Yazdır

kutsamaSevgili Sara ve Sevgili David,

Yom Kipur hayatımızın hesabını verdiğimiz, hayatın ne kadar kısa ve önemli olduğunu ve bu yüzden iyi yaşamamız gerektiğini hatırlamamız gereken gündür.

“Bize günlerimizin sayısını öğret ki bilge bir kalp edinelim” der Teilim. Kaybedebileceğimizi bildiğimiz şeylere önem vermeyi öğreniriz. Yahudi halkı işte bu yüzden tarihinin henüz baharında kölelik acısı çekmiştir ki, sonrasında özgürlüğe değer versin ve onun için mücadele etsin. Avraam işte bu yüzden evladını neredeyse kaybetme noktasına geldi ki, Yahudiler evlatlarını sevmeyi ve onlara değer vermeyi öğrensin. Bu dersler öylesine önemliydi ki, ortak bilinçaltımızda yer etti ve binlerce yıl boyunca unutulmadı.

Yahudi yılının en kutsal gününde ölüm olasılığını düşünürüz ki, yılın geri kalanı boyunca hayatı sevelim. Yahudiler, diğerlerine göre hayatta -bu yeryüzündeki hayatta- Tanrı’yı en çok gören halktır.

Başka dinlerin çoğu bunu yapmamıştır. Tanrı’nın ölüm sonrası yaşamda, inzivada ya da mistik bir coşku anında bulunacağını düşünmüşlerdir. Kutsal demek, onlar için başka bir yer demekti. Oysa bizim için, kutsal, şimdi ve burasıdır. Yahudi kadeh kaldırma biçimi, “le-chayim, “Hayata” demektir. Moşe’ye verilen büyük emir Uvacharta va-chayyim, “Hayatı seç” şeklindedir.

Roş Aşana’dan Kipur’a kadar şöyle dua ederiz: “Bizi yaşam için hatırla, yaşamı seven Kral. Hatırın için bizleri yaşam kitabına yaz, yaşayan Tanrı.” Tanrı’yı bulmak için dağlara tırmanmamıza, okyanusları aşmamıza ya da bir masal ülkesine yolculuk etmemize gerek yoktur.

Tanrı aldığımız solukta, yaptığımız eylemlerde, okuduğumuz dualarda, verdiğimiz sevgidedir. Tanrı evrenden daha büyük, bizim kendimize olduğumuzdan daha yakındır.

Sabahları okuduğumuz ilk dua, Modeh Ani duasıdır: “Sana teşekkür ediyorum, yaşayan ve ölümsüz Kralımız, içimizdeki ruhu şefkatle yenilediğin ve bize olan bağlılığın sonsuz olduğu için.” Hayatımı bana geri verdiğin için Sana teşekkür ederim Tanrım.

Yahudiliğin özü, hayatı hakkımızmış gibi görmemeye dayanan uygulamalarla desteklenir: dualarımızda ettiğimiz şükranlar, her haz için okuduğumuz beraha’lar, kaşerut ’un yemek yemeyi kutsal bir eyleme dönüştürmesi ve aşkı kutsayan Yahudi ailesi kanunları...

Hayatta, manzaranın tadını çıkaramayacak şekilde hızlı hareket ederken, Şabat bizi durdurur.

Finansal yıkım bize bir şeyler öğretmelidir. Borsaya yatırım yapabilirsiniz ama piyasa çökebilir. Gayrimenkule yatırım yapabilirsiniz ama fiyatlar düşebilir. Seküler eğitimlerin peşinden koşabilirsiniz ama sizi hayal kırıklığına uğrattıkları gibi, bedelleri yüksek olabilir. En iyi yatırım, iyi yaşanmış bir hayattır; anlamlı, ilkeli ve bir amaç taşıyan, mümkünse mutlu bir evlilikle taçlanmış, sıcak ve sevecen bir aile ve destekleyici, güçlü bir cemaatle birlikte yaşanan bir hayat.

Yahudilik bunları bulmamıza yardım eder. Ailemizi ve evimizi mübarek kılar. Evlatlarımızla paylaşacağımız değerler verir. Yaşam tarzı olarak, tüm diğerlerinden daha uzun süre boyunca sınanmıştır.

Bilgelik kaynağı olarak, derinlik ve genişlik bakımından benzeri yoktur. Yahudilik, ayaklarımızın yere basması için bize kökler, uçmamıza yardım etmek içinse kanatlar verir. Mitsva’lar, kalbin sağlıklı görevleri konusunda bizi eğitir. Dua, ruhun yenilenebilir enerjisidir ve inanç, uydu navigasyon sistemidir. Okuduğumuz her beraha, hayata “evet” demenin bir şeklidir. Tanrı, yaşamın Tanrısı ve Yahudilik, hayatın dinidir.

Sarkaç, tarih boyunca iki tür toplum arasında salınmış durmuştur: hazzı reddeden çileci kültürlerle, hazza tapan hedonist kültürler. Biz daha iyisini yaparız: Hazzı kutsar, en fiziksel dürtülerimizi alır, onları Tanrı’ya adarız. Dünya genelinde pek çok inanç vardır ama hiçbiri küçücük bir halkı daha uzun ve anlamlı bir süre boyunca, hayatta neşelenmeye sevk etmemiştir. Evet, hayat bazen zor olabilir; acılar, kayıplar, hayal kırıklıkları ve kederler yaşanabilir. Ancak bunun çaresi, risk almaktan kaçınmak değil, bize güç veren unsurlar üzerinde durmaktır: Aile ve arkadaş sevgisi, cemaatin desteği, kendimizi Tanrı’ya teslim etmemize olanak tanıyan dua etme alışkanlığı, bize inanan, hatalarımızı affeden ve her başarısızlığın ardından bize yeniden başlama gücünü veren bir Tanrı’ya duyduğumuz inanç.

Yahudilik tarihte, sevgiyi, tinsel yaşamın kalbine yerleştiren ilk din olmuştur: Tanrın A..nay’ı bütün kalbin, bütün ruhun ve bütün varlığınla sev. Komşunu sev. Yabancıyı sev. Dinî edebiyatın en büyük aşk şarkısı Shir ha-Shirim, Ezgiler Ezgisi’dir. Ve en çok sevdiğimiz, yaşamın kendisidir çünkü Tanrı orada bulunur. En büyük gücümüz budur. Atalarımızın her türlü zulmün altından kalkmasını sağlamıştır.

Holokost kurtulanlarının hayatta kalmasına yardım etmiştir. Yahudi halkına, İsrail toprağı ve devletini yeniden kurma cesaretini vermiştir.

Bu ulu günlerde en büyük duamız, işte bu yüzden “Bizi Yaşam Kitabı’na yaz” şeklindedir. Para, başarı, şan, şöhret istemiyoruz.

Sadece hayatı istiyoruz.

Yahudilik işte budur: Bir sevgi yaşamı ve bir yaşama sevgisi. Geri kalan ne varsa, yorumdur.