Bu Hafta İçin Saatler |
8
Heşvan |
Gelecek
Hafta İçin Saatler |
||||
Şabat |
Başlangıç |
Bitiş |
5775 |
Şabat |
Başlangıç |
Bitiş |
Yeruşalayim |
16:12 |
17:32 |
----- |
Yeruşalayim |
16:06 |
17:26 |
Tel
Aviv |
16:31 |
17:33 |
1
Kasım |
Tel
Aviv |
16:26 |
17:28 |
İstanbul |
16:48 |
17:28 |
2014 |
İstanbul |
16:39 |
17:20 |
LEHLEHA |
||||||
|
PERAŞA ÖZETI(Bereşit 12:1-17:27)
Tanrı, Avram’a konuşarak “Ülkenden, doğduğun
yerden ve babanın evinden [ayrıl]; sana göstereceğim ülkeye git”(Bereşit 12:1)
emrini verir. Avram’ı büyük bir ulus haline getirecektir. Bunun üzerine,
Avram, eşi Saray ve yeğeni Lot ile birlikte, Kenaan Ülkesi’ne doğru yola
çıkar ve burada bir sunak inşa ederek, Tek Tanrı kavramını buradada yaymaya
devam eder.
İlk İbrani Avram’ı Mısır’a göç etmeye zorlayan şiddetli
bir kıtlık başgösterir. Oldukça güzel olan Saray, burada Paro’nun
(firavun) sarayına alınır. Avram kendilerini ağabey-kız kardeş olarak
tanıtarak hayatını kurtarır. Vücudunda çıkan yaralar, Mısır Kralı’nın Saray’a
dokunmasını engeller ve onu, Saray’ı Avram’a geri vermeye ikna eder. İkisini
altın, gümüş ve bol malla yolcu eder.
Kenaan Ülkesi’ne geri geldiklerinde, Lot, Avram’dan ayrılarak,
kötülüğüyle ün kazanmış Sedom’a yerleşir. Çıkan bir savaşta Kedorlaomer ve üç
müttefikinin güçlü orduları zafer kazanır ve fethettikleri Sedom
Vadisi’nden aldıkları esirlerin içinde Lot’u da götürürler. Avram, yeğenini
kurtarmak için küçük bir tabur hazırlar ve dört kralı yenilgiye
uğratmasının ardından Şalem (Yeruşalayim) kralı Malkitsedek tarafından mübarek
kılınır.
Tanrı Avram’la “Parçalar arası Antlaşma” olarak bilinen
bir pakt yapar. Ona, soyunun sürgün ve eziyet göreceği, fakat
sonunda Kenaan Ülkesi’nin ebedi olarak onların mülkü olacağını bildirir.
Kenaan Ülkesi’ne gelişinden on yıl sonra bile hala çocuğu olmamış
olan Saray, Avram’a kendi cariyesi Agar’ı verir. Agar hamile kalır ve
hanımına karşı saygısızca davranmaya başlar. Sara buna sert davranışlarla
karşılık verince Agar evden
kaçar. Bir melek kendisine görünerek onu geri dönmeye ikna eder ve
doğuracağı oğlun, kalabalık bir ulusun babası olacağını bildirir.
Avram 86 yaşındayken Yişmael doğar.
13 yıl sonra, Tanrı, Avram’ın ismini Avraam’a
(“Kalabalıkların Babası”) çevirir. Saray’ın yeni ismi ise Sara (“Prenses”) olacaktır.
Tanrı, ikisine bir oğul doğacağını, ismini Yitshak (“Gülecek”)
koyacakları bu oğlun, Tanrı’nın özel bir bağ içinde olacağı ulusun atası
olacağını müjdeler. Avraam, kendisinin ve ailesi ile evindeki tüm erkeklerin
bundan sonra sünnet olmaları konusunda bir emir alır. Bu, tarih
boyunca, “Tanrı ile Avraam arasındaki antlaşmanın” işareti olacaktır.
RAVLARIMIZDAN DİVRE TORA
Rav Naftali Haleva
İÇİMİZDEKİ ŞARKIYI DİNLEMEK VE SÖZLERİNE KULAK VERMEK
Avraam’ın yeğeni, halkının
ahlaksızlığı ile ünlenmiş Sedom şehri yakınlarında çadırını kurar. Bu arada;
Kenaan’ın güneyinde, aralarında Sedom ve Amora’nın da bulunduğu beş krallık, on
iki yıl boyunca vergi ödedikleri Elam Hükümdarı Kedarlaomer’e karşı
ayaklanırlar. Bunun üzerine; Kedarlaomer de üç müteffik kral ile birlikte,
isyanı bastırmak için harekete geçer. İsyan bir savaşa dönüşür ve savaştan
Kedarlaomer galip çıkar. Savaşın galipleri Sedom ve Amora’nın bütün mallarını
yağmalarlar ve halkının büyük bir kısmını da esir alırlar. Esirler arasında Lot
da vardır. Yeğeninin esir alındığını duyan Avraam, yanına adamlarını alır ve
Kedarlaomer’le savaşır. Sonuçta da savaşı kazanıp Lot’u ve de esirleri
mallarıyla birlikte kurtarır.
Sedom Kralı, Avraam zaferinden dolayı kutlamak amacıyla,
karşılamaya çıkar ve Avraam’ın, Kedarlaomer’den kurtardığı tüm mallarını, bir
teşekkür ifadesi olarak, ona hediye etmek ister. Ancak Avraam bunu kabul etmez.
Karşılığında Kral’a şu şekilde cevap verir: ‘’ Ellerimi, Tanrı’ya ‘En yüceye, göklerin ve yeryüzünün
Yaratıcısı’na kaldırıyorum. İplikten, ayakkabı bağına kadar, sana ait olan
hiçbir şeyi almayacağım; ve sen ‘Avraam’ı zengin eden benim’ demeyeceksin.’’
Tora’yı yorumlayan Rabilerimiz, Avraam’ın bu cümleler ile
yemin aldığını belirtirler.
Midraş Talpiyot kitabını derleyen, 18 yy İzmir
Rabilerimizden Eliyau Kohen, Avraam’ın bu kelimelerle yemin etmediğini ve bu
sözlerle bir şarkı söylediğini ifade ediyor. Bu yoruma göre Avraam, Sedom
Kral’ın karşısında şarkı söylemiş ve bu şarkı ile birlikte savaş sırasında
kendisi ve askerlerinin suçsuz insanların öldürmemesi için dua emiştir.
Bu midraşı, farklı bir bakış açısı ile yorumlayabiliriz.
Her insanın bu dünyaya farklı bir katkısı vardır. Bu katkı kişinin hayata bakış açısı, yeteneği,
hassasiyetine ve başkalarına yardım etme niyetine göre şekillenir. Sembollik
olarak kişinin bu özel katkısı bir şarkı olarak ifade edilebilir. Bu dünyada
yaşayan her insanın amacına ve hedeflerine göre yaşamını ifade eden özel bir
şarkısı ve melodisi vardır. Buna paralel
olarak Avraam, Sedom Kralı’nın karşısına çıktığında kendi yaşamını, inancını,
ideolojisini dile getiren bir şarkıyı söylemek amacı ile Kral’a, ‘’ Ellerimi,
Tanrı ‘En yüceye göklerin ve yeryüzünün Yaratıcısı’na kaldırıyorum.’’ demiştir.
Avraam’ın Kral’a söylediği bu sözler aslında tüm
insanlığa hitaben söylenen bir mesajdı ve tek Tanrı inancını, ahlaki monoteist
fikrini ifade eden bir şarkıydı. Aslında insanlar da buna benzer inançlarını
ifade eden melodiler ve şarkılar söyleme isteğindedirler ama zamanla
kendilerine özel bu melodilerini çeşitli nedenlere söylemeye cesaret edemezler
ve sonuçta bu güzel melodiler unutulmaya yüz tutar. Avraam, tüm insanlığa devrim olabilecek bir
şarkıyı çekinmeden söylemiştir. Üstelik, Pagan dünyasının hüküm sürdüğü o
dönemde o şarkıyı büyük bir cesaretle söylemiştir.
Kendisinin söylediği bu sözler, herkesinkinden farklı ve
özel sözlerdi. Tüm dünya bir yerde dururken, Avraam ise öteki tarafta durmayı
başardı. Böyle bir durumda olmasına rağmen şarkıyı söyledi.
Her bir inançlı insanın kendisine ait özel bir şarkısı ve
melodisi vardır. Bize ait bu şarkı herkes tarafından beğenil-meyebilir, takdir
görmeyebilir ve bazı durumlarda işitilmek bile istenmeyebilir; ama bütün
bunlara rağmen inancımızı ifade eden, bizim için önemli bir yer teşkil eden, bu
şarkıyı söylemeye cesaret etmeliyiz. Kendimize ait içten gelen şarkıyı unutmaya
yüz tutmamalı ve Avraam’ın, Sedom Kralına karşı söylediği gibi aynı güven ve
cesaretle dile getirilmelidir.
Teilim kitabında geçen şu cümleye kulak verelim: Şiru
LAd…. Şir Hadaş….
Tanrı’ya yeni bir şarkı söyleyelim…
Herbirimizin derlediği melodi ve şarkının kelimeleri aslında
yaşamımıza renk katan, mutlululuk getiren, etrafımıza enerji ve inancı aşılayan
bir güçtür. Bu şarkı yaşımız büyüdükçe eskide kalabilir ama aslında bu şarkı
gün ve gün manevi olarak büyüdükçe, tazeliğini ve enerjisi kaybetmeyebilir. Yeter ki o şarkıyı söyleyelim ve o şarkının
sözlerini, hayatımızın her anında düşünelim.
HAFTANIN PERAŞASI
Rav Pinhas Erlenger
GERÇEK HESED
Hahamlarımız bize Avraam Avinu’nun gelen geçen herkesi
çadırına davet edip onları güzel yemeklerle beslediğini ve daha sonra kendisine
teşekkür etmek istediklerinde onlara: “Bana değil kendisinin olandan yediğiniz
kişiye teşekkür edin” derdi. “Peki o kim?” diye sorduklarında da Avraam onlara
“Evrenin Yaratıcısı” diyerek cevap verirdi.
Bu şekilde Avraam onlara yaratılış, Tanrı’nın tekliği ve
O’nun yaratılanlarla olan direkt ilişkisinden bahsederek Tanrı inancını
kalplerine kazırdı.
Peki Avraam neden bu yolla hareket etmiştir? Acaba sadece
bir hareketle iki tane mitsva mı yapmak istemiştir? Bu şekilde hem insanlara büyük
bir iyilik yapıp hem de onlara Tanrı inancını mı aşılamak istemiştir?
Eğer öyleyse Avraam neden evine gelenlere direk olarak
Tanrı inancını açık bir şekilde öğretmemiş de bunu önce onlara yemek sunup
ardından teşekkür etmelerini bekleyip onlara soru cevap şeklinde yani dolaylı
yoldan öğretmeyi tercih etmiştir?
Avraam’ın asıl amacı “Hesed” yani iyilik yapmaktır. Onun
tek amacı onlara yemek verip bir yerde onlara yardımcı olmaktır.
Fakat yapacağı bu iyiliğin eksiksiz ve mükemmel
olabilmesi için iyiliği alan kişinin iyiliği Avraam’dan değil aslında sadece ve
sadece Tanrı’dan aldığını, bu yiyeceklerin Avraam’ın evinde sadece Tanrı’nın
bir emaneti olduğunu düşünmesi ve Avraam’ın kendisine değil kendisinin Avraam’a
bu mitsvayı yaptırmakla iyilik yaptığını düşünmesi gerekirdi.
Fakat kişinin bu şekilde karşısındakine karşı borçlu
olmadığını aslında iyiliğin sadece Tanrı’dan geldiğini anlayabilmesi için Tanrı
inancına sahip olması gerekir. Tanrı’ya inanmayan bir insan nasıl olur da
kendisine iyilik yapılmadığını tersine kendisinin veren kişiye iyilik yaptığını
anlayabilir?
Avraam onlara bütün benlikleriyle kendisi ve onlar
arasında hiç bir fark olmadığını bütün yediklerinin Tanrı’dan kendisine ödünç
verildiğini ve şimdi de bunu onlara geçirdiğini anlayabilmeleri için
Tanrı inancını öğretiyordu.
Avraam bu şekilde gerçek “Hesed”i kusursuz bir şekilde
yerine getiriyordu. Biz de aynı şekilde eğer kusursuz gerçek iyiliği yapmak,
tsedaka vermek, insanlara yardım etmek istiyorsak. O zaman verdiğimiz kişiye
aslında verenin biz olmadığımız tersine verdiğimizin Tanrı’nın o kişiye
vermemiz için bize vermiş olduğu bir emanet olduğu hissini yaşatmalıyız. İşte
bu şekilde gerçek ve kusursuz iyiliği yapmış oluruz.
YAHUDİLİKTE KAVRAMLAR
El Gid Para El Pratikante
EZRA ASOFER: Koenler ailesine mensuptu
ve I. Bet-Amikdaş’ın son Koen Gadol’u Saraya’nın torunuydu. Tüm hayatını Tora
öğrenimine adamıştır. Halkının Erets-Yisrael’de başsız kaldığını öğrendiği
zaman, doğduğu yer olan Bavel’I (Babil) terk edip atalarının topraklarına yerleşmeyi
kararlaştırmıştır. 3413 [MÖ 348] yılında Pers kralı Artahşata, Ezra’nın Yeuda
topraklarına gitmesine izin vermiş, kendisinin uygun göreceği hakim ve
yöneticileri ataması için ona tüm yetkileri vermiştir.
Ezra Asofer Yeruşalayim’e vardıktan sonra tüm halkı Bet-Amikdaş’ın önüne çağırmış ve onlara orada çok ateşli bir nutuk atmıştır. Bu nutukta onlara Yahudi olmayanlarla, evlilik yoluyla karışmanın halk için ne kadar büyük bir zarar olduğunu vurgulamıştır. Tüm halk onun bu çağrısına bir ağızdan olumlu karşılık vermiştir. Ezra Asofer, hitabet gücüyle Yisrael Ulusu’nu doğru yola getirmeyi başarmıştır. Ezra, Keneset Agedola adı verilen, 120 bilgeden oluşan bir asamble kurumuştur. Burada Hahamlar Tora’yı açıklamışlar, detaylarına inmişler ve halka öğretmişlerdir. Ezra tüm kutsal yazıları toplamış ve Tora’nın halk içinde okunmasını sağlamıştır. Böylece halk yazılı olanı işitecek ve bilecekti. Ezra’nın tüm çalışmaları tek bir amaçta toplanmıştı: Yahudi Ulusu’nu, onu çevreleyen uluslardan ayırmak ve onu kutsal bir ulus haline getirmek. Ezra son peygamberlerden öğrendiği Tora’yı Keneset Agedola’nın üyelerine aktarmıştır.
CUMA AKŞAMI SEDERİ ALAHALARI
Rav Berti De Rofe
11. Kiduş’tan
önce herhangi bir şeyin yenmesi veya içilmesi yasak olmasına rağmen kişi bu yasağı
geçerse yine de Kiduş yapmalıdır.
12. Kişi Kiduş yapmayı unutup, Seuda’ya
başlamış olsa bile hatırladığı anda Seuda’yı kesip Kiduş yapmalı
ve ardından en az Kazayit (27gr.) ekmek yemelidir.
13. Kişi Kiduş’u yaparken
önce “Yom Aşişi” paragrafını, ardından “Bore Peri Agefen” berahasını,
ardından da Kiduş berahasını söylemelidir.
14. Eğer kişi Şabat akşamı herhangi
bir sebepten dolayı Kiduş söylememişse, ertesi gün yani Şabat gündüz,
akşam söylenen Kiduş’u “Yom Aşişi” paragrafını atlayarak (“Savri
Maranan” dan başlayarak) söylemelidir.
15. Kiduş sırasında
ekmeklerin altında ve üzerinde en az birer örtü bulunmalıdır. (Masa örtüsü
ekmeklerin altında bulunan örtü olarak kabul edilir)
HAFTANIN SÖZÜ
“Evin Tora Bilginleri
için bir buluşma evi olsun, onların ayaklarının altındaki toprağın tozu ol ve
onların sözlerini susamışcasına iç.”
Tseredalı
Yoezer’in oğlu Yosef