Talmud Tora Çoçuk Peraşası

Sabah Meir yanıma geldi ve dikkatimi sınıftan bir çocuğa yöneltti. Çocuk, her nedense bahçede tek başına oturuyor, diğer çocuklarla oynamıyordu.

Aslında bunun sebebi, diğer çocukların onu oyuna dahil etmek istememeleriydi.

Meir, "Bu konuda mutlaka bir şey yapmalıyız; sınıftan hiç kimsenin yalnız kalmasına izin veremeyiz!" dedi. 

Meir'le aynı fikirdeydim ama ne yapabileceğimiz konusunda şüpheliydim. "Biz iki kişi bu durumu nasıl değiştirebiliriz ki?" diye sordum Meir'e.  

Meir, "Elbette değiştirebiliriz" dedi.

Ona, "Kendinden nasıl bu kadar emin olabiliyorsun? Diğer çocukların bizim kadar anlayışlı olacaklarını sanmıyorum" diye sordum.

Bu soru Meir'i şaşırtmamıştı. "Eğer Noah tek başına kendi dönemindeki insanlara karşı durabildiyse, biz de durabiliriz" diye cevap verdi.

Şimdi Meir'in duyduğu özgüvenin nereden kaynaklandığını çok iyi anlamıştım. Bir Yahudi'nin, Tanrı'nın isteğini yerine getirdiği sürece hiçbir şeyden korkmasına gerek yoktu. Noah, etrafındaki insanların tüm tehditlerine ve yıpratma çabalarına rağmen, Tanrı'nın ondan inşa etmesini istediği geminin inşası için çok çalıştı. Tanrı da ona yardım etti ve ona kötülük etmek isteyenler başarılı olamadılar!

Bunun üzerine Meir'e şöyle cevap verdim: "Öyleyse seninleyim! Eğer gerçekten istersek, başarabiliriz de!"

Şabat Şalom, Dani

Şabat Masasına Hikaye

Doğruluk Sayesinde

İkinci Dünya Savaşı öncesiydi. Yahudi düşmanlığının arttığı günlerdi.

Polonya'nın bir köyünde bulunan Yeşiva'nın (Tora okulu) yanında yer alan dükkan, halka hizmet verdiği gibi, Yeşiva öğrencilerinin de uğrak yeriydi. Yeşiva öğrencileri kalem, kağıt, pul gibi kırtasiyelik eşyalara ihtiyaç duyduklarında veya posta göndermek istediklerinde bu dükkanın hizmetinden faydalanırlardı.

Dükkan sahibi Yahudi değildi ve dükkanına gelen Yeşiva öğrencilerine kuşku ile yaklaşır, onları dört gözle izlerdi. Bunun sebebi, yapılan propaganda çalışmalarında sürekli olarak,  Yeşiva öğrencilerinin hırsızlık yaptıkları ve onlara çok dikkat edilmesi gerektiğinin söylenmesiydi. Elbette ki, dükkan sahibi de Yahudi karşıtı bu propagandadan etkilenmişti. Yeşiva öğrencileri dükkanına girdiklerinde hemen suratı ekşirdi.

Bir keresinde şöyle bir şey oldu:

Bir gün Yeşiva öğrencilerinden biri dükkana girdi ve hemen dükkan sahibine giderek, elindeki pulları ona uzattı.  "Dün buradan pul aldım. Ancak Yeşiva'ya döndüğümde bana ödediğimden daha fazla pul verdiğinizi fark ettim. İşte fazla olan pullar! Size geri getirdim." Yeşiva öğrencisi, pulları tezgahın üzerine bıraktı ve dükkandan çıktı.

Dükkan sahibi, bir süre kendi kendine, "Pulları hiç geri bile getirmeyebilirdi. Kim bana ödediğinden daha fazla pul aldığını bilebilirdi ki?" diye düşündü. Belki bu olağan dışı bir olaydır diye düşünse de dükkan sahibi, Yeşiva öğrencilerinin gerçekten güvenilir olup olmadıklarını öğrenmeye karar verdi.

Dükkan sahibi, birkaç gün boyunca, Yeşiva öğrencilerinin dükkanına gelmesini bekledi ve öğrencilerin satın aldıkları şeylerin arasına, onlar fark etmeden parasını ödemedikleri  bir şey daha koydu.

Fakat dükkan sahibi, her seferinde öğrencilerin parasını ödemedikleri şeyi ona geri getirdiklerini görünce hayrete düştü ve söylenilenlerin aksine Yahudilerin dürüst olduklarına kanaat getirdi. Şöyle ki, Yahudilerin kendilerine ait olmayan hiçbir şeyi almadıklarına kendi şahit oldu.

Çok geçmeden, İkinci Dünya Savaşı başladı. Yahudilerin yaşamı tehlike altındaydı.

Bir gece, dükkan sahibi Yeşiva'nın kapısını çalarak onlara yardım teklifinde bulundu. Yeşiva'dan birkaç gence evinin kapılarını açarak, onları evinin bodrumunda sakladı. Tehlikeli olmasına rağmen, savaş bitene kadar onlara sahip çıktı.

Dürüstlük ve doğrulukları sayesinde ve elbette ki Tanrı'nın merhameti sayesinde bu Yahudi gençler hayatta kalmayı başardılar.     

Pozitif Mitsvalar

Şemot 20:2 "Ben Tanrı'nız Aşem'im"

Bir müzeyi ziyaret ederken, duvarda asılı olan güzel bir tablo gördüğünüzü hayal edin. İncelemek için durduğunuz da şöyle bir düşünün.

Tabloda ki renkler rastgele kendiliğinden mi oluştu veya kendiliğinden birleşerek mi bu güzel resmi oluşturdu?

Tabi ki hayır!

Elbette ki, bir sanatçı bu resmi planladı, tasarladı, çizdi ve boyadı.     

İşte bizim dünyamız da bu güzel resim tablosu gibi bir "Sanat Eseri"dir. Muhteşem çiçekler, ağaçlar, denizler, nehirler, dağlar, vadiler, insanlar, hayvanlar bu tabloda yaşam ve renk bulur.

Böylesine bir "Sanat Eseri" sizce kendiliğinden, rastgele mi oluştu?

Hayır, bu "Sanat Eseri"nin arkasında mutlaka Biri var.

Bu Biri de Tanrı'nın kendisidir.

Tanrı dünyayı yarattı ve var etmeye devam ediyor. 

Bu bağlamda, bilmemiz gereken ilk pozitif mitsva, tüm evreni yaratan Tanrı'ya inançtır.     

Resimli Peraşa 

  • Dünya Tanrı'nın önünde yozlaşmıştı ve yeryüzü suçla dolmuştu. Tanrı Noah'a... "onları yeryüzü ile birlikte yok edeceğim... Kendine bir gemi yap" dedi. (Noah 6:11-14)
  • Tanrı Noah'a, "Her temiz hayvandan kendine, erkek ve eşi olmak üzere yedişer çift al. Temiz olmayan hayvanlardan ise, erkek ve eşi olmak üzere iki tane al" dedi.  (Noah 7:2)
  • Yeryüzü üzerinde yağmur kırk gün kırk gece sürecekti. (Noah 7:12)
  • Noah güvercini ikinci bir kez daha gemiden gönderdi. Güvercin akşam vakti ona geldi; ağzında yeni koparılmış bir zeytin dalı vardı. (Noah 8:10-11
  • Gökkuşağı, Benimle yeryüzü arasındaki antlaşmanın işareti olacak. (Noah 9:13)
  • “Gelin kendimize bir şehir ve başı gökyüzüne erişen bir kule inşa edelim" (Noah 11:4)

pdfPeraşayı indirmek için tıklayın