bultenMoşe'nin kayınpederi Yitro, Tanrı'nın Bene-Yisrael için gerçekleştirmiş olduğu büyük mucizeleri duyup, Midyan'dan ayrılır ve Yisrael kampına katılır.

Lütfen Peraşa Kâğıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

  14 Şubat

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

2009

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

4:49

6:02

-----

Yeruşalayim

4:55

6:07

Tel Aviv

5:03

6:03

20 Şevat

Tel Aviv

5:09

6:09

İstanbul

5:23

6:03

5769

İstanbul

5:32

6:12

Y İ T R O

 Hatırlatmalar:

ü 21 Şubat Şabat: Şabat Şekalim

ü 24-25 Şubat Salı-Çarşamba: Roş Hodeş Adar

 

Bu HP  .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

 

Peraşa Özeti (Şemot 18:1-20:23)

[www.chabad.org]

 

Moşe'nin kayınpederi Yitro, Tanrı'nın Bene-Yisrael için gerçekleştirmiş olduğu büyük mucizeleri duyup, Midyan'dan ayrılır ve Yisrael kampına katılır. Yanında Moşe'nin eşi Tsipora ile iki oğlu Gereşom ve Eliezer'i de getirir. Yitro Moşe'ye, halkın yönetimi ve adaletin dağıtımı görevinde kendisine yardım edecek hiyerarşik bir ekip kurmasını önerir.

 

Bene-Yisrael Sinay dağının karşısında kamp kurarlar ve Tanrı burada onlara, kendilerini Kendi "Koenler Krallığı ve kutsal Halkı" olarak belirlediğini bildirir. Halk buna, Tanrı'nın söylediği her şeyi yerine getireceklerini beyan ederek cevap verir.

 

Üçüncü ayın (Sivan) altıncı gününde, yani Mısır'dan Çıkış'tan tam yedi hafta sonra, tüm Bene-Yisrael Sinay dağının eteğinde toplanır. Tanrı şimşek, gök gürültüleri, bulut ve duman içinde açığa çıkar ve Moşe'yi dağa çıkmaya davet eder.

 

Tanrı On Emir'i aktarır. Bunlara göre, Yisrael Tanrı'ya inanacaklar, putlara ibadet etmeyecekler, Tanrı'nın İsmi'ni boş yere telaffuz etmeyecekler, ebeveynlerini onurlandıracaklar, Şabat'ı gözetecekler, cinayet, zina ve hırsızlıktan tamamen uzak duracaklar, yalancı tanıklık yapmayacaklar ve başkasına ait herhangi bir şeyi arzulamayacaklardır. Halk Moşe'ye başvurur ve yaşadıkları tecrübenin çok güçlü olması nedeniyle hayatta kalamayacağından korktuğunu söyleyerek, Tanrı ile aralarında aracılık yapmasını ister.

 

DEVAR TORA

[Rabi Gidon Weitzman - www.torahmitzion.org]

 

Sinay Dağı'na Varış

 

Seder gecesinde hepimiz "Dayenu" (yeterdi) şarkısını Tanrı'ya övgü olarak söyleriz. Şarkının on beş beyitinde Tanrı'nın atalarımızı Mısır'dan çıkarırken yaptığı mucizeleri sayarız. Şarkının ana teması, söz konusu mucizelerin hepsini değil, sadece birini yapmış olsaydı bile Tanrı'yı övmemizi gerektirme açısından bunun yeterli olacağıdır.

 

"Eğer bizi Mısır'dan çıkarmakla yetinip,

ayrıca onlara karşı yargılarını uygulamamış olsaydı - Bize Yeterdi!

 

Eğer onlara karşı yargılarını uygulamakla yetinip,

bunu onların tanrılarına da yapmasaydı - Bize Yeterdi!"

 

Ve bu böyle devam eder. Buna rağmen, bu şarkıdaki beyitlerin bir tanesi özellikle çok farklıdır:

 

"Bizi Sinay dağının önüne getirmekle yetinip,

bize Tora'yı vermeseydi - Bize Yeterdi!"

 

Bu gerçekten de doğru mudur? Sinay Dağı'na gitmek ve Tora'yı almamak yeterli olur muydu? Tabi ki, Sinay Dağı'na yaklaşmanın amacı Tora'yı almaktı. Sinay Dağı'na gelmek ve Tora'yı almamak mantıksız olurdu ve bütün olayın en önemli unsuru eksik olacaktı!

 

Yine de şarkı bize aksini söylemektedir. Sinay Dağı'na varmak kendi başına bir öneme sahipti ve yalnızca Sinay Dağı'na gelmek de bu amaç söz konusu olduğunda yeterliydi.

 

Bunun nedeni, Moşe'nin yanan çalılıkla karşılaştığında Tanrı ile arasındaki ilk konuşmalarda yatar. Hepimiz o sahneyi hatırlarız. Moşe Mısır'dan kaçtıktan sonra uzun bir süre boyunca kayınpederinin çobanlığını yapmıştı. Onu buna getiren, bir Yahudi'nin onu, bir Mısırlı'yı öldürmesinden kaynaklanan sırrını açığa vurmakla üstü kapalı bir şekilde tehdit etmesi nedeniyle Mısır'dan kaçmak zorunda kalmasıydı.

 

Moşe sürüsünü güderken, aniden yanan bir çalılıkla karşılaşmıştı. Bu olağanüstü olayı incelemek için çalılığa yaklaşınca, toprak kutsal olduğu için ayakkabılarını çıkarması söylenmişti. Sonra Tanrı Moşe'ye seslenmiş, Halkı'nın çektiği acıyı fark ettiğini ve onları Mısır'dan çıkaracağını söylemiştir. Bu şekilde Tanrı, Moşe'ye, o dönemin en güçlü adamlarından olan Paro'ya gidip Yahudiler'i kölelikten azat etmesi için başvurmasını söyler.

 

Moşe şaşırır ve şöyle cevap verir: "Ama bana inanmayacaklar ve beni dinlemeyecekler, çünkü Tanrı'nın bana görünmediğini söyleyecekler." O zaman Tanrı Moşe'ye iki şey yapmasını söyler, ilk önce asasını yere fırlatmasını ve nasıl bir yılana dönüştüğünü, sonra da elini göğsüne koyup tsaraat yaralarıyla ile nasıl bembeyaz olduğunu görmesini söyler. Raşi'ye göre, bu işaretler Moşe'nin halkın kendisini dinlemeyeceğini öne sürerek onlar hakkında kötü konuşmasından - Laşon Ara kabahatinden - kaynaklanmıştı. Yılan, bu günahı işleyen ilk canlıydı ve bilindiği üzere bu günahın cezası tsaraattır.

 

Moşe, kendi hatırladığı tecrübeye dayanarak halkın kurtarılmaya layık olmadığını iddia etmişti. Onlar köle zihniyeti taşıyan birer köleydi. Birbirleri ile atışıyorlar, ona ve diğer Yahudi akranlarına kötü davranıyorlardı. Tanrı bunun üzerine Moşe'yi cezalandırmış ve ona tsaraat ile yılan ile uyarıda bulunmuştur.

 

Ama en kötüsü, Moşe'nin birkaç pasuk öncesinde Tanrı'nın sözlerini inkâr etmesidir. Tanrı ona şöyle demiştir: "Ve bu, seni gönderenin Ben olduğuma dair kanıttır: HalkıMısır Mısır'dan çıkardığın zaman, bu dağ üzerinde Tanrı'ya ibadet edeceksiniz." "Bu dağ" ile açıkça Sinay Dağı ima edilmektedir. Tanrı, Moşe'ye, Mısır sürgününden kurtuluşun, ancak halk bu dağda Tanrı'ya ibadet edeceği zaman gerçekleşeceğini söylemiştir.

 

Tanrı, Mısır'dan Çıkış'ın, Bene-Yisrael Tora'yı aldıkları zaman tamamlanacağını söylemiş değildir. Kurtuluşun, Tanrı'ya "bu dağda ibadet ettikleri zaman" gerçekleşeceğini söylemiştir. Mısır'dan Çıkış, Bene-Yisrael Sinay Dağı'na gelerek Tanrı'ya yaklaşabildikleri zaman gerçekleşmiştir. İşte bu, kölelik zihniyetinden kurtulduklarına ve Tanrı'ya hizmet etmeye hazır ve istekli olduklarına dair bir işaretti.

 

O halde, Sinay Dağı'na yaklaşmak ve Tora'yı almak iki farklı şeydir. Sinay Dağı'na yaklaşmak, Bene-Yisrael'in Mısır'dan kurtulduklarına ve Tora'yı almaya "layık olduklarına" dair bir işarettir. Sadece Sinay Dağı'na gelmek ve Tanrı ile karşılaşmaya hazır olmak yeterli olurdu, çünkü bu Mısır sürgününün sonunu işaretleyecekti.

 

5 Soru

Cevapları broşürün sonunda bulabilirsiniz.

 

1)      Yitro kimdi?

2)      Yitro'nun Moşe'ye adalet sistemiyle ilgili verdiği tavsiye neydi?

3)      Bene Yisrael'in Tora'yı almak için yaptığı hazırlıklar ne kadar sürdü?

4)      Tora'yı almadan önce, Bene Yisrael'in yaptığı hazırlıklar nelerdi?

5)      Tanrı, Bene Yisrael'e On Emir'in hangilerini doğrudan emretmiştir? Hangilerini Moşe aracılığıyla emretmiştir?

 

MİŞNE TORA

[Rambam'ın Sözlü Tora'nın tüm konularını kapsayan devasa kanun kodeksi Mişne Tora'nın çok kısa bir özeti. Hazırlayan: Rabi Dr. Azriel Rosenfeld]

Önemli Not: Bu yazı dizisinin amacı Tora'nın tüm kanuni konuları hakkında okuyucuya bir fikir vermekten ibarettir. Okuyucu, pratik Alaha konusunda burada yazılacak - hem de çok kısa bir özet olan - kanunları bir temel olarak kullanamayacağını bilmelidir. Alaha konusundaki pratik uygulamalar için uzman bir Haham'a danışmak gerekir.

 

İlk Kitap: MADA / BİLGİ (Devam)

5. Teşuva - Pişmanlık ve Geri Dönüş

 

a)      Ödül ve Ceza

 

Her bir insan iyi ile kötü yollar arasında seçim yapmakta özgürdür. Pasukta söylendiği gibi: "İnsan, iyi ve kötüyü tanıma konusunda bizden biri gibi oldu" (Bereşit 3:22). Tanrı kimin iyi, kimin kötü olacağına önceden karar vermez. Pasukta söylendiği gibi: "Kötülükler ve iyilik, Yüce'nin Ağzı'ndan çıkmaz" (Eha 3:38). Bu Tora'nın büyük bir ilkesidir. Pasukta söylendiği gibi: "Gör! Bugün önüne yaşamı ve iyiyi, ölümü ve kötüyü yerleştirdim" (Devarim 30:15). Ve söylendiği gibi: "Gör; bugün önünüze beraha ve beddua yerleştiriyorum" (Devarim 11:26) - seçim senin elindedir. Kişinin bütün hareketleri kendisinin kontrolü altındadır; hiçbir şey onu zorlamaz. Bu nedenle, bir insan kendi hareketlerine göre yargılanır - eğer iyi işler yaparsa ödüllendirilir, eğer kötü işler yaparsa cezalandırılır.

 

Dürüst insanlar için ayrılmış olan ödül gelecek dünyadaki yaşamdır - bu, ölümden tamamen bağımsız bir hayat, kötülükten tamamen bağımsız bir iyiliktir. Pasukta söylendiği gibi: "Bu senin iyiliğine olacaktır ve [bu sayede] ömrünü uzun kılacaksın" (Devarim 22:7) - "bu, her yönüyle iyi ve sonsuz uzunlukta bir dünyada olacaktır" (Talmud - Kiduşin 39b ve Hulin 142a) - yani Gelecek Dünya'da. Günahkârların cezası ise söz konusu yaşama hak kazanamamak, onun yerine kopup yok olmaktır. Tora'nın "Karet - Kesilip Atılmak" olarak nitelediği ceza budur. Pasukta söylendiği gibi: "Bu can tamamen kesilip atılacaktır" (Bamidbar 15:31) - hem bu dünyadan hem de gelecek dünyadan (Sifre). Gelecek dünyada hiçbir payları olmayanlar şunlardır: Tanrı'nın varlığını ve birliğini inkâr edenler, Tanrı'nın Sinay'da açığa çıktığını, peygamberlerle iletişim kurduğunu veya Tora'yı inkâr edenler; bilerek veya meydan okuyarak günah işleyenler veya Tora'yı başka bir inanç uğruna terk edenler veya başkalarını günah işlemeye sevk edenler; Yisrael cemaatini terk edip Yahudi değilmiş gibi davrananlar, başkalarına ihanet edenler veya zorbalıkla hüküm süren liderlerdir. Diğer tüm Yahudiler'in ve diğer uluslardaki Tanrı'ya bağlı [yani Noah'ın Soyu İçin Yedi Mitsva'ya bağlı yaşayan] insanların, işlemiş oldukları günahlar karşısında cezalandırıldıktan sonra, Gelecek Dünya'da payları vardır.

 

BİR KİŞİ / BİR ESER

 

Rabenu Behaye: Asıl ismi Bahye ben Aşer ben Haleva olan Rabenu Behaye 13. yüzyılda Saragosa'da doğmuş 1340 yılında ölmüştür. Döneminin önde gelen Tora otoritelerindendir. Özellikle Tora üzerine yaptığı açıklamalarla tanınır ve İspanya'nın bu konudaki en saygın otoritelerinden biri olarak kabul edilir. Rabi Şelomo ben Aderet'in (Raşba) öğrencisidir. Ancak hocasından farklı olarak Rabenu Behaye dikkatini Talmud biliminden çok Tora'nın açıklamalarına odaklamış, bu konuda kendisine, hocasının hocası olan ve Tora açıklamalarında Kabalasal bakışa yer veren ilk otorite olan Ramban'ı örnek almıştır. Saragosa'da, başka hahamlarla ortak olarak aldığı darşanlık (vaizlik) görevini şevkli bir şekilde yerine getirmiş, ama bundan aldığı maaş kendisini ve ailesini geçindirmeye zar zor yetmiştir. Yine de ne ekmek kazanma konusundaki günlük mücadelesi ne de yaşamındaki diğer zorluklar onun Tora öğreniminde herhangi bir azalmaya yol açmıştır.

 

Rabenu Behaye'nin en önemli eseri Tora üzerine yaptığı ve kendi ismiyle anılan açıklamalardır. Bunu hazırlarken, kendisinden önceki Tora açıklayıcı otoritelerin çalışmalarını derinlemesine incelemiş, açıklamalarında, onların kullandıkları tüm metotları kullanmıştır. Metin üzerinde dört farklı düzeyde açıklamalar yapmıştır: [1] Peşat: Metnin basit anlamı. [2] Midraş: Hahamlarımız'ın sembollerle yüklü mesajlar içeren anlatımları. [3] Mantıksal analiz ve felsefi açıklama. Burada, Rabenu Behaye, Tora'nın metninin içinde zaten mevcut olan ve Tanrı'nın eseri olduğu için insani bilgeliğin ötesinde olan felsefi gerçekleri göstermeyi amaçlamıştır. Bu nedenle, filozofların vardıkları sonuçları, yalnızca Yahudi gelenekleriyle çatışmadıkları dereceye kadar tanımıştır. [4] Kabala. Rabenu Behaye bunu, gerçeği arayan bir ruhun takip etmesi gereken "Işık Yolu" olarak nitelendirir ve Tora'nın gerçek gizemlerinin ancak bu yolla keşfedilebileceğine inanır. Yine de Rabenu Behaye, Kabala kaynaklı açıklamaları için kaynak göstermez. Zoar'dan sadece iki kez bahseder.

 

Rabenu Behaye'nin bu çalışmasına en az on tane alt açıklama yazılmıştır - ki bu, söz konusu çalışmanın popülerliğine işaret eder. Rabenu Behaye'nin bir başka önemli çalışması ilk olarak 1515 yılında İstanbul'da basılan Kad Akemah adlı eserdir. Bu eser alfabetik sıraya göre altmış ünite içerir ve Tora'nın, ahlakın ve Yahudi dini uygulamalarının gereklilikleri üzerine açıklamalar sunar. Temel amacı ahlak düzeyi yüksek bir yaşamı teşvik etmektir. Burada Rabenu Behaye, Tanrı'ya inanç, Tanrı'nın özellikleri, Tanrı sevgisi, Tanrı'nın önünde tevazu ile yürümek, Tanrı korkusu, dua, yardımseverlik, insan sevgisi, barış, adalet, yeminin kutsiyeti, başkalarının malına ve onuruna saygı, bayramlar ve Alaha konularını işler. Rabenu Behaye'nin bunun dışında da önemli eserleri vardır.

 

DÜŞÜNCELER

["Straight Talk" / Rabi Shaul Rosenblatt - www.aish.com]

 

Olmak, Olmak, Olmak

 

Bazı insanlar Şabat'ın, On Emir'den bir tanesi olduğunu öğrendikleri zaman şaşırırlar. İnsanlar, öldürmenin, hırsızlığın, puta tapmanın ve zinanın Yahudiliğe aykırı olduğunu anlarlar. Ama Şabat'ı korumak? Bu, neden on büyük emir arasında bir yer hak edecek kadar önemlidir?

 

Ahad Aam adlı yazar "Asırlar boyunca, Yahudilerin Şabat'ı tutmalarından çok, Şabat Yahudileri tutmuştur" demiştir. Bence bu çok doğrudur. Şabat'ta kişi iş konusunu, değil yapmak veya konuşmak, düşünmekten bile men edilmiştir. Kişi araba kullanamaz. Kişi telefon kullanamaz. Kişi bilgisayar kullanamaz. Kişi yemek pişiremez. Kişi alışverişe gidemez. Tamamen eğlenceden uzak bir gündür. Kişinin çağdaş toplumun keşmekeşinden tamamen uzaklaştığı bir gündür. Kişi yapmak, yapmak, yapmak yerine olmaya, olmaya, olmaya başlar.

 

O halde, arabalar, bilgisayarlar cep telefonları, dükkânlar veya iş yoksa kişi gününü nasıl doldurabilir?

 

Evet, başta ailenizle bolca vakit geçirebilirsiniz. Ve onu hiçbir eğlence olmadan yapabilirsiniz. Sadece TV seyredemediğiniz için veya onlarla alışverişe çıkamadığınız için, genellikle, ne pahasına olursa olsun kaçındığımız şeyi yapmaya - konuşmaya mecbur kalırsınız! Onlara ilgi gösterirsiniz. Ya da hepimizin, bir parçası olduğumuz için yeteri kadar şanslı olduğumuz bu muhteşem dünyanın tadını çıkarmaya ne dersiniz? Yürüyüşe çıkabilirsiniz, temiz havayı koklayabilir, ağaçlara ve çiçeklere bakabilirsiniz. Çevrenizle kendinizi bir hissedin.

 

Ama Şabat'ın yapmaya zorladığı en büyük şey, kişiyi durup düşünmeye, tefekkür etmeye, kendini incelemeye sevk etmesidir. Ben ne için yaşıyorum? Her şeyi neden yapıyorum? Acaba odaklanıyor muyum, yoksa çok önceleri kurduğum plandan sapan bir otomatik pilota göre mi yaşıyorum? Bir yere koşuyor muyum, yoksa koşma deneyimiyle yolumdan sapıyor muyum?

 

Şabat bir düşünme zamanıdır. Ne için yaşadığımızı kendimize hatırlattığımız bir zamandır. Sizi durup düşünmeye zorlayan bir gün olmasa, bunu hiçbir zaman yapmazsınız. Hayatın çarkına kapılıp çok meşgul olursunuz, o kadar meşgul olursunuz ki, hayatın ne olduğunu bile tamamen unutursunuz. İnsanlar bazen Şabat'ı kısıtlayıcı bulurlar. Açıkçası, onu hiçbir zaman uygun bir şekilde yaşamamışlardır. Oysa ben, insanı ondan daha çok arındıran hiçbir şey tanımıyorum. Evet, hareketlerinizi kısıtlayın ama onları, zihninizi, yüreğinizi ve ruhunuzu arındırmak için kısıtlayın.

 

Ve ilginç bir şekilde, bu, ulusal düzeyde de geçerlidir. Şabat On Emir'den bir tanesidir. Çünkü o olmasaydı, Yahudiler çok uzun zaman önce gerçekten kim olduklarını unuturlardı.

 

YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ

[Dini Uygulama Rehberi - Rabi Nisim Behar]

 

Tİltul

1.        Şabat günü Tiltul (taşıma) yasağına dikkat etmek gerekir. Bu konudaki kurallar üç tanedir:

a.      "Reşut Ayahid - Özel bir mekan"dan (ev, sinagog vs.) "Reşut Arabim - Genel bir mekan"a (sokak, avlu vs.) herhangi bir şey çıkarmamak.

b.      Reşut Arabim'den Reşut Ayahid'e herhangi bir şey sokmamak.

c.       Reşut Arabim içinde herhangi bir şeyi 4 Ama'dan (yaklaşık 2m.) fazla taşımamak.

2.             Dünyanın bazı yerlerinde Hahamlar şehri tellerle çepeçevre çevrelerler. Buna "Eruv" denir. Böylece Şabat günü için gerekli olan şeyler getirilip götürülebilir. Fakat Türkiye'de şehirlerde bu sembolik sınır olmadığı için, Şabat günü herhangi bir şey götürüp getirmek yasaktır.

3.             Şabat günü ceplere herhangi bir şey koymamaya dikkat edilmelidir. Kişi evdeyken bile, unutkanlıkla yanında dışarı götürmemesi için ceplerine birşey koymamalıdır.

4.             Şabat günü dokunulması yasak olan Tefilin, temiz bir yerde değilse bir yerden bir yere götürülüp muhafaza edilebilir.

5.             Hiçbir ağırlığı olmamasına rağmen, elbiselerinin bir parçası olmayan şeyler üstte taşınamaz, yük sayılır ve evden dışarıya götürülemez.

5 CEVAP

 

1)      Moşe'nın kayınpederiydi.

2)      Bene Yisrael'in maruz kaldığı sorunların farklı seviyelerine göre, farklı yargıçlar atamasını tavsiye etti.

3)      Roş Hodeş Sivan'dan itibaren altı gün boyunca hazırlandılar.

4)      Kendilerini arındırdılar, eşleriyle ilişkiden ayrıldılar ve barışı sağladılar.

5)      İlk ikisini Tanrı, diğerlerini Moşe emretti.

 

Haftanın Sözü

["Shabbat Shalom Weekly" - Rabi Kalman Packouz]

 

Güneşin her doğuşunda, hayatının yeni başladığını düşün.

 

Haftanın Peraşası'nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.