Lütfen Peraşa Kâğıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

  31 Ocak

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

2009

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

4:36

5:50

-----

Yeruşalayim

4:43

5:56

Tel Aviv

4:51

5:52

6 Şevat

Tel Aviv

4:57

5:58

İstanbul

5:06

5:46

5769

İstanbul

5:15

5:55

B O

 Hatırlatmalar:

ü 9 Şubat Pazartesi: Tu Bişvat (Tu Bişvat Sederi 8 Şubat Pazar gecesi yapılacaktır.)

 

Bu HP  .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

Peraşa Özeti (Şemot 10:1-13:16)

[www.chabad.org]

 

Mısır'da gerçekleşen on belanın son üç tanesi aktarılmaktadır: Bir çekirge istilası, tüm ürünleri ve bitki örtüsünü tüketir, koyu ve elle dokunulabilir bir karanlık, ülkeyi etkisi altına alır ve Nisan ayının 15'i gece yarısını vurduğu sırada Mısır'ın tüm behorları ölür.

 

Tanrı, Bene-Yisrael'e bir halk olarak verilen ilk mitsvayı bildirir: Ay'ın hareketlerine göre düzenlenmiş bir takvim belirlemek. Bene-Yisrael'e bunun yanında Tanrı Adına bir Pesah-korbanı getirmeleri emredilir. Buna göre bir kuzu ya da oğlak alınıp kesilecek ve Mısırlı behorları öldürmek üzere geldiğinde, Tanrı'nın Yahudi evlerini pas geçmesi için, bu hayvanın kanı evlerin kapı sövelerine sürülecektir. Korbanın ateşte çevirme yapılarak pişirilen eti, matsa (mayalanmamış ekmek) ve maror (acı otlar) ile birlikte yenecektir.

 

Behorların ölümü, sonunda Paro'nun direnişini kırar ve Bene-Yisrael'i ülkesinden kelimenin tam anlamıyla kovar. Yahudiler ülkeden o kadar telaş içinde çıkmak zorunda kalırlar ki, yoğurdukları hamurlar mayalanmaya vakit bulamaz ve yolluk olarak yanlarına sadece mayalanmamış yiyecekler alırlar. Çıkışlarından önce Mısırlı komşularından altın gümüş ve giysiler isterler ve Mısır'ı servetinden ederler.

 

Bene-Yisrael'e tüm behorları kutsal olarak ayırmaları emredilir. Ayrıca her yıl, yedi [Diaspora'da sekiz] gün boyunca iyeliklerinde hiç [tahıl bazlı] mayalı yiyecek bulundurmayarak, matsa yiyerek ve kurtuluşlarını çocuklarına aktararak, Mısır Çıkışı'nın yıldönümünü kutlayacaklardır. Bunun yanında Mısır Çıkışı'nın ve bunun sonucunda Tanrı'ya olan sadakatlerinin bir hatırlatıcısı olarak kol ve başlarına tefilin takacaklardır.

 

DEVAR TORA

[Rabi Yuki Meir - www.torahmitzion.org]

 

Sürgünün Süresi

 

Tora'nın, Bene-Yisrael'in Mısır'da kalma süreleri ile ilgili pasuklarında bir tür uyumsuzluk gözlenmektedir. Bereşit'te okuduğumuz bir pasuk, Tanrı'nın Avraam'a bu konuda söylediklerini içermektedir: "[Tanrı] Avram'a ‘Şunu iyi bil ki, soyun, kendilerine ait olmayan topraklarda 400 yıl boyunca yabancı olacak' dedi. ‘Onlara kölelik edecekler ve onlara eziyet edecekler'" (Bereşit 15:13). Ancak bu haftaki peraşada ise sayı biraz farklıdır: "Bene-Yisrael'in, Mısır'da oturdukları yaşantı [süresi] 430 yıldır" (Şemot 12:40).

 

Konuyu daha da karmaşık hale getiren bir nokta vardır. Yaakov, kıtlık zamanında oğullarını Mısır'a gönderdiği zaman onlara "[Mısır'a] inin (Redu) ve bize oradan erzak satın alın" (Bereşit 42:2) demiştir. Hahamlarımız, Yaakov'un "Redu - İnin" sözünün kehanet içerdiğini ve Mısır'daki sürgünün süresi hakkında imada bulunduğunu öğretirler. Bu sözcüğün sayısal değeri 210'dur ve Hahamlarımız da Bene-Yisrael'in Mısır'da geçirdikleri sürenin toplam 210 yıl olduğunu belirtirler. Bu üç sayıyı nasıl çözümleyebiliriz?

 

Tora'nın bahsettiği uzun süre, Mısır Sürgünü'nün, Bene-Yisrael fiziksel olarak Mısır'a inmeden önce başladığı gerçeğine dayalıdır. Mısır Sürgünü henüz Mısır'a gelinmeden önce başlamıştır, zira o dönemde, Bene-Yisrael Erets-Yisrael'de yaşamalarına rağmen buranın hâkimi değildi. Nitekim Raşi'nin de işaret ettiği üzere, Tanrı, Avraam'a soyunun "Mısır'da birer yabancı" olacaklarını söylememiştir. Söylediği şudur: "Soyun, kendilerine ait olmayan topraklarda 400 yıl boyunca yabancı olacak". Böylece Tanrı'nın bahsettiği 400 yıllık süre göre, sürgün, Avraam'ın "soyunun", "kendilerine ait olmayan topraklarda" yaşadığı dönemin tümünü kapsamaktadır. Böylece bu süre Yitshak'ın doğumuyla başlar, zira Avraam'ın "soyunun" başı odur ve doğduğu zaman Erets-Yisrael, kendilerine ait olmayan bir topraktı. Mısır Çıkışı Yitshak'ın doğumundan tam 400 yıl sonra gerçekleşmiştir. Bu, Tanrı'nın sözlerindeki sayıyı açıklamaktadır. Bu sayıyla bizim peraşamızdaki 430 sayısı arasındaki 30 yıl ise, Tanrı'nın bu sözleriyle Yitshak'ın doğumu arasında kalan süredir. 210 yıl ise, Yaakov'un Mısır'a inmesiyle Mısır'dan Çıkış arasındaki, yani fiilen Mısır'da geçirilen süredir. Raşi'nin açıklaması bu şekildedir.

 

Ramban bu konuda farklı bir olasılık ileri sürer. Ona göre, karar gerçekten de Mısır'da 400 sene kalmaktı, ama 400 yılın sonunda Tanrı'nın Bene-Yisrael'i kurtaracağına dair kesin bir vaat yoktu. Ramban'a göre, Mısır'daki sürgün, Bene-Yisrael'in oradaki günahkâr tutumu nedeniyle 30 yıl uzatılmıştır. Bu durum, Mısır Çıkışı'nın sonrasında doğrudan Erets-Yisrael'e girmek yerine, çölde 40 boyunca dolaşma cezasına benzer. Ne de olsa o gecikme de, casusların getirdikleri olumsuz rapor üzerine gösterilen güvensizlik ve isteksizlik nedeniyle gerçekleşmiştir.

 

Ramban bunların ışığında önemli bir noktayı vurgular: Tanrı, Kurtuluş konusunda vaatte bulunur; ama bu Kurtuluş'un zamanı ve yeri, Yisrael'in manevi durumuyla bire bir bağlantılıdır.

 

Sürgün zamanlarında Tanrı, Kurtuluş zamanıyla ilgili çeşitli işaretler gönderir. Bu işaretleri değerlendirip kendimize çeki düzen vermek söz konusu sürecin zamanlaması üzerinde doğrudan etkili olacaktır. Kurtuluş bir "bum" ile olacak değildir. Bu bir süreç meselesidir. Ama sürecin hızı Bene-Yisrael'e bağlıdır. Bu büyük bir fırsat olduğu kadar büyük bir sorumluluktur da. Sorumluluğun bilincinde fırsatı kullanmak, işaretlerin okunmasıyla doğrudan bağlantılıdır.

 

5 Soru

Cevapları broşürün sonunda bulabilirsiniz.

 

1)      Bo peraşasında hangi üç bela vardır?

2)      Karanlık belasının ilk üç günü ile son üç gün arasındaki fark nedir?

3)      Karanlık belası sırasında Bene-Yisrael ne yapıyorlardı?

4)      Moşe, Paro'ya behorların öleceği zamanı söylerken, "Gece yarısı civarında" demiştir. Aslında olay tam gece yarısında olacaktı. Öyleyse Moşe neden tam vakti vermemiştir?

5)      Bene-Yisrael'e bir davar yavrusu ile ilgili verilen mitsva nedir?

 

 

 

MİŞNE TORA

[Rambam'ın Sözlü Tora'nın tüm konularını kapsayan devasa kanun kodeksi Mişne Tora'nın çok kısa bir özeti. Hazırlayan: Rabi Dr. Azriel Rosenfeld]

Önemli Not: Bu yazı dizisinin amacı Tora'nın tüm kanuni konuları hakkında okuyucuya bir fikir vermekten ibarettir. Okuyucu, pratik Alaha konusunda burada yazılacak - hem de çok kısa bir özet olan - kanunları bir temel olarak kullanamayacağını bilmelidir. Alaha konusundaki pratik uygulamalar için uzman bir Haham'a danışmak gerekir.

 

İlk Kitap: MADA / BİLGİ (Devam)

4. Avoda Zara - Putperestlik

 

c) Putperest ve Büyülü Uygulamalar

 

Aşem'e tapma amacıyla bile olsa, putperestlerin kullandıkları tapınma tarzlarını taklit etmek yasaktır. Tora bu konuda özellikle, ibadet amaçlı sütun-anıtlar dikilmemesini, Bet-Amikdaş dışında, üzerinde eğilmek üzere taşlar döşenmesini ve Bet-Amikdaş'ta ağaçlar dikmeyi yasaklamıştır. Pasukta söylendiği gibi: "Kendine Tanrın Aşem'in nefret ettiği bir anıt dikme" (Devarim 16:22), "Kendinize sahte tanrılar yapmayın. Kendinize [putperest amaçlı] heykel veya anıt dikmeyin. Ülkeniz'de, üzerinde eğilmek üzere şekilli taşlar yerleştirmeyin" (Vayikra 26:1) ve "Kendine aşera [=ibadet amaçlı ağaç], [ya da] Tanrın Aşem'in, kendine yapacağın Mizbeahı'nın yanında herhangi bir ağaç dikme" (Devarim 16:21).

 

Fal ve büyücülük yasaktır; Tora bunların birçok çeşidini sayar: "[Ölülerle temas şekilleri olan] Ov veya Yideoni [yöntemlerine] başvurmayın" (Vayikra 19:31); "Soyundan [hiçbirini] Moleh için [ateşten] geçirilmek üzere teslim etme" (Vayikra 18:21); "Tanrın Aşem'in sana vermekte olduğu Ülke'ye geldiğin zaman o ulusların iğrençliklerini yapmayı öğrenme. Sende bulunmamalıdır oğlunu veya kızını ateşten geçiren, falcılık yapan, uğurlu vakitlere veya alametlere göre kehanette bulunan, büyücülük yapan, sihirli sözler kullanan, Ov ve Yideoni yöntemleriyle medyumluk yapan veya ölülere danışan [kimseler]" (Devarim 18:9-11). "Alametlere göre hareket etmeyin. Uğurlu vakitlere göre hareket etmeyin" (Vayikra 19:26).

 

DEVAR TORA

["Torah Bytes" / Rabi Shraga Simmons - www.aish.com]

 

Mısır'dan Çıkışı Anmak

 

Bo peraşasında Bene-Yisrael Mısır'dan Çıkış için hazırlanırlarken, Tanrı onlar için takvim olarak, Nisan ayını yılın ilk ayı olarak belirler. Ancak bunu anlamak biraz zordur; zira Roş Aşana, yani yıl başı olarak kutladığımız gün, Tişri ayının başıdır.

 

Açıklama şöyledir: Genellikle insanlar Tanrı'yı "Yaradan" olarak kabul ederler. Ama Yaratılış'tan sonra, Tanrı'nın arkasına yaslanıp doğanın akışını pasif bir şekilde seyrettiğini farz ederler. Ancak, bütün mucizeleriyle birlikte Mısır'dan Çıkış, Tanrı'nın "Tarihin Aktif Yöneticisi" şeklindeki rolünün, "Yaradan" şeklindeki rolünden çok daha büyük ve etkili olduğunu bize öğretir. Bu nedenle, Tanrı ile insanlık arasındaki bu yeni ilişkiyi anmak için, Mısır'dan Çıkış'la birlikte ayların sıralaması değişmiştir.

 

Esasında bu başka bir soruyu da açıklamaya yardım eder: Eğer Şabat günü, Altı Günlük Yaratılış'ı anma amacını taşıyorsa, o zaman Şabat emri neden sadece Yahudiler'e verilmiştir?

 

Bunun cevabı Cuma akşamı okunan Kiduş metninde bulunur. Orada Şabat'ın "Zeher Lemaase Vereşit - Yaratılış İşlerinin Hatırlatıcısı" olmanın yanında "Zeher Litsiat Mitsrayim - Mısır Çıkışı'nın Hatırlatıcısı" olduğunu da vurgularız. Çünkü Tanrı bütün dünyayı ve insanlığı yaratmıştır; ama bu, O'nun Yaratıcılık rolünü gösterir. Öte yandan Bene-Yisrael'in Mısır'dan Çıkışı ile Tanrı'nın sadece evreni yaratıp bir köşeye çekilmediği, aksine tarihi aktif olarak yönettiği gerçeği gözler önüne serilmiştir. Bu özellikle Bene-Yisrael ile olduğu için Şabat emri de özellikle Bene-Yisrael'e verilmiştir.

 

1935'te Moskova'da Prof. Nikolay Berdysev'in söylediği şu sözlere bir kulak verelim: "Yahudilerin devamlılıklarını sürdürebilmeleri, mutlak surette zorlu şartlar altında dayanıklılıkları ve tarihte oynadıkları kilit rol. Bunları düşündükçe şu açık ki, bu halk, tarihin normlarının ötesine geçen, önceden tespit edilmiş [mistik] idare altındadır."

BİR KİŞİ / BİR ESER

 

Rabenu Nisim: Kısaca RaN olarak da anılan Girona'lı Rabenu Nisim ben Reuven (1320-1380) etkili bir Talmud ve Alaha otoritesiydi. Ortaçağın büyük İspanyol Yahudi otoritelerinin sonuncularındandı.

 

Ran, Barselona'da doğmuştu. Bir doktordu ve astronomi bilgisi vardı. Hocasının kim olduğu tam olarak bilinmemektedir, ancak babası Rabi Reuven ben Nisim'in onun başlıca öğretmeni olduğu sanılmaktadır. Ran kendi döneminin önde gelen Alaha otoritelerinden olduğundan, Yahudi diasporasının her yerinden ona Yahudi Kanunu konusunda sorular gelirdi. En tanınan öğrencisi Rabi Yitshak Bar Şeşet'tir (Rivaş).

 

Analizlerinde kendi dönemi civarında ve öncesinde yaşayan diğer otoritelerle görüş ayrılığı gösterse de, uygulamasal kararlara geldiğinde çoğunlukla onların görüşlerini kabul etmiştir. Mistisizm ile arası çok iyi değildi; hatta Kabala'ya çok vakit ayırdığı için Ramban'ı eleştirdiği söylenir.

 

En tanınmış eseri, kendi ismiyle anılan ve Rif'in (Rabi Yitshak Alfasi) "Alahot" adlı Talmud açıklamasına yazdığı alt açıklamadır. Konu teorik olduğu zaman açıklamayı çok kısa tutmasına rağmen, uygulamasal bir nokta söz konusu olduğunda geniş açıklamalar vermiştir. Ran'ın bu açıklaması günümüzde tüm standart Talmud versiyonlarında mevcuttur.

 

Ran doğrudan Talmud'a da açıklamalar yazmıştır ve orada da teorik kısımları hafif geçmiş ve ağırlığı uygulamasal noktalara vermiştir. Başka çalışmaları arasında bir soru-cevap çalışması, Tanah üzerinde yakın zamanda basılmış bir açıklama, bir felsefe çalışması ve bir dizi deraşa vardır.

 

DÜŞÜNCELER

["Straight Talk" / Rabi Shaul Rosenblatt - www.aish.com]

 

"Halkımı Salıver!"

 

1980'lerde Sovyet Yahudileri'ni özgür kılmak için kullanılan bu slogan, aslında bu haftaki peraşadan alıntıdır. Moşe, Bene-Yisrael'i bırakması için Paro'ya, Tanrı'nın sözleriyle bu şekilde seslenmiştir. Ancak bu, Moşe'nin kullanmış olduğu cümlenin sadece yarısıdır. Gerçeği şöyledir: "Halkımı salıver ki Bana ibadet edebilsinler!" (Şemot 10:3). Diğer bir deyişle burada halkın öylesine serbest bırakılması değil, bir amaç için gitmelerine izin verilmesi istenmektedir.

 

Yahudilikte fiziksel özgürlük tek başına bir değer değildir. Eğer bir insan özgürse ve bu özgürlüğünü başkalarına zarar vermek için kullanırsa, bedenini uyuşturucularla doldurarak onu kötüye kullanıp hayatını mahvederse, böyle bir özgürlük değerli olur mu? Köle olması daha iyidir.

 

Özgürlük, ancak ona bağlı bir amaç olursa değerli olur. Amaç olmadan özgür olurlarsa, köle oldukları zamandan daha mutlu olmayacaklardır.

 

Tarih, Yahudiler'in fiziksel özgürlüğünün, hem de en zalim ve acımasız yöntemlerle kısıtlanışının sayısız örneğiyle doludur. II. Dünya Savaşı sonrasında yaşanan felaket bunun doruk noktasıdır. Günümüzde ise Yahudiler, dünyanın aydın kesiminde baskı ya da ayrımcılığa tabi tutulmamaktadır. Bir bakıma fiziksel özgürlüğü yaşamaktadırlar. Ancak bu özgürlük amaçsız olmamalıdır. Tanrı bu amacın ne olması gerektiğini söylemiştir:

 

"Halkımı salıver ki Bana ibadet edebilsinler!" Özgürlük anlamlı bir amaç içermelidir.

 

Yine de bütün milletler arasında, Yahudiler'in amaçsız yaşaması, en ironik durumdur. Yahudi tarihi, daha iyi bir dünya hayal etmek ve amaca ulaşmak için mücadele etmekle geçmiştir. Varoluşundan beri, "uluslara bir ışık" olma kavramı Yisrael'e ilham vermiş ve onu yönlendirmiştir. Ve bunu başarmıştır da. Yahudi Kutsal Kitabı'nın değerleri bütün dünyaya yayılmıştır.

 

Bir amacımız vardı ve bu amaç insana ıstırap verecek kadar yakındadır. Tek yapmak gereken, eli uzatıp onu yakalamaktır. Bir insanın boğulması çok hazin bir durumdur. Ama eğer bu boğulma birkaç santim derinliğindeki suda gerçekleşiyorsa ve o kişi, kurtulmak için yapması gereken o çok basit şeyi yapmayıp ayağa kalkmıyorsa bu artık trajik olmanın ötesindedir.

 

Günümüzde birçok yerde Yahudilerin yaptığı şey ne yazık ki budur. Boğuluyoruz, çünkü Yahudi gençlerimiz Yahudilik'te bir anlam bulamıyorlar. Düşünsenize; Yahudilik'te anlamsızlık! Ne büyük bir yanılgı! Kısacası, biraz çabayla biraz dikkatle, özveriyle ve en önemlisi önyargısız bir şekilde davransak Yahudilik'te anlam bulamamanın ne kadar anlamsız olduğunu bizzat yaşayabilecekken, bir santim derinliğindeki suda boğulmayı tercih etme trajedisi içindeyiz. Ayağa kalkmamızın ve değerlerimize tutunmamızın zamanı gelmiştir. Ve eğer zaten ayakta iseniz, elinizi uzatıp bir başkasının da ayağa kalkması için yardım edin.

 

YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ

[Dini Uygulama Rehberi - Rabi Nisim Behar]

 

Yahudi Olmayan Birine Şabat Günü İş Yaptırmamak

1.      Tıpkı bir Yahudi'nin Şabat günü iş yapmasının yasak olması gibi, bu tip bir işi Yahudi olmayan birine yaptırmak da yasaktır.

2.      Yahudi olmayan birine Şabat günü herhangi bir şey satın alması için Cuma gününden para veya Şabat günü postaya atması için Cuma gününden mektup verilemez.

3.      Yahudi olmayan bir usta kendi hesabına çalışıyorsa, onun bu işi Şabat günü yapma olasılığına karşın, hafta içinden kendisine iş verilebilir. Bu kişi, bu işin sonucunu Şabat günü getirmişse, o sonuçtan ancak, Şabat bitişinden sonra, söz konusu işin yapılması için gereken süre geçtikten itibaren yararlanılabilir.

4.      Yahudi olmayan bir kimseden Şabat günü yalnızca büyük bir tehlike veya hastalık durumunda Yahudiler için onların yapamadığı bir işi yapması rica edilebilir. Bu yüzden kışın Şabat günleri, çok soğuk olan yerlerde, Yahudi olmayan birine soba ve ateş yaktırılabilir. Çünkü soğuğun karşısında herkes hasta sayılır.

5 CEVAP

 

1)      Çekirgeler, karanlık ve behorların ölümü.

2)      İlk üç gün boyunca etraf sadece karanlıktı, son üç gün karanlık aynı zamanda yoğundu ve hareket etmek de mümkün değildi.

3)      Mısırlı komşuların altın ve gümüşlerini nerede sakladıkları görmeye gitmişler, ama onları almamışlardı.

4)      Mısırlı astronomlar gece yarısını tam olarak hesaplayamayabilirlerdi. Dolayısıyla Moşe tam gece yarısı dememiştir, zira yanlış hesaplama durumunda astronomlar onu, kendi hataları sonucunda yalanla suçlayabilirlerdi.

5)      Pesah-korbanı.

 

Haftanın Sözü

["Shabbat Shalom Weekly" - Rabi Kalman Packouz]

 

Büyük beklentileriniz olmazsa büyük hayal kırıklıkları yaşamazsınız.

 

Haftanın Peraşası'nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.