Rav İsak Alaluf

Vayişlah peraşasının ilk pasuklarını okurken hayrete kapılmamak elde değildir.

Paro Avraam’ın eşini alınca veya Avimeleh aynı duruma düşünce Tanrı olaya müdahil olmuştur.

Lavan Yaakov’un peşinden gidince Tanrı onun rüyasına girerek duruma el koymuş ve Yaakov ile konuşurken ne söylediğine dikkat etmesini istemiştir. Şimdi Yaakov’un hatta bütün Yahudi toplumunun en azılı düşmanı Yaakov ile karşılaşmak üzere iken Tanrı olaya müdahil değil gibi durmaktadır. 

Yaakov sürekli olarak meleklerin refakatinde seyahat etmektedir. Ancak melekle yaptığı ve bütün gece süren savaşında etrafında hiç kimse bulunmamaktadır. Refakatçi meleklere ne olmuştur? Tanrı neden Yaakov gibi birini atalar içinde en özel olanını korumak için müdahil olmamıştır?  

Gelelim Yaakov'un duasındaki garipliğe. Yaakov duasında Tanrı'nın kendisini Esav'dan kurtarmasını istemektedir. Birçok çobanın yerinden ancak oynatabildiği taşı kaldırıp dayısının sürüsüne su veren, melekle güreşerek onu yenen, Yabok geçidinde tek başına bütün kafilesini karşıya geçirmeye muktedir olan, Midraş'ın verdiği bilgiye göre Rivka'nın gönderdiği çok güçlü refakatçilere sahip olan Yaakov neden korkmaktadır?  

Bütün bu karmaşık soruların yanıtını bulabilmek için öncelikle atalarımızın gelecek kuşakları için neler simgelediklerine bakmamız gerekir. Avraam yaşadıkları ile Mısır sürgününde yaşanacakları, Yitshak sıkıntıları ile Babil sürgününde yaşanacakları gelecek kuşaklara göstermektedir.   Yaakov'un çektiği sıkıntılar en fazla ve şiddetli olanlarıdır. Bu sıkıntılar bizlerin içinde bulunduğumuz Roma veya Edom sürgününe göndermeler yapmaktadır.  

Rabiler genel bir ifade kullanarak yaptıklarımızla Tanrı'dan uzaklaşmanın veya yakınlaşmanın mümkün olduğunu öğretmektedirler. "Şemaaseha yerahakuha, umaaseha yekarevuha - yaptıkların uzaklaştırır ve yaptıkların yakınlaştırır." Aynı şekilde bir insana karşı yaptıklarımızla ona yakınlaşabilir veya uzaklaşabiliriz. Esav'ın buradaki niyeti asla ve asla Yaakov'un hayatına kast etmek değil onu geçmişinden dolayı yargılamaktır. Halbuki Lavan kesin kez Yaakov'u  öldürmek amacı ile peşine düşmüştür. Bu noktada Tanrı duruma el koyarak Lavan'ın rüyasında onu ikaz etmiştir. Lavan Yaakov'a kötülük yapmak için imkanı olduğunu ancak Tanrı'nın bu konusunda kendisini engellediğini Yaakov ile olan karşılaşmasında net bir şekilde ifade etmiştir.  Bunun bilincinde olan Yaakov yaptıkları ile tatlı dili ve hediyeleri ile Esav gibi birine dahi yakınlaşmayı bilmiş ve onun kampına zarar vermesini engellemiştir. Burada Yaakov gerçek anlamda babasının da ifade ettiği gibi "söz" silahını kullanmış Esav ve onun gibi olanların tercih ettiği savaşa hiç girmemek için elinden geleni yapmıştır. Çünkü Bene Yisrael sahip oldukları barışsever karakterleri ile ancak kendilerini savunmak için savaşmışlardır. Diğer zamanlarda diplomasiyi sonuna kadar zorlamayı bilmişlerdir.  

Tanrı Yaakov'un bunu yapabilecek yetenekte olduğunu bildiğinden olaylara müdahale etmemiş gibi görünmektedir. Ancak Midraş'ın verdiği bilgiye göre  kucaklaştıklarında Esav'ın Yaakov'a zarar vermek amacıyla boynunu ısırmak istemesine Tanrı izin vermemiş Yaakov bu olayı zarar görmeden atlatabilmiştir.    

Bunu anladıktan sonra Yaakov'un korkusunu da anlayabilmek mümkündür. Yaakov Esav'dan değil ama onun nefretinden korkmaktadır. Bu nefretin tarih boyunca Yahudilere neler yapacağını Ruah Akodeş ile görmekte ve bu gördüklerinden dolayı dehşete kapılmaktadır. Esav ve beraberindekileri bertaraf etmek işten bile değildir. Yaakov bunu yapabilecek güçtedir. Ancak Yaakov bunun anlamsızlığını da bilmektedir. Esav yok olsa bile Esav gibilerinin düşünceleri ve nefretleri yok olmayacak ve her seferinde başka bir kimlikle Yahudilerin karşısına çıkarak onların huzurunu bozacaktır. Bu olay sonsuza kadar mı sürecektir? Elbette ki hayır.  

Yaakov merdiven rüyasında  her sürgünün kaçar yıl süreceğini o topluma ait meleklerin çıkıp düştükleri basamak sayısı uyarınca hesaplayabilmiştir. Söz gelimi Babil meleği yetmiş basamak, Yunan meleği yüz basamak çıktıktan sonra düşerler. Bu da sürgünün sona erdiğini gösterir. Edom meleği ise sürekli olarak yükselişine devam etmekte neredeyse Kise Akavod'a kadar gelmektedir. Yaakov endişe ile sorar: Bu sürgünün sonu yok mudur? Tanrı ona Bizzat güvence verir. Edom meleği ne kadar yükselirse yükselsin zamanı geldiği zaman Bizzat Tanrı onu aşağıya indirecek ve bu sürgünün de sonu gelecektir.  

Şimdi de Melekle olan güreşi anlamaya çalışalım. Yaakov burada Esav'ın meleği ile güreşmektedir. Adı ne olursa olsun Bene Yisrael her zaman tarih boyunca Esav'ın neslinden veya düşüncesinden gelenlerle tek başlarına savaşmak zorunda kalmışlardır. En sıkıntılı zamanlarda Bene Yisrael'in etrafında hiçbir dostu yoktur. Herkes bir anda yok olmayı seçmekte ve toplum bu zorlu var olma savaşında yalnız kalmaktadır. Nazi Almanya'sı milyonlarca Yahudi'ye Soykırım uygularken dünya sessiz almayı belki de bu şekilde sorun olarak gördükleri "Yahudi problemi" ni bertaraf etmeyi düşünmüşlerdir. İspanyol engizisyonunda, Rus pogromlarında Yahudiler yine yalnızdır.   

 Sukot bayramının ilk gün Aftara'sında Zeharya peygamberin satırlarında da okuruz. Bütün düşmanlar Yeruşalayim'e ve Yehuda'ya karşı savaş halinde olacaklar ve Yahudi toplumu yine yalnız kalacaktır. Ancak bu kez durum farklıdır. Bu yalnızlık Tanrı'nın müdahale edeceği ve sonunun mutlak zafer olacağı bir savaşla son bulacaktır.  Tanrı'nın yardımı ile bütün düşmanlar saf dışı edilerek Maşiah günlerinin barış dolu havasın ulaşılacaktır. O günlerde Yeşayau peygamberin kitabının sonunda söyledikleri gerçekleşecektir. Her Roş Hodeş ve Şabat gününde bütün beşer Tanrı'nın büyüklüğünü bir kez daha idrak etmek için Yeruşalayim'e gelecektir.