Yazdır

Talmud Tora Çoçuk Peraşası

Şalom Haverim, 

Eytan okul öğrenci birliğinin başıydı ve dört senedir okulda çok başarılı çalışmalarda bulunmuştu. Öğrenciler için birçok yeni faaliyet üretmiş, her bir faaliyeti okulun senelik programına aldırmayı başarmıştı. Bu sene Eytan okuldan mezun olurken yerini Yonatan'a bırakacaktı. Fakat Yonatan üstleneceği görev konusunda biraz endişeli ve tedirgindi.

Yonatan'la birlikte evin bahçesinde oturup alacağı görev hakkında konuşurken, Yonatan Eytan'dan sonra öğrenci birliğinin başına geçmenin ne kadar zor olduğundan bahsediyordu. Onun gibi yeni faaliyetler üretemeyeceğini düşünüyordu ve kendini şimdiden başarısız olmuş hissediyordu.

Aramızdaki konuşmaya kulak misafiri olan babam yanımıza gelerek, "Çocuklar, hiç dikkat ettiniz mi? Tora'da Yitshak'tan çok fazla bahsedilmez. Tora'da Yitshak'tan sanki bir filmde rol alan yardımcı bir oyuncudan bahseder gibi bahsedilmektedir. Sizce de böyle birinin bizim atamız olması ilginç değil mi?"

Yonatan'la birbirimize baktıktan sonra babama, "Haklısın galiba. Yitshak Tora'da pasif bir karakter ve hep başkalarının gölgesinde kalmış biriymiş gibi anlatılır. Avraam, tüm dünyayı karşısına alıp yeni bir yola çıkarken, Yitshak sadece babasının yaptıklarını tekrar etmekten başka bir şey yapmadı." diye cevap verdim. Sonra Yonatan söze girerek, "Peki bunu nasıl açıklayabiliriz?" diye sordu.

Babam açıkladı: "Başlamak her zaman zordur ama başlanılanı devam ettirmek daha da zordur. Avraam tüm dünyayı karşısına alarak, Tanrı'nın yolunda yürüdü. Putperestliğin olduğu bir zamanda Avraam'ın bu yaptığı hiç de kolay değildi. Ama o yılmadan inandığı şey için yürüdü. Yitshak ise, evet belki herhangi bir yenilik ile gelmedi, ama o Avraam'ın yolundan gitti. Diğer bir deyişle Yitshak, Avraam'ın başladığını devam ettirdi. İşte bu yüzden atalarımız arasında sayılmaya hak kazandı."

Yonatan bu fikri sevmiş gibiydi ve kendi kendine, "Eğer yenilikçi olamazsam bile en azından onun başladıklarını devam ettirebilirim" diye düşündü.

Şabat Şalom, Dani

Şabat Masasına Hikaye

Doğru Yolu Şeçmek

Rusya'nın köylerinden birinde bayram havası vardı. Genç bir çift evlenecekti ve düğünü kılacak olan Rav ABaal Şem Tov'du. Köyün insanları en güzel kıyafetlerini giyip, köy meydanında toplanmış, düğünün yapılmasını bekliyorlardı.

Düğün saati gelmişti. ABaal Şem Tov Hupa'ya doğru yürürken, önce kalabalığın içinde bir Yahudi'nin yanında gitti ve onun kulağına bir şeyler fısıldadı. Adam, hemen kalabalığın içinden ayrılmak üzere yürümeye başladı. Bu durum, Baal Şem Tov'un iki öğrencisinin merakını uyandırmıştı. Şöyle ki, eğer böyle bir zamanda Baal Şem Tov bu adamın yanına gitmişse, bu adam mutlaka bir Tsadik'tir (Dürüst kişi) diye düşünerek, adamı takip etmeye karar verdiler.

Baal Şem Tov'un öğrencileri adamı otele kadar takip ettiler. Adam otelden ayrılmak üzere eşyalarını toplarken, iki öğrenci adamın yanına gelerek ona, "Lütfen bize kim olduğunuzu söyleyin. Baal Şem Tov'un sizinle konuştuğunu gördük ve eğer Baal Şem Tov sizinle konuştuysa mutlaka Tsadik bir insan olmalısınız" diye sordular.

Adam yanında duran sandalyeye oturarak, "Ben ne bir Tsadik'im ne de Tsadik birinin oğlu. Bakın size anlatayım, benim hikayem şöyle:

Benim Yaakov adında bir komşum var ve onunla çok uzun zamandan beridir arkadaşız. Bir yıl evvel, Yaakov bir yıl süre ile uzak bir ülkeye gidip orada çalışmaya karar verdi. Para kazanacak ve elindeki birikimiyle geri dönecekti. Böyle de yaptı. Tam bir yıl sonra Yaakov bir yıl boyunca biriktirdiği para ile evine ve ailesine geri döndü. Döndüğü gün, onu tanıyan arkadaşları ve tüm sevenleri ona hoş geldin demek için evine doluştu; tabi ben de gittim.

Evindeyken birden Yaakov'un, cüzdanını ve tüm biriktirdiği parasını öylece masanın üzerinde bırakmış olduğunu fark ettim. Kendi kendime, "Ne kadar sorumsuz bir davranış, kazandığı birikimini öylece masanın üzerine bırakmış, üstelik ev tıka basa misafirlerle doluyken. Ona mutlaka bir ders vermeliyim" diye düşündüm ve parayı alıp cebime koydum. Amacım, Yaakov parayı aramaya başlayacağı zaman ona geri vermekti. Ona, parayı bulanın ben olduğum için, gerçekten çok şanslı olduğunu söyleyecektim. Ama olaylar farklı gelişti. Parayı aramaya başladıkları zaman ortalık çok karışıktı. O sırada parayı çıkarıp ona vermem pek de hoş olmayacaktı. Kendi kendime, "Herkes gitsin, parayı öyle veririm" dedim. Ama insanlar Yaakov'a destek olmak için neredeyse tüm geceyi onunla geçirdiler. Bense, bir türlü parayı vereceğim bir fırsat bulamadım.

Bir gün, iki gün... Günler geçip gitti. Ne yapacağımı bilemedim. Sonunda başka bir yere gidip, Yaakov'un parası ile bir yatırımda bulunmaya karar verdim. Bu şekilde, ona daha çok para kazandıracak ve geri döndüğümde ise ona kazandırdıklarım sayesinde kendimi ona affettirecektim. İşte bu fikirle yola çıktım ve buraya geldim. Herkes gibi düğünü görmek için köy meydanındaydım ama Baal Şem Tov yanıma gelerek bana, "Hiçbir zaman geç kalmış sayılmazsın, eve geri dön, arkadaşına parasını ver ve Beezrat Aşem (Tanrı'nın yardımıyla) arkadaşın da sana inanacak" dedi.

Hepimizin içinde, bir Esav ve bir de Yaakov vardır; diğer bir deyişle, bizi yönlendiren iyi ve kötü bir taraf. Bazen bunlar arasında çok ince bir çizgi vardır ve neyin doğru olduğuna karar vermek zordur. Bu bağlamda, haftanın peraşası bize hangi tarafın doğru taraf olduğunu ve bizim bunu nasıl tanıyıp bilebileceğimizi öğretir. Çünkü ancak bu sayede kendimizi olumlu yönde geliştirebilir, Beraha'ya (Kutsama) hak kazanabiliriz.

Pozitif Mitsvalar

Şemot 23:25 "Tanrınız Aşem'e ibadet edeceksiniz"

İçinde krala hizmet etmek için can atan yüzlerce hizmetkarı olan bir saray düşünün. Bazıları kralın tahtını korurken, bazıları ona yemek hazırlar ve bazıları ise onun elbiselerini diker.

Bir krala yakışan hizmet de budur.

Tanrımız Aşem, Kralların Kralıdır! O bizden yukarıdakine benzer hizmetlerde bulunmamızı istemez ama onun yerine bizden O'na dua etmemizi, yakarışlarda bulunmamızı bekler.

Dualarımızda Tanrı'ya olan bağlılığımızı dile getirirken, O'nu yüceltir ve O'na isteklerimizden bahsederiz.

Resimli Peraşa

pdfPeraşayı indirmek için tıklayın