vermekten nasıl kaçınmalıysa, kişi de zarar görmekten kaçınmalıdır. Kişinin ruhu kendisine ait değildir, o ruh Tanrı'ya aittir. Kişi yolda, sürücünün yayaları açıkça görebildiğinden emin olmalı, karşıdan karşıya geçerken dikkatli olmalıdır.

Sürücülerin sorumlulukları: Daha önce belirtildiği gibi, kişi zarar görmemek için kendisini sakınmak zorundadır. Herkes yaptığı eylemlere dikkat etmelidir. Bu nedenle, alahaya göre, kişinin emniyet kemeri takması ve arabadan çıkarken dikkatli olması gerekir.

Sürücünün önlem yükümlülüğü: Dikkatli araba kullanmanın yanı sıra, sürücü arabanın iyi çalışır durumda olduğundan emin olmalıdır; bu da özellikle emniyet kemeri gibi güvenlik araçları açısından önemlidir. Şerit değişikliği veya başka bir arabaya çok yakın olmak gibi, tehlike anında, ikaz alarmı veren elektronik cihazlar vardır. Arabaya bu tür cihazlar yerleştirmek oldukça zarif bir şekilde mitsva yapmak olarak kabul edilebilir.

Yasak bölgelerde park etmemek: Kişi hiçbir zaman halk için tehlike arz eden yerlerde park etmemelidir. Bu da yukarıda belirtilmiş olan "evine kan koyma" yasağına dâhildir.

Gezilerde dikkatli olmak: gezilerde ve evde tehlike yaratacak nesneler karşısında dikkatli olmamız gerekir. Paniğe kapılmak ve her şeyden korkmak da yanlıştır. Diğer taraftan, her şeyi uygun bir şekilde planlamak gerekir ve bilinen tehlikeler için önlem alınmalıdır. Uzun ve tehlikeli yollar için söylenen Tefilat Adereh, yani yol duası, mucizeler beklenerek değil, gereken tüm önlemler alındıktan sonra beklenmedik şeylerden korunma amacıyla söylenmelidir. Kendimizi koruduğumuz zaman Tanrı'dan da bizi korumasını bekleyebiliriz.

YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ

[Dini Uygulama Rehberi - Rabi Nisim Behar]

 

Laşon Ara (Devam)

Aleyhte Konuşma

1. Şelomo Ameleh, Mişle kitabında şöyle der: "Ölüm ve yaşam, dile bağlıdır".

       Yalkut Şimoni'nin Teilim ile ilgili bölümünde şu olay anlatılır: Pers krallarından biri hastadır ve doktorlar ona, iyileşmesi için aslan sütü içmesi gerektiğini söylemişlerdir. Sarayda çalışan personelden biri bu görevi üstlenir. Kraldan on tane keçi ister. İsteği hemen yerine getirilir ve adam şehirden uzakta bir yerde bulunan aslan yuvalarına gider. Dişi bir aslan yavrusunu emzirirken uzaktan ona bir keçi atar. Aslan hemen keçiyi kapıp yer. İkinci gün biraz daha yaklaşır ve bir keçi daha fırlatır. Birkaç gün aynı şekilde devam eder ve bu şekilde aslanın yanına tamamen yaklaşmayı başararak sütünü almayı becerir. Neşe içinde dönerken yorgunluktan yolda uyuyakalır ve bir rüya görür. Vücudunun tüm organları kendi aralarında münakaşa etmektedirler. Ayaklar şöyle derler: "Ayaklar gibi başka bir organ yoktur. Biz yürümeseydik bu süt alınamazdı". Eller ise şöyle demektedirler: "Bizim gibisi yoktur. Biz olmasaydık hiçbir şey olmazdı". Kalp ise "Ben bu fikri vermeseydim, siz hiçbir işe yaramazdınız" der. Dil ileri atılıp "Ben konuşmasaydım hiçbir şey olmazdı" diye fikrini söyler. Tüm organlar ona itiraz edip şöyle derler: "Sen kendini bize benzetmeye nasıl cüret edebilirsin. Sen iki kale arasında yaşıyorsun ve diğer organlar gibi fikir yürütme yetkin yok. Bunun üzerine dil onlara "Hepinize aslında benim hükmettiğimi bugün size göstereceğim" der. Adam uyanır ve kralın yanına gider. Sütü krala sunarken ağzından şu sözler dökülür:

- İşte sayın kralım, köpek sütünü getirdim.

Kral bunu bir alay olarak kabul eder ve sinirlenerek derhal adamı asmalarını emreder. Onu götürürlerken tüm organlar ağlamaya başlarlar. Dil onlara şöyle der: "Ben sizin hiçbir şeye yaramadığınızı söylemedim mi? Ben sizi kurtaracağım; ama siz de benim hükmettiğimi kabul etmeniz gerekir". Onlar da kabul ederler. Cellâtlara şöyle seslenir: "Beni kralın yanına götürün, belki beni affeder". Onu kralın yanına götürürler ve krala şöyle der:

- Ey kral, niçin beni asmalarını emrettiniz?

- Ben sana aslan sütü dedim, sen ise bana köpek sütü getirdin!

- Lütfen sütü kontrol ettirir misiniz?

       Kral sütü kontrol ettirir ve sütün gerçekten aslan sütü olduğu ortaya çıkar. Bu sefer tüm organlar dile teşekkür ederler. İşte "Ölüm ve yaşam, dile bağlıdır" sözünün anlamı budur.

2. Laşon Ara günahından vazgeçip Teşuva yapmak isteyen kişi; öncelikle geçmişte bu günahı işlediği için pişmanlık duymalı ve bunu ağzıyla itiraf edip "Laşon Ara konuşarak günah işledim" diyerek, gelecekte bu günahı tekrarlamama konusunda kalpten bir karar almalıdır.

       Ayrıca Laşon Ara yüzünden arkadaşını zarara uğratan bir kişi, ona bunu açıklamalı ve kendisinden özür dilemelidir.

Haftanın Sözü

["Shabbat Shalom Weekly" - Rabi Kalman Packouz]

 

Güneş ışığı çiçekler için ne ise,

Tebessüm de insanlık için odur.

 

Haftanın Peraşası'nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.