Yazdır

Talmud Tora Çoçuk Peraşası

Şalom, Merhaba Arkadaşlar,

Bu sene okulda yapılacak Purim Partisini hazırlama görevi bana verildi. Başta, çok istekli ve heyecanlıydım ama partinin detaylarını düşündükçe endişelenmeye başladım. Süsleme, yemek, yarışmalar, duyuru afişleri, hediyeler... Önce hangi birini yapacağımı bilemedim. Sonunda bu konuda öğretmenim Moşe'yle konuşmaya karar verdim.

Ona, "Purim partisi gözümde çok büyüyor. Bu işin altından nasıl kalkacağımı bilemiyorum. Açıkçası gerekli hazırlıkları yetiştiremeyeceğimden korkuyorum" dedim.

Öğretmenim Moşe, "Haftanın peraşasında, Yitro'nun, damadı Moşe'yi görmeye gittiğini okuruz. Yitro Moşe'nin tüm gün boyunca tek başına davaları çözmekle uğraştığını görünce, ona halkın üzerine güvenebileceği binbaşıları, yüzbaşıları ve onbaşıları atamasını önerir. Bu yapılanma Moşe'nin yükünü hafifletecekti."

"Çok mantıklı" diye söze atıldım. "Sanırım ben de aynısını yapmalıyım. Arkadaşlarım arasında görev dağılımı yapabilirim. Böylece hem kendi yükümü hafifletmiş olur, hem de parti hazırlıklarının daha eğlenceli geçmesini sağlayabilirim."

Öğretmenim Moşe, "Aferin sana, doğru anladın" diye cevap verdi. Ben ise, arkadaşlarımla bu konuyu paylaşmak üzere koşar adımlarla sınıfa döndüm. Arkadaşlarım, teklifimi çok olumlu karşıladı yani, bu seneki Purim Partisini hep birlikte hazırlıyoruz!

Şabat Şalom, Dani

Şabat Masasına Hikaye

Ben sizin Tanrınız Aşem'im!

Bir keresinde Napolyon'un kulağına askerlerinden bazılarının her gece çevredeki barlardan birine gittiği çalındı. Bunun üzerine Napolyon, bu disiplinsizliğin doğru olup olmadığını kontrol etmek için, halktan biriymiş gibi giyindi ve bara gitti.

Napolyon bir süre bekledikten sonra, gece yarısına doğru askerlerinden bazıları ard arda bara gelmeye ve sarhoş olana kadar alkol almaya başladılar.

Sabaha karşı askerlerden bir tanesi, "Beyler, karargaha dönme vakti geldi!" diye bağırdı. Askerler yerlerinden kalktı ve karargaha doğru koşmaya başladılar. Fakat çok alkollü oldukları için, askerler bir bir karargah yolunda yere yığılmaya ve yol kenarlarında uyumaya başladılar.

Napolyon, yol boyunca onları takip etti ve karargaha yakın bir noktada, düşüp uyuyakalan askerlerden bir tanesinin yanına eğilerek, şapkasına bir işaret koydu.

Napolyon sabahına iştima için karargaha geldi. Durduğu yerden şapkasına işaret koyduğu askeri belledi ve onu yanına çağırdı. Napolyon askere, "Dün gece neredeydin?" diye sordu. Asker, "Herkesle beraberdim..." diye cevap verdi. Napolyon, "Peki herkes neredeydi?" diye sorunca asker, gerçeği söylemek zorunda kaldı ve bara gittiklerini söyledi. Napolyon bu duruma çok sinirlendi ve askeri hapse attırdı.

Zavallı asker Napolyon'a, "Efendim, size bir şey sorabilir miyim? Belli ki bizi takip ettiniz ve bizi gördünüz. Şapkamı işaretlediğinize göre eminim ki, düşüp uyuyakaldığım yerin arkadaşlarımınkine göre karargaha ne kadar yakın olduğunu da fark etmişsinizdir. Durum böyleyken anlamadığım neden sadece beni cezalandırdığınız?"

Napolyon, "Evet, karargaha en yakın sendin. Ama, herkesin yüzü karargaha dönükken, sen karargaha sırtını vermiştin. Bu da benim için düşüncelerinin karargahta olmadığına işaret ediyor!" dedi.

Bu haftaki peraşada, Yahudiliğin temel taşlarından biri, ‘On Emri' okuruz. İçinde, öldürmeyeceksin, çalmayacaksın, arkadaşının malına göz dikmeyeceksin gibi evrensel kuralları da barındıran On Emir, Mısır'da köle olarak yaşamış ve büyük mucizelerle henüz esaretten çıkmış bir toplum için hayal kırıklığı olabilirdi. Şöyle ki, bu değerlerde herhangi bir yenilik söz konusu değil gibi düşünülebilirdi. Fakat Bene Yisrael böyle düşünmedi. Şöyle ki, Bene Yisrael bu değerlerin kişiye ve kişinin isteğine bağlı birer emir olmanın ötesinde, "Ben sizin Tanrı'nız Aşem'im" ile ilişkili olduğunu biliyordu. Diğer bir deyişle, bizler emirleri yerine getirirken aklımızda, bunların Tanrı'nın bizden isteği olduğunu düşünerek yerine getirmeliyiz.

Pozitif Mitsvalar

Devarim 31:19 "Şimdi; kendinize şu şarkıyı yazın."

Bir günlüğünüz veya özel notlar yazdığınız bir defteriniz var mı?

Çoğu insanın vardır.

İnsanlar önemli olduğunu düşündükleri şeyleri bu deftere yazıp, daha sonra da dikkatle okurlar.

Tora, bizlerin kutsal kitabıdır ve Yahudi yaşamlarımızı tanımlar.

Tora, Yahudi toplumunun geçmişteki yaşantılarını anlatır. Bize bugün uymakla yükümlü olduğumuz mitsvaları ve hayatlarımız ile ilgili değerli düşünce ve fikirleri öğretir.

Bu haftaki pozitif mitsva bize, her Yahudi'nin bir Sefer Tora yazmasını emreder. Şöyle ki, Sefer Tora yazan bir kişi Tora'nın öğretilerinden olumlu yönde etkilendiği gibi, mitsvalar konusunda da daha dikkatli davranmalarını sağlar.

Ancak eğer kişi Sefer Tora'yı kendisi yazabilecek donanıma sahip değilse, bunu kendi adına bir Sofer'e (uzmana) yaptırabilir. 

Diğer bir seçenek ise, yazılacak bir Sefer Tora'nın içinden harf satın almaktır. Böylece, kişi Sefer Tora yazma mitsvasına ortak olabilir ve bu mitsvayı yerine getirmiş sayılır.

Resimli Peraşa

Moşe'nin kayınpederi Yitro, Moşe'ye geldi... Ertesi gün Moşe halkı yargılamaya oturdu. Halk sabahtan akşama kadar Moşe'nin yanı başında ayakta durdu... Moşe'nin kayınpederi, onun halka tüm yaptıklarını görünce, "Nedir bu halka yaptığın?" dedi. (Yitro 18:5, 13-14)

Tüm halktan, güç sahibi ve Tanrı'dan çekinen kişiler, dürüst ve haksız çıkardan nefret eden insanlar bakmalı, onları halkın üzerine binbaşılar, yüzbaşılar ve onbaşılar olarak atamalısın. Normalde halkı bu seçtiklerin yargılasınlar. Her büyük davayı sana getirirler...(Yitro 18:21-22)

Üçüncü günde... güçlü bir Şofar sesi duyuldu...Moşe, Tanrı'yı karşılamak üzere halkı kamptan çıkardı. Dağın eteğinde hazır durdular. Sinay dağı tümüyle duman salıveriyordu; zira Tanrı onun üzerinde ateşle açığa çıkmıştı. (Yitro 19:16-18)

pdfPeraşayı indirmek için tıklayın