bultenMoşe'nin kayınpederi Yitro, Tanrı'nın Bene-Yisrael için gerçekleştirmiş olduğu büyük mucizeleri duyup, Midyan'dan ayrılır ve Yisrael kampına katılır.

Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

   6 Şubat

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

2010

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

4:42

5:55

-----

Yeruşalayim

4:48

6:01

Tel Aviv

4:56

5:57

22 Şevat

Tel Aviv

5:03

6:02

İstanbul

5:13

5:57

5770

İstanbul

5:22

6:02

Y İ T R O

Hatırlatmalar

 

ü 13 Şubat Şabat: Şabat Şekalim

ü 14-15 Şubat Pazar-Pazartesi: Roş Hodeş Adar

 

 

Bu HP  .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

 

Peraşa Özeti (Şemot 18:1-20:23)

[www.chabad.org]

 

Moşe'nin kayınpederi Yitro, Tanrı'nın Bene-Yisrael için gerçekleştirmiş olduğu büyük mucizeleri duyup, Midyan'dan ayrılır ve Yisrael kampına katılır. Yanında Moşe'nin eşi Tsipora ile iki oğlu Gereşom ve Eliezer'i de getirir. Yitro Moşe'ye, halkın yönetimi ve adaletin dağıtımı görevinde kendisine yardım edecek hiyerarşik bir ekip kurmasını önerir.

Bene-Yisrael Sinay dağının karşısında kamp kurarlar ve Tanrı burada onlara, kendilerini Kendi "Koenler Krallığı ve kutsal Halkı" olarak belirlediğini bildirir. Halk buna, Tanrı'nın söylediği her şeyi yerine getireceklerini beyan ederek cevap verir.

Üçüncü ayın (Sivan) altıncı gününde, yani Mısır'dan Çıkış'tan tam yedi hafta sonra, tüm Bene-Yisrael Sinay dağının eteğinde toplanır. Tanrı şimşek, gök gürültüleri, bulut ve duman içinde açığa çıkar ve Moşe'yi dağa çıkmaya davet eder.

Tanrı On Emir'i aktarır. Bunlara göre, Yisrael Tanrı'ya inanacaklar, putlara ibadet etmeyecekler, Tanrı'nın İsmi'ni boş yere telaffuz etmeyecekler, ebeveynlerini onurlandıracaklar, Şabat'ı gözetecekler, cinayet, zina ve hırsızlıktan tamamen uzak duracaklar, yalancı tanıklık yapmayacaklar ve başkasına ait herhangi bir şeyi arzulamayacaklardır. Halk Moşe'ye başvurur ve yaşadıkları tecrübenin çok güçlü olması nedeniyle hayatta kalamayacağından korktuğunu söyleyerek, Tanrı ile aralarında aracılık yapmasını ister.

DEVAR TORA

["Kol Hakollel" / Rabi Pinhas Avruh - www.torah.org]

 

Yahudi Devamlılığının Anahtarı

 

Bene-Yisrael, Mısır'dan ayrılışının dönüm noktasında, Sinay Dağı'na yaklaştığı zaman, Tanrı onlara ebedi bir anlaşmanın temel unsuru olarak, Torası'nı sundu. Tanrı Moşe'ye bu teklifi sunması için talimat verdi: "Yaakov Ailesi'ne böyle söyleyecek, Bene-Yisrael'e anlatacaksın" (Şemot 19:3). Pasuk hem söylemek hem de anlatmak fiillerini kullanmaktadır ki bu ilk bakışta, "Tora'nın hiçbir zaman gereksiz tekrarlara yer vermediği" şeklindeki prensibe aykırı görünmektedir. Ancak Raşi'ye göre burada gereksiz tekrar yoktur. Pasuktaki "Bet-Yaakov - Yaakov Ailesi" ifadesi kadınları ima ediyordu ve "söylemek" fiili, özellikle kadınlara özgü anaç ve sevgi dolu içgüdülere hitabı belirtmekteydi. "Bene-Yisrael" ise erkekleri ima ediyordu. Onlar için kullanılan "Vetaged - Anlat" fiili ise İbranice'de daha sert bir konuşmayı belirtir. Başka bir deyişle Moşe kadınlara tatlı bir dille konuşacakken, erkeklere Tora'dan bahsederken, onun kanuni yanını vurgulayacak ve ihmal ya da ihlal durumunda onları bekleyen cezaları açık bir şekilde anlatacaktır.

Tora bir yandan kadın ve erkeklere farklı şekilde hitap edip bir yandan da önceliği kadınlara vermekle açıkça, kadınların, Tora'nın alınışında Yahudi ulusunun bütünü adına özel bir rol oynadıklarını vurgulamaktadır. Ama nedir bu rol?

1895-1986 yılları arasında yaşamış olan, döneminin en tanınmış Yahudi lideri, Alaha konusunda önde gelen karar mercilerinden olan, New York City'de Metivta Tiferet Yeruşalayim Yeşivasının başkanı Rabi Moşe Feinstein, Tora'nın Sinay Dağı'nda verilmesinin tarih boyunca sadece bir kez gerçekleşen, ama sonsuza dek bütün nesiller boyunca taze kalması gereken bir kerelik bir olay olduğunu vurgular. Ama Tora'nın sürekli olarak aktarılması ve Yahudi ulusunun devamlılığı tek bir prensibe bağlıdır, o da gelecek neslin çocuklarının eğitimidir. Rabi Feinstein bunun sistemli bir şekilde yetişkinlerle yapılabileceği fikrini reddeder, çünkü yetişkinlerin bütün alışkanlıkları karakterlerine yerleşik bir hal almıştır ve büyük bir çoğunluk Tora'ya aykırı olan alışkanlıklarından kopmak için çok çaba harcamak durumundadır. Bu kişisel olarak biraz zor da olsa mümkündür; ama tüm bir milletin sadece yetişkinlik çağında eğitime başlayıp Tora'nın devamlılığını sağlaması olanaksıza yakındır. Bu nedenle, Yahudilik eğitimi çocukluk çağında başlamalı, alışkanlıklar da Tora'ya göre şekillenmelidir.

Rabi Feinstein'a göre, bu görev öncelikle, çocukların fiziksel ihtiyaçlarını ve manevi gelişimini aynı anda sağlayan anneye aittir. Ve sonunda çocuklar okula gitseler bile, temel etkilerin büyük bir kısmı anneden gelir. Bu yüzden, Tora'nın kabul edilişinde ilk önce kadınlara hitap edilmiştir; çünkü Tora aktarımı, "yalnız ve yalnız" kadının eyleme geçmesi sayesinde başarı ile gerçekleşir ve bu sayede Yahudiliğin devamlılığı bütün nesiller boyunca sağlanmış olur. Anneler çocuklarına Yahudi inancını ve Tanrısallık arayışını aşılamakta benzersizdirler ve bu karakter öğeleri yetişkin yaşlarda başarının temel esaslarını teşkil eder.

İKİLEM

Bu kısımda bazı ikilemler ve sorular sunacağız. Bunları Şabat masasında ailece tartışma konusunun bir parçası yapabilirsiniz. Peraşa broşürünün sonunda bu soruya Yahudilik'in bakış açısıyla verilebilecek bir cevabı bulabilirsiniz.

 

Mahalledeki süpermarketten paket içinde bir yiyecek aldıktan sonra, içerikteki ağırlığın pakette belirtilmiş olan ağırlıktan farklı olduğunu keşfettim. O anda marketin veya üreticinin kurbanı olduğumu hissettim. Yapılacak en doğru şey nedir?

 

MİŞNE TORA

[Rambam'ın Sözlü Tora'nın tüm konularını kapsayan devasa kanun kodeksi Mişne Tora'nın çok kısa bir özeti. Hazırlayan: Rabi Dr. Azriel Rosenfeld]

Önemli Not: Bu yazı dizisinin amacı Tora'nın tüm kanuni konuları hakkında okuyucuya bir fikir vermekten ibarettir. Okuyucu, pratik Alaha konusunda burada yazılacak - hem de çok kısa bir özet olan - kanunları bir temel olarak kullanamayacağını bilmelidir. Alaha konusundaki pratik uygulamalar için uzman bir Haham'a danışmak gerekir.

 

Beşinci Kitap: KEDUŞA / KUTSİYET (Devam)

28. Maahalot Asurot - Yasak Yiyecekler (Devam)

 

d) Tarımsal Yasaklar

 

16 Nisan tarihinden önce kök vermiş buğday türleri, arpa, yulaf veya çavdar gibi tahıl cinslerinin Bet-Amikdaş zamanında Omer-korbanı getirilene [günümüzde de o gün sonlanana] kadar yemek yasaktır. Pasukta söylendiği gibi "Tam olarak bu güne kadar - Tanrınız'ın Korbanı'nı [Omer-korbanını] getirene kadar - ekmek, kavrulmuş ya da taze [tahıl taneleri] yiyemezsiniz" (Vayikra 23:14). Buna Hadaş (yeni ürün) yasağı adı verilir.

Eğer bir bağın çok yakınında tahıl veya sebze yetişirse, bunlardan yarar sağlamak yasaktır. Pasukta söylendiği gibi: "Bağını bir karışımla ekme ki ekeceğin tohumdan olgunlaşan ürün ile bağın meyvesi yasak hale gelmesin" (Devarim 22:9). Hahamlarımız bu yasağı tüm topraklar için geçerli kılmışlardır.

Dikilmesinden itibaren üç sene boyunca bir ağacın meyvesinden yarar sağlamak yasaktır. Bu meyvelere Orla adı verilir.  Pasukta söylendiği gibi: "Ülke'ye geleceğiniz ve yenebilir [meyve üreten] her türlü ağacı dikeceğiniz zaman, meyvelerini erişilmez addetmelisiniz. [Şöyle ki; bu meyveler] Sizin için üç yıl boyunca erişilmez olacak, yenmeyecektir" (Vayikra 19:23). Geleneksel bilgilere göre, bu yasak dünyanın her yeri için geçerlidir.

Erets-Yisrael'de dördüncü sene içinde bu ağacın meyvesi Neta Revai olarak adlandırılır ve kutsaldır. Pasukta söylendiği gibi: "Dördüncü yılda [ağacın] tüm meyveleri Tanrı'ya [birer] övgü [vesilesi şeklinde] kutsal olacaktır" (Vayikra 19:24). Bet-Amikdaş döneminde bu meyveler Yeruşalayim'e getirilip yenirdi. Bu herhangi bir nedenle mümkün olmadığı takdirde, meyveler parayla değiş tokuş edilerek, kutsiyetin aktarıldığı bu para Yeruşalayim'de yiyecek alıp yemek için kullanılırdı. Kutsiyetten arınmış olan meyveler ise yenebilirdi. Bet-Amikdaş'ın olmadığı günümüzde de, dördüncü yıla ait meyveler kutsiyetlerinden arındırıldıktan sonra yenebilir.

MODERN ÇAĞ Ve TORA

["Şabat BeŞabato" - www.zomet.org.il]

 

Ebeveyne Yönelik Onurlandırma ve Çekinme

Peraşamızdaki ebeveyni onurlandırma emri çerçevesinde, Sefer Ahinuh bu emirden kimlerin sorumlu olduğunu şöyle açıklamaktadır: "Bu mitsva erkekleri bağlar. Kadınları da ‘yalnız yerine getirmeleri mümkün olduğu zaman - yani kocaları onları bundan alıkoymadıkları tüm zamanlarda' bağlar." Başka bir deyişle, bir kadının anne babasını onurlandırması kocasının onuruyla çatıştığı zamanlarda, kocasıyla arasındaki ev için barış önceliklidir. Ancak Sefer Ahinuh, ebeveyne yönelik diğer bir mitsva olan ebeveynden çekinme mitsvası çerçevesinde aynı şeyi söylememektedir. Kedoşim peraşasındaki "her kişi, anne ve babasından çekinmelidir" pasuğu üzerindeki açıklamalarında, ebeveynden çekinme mitsvasının "her yerde ve her zaman, erkekleri ve kadınları" bağladığını vurgulamaktadır.

Gerçekte; burada bir tezat yoktur. Onurlandırma mitsvasının temeli "insanın aktif olarak yapması gereken" bazı şeyleri yapmak şeklindedir. Örneğin ebeveyni onurlandırmak, gerektiğinde onları yedirmeyi, içirmeyi, getirip götürmeyi gerektirir. Bu aktif fiillerde bulunmayı gerektirdiğinden, koca ile ilişkilerle ebeveyni onurlandırma arasında çatışmalar baş gösterebilir. Öte yandan çekinme mitsvasının temeli "insanın saygısı gereği yapmakta çekinmekle yükümlü olduğu" fiillerden kaçınmak şeklindedir. Örneğin bir kişi anne ya da babasının sözünü kesmemeli, onu ismiyle çağırmamalı, yerine oturmamalıdır vb. Bu gibi "yapmaktan kaçınma" şeklindeki fiillerden kaçınmak her kadının her zaman ve her yerdeki yükümlülüğüdür - kocası buna karşı gelse bile!

Öte yandan Rambam "Hem erkek hem de kadın hem onurlandırma hem de çekinme mitsvasından sorumludur" demekte ve her ikisinde de kadının, kocasının istekleriyle çatışma durumunda muaf olduğunu belirtmektedir. Peki ama, çekinme mitsvası kocanın istekleriyle nasıl çatışabilir? Bir kocanın, karısından anne ya da babasının yerine oturmasını ya da onları isimleriyle çağırmasını talep etmesi aklın alacağı bir şey midir?!

Bu sorunun cevabı onurlandırma ve çekinme mitsvalarının yukarıdaki tanımlarının, yani onurlandırmanın aktif olarak "yapmayı", çekinmenin ise "yapmaktan kaçınmayı" gerektirdiği saptamasının mutlak nitelikte olmamasında yatmaktadır. Örneğin, Keli Hemda'ya göre, bu iki mitsva, her ne kadar 613 mitsvanın listesinde iki ayrı mitsva olarak sayılıyorsa da, birbirini tamamlayan iki alt öğeden oluşan tek bir mitsvayı teşkil eder. Örneğin, Tora "Babanı ve anneni onurlandır" derken babayı, "her kişi annesinden ve babasından çekinmelidir" derken de anneyi öncelikli kılmaktadır ve bu durum anne ile babanın, evlat açısından birbirine denk olduğunu göstermektedir. Benzer şekilde, evli bir kadının onurlandırma mitsvasındaki [kocasına olan yükümlülüklerinden kaynaklanan] muafiyet durumu, onurlandırma ve çekinme aynı mitsvanın parçaları olduğuna göre, çekinme mitsvası için de geçerlidir.

Bir başka nokta da şöyledir. Bir Bet-Din, cemaatteki kişileri mitsvaları uygulamaya zorlama yetki ve görevine sahiptir. Ancak genel bir prensip olarak, Tora'nın yanında bir ödül belirtmiş olduğu mitsvalarda Bet-Din bu tipteki bir zorlamada bulunmaz. Ebeveyne yönelik mitsvalar çerçevesinde bakıldığında, Tora onurlandırma mitsvasının ödülü olarak uzun ömür vaat etmekte, ama çekinme mitsvası hakkında bir ödül belirtmemektedir. Belirtilen genel prensip doğrultusunda ilk bakışta bir Bet-Din yalnız onurlandırma mitsvası hakkında zorlamada bulunmaz gibi görünmektedir. Ancak önceki paragrafta belirtildiği üzere bu iki mitsva tek bir bütünü oluşturduğundan, biriyle ilgili kural diğeri için de geçerlidir ve Rambam ebeveynin küçük düşmemesi için burada da Bet-Din'in zorlama yapabileceğini belirtir.

Kaynak: Rabi Eliezer Galinski; Miperot Akerem, s. 207-214

DEVAR TORA

[Rabi Yohanan Zweig - www.torah.org]

Kim Merkezde?

"Akranına ait hiçbir şeyi arzulama" (Şemot 20:14).

Midraş, On Emir levhalarının ikisinin yan yana konduğunda yan yana gelen emirlerin birbiriyle ilişkili olduğunu belirtir. Başka bir deyişle, ilk mitsva ile altıncı mitsva, ikinciyle yedinci vs. birbiriyle ilişkilidir. Bu ilişkilendirme, söz konusu mitsva çiftlerinin birbirileri hakkında bazı yeni noktalar öğrettikleri anlamına gelmektedir. Söz konusu mitsva çiftlerinden sonuncusu da, beşinci mitsva olan babayı ve anneyi onurlandırmak ve onuncu mitsva olan başkalarına ait şeyleri arzulamamaktır. Bu iki mitsva arasında ne bağlantı vardır?

İbn Ezra temel nitelikli bir soruyu ele almaktadır. Tora nasıl bir kişiyi doğal bir duygudan uzak durmakla yükümlü kılabilir? Bir insan, güzel ve hoşuna giden bir şey gördüğü zaman buna yönelik bir arzu duyması gayet doğaldır. Tora bunun olmamasını nasıl talep edebilir?

Bu zorluğu açıklamak için İbn Ezra şu benzetmeleri yapar: Kralın kızını arzulamak basit bir köylünün aklına bile gelmez. Benzer bir şekilde, uçmakta olan bir kuş gören onun kanatlarına göz dikmez ve bir çocuk kendi annesini arzulamaz. Verilen mesaj açıktır: Bizler yalnızca erişilebilir olduğunu düşündüğümüz şeyleri arzularız. Ama bir şeyi elde edemeyeceğimizi anladığımız takdirde, duygularımız da mantığımızı takip edecektir. Eğer Tanrı'ya yönelik eksiksiz bir inanca sahip olur ve bu şekilde O'nun her insanın neye sahip olması gerektiğini belirlediğin kabullenirsek, başkalarına ait olan şeyleri erişilemez olarak görebiliriz.

Başkalarına ait şeylere göz dikmek bir benmerkezcilik göstergesidir. Bunu yapan bir kişi, herkesin tam olarak neye sahip olması gerektiğini belirleyen Tanrı'nın merkezde olduğu bir evren yerine, bu merkeze kendisini yerleştirerek canının çektiği her şeyi alma hakkını kendinde görmüş olur.

Midraş ebeveyni onurlandırma emri ile başkalarına ait şeyleri arzulama yasağını birbiriyle ilintileyerek bizlere çocuklarımızı benmerkezci bir şekilde yetiştirmememiz gerektiğini öğretmektedir. Birçok ailede anne ve babalar çocuklarının her dileğini fazlasıyla yerine getirmekte ve onu ailenin merkezi haline getirmektedir. Bu, çocuğun benmerkezci yanını besleyen bir tutumdur. Çocuğun aldığı mesaj, arzu ettiği her şeye hakkı olduğu şeklindedir. Kişinin anne ve babasını onurlandırması, çocuğun ailenin merkezinde annesi ve babasını görmesini sağlar. Asıl o onların arzularını yerine getirmelidir; tersi değil. Bu, çocuktaki her türlü benmerkezciliği sıfırlayacaktır. Merkezde anne ve babasının bulunduğunu, kendisinin ise çevrede yer aldığını kabul etmekle, çocuk hayatının ileri bir safhasında merkezde anne ve babasının değil Tanrı'nın yer aldığını daha kolay anlayacak bu geçişi daha kolay yapacaktır. Hahamlarımız'ın "Anne ve babayı onurlandırmak, Tanrı'yı onurlandırmakla eşdeğerdir" (Talmud - Kiduşin 30b) sözleriyle kastettikleri de budur.

 

İKİLEME CEVAP

[Rabi Mendel Weinbach / gatewaysonline.com]

 

Eğer paketin üstünde yazılanları okursanız, üreticinin tüketicilerin şikâyetlerini kabul ettiğini ve zararı telafi etmeyi taahhüt ettiğini görürsünüz. Süpermarketinizi suçlamak adil değildir çünkü raflara sergilediği her bir kalemi kontrol etmesini bekleyemezsiniz.

Sizin gibi, tüketicilerin farkında olmaları gereken başka bir konu daha vardır. Bazı üreticiler konserve kutularına koydukları miktarı düşürerek tasarruf etmeye karar verirler. Yeni ağırlık yazılı olmasına rağmen, çoğu tüketicinin etiketleri okumadığı gerçeğine dayanırlar ve değişikliği halka bildirme sorumluluğundan kaçarlar. Bu tür üreticilere karşı kolektif davalar açılmış ve kendilerine ceza kesilmiş ya da bir süreliğine zararı ücretsiz telafi etmeye zorlanmışlardır.

Haftanın Sözü

["Shabbat Shalom Weekly" - Rabi Kalman Packouz]

 

İnsanların çoğu düşünmeden önce ölmeyi tercih eder,

Ve aslında böyle de yaparlar...

 

-- Bertrand Russell

 

 

Haftanın Peraşası'nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.