bultenTanrı'nın Bene-Yisrael için gerçekleştirdiği mucizeleri duyan, Moşe'nin kayınpederi Yitro, Moşe'nin eşi ve çocuklarını çöldeki Bene-Yisrael'e getirir.

Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

  10 Şubat

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

2007

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

4:45

5:58

-----

Yeruşalayim

4:51

5:04

Tel Aviv

4:59

6:00

22 Şevat

Tel Aviv

5:05

6:05

İstanbul

5:18

5:58

5767

İstanbul

5:27

6:07

Y İ T R O

 Hatırlatmalar:

ü  17 Şubat Şabat: Şabat Şekalim

ü 18-19 Şubat Pazar-Pazartesi: Roş Hodeş Adar

 

Bu HP  .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

Peraşa Özeti (Şemot 18:1 - 20:23)

[www.ohr.org.il]

 

Tanrı'nın Bene-Yisrael için gerçekleştirdiği mucizeleri duyan, Moşe'nin kayınpederi Yitro, Moşe'nin eşi ve çocuklarını çöldeki Bene-Yisrael'e getirir. Yitro, mucizelerden çok etkilenerek Yahudiliği kabul eder. Tüm halkın tek yargı otoritesinin Moşe olduğunu gören Yitro, onun yerini alacak olan yargıçlardan oluşacak bir yargı sistemi önerir. Buna göre sadece büyük davalar Moşe'nin önüne gelecektir. Moşe bu teklifi kabul eder.

 

Bene-Yisrael, Sinay Dağı'na gelir ve Tanrı halka Tora'yı teklif eder. Halk kabul edince Tanrı Moşe'ye, halkı dağa yaklaşmamaları konusunda uyarmasını emreder. Halk üç gün boyunca hazırlıklarla uğraşacaktır. Üçüncü günde, gök gürültüleri ve şimşekler arasında, Tanrı'nın Sesi, dumanla kaplı dağdan duyulur. Tanrı Bene-Yisrael'e seslenerek On Emir'i verir:

 

1. Tanrı'ya inan; 2. Başka "tanrılara" tapma; 3. Tanrı'nın İsmi'ni boşa kullanma; 4. Şabat'ı koru; 5. Ebeveynine saygı göster; 6. Öldürme; 7. Zina etme; 8. İnsan kaçırma (çalma); 9. Yalancı tanıklık etme; 10. Başkasının herhangi bir şeyini arzulama.

 

İlk iki emri aldıktan sonra, bu İlahi deneyimden fazlasıyla etkilenen Bene-Yisrael, Moşe'den, Tanrı ile aralarında aracılık etmesini isterler. Tanrı Moşe'ye, Bene-Yisrael'i kendileri ile doğrudan konuşmuş olan Tanrı'ya sadık kalmaları konusunda uyarmasını emreder.

 

DEVAR TORA

[Rabi Berel Wein - www.torah.org]

 

Dışarıdan Bir Görüş

 

Bu haftanın peraşasında Moşe'nin kayınpederi olan Midyanlı rahip Yitro'nun Sinay çölünde Yisrael kampını ziyaret ettiği anlatılır. Orada, Moşe'nin, davalı taraflar arasında uyguladığı yargılama prosedürünü görür. Moşe'nin tek başına yargıç olduğu bu sistemin, Moşe'nin alçakgönüllülüğü ve onuruna rağmen eninde sonunda çökeceğini öngörür. Bu nedenle Moşe'ye birçok seviyede yargıçların bulunduğu, hiyerarşik bir sistem önerir.  İyi olan bütün yönetim işleri gibi bürokrasi yaratsa da Yitro'nu planı Tanrı tarafından onaylanır. Bir misafir, bu örnekte Yahudi olmayan bir yabancı, halkın iç liderlerinden daha geniş bir bakış açısına sahip olabileceğini göstermiştir.

 

Bütün insanlarda, dışarıdan gelen önerilere kapalı olmakla ilgili doğal bir eğilim vardır. Nedense dışarıdan biri, nerede gelişim kaydedebileceğimizi söylese, kendimizi ya tehdit edilmiş ya da aşağılanmış hissederiz. Mesleki yönetim konularında danışmanlık yapan bir arkadaşım var. Bana vakaların çoğunda, verdiği tavsiyelere ve önerilere hiç uyulmadığı söylemişti. Danışmana büyük miktarda para ödenmesine ve müşterisi ile sadece tavsiyelerini söylemek üzere buluşmuş olmasına karşın, sürecin bu şekilde ilerlediğini anlatmıştı. Dışarıdan gelen tavsiyeleri sevmiyoruz - özellikle ortak bir şeyleri paylaşmadığımız kimselerin tavsiyeleriyse bunlar.

 

Biz Yahudiler, özellikle de dindar Yahudiler, belli sabit görüşleri olan kişileriz. Yabancılar tarafından yüzyıllar boyunca dışlanmış ve hor görülmüş Yahudiler olarak, yabancılarla aramıza bir sınır ördük. Misafirin - yabancının - söyledikleriyle ilgilenmiyoruz ve önerilerinin kayda değer olup olmadığına bakmıyoruz. Ama anlık ve evrensel iletişim çağında, bu kadar içe kapalı olmak her zaman dikkatle korumaya çalıştığımız değerlerimiz ve yaşam tarzımız için bir tehdit oluşturabilir. Yabancıların bize öğreteceği çok şey var, tabii onlardan öğrenmek istiyorsak. Yöntemler, görünüşler, sistemler ve pratik bilgi, bir yabancının bize öğretebileceklerinden sadece bir kaçı.

 

Tora'da daha sonra Moşe Yitro'ya, Midyan'daki evine dönmek için Yahudiler'in kampından ayrılmaması için yalvarır. Moşe Yitro'ya şöyle der: "Sen bizim gözlerimiz oldun." Kendilerine yeni bakış açıları kazandırdığını ve olaylara farklı şekilde bakmayı öğrettiğini dile getirir. Moşe, Yisrael'in anavatanlarına girmek üzereyken, kendileri hakkında tarafsız bir görüşe ne kadar ihtiyaç duyduklarını fark etmiştir. İyi tavsiyelere ve doğru bir bakış açısına her zaman ihtiyaç vardır. Dünyada Tanrı'nın görüşlerini yükseltmede yabancıların bulunacağı katkı da budur. Bizim Yahudi dünyamız da Yitro'nun görüş ve bakış açılarından faydalanabilir. Bizler, bunu öğrenmek için açık olmalı ve olumlu yönlerini benimsemeye hazır olmalıyız. Tanrı'nın "uluslar arasındaki hazinesi" olarak kalma mücadelemizde bize çok fayda sağlayacaktır.

 

Ancak elbette bunun anlamı başka kültürleri özümsemek ve onların bir parçası olmak değildir. Kastedilen, bilimsel ve pratik konulardaki yabancı ilerlemelere kapalı olmamanın gerekli olduğudur. Öte yandan kültür, eğlence şekli ve maneviyat gibi konular söz konusu olduğunda, Tora'nın ve Hahamlarımız'ın gösterdikleri yoldan şaşmamak, atalarımızın birkaç bin yıldır nesilden nesle aktardıkları kültürün ve Tora'nın dünyada bir eşinin olmadığını bilmek gerekir. Zira bunu yaptığımız zaman, yabancılardan öğrendiğimiz bilimsel ve pratik yenilikler olması gereken ray üzerinde yozlaşmadan en iyi şekilde kullanılabilecektir.

 

DEVAR TORA

[Avi Wagner - www.tfdixie.com]

 

10 x 3

 

Bu haftaki peraşada Sinay dağında Yahudi halkına On Emir'in verilişini okuyoruz. Bir anlığına durup düşündüğümüzde bu olağanüstü olayın, bütün medeni dünyayı etkilediğini görürüz.  Tanrı'nın Yahudiler'e verdiği bu On Emir, bütün  insanlık tarafından temel kanun düzeni olarak kabul edilmiştir.

 

Ama Tanrı'nın bu On Emir'le "bizlere" vermek istediği mesaj nedir? Hahamlarımız, bu On Emir'in bütün Tora'yı kapsadığını ifade ederler. Ancak Tora'da başka bir sürü emir ve kural vardır. Öyleyse Hahamlarımız ne demek istemişlerdir? Şimdi incelediğimiz bölümü de sayarsak, "on" sayısının Tora'da, çok önemli üç tarihi olayda dikkat çektiğini fark ederiz. On Emir'deki gizli mesajı daha iyi anlamak için, bu üç olay arasındaki paralellikleri incelememiz gerekir.

 

10 sayısı karşımıza ilk defa dünyanın yaratılışının anlatımında çıkar. Hahamlarımız, tüm evrenin, Tanrı'nın 10 Sözü ile yaratıldığını öğretirler. Nitekim Bereşit'in ilk paragrafında Tanrı'nın örneğin "ışık olsun" gibi, toplam on tane yaratma sözünü görüyoruz. Yani "Vayomer - Dedi" sözcüğü o bölümde yaratmayla ilgili olarak bu kadar kez geçmektedir.

 

Ardından, Tora Avraam soyunun (on iki kabile) Mısır'a gitmelerine neden olan olayları anlatır. Yahudi halkı Mısır'da köleleştirilir. Sonunda Yahudi halkını esaretten kurtarmaya karar verdiğinde, bunu On Bela göndererek yapar. 10 sayısına Tora'da işte bu noktada ikinci defa rastlarız.

 

Yahudiler bu olağanüstü mucizeleri gördüklerinde, kölelik yıllarında çok yoğunlaşamadıkları Tanrı'ya yeniden inanmışlardı. Daha sonra, Yahudiler, Tora'yı almak için Sinay dağına geldiler. İşte Tora'da geçen üçüncü "10" buradadır: "On Emir". On Emir bize, Tanrı'nın, O'nunla olan manevi ilişkimizde, ailesel ilişkilerimizde, diğer insanlarla olan ve kendimizle olan ilişkilerimizde mevcut olduğunu gösterir. Tanrı tüm davranış seviyelerimizde, konuşmalarımızda ve düşünce sürçlerimizde mevcuttur.

 

Tanrı, bu mevcudiyetini insana, önce olumlu, sonra da olumsuz şekilde göstermiştir. Önce yaratma eylemi ile dünyadaki tüm olumlu şeylerin kaynağının Kendisi olduğunu göstermiş, Mısır'a getirdiği On Bela ile de insanları yanlış davranışları karşısında cezalandırmaktan da geri kalmayacağını ilan etmiştir. En sonunda Tanrı, Kendini bir kez daha olumlu bir eylemle Yahudiler'e, Sinay dağında Tora'yı vererek gösterir: On Emir. Biz Yahudiler, bu mesajı korumakla ve bütün dünya Tanrı'yı tanıyana kadar diğer uluslara ışık olmakla yükümlüyüz.

 

BİR MİtSVA

[Rabi Hayim Aşer Levene - www.torah .org]

 

Avoda Zara: İdoller ve İdeolojiler

                        

Mitsva: Putperestlik yasağı. Tanrı'dan bağımsız herhangi bir ilahi gücün varlığını tanımak ve buna ibadet etmek yasaktır (Şemot 20:3-5, Devarim 5:7-9. Ayrıca Şemot 23:13, Vayikra 19:4, Devarim 7:25-26 ve 17:2-5). Bir Yahudi yabancıların tanrı saydıkları şeylere ibadet etmektense ölümü göze almakla yükümlüdür. Putperestliğe dair hiçbir eylemde bulunamaz, buna bağlı sembollere ya da şekillere itibar edemez, böyle "ilah"ların isimlerini bile ağzına alması yasaktır.

 

Putperestlik, Yahudiliğin zıddıdır. Tora'nın en ciddi ve en sert yasaklarından biri olan putperestlik, Yahudiliğin merkezi esasına, Ulu Varlık'a inanmaya karşıdır. Putperestliğin neredeyse benzersiz bir özelliği vardır. Normal şartlarda bir günah sadece düşünce aşamasında kaldıysa cezayı hak etmez. Ama bir kişi putperest düşüncelere kapılırsa, Tanrı katında sırf bu düşünceler için bile sorumlu tutulur. Bunun sebebi bu tip düşüncelerin Yahudi inancının temellerine karşı gelen, etik olmayan ideolojisi ideolojiler olmasıdır. Putperestlik, "Tanrı'ya hizmet etmek için yaşıyorum" yerine, buna yabancı bir alternatife göre yaşamaktır: "yaşamak için ilahıma tapınıyorum".

 

Peygamberler döneminde, insan kendi "bireyselliğini", kendi var oluşu olarak algılamazdı. Kendi ötesindeki güçlü kuvvetlerle özdeşleşmek isterdi, çünkü bunların kendi var oluşundan çok daha gerçek ve önemli olduğunu fark ederdi.

 

Kendini var oluşun merkezi olarak görmediğinden, kendi ötesindeki bir kuvvetin ifadesi olabilmek için kendi varlığından feragat etmeye hazırdı. "Bireysellik" kavramını, daha yüksek bir gerçeğe, bütün var oluşun kaynağı olan Tanrı uğruna ibadet etme uğruna teslim etmişti. Bu var oluşta, insanın kendi öz-kimliği "Avodat Aşem - Tanrı'ya Hizmet" eksenindeydi.

 

Güneşin, ayın veya diğer doğal güçlerin tanrılaştırılması ve ahşap veya metal imgelerle temsil edilmeleri, bu kuvvetlerin ilahi elçiler gibi görmek ve ardından Enoş'un neslinde olduğu gibi, Tanrı'yı ana denklemden çıkartmaktır (Rambam, Putperestlik Yasağına Dair Kurallar 1:1).

 

Putperest, Tanrı'nı evreni kontrol ettiğini reddeder, kendi hayatına kendi hâkim olmak ister. Kendisine fayda sağlayan güçlerin, Tanrı'dan bağımsız olduğu yanılgısına düşer. Dolayısıyla, dikkati ve tapınması, kendisine hizmet eden çeşitli kuvvetlere (yağmur, güneş, ay, vs.) yönelir.

 

"Avoda Zara", kelime anlamı ile "yabancı tapınma biçimi", "yaşamak için tapınıyorum" bakış açısını yansıtır. Putlar genellikle insani biçimlerde yapılırdı, çünkü putperest kişi, önce putu daha sonra da onun bir uzantısı olarak kendisini tanrılaştırır. Onun var oluşu kendi kendine tapınma ile gelişir ve egoist yaşamı, tüm hayatının odağı olur. Gerçekte Tanrı'ya inanmadan hiçbir ibadet olası değildir. Bu nedenle putperest insan,  kendi ibadetinin odak noktası olur. Oysa Tanrı'yı ana resmin dışında bırakan her türlü ideoloji yasaktır.

 

Çağdaş insan kendini kendi içinde bir bütün olarak görmektedir. Putperestliğe yönelik güçlü "Yetser Ara - Kötü Dürtü", peygamberler dönemi sonrasında Hahamlarımız tarafından etkisiz kılınmıştır (Talmud - Sanedrin 64a ve Yoma 69b). Bundan sonra, insanın kendi dışındaki güçlere "tapınma" isteği (insan ve Tanrı arasındaki peygambersel deneyim gibi) ortadan kalkmıştır.

 

Bu değişim sonucunda insan artık heykellere tapınmayı anlamsız görmeye başladı. Böylece kendi egoizmini örtecek bir nesne de kalmayınca, Tanrı'ya inanmayan kesimde benmerkezcilik tek başına kaldı. Dolayısıyla her ne kadar putperestlik günümüzde neredeyse bulunamaz bir şeyse de, Avoda Zara kavramı, Tora dışındaki ideolojilere itibar etme ve insanın kendisini amaç olarak kabul etmesi açısından azalmadan devam etmektedir.

 

Ancak bir Yahudi sürekli "Tanrı Kimdir?" ve bunun uzantısı olan "O'na karşı sorumluluğum nedir?" sorusu ile meşgul olmalıdır, çünkü onun yaşam ideolojisi, "Tanrı'ya hizmet etmek için yaşıyorum" şeklindedir. O, varlığı ve tanımı "Tanrı'ya hizmet" olan, sadık bir kuldur. Buna göre, öz varlığı, kendi kendini yücelten bir düzeyden, Tanrısallık boyutuna varır. Hayatı kendisi için değil, özellikle Tanrı içindir. Bu da nesiller boyunca Yahudiler'in putperest tapınmayı kabul etmektense ölmeyi tercih etmelerinin nedenini açıklar.

 

Her GÜn YAPILAN MİTSVALAR

[www.pirchei.com]

 

Berahalarda Şüphe

 

Tüm berahalar Hahamlarımız'ın birer emridir. Hahamlarımız yaptığımız mitsvalardan veya bir şeyler yemeden önce Tanrı'nın tüm bereketin kaynağı olduğunu dile getiren berahalar söylemek gerektiğini öğretmişlerdir. Bu, kişinin Tanrı'yı sürekli olarak aklında tutmasına ve aslında her şeyin tek Kaynağı'nın Tanrı olduğu gerçeğine yoğunlaşmasına yol açar. Bu nedenle gereken durumlarda beraha söylemek çok önemli bir ödevdir.

 

Öte yandan her beraha Tanrı'nın İsmi'ni içerdiğinden, kişinin gerekli konsantrasyonu sağlaması, tam olarak ne söylediğine yoğunlaşması gerekir. Bunu yapmadığı zaman, Tanrı'nın İsmi'ni boş yere ya da gereksiz kullanma konusundaki ciddi yasağı ihlal etme riski söz konusudur. Sonuç olarak bir kişi herhangi bir konuda beraha söyleyip söylemediği konusunda şüpheye düştüğü takdirde, o berahayı söylememesi gerekir. Çünkü eğer önceden söylemişse, bu berahalardan biri boşa söylenmiş ve böylece Tanrı'nın İsmi boş yere dile getirilmiş olacaktır. Bundan "Safek Berahot, Leakel - Berahada Kuşku [varsa, kural] Hafifletilir" [ve beraha söylenmez] terimi ile bahsedilir.

 

Tüm bu söylenenler konusunda, bir istisna vardır. Belirli miktarda ekmek yenen öğünlerin bitiminde söylenen Birkat Amazon (Besin Berahası), diğer berahalardan farklı olarak Hahamlarımız'ın değil, doğrudan Tora'nın, yani Tanrı'nın bir emridir. Bu durumda bir kişi Birkat Amazon'u söyleyip söylemediğinden emin değilse, oturup [sadece ilk üç berahayı] tekrar söylemelidir [dördüncü beraha ise Hahamlarımız'ın eklemesidir ve önce sözü geçen diğer berahalar gibi, kuşku durumunda tekrar edilmez].

 

KAYNAKLARIMIZDAN - YAHUDİ TERBİYESİ

[Sefer Maase Avot]

 

Evlilik Üzerine

 

·                     Her Yahudi erkeğin yerine getirmesi gereken yükümlülüklerden biri de "verimli olun ve çoğalın" mitsvasıdır. Her erkek, en az bir kız ve bir erkek evlat sahibi olmak için elinden gerekeni yapmakla yükümlüdür. Bunun en başında, iyi bir aile kuracağı bir Yahudi kızla evlenmek gelir.

·                     Yeuda kralı Hizkiyau, çok tsadik ve Tora'ya bağlı bir kişiydi. Ancak evlenmemişti ve çoğalma mitsvasını yerine getirmemişti. Tanrı Hizkiyau'nun başında bir hastalık gönderdi ve Hizkiyau döşeğe düştü. Sonra da Tanrı, peygamber Yeşayau ben Amots'a "git ve Hizkiyau'ya yakında öleceğini bildir" dedi. Yeşayau gidip Hizkiyau'nun ölüm döşeğinin yanında oturdu ve Tanrı'nın mesajını iletti. Hizkiyau ise "Evlenmedim ama bir nedeni var" dedi. "Ruah Akodeş [kutsal ilham] yoluyla, çocuklarımın değersiz kişiler olacağını gördüm. Böyle çocuklar istemediğim için evlenmedim." Yeşayau ise ona çıkıştı: "Tanrı'nın hesaplarını yapmak sana mı kaldı? Sen üzerine düşen görevi yapmakla yükümlüsün." Bunun üzerine Hizkiyau, Yeşayau'ya "öyleyse bana kızını ver" dedi. "Belki senin liyakatin sayesinde iyi çocuklarım olur." Yeşayau ise ona "Ben sana öleceğini söylüyorum, sen benden kızımı mı istiyorsun?" dedi. Hizkiyau kızdı: "Tanrı'nın mesajını vermeyi tamamla ve çık buradan! Ben babamın evinden bir şeyi öğrendim: Bir kişi, boynunda kılıç varsa bile Tanrı'nın merhametinden ümit kesmemelidir." Yeşayau bunu duyunca ona kızını vermeyi kabul etti. Hizkiyau'nun iki oğlu oldu: Menaşe ve Ravşake.

 

YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ

[Dini Uygulama Rehberi - Rabi Nisim Behar]

 

Tefilin Kuralları

1.      Kadınlar Tefilin takmaktan muaftırlar. Çünkü bu, "Mitsvot Ase Şeazeman Gerama - Zamana bağlı olan ‘yap' şeklindeki emirler"den biridir.

2.      Tişa BeAv'da, geleneğe göre Tefilin, sabah değil Minha'da takılır.

3.      [Bir kişi; anne, baba, kız, oğul, erkek kardeş, kız kardeş ve eşi için matemle yükümlüdür. Bu] Yakınlarından biri vefat eden bir kimse eğer ölü henüz gömülmemişse Tefilin takmaz [Bu durumdaki birine Onen sıfatı verilir ve bu kişi bazı mitsvalardan muaftır]. Hatta acı haberi ilk bir ay içinde alan bir kimse haberi aldığı gün Tefilin takmaz.

4.      Tefilin'i Tanrı korkusu olan kimselerden satın almak gereklidir. Tefilinler aynı zamanda bir Sofer [=bu işin diplomalı uzmanı olan bir hattat] tarafından, yedi senede en az iki kez, yazının silinebileceği düşünülerek kontrol edilmelidir.

 

Haftanın Sözü

[Yahudi Atasözü]

 

Bir baba oğluna verdiği zaman ikisi de güler. Bir oğul babasına verdiği zaman ikisi de ağlar.

 

Haftanın Peraşası'nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.