bultenMoşe'ninkayınpederi Yitro, Tanrı'nın Bene-Yisrael için gerçekleştirmişolduğu büyük mucizeleri duyup, Midyan'dan ayrılır ve Yisrael kampına katılır.

Bu Hafta İçin Saatler

18 Şevat

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5775

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

16:39

17:59

-----

Yeruşalayim

16:45

18:05

Tel Aviv

16:58

    18:00

   7 Şubat

Tel Aviv

16:05

18:07

İstanbul

17:13

    17:56

     2015

İstanbul

17:22

18:05

İzmir

17:17

18:08

İzmir 

17:26

18:16

              YİTRO

                                                                                          

                                                                          PERAŞA ÖZETI (Şemot18:1-20:23)

                                                                                       [www.chabad.org]

Moşe’nin kayınpederi Yitro, Tanrı’nın Bene-Yisrael için gerçekleştirmiş olduğu büyük mucizeleri duyup, Midyan’dan ayrılır ve Yisrael kampına katılır.Yanında Moşe’nin eşi Tsipora ile iki oğlu Gereşom ve Eliezer’i de getirir. Yitro Moşe’ye,halkın yönetimi ve adaletin dağıtımı görevinde kendisine yardım edecek hiyerarşik bir ekip kurmasını önerir.

Bene-Yisrael Sinay dağının karşısında kamp kurarlar ve Tanrı burada onlara, kendilerini Kendi “Koenler Krallığı ve kutsal Halkı” olarak belirlediğini bildirir. Halk buna, Tanrı’nın söylediği her şeyi yerine getireceklerini beyan ederek cevap verir.

Üçüncü ayın (Sivan)altıncı gününde, yani Mısır’dan Çıkış’tan tam yedi hafta sonra, tüm Bene-Yisrael Sinay dağının eteğinde toplanır. Tanrı şimşek, gök gürültüleri, bulut ve duman içinde açığa çıkar ve Moşe’yi dağa çıkmaya davet eder.

Tanrı On Emir’i aktarır. Bunlara göre, Yisrael Tanrı’ya inanacaklar, putlara ibadet etmeyecekler, Tanrı’nın İsmi’ni boş yere telaffuz etmeyecekler, ebeveynlerini onurlandıracaklar, Şabat’ı gözetecekler, cinayet, zina ve hırsızlıktan tamamen uzak duracaklar,yalancı tanıklık yapmayacaklar ve başkasına ait herhangi bir şeyi arzulamayacaklardır. Halk Moşe’ye başvurur ve yaşadıkları tecrübenin çok güçlü olması nedeniyle hayatta kalamayacağından korktuğunu söyleyerek, Tanrı ile aralarında aracılık yapmasını ister.

                                                                                                    DİVRE TORA

                                                                                                   Rav İsak Alaluf

On Emir’de yer alan üçüncü emir Tanrı adının boş yere kullanılmaması yönünde bir mitsva olarak karşımıza çıkar. “Lo tisa et şem Ad… E.loeha laşav ki lo yenake Ad… et aşer yisa et şemo laşav – Tanrı’nın adını boş yere ağza almayacaksın. Çünkü Tanrı Adını boş yere ağza alanları suçsuz tutmayacaktır.” (Şemot 20/7)

Bu konuda birçok bilgin farklı görüşler bildirmektedirler. Ancak hepsinin ortak görüşü Tanrı adına boş yere yemin edilmemesi yönündedir. Bunu da Vayikra kitabında bir mitsva olarak bir kez daha okumak mümkündür. Konuyu Sifra adlı kaynağın görüşü ile değerlendirelim: “Velo tişaveu bişmi laşeker – İsmimle yalan yere yemin etmeyin.” (Vayikra 19/12) Bilgeler bunu şöyle açıklar: Şemot kitabında söylendiği gibi “Adımı boş yere ağza almayacaksın” bu sadece Tanrı’nın dört harfli ismi ile ilgili olabilir mi? Nereden bu yasağın bütün isimleri için geçerli olduğunu anlarız? Metin “bişmi – Adımla” demektedir. Buradan hareketle Tanrı’nın sahip olduğu her isim için bu geçerlidir.

Burada “laşav” sözcüğünün tam anlamının ne olduğunu analiz etmek gerekir. Targum Onkelos bu kelimenin iki farklı çevirisini yapar. Bir tanesi “boş yere” diğeri ise “yalan yere”. Buna göre yalan yere yemin etmek sadece yasağın bir kısmını oluşturmaktadır. Gereksiz bir şekilde bol bol kullanım da yasağın diğer kısmını ortaya koymaktadır. Raşi bunu şöyle açıklar: “ Boş yere ve hiçbir şey için. (Hinam laevel)

‘Şav’ sözcüğünün iki farklı anlam taşıdığına bir başka destek ise Havanat Hamikra adlı kaynaktan gelir. Bu kaynak farklı iki yerde okunan on emir metinlerine dikkat çeker. Yalancı şahit ile ilgili emirde Şemot kitabında yani peraşamızda ‘ed şeker’ ifadesine yer verilirken Vaethanan peraşasında okunan on emir’de yalancı şahit “ed şav” olarak nitelendirilir. Şelomo Ameleh Mişle adlı eserinde (24/28) “komşuna yalancı şahit olma” derken ‘hinam’ ifadesini kullanmaktadır. Hinam herhangi bir kazanç beklemeden boş şeyler için gereksiz ifade olarak tanımlanırken, şeker boş ve var olmayan şeyi varmış gibi göstermek anlamına gelmektedir.

Ramban burada boş yere yemin kavramına başka bir açıklama getirir. Kişi bilinen bir şeyin o şekilde olduğu veya olmadığı hakkında Tanrı ismi ile yemin etmemelidir. Çünkü bu herkes tarafından bir gerçektir ve yemin ile ifade edilmesi gereksizdir.

Emir bu kadarla da kalmaz. Aynı zamanda bu emir ihlal edildiği zaman hangi yaptırımla karşı karşıya olduğumuzu da bildirir. On emir içinde ödülü belirtilen tek emir “anne ve babaya karşı saygılı olma” emri iken yaptırımı açıkça olan tek emir de “Tanrı’nın ismini boş yere kullanma” karşısında belirtilen yaptırımdır. Birçok kişi Tanrı’nın isminin boş yere kullanılmasının o kadar da önemli bir yanlış olmadığını zannederler. Hâlbuki bu yanlış Tanrı’yı izlememekten bile daha ağır bir yanlıştır. Bir katil veya zina yapan bir kişiye sıklıkla rastlanmaz. Çünkü bunu yapmamak konusunda korku faktörü vardır. Ancak ağzını yalan yere yemin etmeye alıştırmış bir kişi bir gün içinde defalarca lanete neden olacak ifadelere yer verebilir. O kadar ki artık neye yemin ettiğinin farkında bile değildir. Eğer onu uyaracak olursak ve “neden yemin ettiğini” sorarsak bu kez de yemin etmediği yönünde yemin etmeye başlayacaktır.

Bene Yisrael yalan yere yemin etmekten dolayı da galutta bulunmaktadır. Bu gerçekten çok ciddi bir suçtur. Çünkü kişi her an ve her yerde Tanrı’nın ismini açıkça ihlal etmekte, (hilul Aşem yapmakta) ve bu konuda hiçbir yarar da sağlayamamaktadır.   

İbn Ezra’nın açıklamasının temelini “nasıl ki Tanrı’nın ismi gerçekse ağızdan çıkan sözlerin de gerçek olması” ilkesi oluşturmaktadır. Yeşayau peygamber 43/10’da bizlerin Tanrı’nın şahidi olduğumuzu söylemektedir. Yalan yere yemin etmek bu şahitliği bozacak karakterdedir. Lord Samuel David Luzzato boş yere yemin eden kişinin insanın kanunlarından korkmadığını çünkü yemin ettiği sürece insanların ona inandığını söyler. Onun yalanları nadiren ortaya çıkar. Onun için Tanrı’nın mahkemesinde temize çıkması mümkün değildir. Onun için de bu emirde bu yanlışın yaptırımı net bir şekilde ifade edilmektedir.

Bu emir sadece Tanrı ismiyle boş yere veya yalan yere edilen yeminleri kapsamamaktadır. Gereksiz bir şekilde kullanılan Tanrı’nın ismi aynı yanlış kategorisine girmektedir. Beraha levatala yani boş yere beraha söylemek bunlardan bir tanesidir. Gemara Masehet Berahot 33/B’de boş yere beraha söyleyen bir kişinin “Tanrı’nın ismini boş yere kullanma” emrini ihlal ettiği belirtilir. Rabbi Menachem. Kaşer Tora Şelema adlı eserinde şöyle der: “Gereksiz yere beraha söyleyen veya kavana olmadan veya zamanı gelmeden Tefila söyleyen kişi, Tanrı’nın ismini boş yere kullanmış olur. Onun için de “suçsuz tutmayacaktır” ifadesi kullanılmıştır.  

                                                                              Rav Berti Derofe

“Midyan’ın Rahibi olan Moşe’nin kayınpederi Yitro, Tanrı’nın Moşe ve Yisrael Halkı’na yaptığı herşeyi duydu.”(18:1)

Yitro…duydu — Ne duydu da geldi? Kızıldeniz’in yarılması ve Amalek Savaşı’nı. Yaptığı herşeyi — Onlara Man’ın indirilmesi, kuyu ve Amalek konusunda [yaptığı herşeyi duydu].(Raşi)

Raşi’den anlaşılan, sonuç olarak Yitro dört tane olayı duymuştur ve Ger  yani sonradan Yahudi olmak için gelmiştir. Bu dört olayı şöyle sayabiliriz: Kızıldeniz’in yarılması, Amalek Savaşı, Man’ın yağması ve kuyu mucizesi.

Anlamamız gereken nokta, Raşi neden bu mucizeleri tek bir seferde değil de iki ayrı açıklamada kategorize ederek yazmıştır? Dahası bu iki ayrı açıklamada mucizeleri sayarken Amalek savaşını neden ikisinde de tekrarlamıştır?

Taz, kitabı “Divre David”de şöyle açıklar: Yisrael Halkı’na yapılan mucizeleri iki ayrı kategoriye ayırabiliriz. İlki Tanrı’nın sadece kudretini göstermek amacıyla yaptığı mucizeler, ikincisi ise Yisrael Halkı için yaptığı mucizeler.

Kızıldeniz’in yarılmasının amacı Tanrı’nın gücünü bütün dünyaya ilan etmesiydi. Bunu Kızıldeniz’in yarılması ile ilgili olan “Böylece, Paro, arabaları ve süvarileri ile onurlandığımda, Mısırlılar Benim Tanrı olduğumu kavrayacaklar.” pasuğundan da açıkça anlayabiliriz. Bunun dışında zaten Mısırlılar Yisrael Halkı’na yetiştikleri sırada onlara zarar verme ihtimalleri yoktu, çünkü Tanrı’nın yolladığı Bulut Sütunu aralarında bir duvar vazifesi görüyordu. Aynı şekilde Yisrael Halkı Kızıldeniz’in bir kıyısından diğer kıyısına geçmedi. Denize girdiler içerisinde yarım daire çizerek tekrar aynı kıyıdan karaya çıktılar. Buna karşın kırk yıl boyunca onlarla beraber gezen Miryam’ın Kuyu’su ve gökten yağan Man’ın sadece Yisrael Halkı için yapılmış mucizeler olduğu açıktır.

Amalek Savaşı’nı iki kategoriye de koymak mümkün. Bir taraftan bakarsak Amalek, Yisrael Halkı’nı yok etmek istemiştir. Diğer yandan Mişna’da belirtilen bir diğer sebep daha vardır. Roş Aşana Mişna’sında (29A) şöyle denmektedir: “Moşe elini kaldırdığında Yisrael Halkı üstün geliyordu…” - Moşe’nin elleri mi savaşıyor veya savaşı kırıyordu? Sadece burada anlatılmak istenen şuydu: Yisrael Halkı yukarıya doğru bakıp kalplerini Tanrı’ya yönlendirdiklerinde üstün geliyorlardı.” Yani Amalek de bu olayı görüp Tanrı’nın kudretine şahitlik etmiştir.

Taz buna göre şöyle bir açıklama yapar: Başta Raşi “Tanrı’nın Moşe’ye yaptığı herşeyi” kelimelerini, yani Tanrı’nın dünya üzerindeki Onur’unu arttırmak amacıyla yaptığı mucizeleri açıkladı. Bu yüzden sadece Kızıldeniz’in yarılmasını ve Amalek Savaşı’nı dile getirdi. Fakat devamında “Yisrael Halkı’na yaptığı”, yani sadece Yisrael için yaptığı mucizeleri saymak istedi. Bu yüzden de Amalek Savaşı’nı, Man ve Kuyu mucizelerini yazdı

                                                                                 ASE   LEHA   RAV : KENDİNE RAV SEÇ

                                                                              RAV ELİYAU KOEN ZT’’L: MAHAZİKE-TORA

                                                                                          İLHOT  BİRKAT  A-GOMEL

A-Gomel  Berahası

C:Çöl yolculuğundan sonra söylenen A-Gomel:

A-Gomel berahası söylemesi gerekenlerden birinin çöl yolculuğundan, yerleşim bölgesine  varan kişinin olduğunu söylemiştik. Günümüzde şehirler arasında vasıta ile seyahat edenlerin yolları, gerçi çöllerden geçmemesine rağmen, her an trafik kazası geçirme olasılığı, büyük tehlike yarattığından, istenilen yere varıldığında, Posek’lerin çoğuna göre a-gomel berahası söylemelidir.

Bu konuda Şulhan-Aruh şöyle der: “Orta Avrupa ve Fransa’da şehirden şehire seyahat ednler, a-gomel berahası söylemezler. Zira bu beraha tehlike teşkil eden vahşi hayvanların ve haydutların bulunduğu çöllerden geçenler için düzenlenmiştir. Buna karşın İspanya’da en az bir parsa (4-5 km.) uzaklıkta bulunan bir şehire giden kişiler, yolların çoğu tehlikeli olduğundan, vardıklarında a-gomel söylerler” ( Orah Hayim 219/7)

Şulhan-Aruh’un  bu  ifadesinden görüldüğü üzere, çok eskiden beri Aşkenazim`lerle Sefaradim'ler arasında, a-gomel berahası konusunda âdet değişikliği vardır. Aşkenazim'ler tehlikenin çok büyük olduğu yolculuklardan sonra, Sefaradim'ler ise tehlike derecesi az da olsa, a-gomel berahasını söylerler. Eskiden bir Parsa'lık yayan yürüyüş 72 dakika aldığından, günümüzde de vasıta ile şehir dışına çıkanlar, en az bu zaman zarfında seyahatten sonra a- gomel berahasını söylemelidir.

Aynı gün içinde vasıta ile örneğin Tel-Aviv'den Yeruşalayim`e ve tekrar Yeruşalayim`den Tel-Aviv'e dönen kişi, tek yönlük seyahat 72 dk.tutmamasına rağmen, iki yönün toplamında bu zaman aştığından, a-gomel söylemelidir. (Arav Ovadya Yosef, Yabia Omer, Orah Hayim cilt 6/48-91).

D – Birkat a-gomel ne zamana kadar söylenebilir?

Adet'e göre a-gomel berahası söylemesi gereken biri, genellikle Tora'ya çağrılır ve bitiminde söylediği ikinci Tora beraha'sından sonra, hemen a-gomel söyler. En uygun zaman bu olmasına rağmen, esasında a-gomel ile Tora`ya çağrılma arasında bir ilişki yoktur. İstenilen zaman ve yerde a-gomel söylenebilir. Bir şartla ki, bir minyan kişi huzurunda söylensin.

İkinci mühim nokta, bu Beraha'nın özellikle mecburiyetin başladığı andan ilk üç gün içinde söylenmesine dikkat edilmelidir. Üç gün içinde Tora`ya çağrılma fırsatı bulamıyanlar, zamanı uzatarak beraha`yı ille de Tora`ya çağrıldıktan sonrasında söylemek için ertelememelidir. Bir minyan kişinin bir arada olduğu ilk fırsatta a-gomel söylenmelidir.

Sinagoga gelmeye fırsat bulamayan kişi, arada birkaç hafta geçmesine rağmen     a-gomel söyleyebilir. (Mişne Berura 219/8).

                                                                       YAHUDİLİKTE KAVRAMLAR

                                                                             El Gid Para El Pratikante

RAVİNA: Bu isimde iki Rav vardır ve bitişik nesillerde yaşamışlardır. Burada biyografisi verilen, I. Ravina ya da “Ravina Akadmon Önceki Ravina”dır.

Ravina Babilli’ydi ve 5. nesil Amora’ydı. Büyük bilgin Rava’nın öğrencisiydi. Küçük yaştayken bile, zamanının en ünlü kişilerinden biriydi. Her zaman kanunların Humra ile, yani ağır şekliyle uygulanmasından yana olan, Rava’nın oğlu Rav Aha’nın partneriydi. Fakat Ravina uygulamayı kolaylaştırmanın yollarını arardı. Ravina aynı zamanda Rav Aşe’nin de hem öğrencisi hem de partneriydi. İkisi birlikte büyük bir eser olan Talmud Bavli’yi şekillendirmeye başlamışlardır. Ravina, Rav Aşe’den 5 yıl önce 4153 [393] yılında ölmüştür.

RAV AŞE: Babilli’ydi ve 4. nesil Amora’ydı. Çok büyük Hahamlar’ın soyundan geliyordu. Rav Aşe, henüz 20 yaşındayken Sura’daki yeivanın başına getirilmiştir. Hem zengin, hem de bilge bir kişiydi. Hakkında “Rabenu Akadoş’tan beri, aynı zamanda hem Tora’ya bu derecede hakim, hem de zengin olmak başka kimseye nasip olmamıştır” denirdi. 50 yıldan fazla bir süre RoYeiva görevinde bulunmuştur. Hayatının son yıllarında büyük Talmud çalışmasını şekillendirmenin gerekliliğini görmüş, geçmiş dönemlerde ele alınan tüm konuları, kendi dönemindeki kararlarını, Mina, Barayta ve Tosafot’un tüm açıklamalarını toplamış, tüm konular ve sonuçlarını iyice inceledikten sonra, kendi dönemindeki büyük otoriteler ve özellikle de partneri Ravina ile bir araya gelerek Talmud Bavli’yi oluşturmuştur. Bu büyük çalışma, gelecek nesillerdeki Yahudi hayatına temel teşkil eder. Fakat Rav Aşe’den sonraki iki nesil boyunca Babilli Amoralar, çalışmaya devam etmişler , çalışmaları arttırmışlar ve Talmud’un yapısını mükemmelleştirmişlerdir. Yine bir Amora olan, II. Ravina bu çalışmayı tamamlamış ve böylece Talmud Bavli bitmiştir . Bu noktadan sonra kitap kapanmıştır; hiç kimse onu ne eksiltebilir, ne de ona bir şey ilave edebilir.

Rav Aşe devrinin büyüğü olmasına rağmen çok alçak gönüllü bir kişiydi. Kendisi şöyle derdi: “Gururlu olan kii sonunda mutlaka küçük düecektir”. O ayrıca, herhangi bir mitsva yapmayı düşünüp bir engel yüzünden yapamayan kişinin, o mitsvayı yapmış gibi sayıldığını ileri sürerdi. Rav Aşe 4158 [398] yılında ölmüştür.

                                                                     Cuma Akşamı Sederi Alahaları

                                                                               Rav Berti Derofe

89. Üç veya daha fazla kişi olduğu durumda Zimun’u yapan kişi Birkat Amazon’u Kos Şel Beraha’ya (Beraha bardağı) söyleyebilir.

90. Kos Şel Beraha Kiduş bardağıyla aynı şekilde hazırlanır.

91. Birkat Amazon, Kos Şel Beraha’ya söyleneceği zaman; Zimun’u yapacak kişi bardağı Zimun’a başlamadan önce Kiduş’ta yapıldığı şekilde eline alır ve Birkat Amazon’un sonunda kadar masadan bir tefah (8cm) yükseklikte elinde tutar.

92. Kişi Şabat günü Birkat Amazon'da "Retse veahalitsenu" parçasını söylemeyi unutmuşsa;
Eğer Bone Yeruşalayim berahasında "Baruh ata Ad..." dedikten hemen sonra hatırlamışsa "lamedeni hukeha" der ve "Retse veahalitsenu" bölümüne geri döner, eğer "Bone Yeruşalayim" berahasını söyledikten hemen sonra veya dördüncü berahanın sadece "Baruh ata Ad... Elo-enu meleh aolam" kelimelerini söyledikten hemen sonra hatırlamışsa "Baruh ata Ad... Elo-enu meleh aolam”dan sonra “aşer natan şabatot limnuha leamo yisrael beaava leot velivrit Baruh ata Ad... mekadeş aŞabat" diye bir beraha ekler ve Birkat Amazon'a normal şekilde devam eder.

93. Şabat'ın Yom Tov'a düştüğü bir günde kişi "Retse veahalitsenu" söylemiş fakat "Yaale veyavo"yu söylemeyi unutmuşsa; Eğer "Bone Yeruşalayim" berahasında "Baruh ata Ad..." dedikten hemen sonra hatırlamışsa "lamedeni hukeha" der ve "Yaale veyavo" bölümüne geri döner, eğer "Bone Yeruşalayim" berahasını söyledikten veya dördüncü berahanın sadece "Baruh ata Ad... Elo- enu meleh aolam" kelimelerini söyledikten hemen sonra hatırlamışsa "Baruh ata Ad... Elo-enu meleh aolam”dan sonra “aşer natan yamim tovim leamo yisrael lesason ulsimha et yom ... (buradaki boşluk içinde bulunan bayrama göre doldurulur) aze et yom tov mikra kodeş aze Baruh ata Ad... mekadeş yisrael veazemanim" diye bir beraha ekler ve Birkat Amazon'a normal şekilde devam eder.

94. Şabat'ın Yom Tov'a düştüğü bir günde kişi hem "Retse veahalitsenu" hem de "Yaale veyavo" parçalarını söylemeyi unutmuşsa; Eğer "Bone Yeruşalayim" berahasında "Baruh ata Ad..." dedikten hemen sonra hatırlamışsa "lamedeni hukeha" der ve "Retse veahalitsenu" bölümüne geri döner ve ardından "Yaale veyavo" bölümünü de okur, eğer "Bone Yeruşalayim" berahasını söyledikten veya dördüncü berahanın sadece "Baruh ata Ad... Elo-enu meleh aolam" kelimelerini söyledikten hemen sonra hatırlamışsa "Baruh ata Ad... Elo-enu meleh aolam”dan sonra “Baruh ata Ad... Elo-enu meleh aolam aşer natan Şabatot limnuha leamo yisrael beaava leot velivrit veyamim tovim lesason ulsimha et yom ... aze et yom tov mikra kodeş aze Baruh ata Ad... mekadeş aŞabat veyisrael veazemanim" diye bir beraha ekler ve Birkat Amazon'a normal şekilde devam eder.

95. Kişi, yukarıda saydığımız durumların birinde eğer dördüncü berahaya başlayıp "Baruh ata Ad... Elo-enu meleh aolam" kelimelerinden sonra sadece tek bir kelimeyle ("laad") bile devam ederse Şabat günü ilk iki (akşam ve sabah) seudada Birkat Amazon'un başına dönmesi gerekir.

                                                                            HAFTANIN SÖZÜ

Bir yandan meslek sahibi olup çalışmanın yanında öğrenilen Tora güzeldir. Çünkü ikisiyle birlikte uğraşmak insana günah işlemeyi unutturur. Bir meslek ile uğraşmadan öğrenilen Tora sonunda kişiyi Tora öğrenemez hale getirir ve günahı çeker.

                                                      Rabi Yeuda A-Nasi’nin oğlu Raban Gamliel