Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

  27 Ocak

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

2007

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

4:32

5:46

-----

Yeruşalayim

4:39

5:52

Tel Aviv

4:46

5:48

8 Şevat

Tel Aviv

4:53

5:54

İstanbul

4:58

5:38

5767

İstanbul

5:10

5:50

B O

 Hatırlatmalar:

ü  Şubat Şabat: Tu Bişvat

 

Bu HP  .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

Peraşa Özeti (Şemot 10:1 - 13:16)

[www.ohr.org.il]

Tanrı Moşe'ye, herkesin tüm zamanlar için Tek ve Mutlak bir Tanrı olduğunu bilmelerini sağlayacak olan mucizevî belaları gerçekleştirmek üzere Paro'nun kalbini sertleştirdiğini söyler. Paro çekirge belası ve bunun ne kadar ağır olacağı konusunda uyarılır. Sadece erkekleri serbest bırakmayı kabul eden Paro'ya, herkesin çıkmasında ısrar eden Moşe ret cevabı verir. Bela sırasında Paro, Moşe ve Aaron'u çağırır; günah işlediğini kabul eder ve çekirgeleri uzaklaştırmalarını ister. Tanrı belayı sona erdirirken, Paro'nun kalbini de sertleştirir ve o da Bene-Yisrael'i yine serbest bırakmaz. Bunun üzerine Bene-Yisrael haricindeki tüm halk, elle dokunulabilecek yoğunlukta bir karanlığa maruz kalır. Paro Moşe ve Aaron'u çağırır; tüm halkı alıp gitmelerini, fakat sürülerini burada bırakmalarını söyler. Moşe'nin cevabı, kendi sürülerini almakla kalmayacakları, yanlarında Paro'nunkileri de götürecekleri şeklinde olur. Moşe Paro'ya, Tanrı'nın bir bela daha göndereceğini, behorların[1] öleceğini ve ardından Bene-Yisrael'in Mısır'dan çıkacağını bildirir. Tanrı Paro'nun kalbini tekrar sertleştirir ve Paro Moşe'ye, bir daha karşısına gelmesi halinde öleceğini söyler.

 

Tanrı Moşe'ye, Nisan ayının Bene-Yisrael için ilk ay olarak kabul edileceğini söyler. Bene-Yisrael'e, ayın 10'unda bir kuzu alarak, 14'üne kadar kapılarının önünde bağlı tutmaları emredilir. Bu kuzu 14'ü gecesi Pesah korbanı olarak kesilecek, kanları kapı pervazlarına sürülecek, ateşte pişirilecek olan etleri de yenecektir. Kapı pervazlarında işaret bulunan evlerin üzerinden atlanacak ve buradaki behorlar zarar görmeyeceklerdir.

 

Bene-Yisrael'e, Mısır'dan Çıkış'ı nesiller boyunca hatırlamaları ve bu olayın anısına Pesah bayramı boyunca Hamets[2] yememeleri emredilir. Moşe Tanrı'nın emirlerini halka aktarır ve halk bunları harfiyen yerine getirir. Son bela gelir, behorlar ölür ve Paro Bene-Yisrael'i Mısır'dan "kovar". Tanrı, Moşe ve Aaron'a Pesah korbanı, Pidyon Aben[3] ve Tefilin mitsvaları hakkındaki kuralları öğretir.

 

DEVAR TORA

[Rabi Berel Wein - www.torah.org]

 

Sor, Meydan Oku, Öğren

 

Bo peraşası sonraki nesillerin, çocukların ve torunların, kendilerinden önceki nesillere Yahudiliğin sebepleri ve uygulamaları hakkında sorular soracağı gerçeğini ele alır. Tora, bu sorgulamanın gerçekleşeceğini açık bir şekilde söylemektedir. Yani bunun olacağı kesindir. Ve Tora, bu sorulara uygun cevaplar verirken kullanılacak kuralları şifreli bir şekilde bize sağlar. Dünyada farklı türden aileler ve öğretmenler vardır. Yaklaşımlarında, otoriter, tartışma kabul etmeyen, evde ve sınıfta sorulardan nefret eden, bir ebeveyn veya öğretmen olarak rollerinin önceki nesli ve değer yargılarını sorgulayan gençlerin eğilimi yüzünden zorlaştığını düşünenler vardır. Diğer taraftan, gençlerin araştırıcı sorularını takdir eden ve onlara cesaret veren aileler ve öğretmenler de vardır. Bu sorgulama onları kamçılarken, sorulara anlamlı ve ikna edici cevaplar bulmak için mücadele ederler.

 

Tora'nın, bakış açısından, ikinci yaklaşım en akılcı olanıdır. Nasıl ve neyin sorulacağını bilmeyen insanlar vardır. Bu durum, oldukça vahim görünürken, daha da acı olanı, sormaya izin vermeyen bir toplumda yaşamaktır. İnsanoğlunun, totaliter rejimlerinde sorgulamaya müsaade etmeyen, büyüklük taslayan hükümdarların yönetimi altında yüz milyonlarca insanın ezildiği yirminci yüzyıl hakkındaki acı deneyimi, sorulara izin verilmeyen, böylece cevap vermenin gerekli olmadığı bir kötülükler dünyasını ortaya koymaktadır.

 

Yahudi dünyasında, özellikle dindar ve inanç dolu Yahudi dünyasında, iyi sorular sormak ender bir hal almıştır. Kişilere ve politikalara, tartışma kabul etmeyen bir inanç, dindar Yahudi toplumunun bütün yelpazesinde, neredeyse bir kural olmuştur. Bu "ister beğen, ister beğenme" tavrı, on dokuzuncu ve yirminci yüzyılda, Tora dünyası için korkunç sonuçlar doğurmuştur. Evlerimizde ve okullarımızda, bu tavrın sürmesi için hiçbir neden yoktur. Sorgulamamaya teşvik etmek, bir bakıma, Yahudilik ve Tora inancına karşı korkunç bir güvensizliği açığa çıkartmaktır. Bu tavır, Tora'nın, gerçekten de, (Has Veşalom) bu sorulara cevabı olmadığı, bu yüzden de, soruların kendiliğinden yasaklandığı izlenimini doğurmaktadır. Oysa zaman sınavını geçen, birçok kavramlar, felsefeler ve toplumsal hareketlerle yüzleşen ve onları yenen Toramız ve inançlarımız, hiçbir zaman, sorulara, tartışmalara ve fikir ayrılığına izin vermeyen bir duruma sokulmamalıdır.

 

"İnançsıza ne cevap vereceğini bil" doktrini, Pirke Avot'ta ismi geçen hahamların ilkesidir. Pesah Agadası'nda gördüğümüz üzere kötü bir evladın bile, arsızlığına karşın soru sormaya ve cevap almaya hakkı vardır. Yahudi nesillerin devamlılığı, bir nesil ile ondan sonraki nesiller arasındaki ilişkiyi meydana getiren tartışmalar, sorular ve cevaplar üzerine kurulmuştur. Soru sormaktan çekinmeyin. Öğretmenlerimiz olan Hahamlarımız yeteri kadar aydın kişilerdir. Size doyurucu bir cevap verebileceklerinden emin olabilirsiniz. Ama sabırlı olun. Hayati sorulara tek kelimelik cevabın olmadığını bilin, kısa bir cevap yerine ders almaya hazır olun. Çünkü Tora yüzeysel bir metinden ibaret değildir.

 

DEVAR TORA

[Avi Wagner - www.tfdixie.com]

 

Ayrı Fakat Eşit

 

"Tanrı'nın kendilerine ‘Bene-Yisrael'i Mısır Ülkesi'nden toplu halde çıkarın' dediği Aaron ve Moşe budur"(Şemot 6:26).

 

Geçen haftaki peraşanın başlarında, Tora, Levi kabilesinin soy ağacını verdikten sonra, Mısır'dan Çıkış sürecinin başlangıcını anlatmaya başlar. Tora'yı açıklayan klasik otorite Raşi, Tora'nın Moşe ile Aaron'un eşit düzeyde olduklarını belirtmek için, ikisinin isimlerini bazen "Moşe ve Aaron" bazen de "Aaron ve Moşe" olarak verdiğini söyler. Geçmiş neslin en büyük hahamlarından ve liderlerinden Rabi Moşe Feinstein, ikisinin nasıl eşit olabileceğini sorgular. Moşe peygamberlerin en büyüğüydü. Eğer böyle ise, Raşi nasıl Aaron'un onunla eşit olduğunu söyleyebilmektedir?

 

Rabi Feinstein'e göre, bunun olası bir açıklaması şöyledir: Moşe ve Aaron peygamberlikte eşit olmamalarına rağmen, pasuğun içeriğine uygun bir şekilde, davranışlarında, yani kurtuluşu gerçekleştirecek rollerinde eşittiler. İkisi de, görevin başarılmasında, vazgeçilmez kişilerdi.

 

Belki de, bir yaklaşım daha ekleyebiliriz. Hahamlarımız Pirke Avot'ta (1:12) "Aaron'un öğrencilerinden olun: Barışı sevin ve onun arkasından gidin. İnsanları sevin ve onları Tora'ya yaklaştırın" derler. Meşhur 18. yüzyıl Tora otoritesi Vilna'lı Gaon, buradaki "insanları sevin" sözlerinin Tora'daki kaynağının ne olduğunu araştırırken Talmud'dan (Sanedrin 110a) alıntı yapar. Datan ve Aviram, (Bamidbar 16:12) Korah ile birlikte isyan ettikleri zaman, Moşe'nin onlara yönelik barışçıl yaklaşımı göze çarpar. Moşe, onların isyankâr davranışlarının hemen ardından, bu sürtüşmeyi bir an önce bitirmek için onlara yakınlık göstermeye çalışmıştır.

 

Vilna'lı Gaon'un Pirke Avot ile Talmud'daki bu iki öğreti arasındaki bağlantıyı sağlaması sayesinde, Raşi'nin iki kardeşi eşit görmesini daha iyi anlayabiliriz. Peygamberlik açısından eşit olmamalarına rağmen, Moşe ve Aaron'un, halkla ilişkilerinde benzer yaklaşımları vardı. Moşe ve Aaron, Yahudileri kurtarma görevlerini, insancıl ve sevgi dolu bir yaklaşımla yerine getirmişler ve Bene-Yisrael'i esaretin ağından başarı ile çekip çıkarmışlardır.

 

DEVAR TORA

[Binyamin Koen - www.tfdixie.com]

 

Haydi

 

Bu haftaki peraşanın başında, Tanrı bir kez daha, Moşe'nin Paro'yla görüşmesini ve ondan Bene-Yisrael'i salıvermesini talep etmesini söyler. Pasuk şöyle der: "Tanrı, Moşe'ye ‘Paro'ya gel' dedi" (Şemot 10:1). Pasuktaki söz kullanımı ilgi çekicidir. Tanrı'nın Paro'ya "gel", yerine "git" demesi gerekmez miydi? Bu garipliğin sebebi nedir?

 

Birçok otorite, Tanrı'nın özellikle "gel" demesinin Yahudi felsefesindeki ciddi bir temele dayandığı konusunda hemfikirdir. Yahudiler, Tanrı'nın her yerde mevcut olduğunu bilmelidirler. Nerede olursak olalım, Tanrı da oradadır. Tanrı hem zaman ve mekânın Efendisi'dir, hem de bize kaygılı gözlerle, bir baba şefkati ile göz kulak olur. Moşe'ye, Paro'ya gelmesini söylerken, Tanrı aslında Kendisi'nin de orada olacağını vurgulamaktadır: "Moşe; Bana gel. Senin yanında olacağım. Sana yardım edeceğim. Paro'nun sarayına gel. Orada olacağım."

 

Bunun hepimize esin kaynağı olması gerekir. Zor zamanlarda, yalnız olmadığımızı aklımızda tutalım. Tanrı her zaman bizimle birliktedir.

 

BİR MİtSVA

[Rabi Hayim Aşer Levene - www.torah .org]

 

Peter Hamor: Behor Eşek

 

Mitsva: Tora, Yahudiler'e bir eşeğin behor yavrusunu bir kuzu veya ya da oğlak karşılığında kurtarma emrini vermiştir. Eşeğin sahibi, eşeğin yerine bu davar yavrusunu koyarak veya Koen'e onun parasal karşılığını vererek hayvanı "kurtarır". Eşeğin sahibi bu hayvandan hiçbir yarar sağlayamaz. Eğer bir kişi eşeği belirtilen şekilde "kurtarmazsa" onun boynunu ensesinden vurmalıdır (Şemot 13:13).

 

Behorların kutsallığı, Mısır'dan Çıkış'ın son habercisi ile, yani Mısırlıları vuran onuncu bela olan behorların ölümü ile ilgilidir. O kader gecesinde, Yahudiler'in behorları hariç, ülkedeki tüm behorlar - insandan hayvana - ölmüştür. Bunun neticesinde, Yahudiler'in tüm behor oğulları ve onlara ait tüm kaşer hayvanların behor yavruları kutsal bir nitelik kazanmıştır.

 

Burada ilginç olan nokta, hayvanlar içinde behorları kutsal olanlar özellikle Kaşer olanlar iken, eşeğin özel bir konum elde ederek, onun behor yavrusunun da kutsal nitelik kazanmış olmasıdır.

 

Eski Mısır, cinsel ahlaksızlığın alıp yürüdüğü bir yerdi. Peygamber Yehezkel bunu, Mısırlılar'ı "bedenleri eşek bedeni" (Yehezkel 23:20) sözleriyle tanımlayarak dile getirmiştir. Eşek sözcüğünün İbranice karşılığı olan Hamor, "Homriyut - Maddiyatçılık, Fiziksellik, Kontrol Altına Alınmamış Hayvanilik" sözcüğüyle aynı kökten gelir. Dolayısıyla eşek, fiziksel arzulara teslim olmayı simgeler ve bu nedenle Yehezkel Mısırlılar'ı eşeğe benzetmektedir.

 

Eşek, kaşer olmayan, kendi halinde bir hayvandır. Bene-Yisrael Mısır'dayken, yerel ahlaksızlıktan etkilenmişti ve halk içinde bazı kesimler manevi olumsuzluğun kırk dokuzuncu düzeyine kadar alçalmıştı. Bu, neredeyse geriye dönüşü olmayan bir noktadır. Ancak o noktada bile halk, "kurtarılması imkânsız" durumunda değildi. Bu da, kişinin, Tanrısal merhamete ulaşma konusunda hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmaması gerektiği kuralı ile uyumludur. Teşuva sayesinde, günahkâr kişi, tamamen tsadik olan bir kişiden bile daha yüksek bir basamağa mancınık gibi fırlayabilir. (Talmud - Berahot 34).

 

Bu mitsvanın, Mısır'dan Çıkış'la ilişkilendirilmesi, behorların ölümüyle bağlantılıdır. Bu mitsva, Yahudilerin, kurtuluşlarına kısa bir müddet kala değişimlerini simgeler.

 

Eşeğin Mısırlılar'ın simgelemesine karşılık, Yehezkel Yisrael'den ise Göklerdeki Çobanları tarafından güdülen bir davar sürüsüne benzetilir (Yehezkel 34:31, 36:37-38). Bu nedenle Mısır'daki bu ahlaksızlıktan sıyrılış, eşeğin behorunun, behor davar yavrusu ile değiş tokuş edilmesi ile temsil edilir.

 

Öte yandan eğer eşeğin sahibi bu değişimi yapmayı reddederse, Tora ona bu eşeğin boynunu ensesinden vurmasını emretmektedir. Noam Amitsvot adlı kitap, buna şöyle bir sebep gösterir: Tora inatçılığı tanımlamak için "sert enseli" (boyun eğmez) tanımını yapmaktadır (örneğin Şemot 33:3). Dolayısıyla sert ense, insanların hatalarından pişman olma konusundaki isteksizliklerini belirtir " sert boyunlu" kötü insanları ve yaptıkları kötülüklerden pişman olma isteksizliklerini simgelediğini açıklar. Böylece eşeğin kuzuyla değiş tokuş edilmesinin reddedilmesi bu inatçılığın simgesi olduğundan, Tora eşeği ensesinden boynu vurularak öldürmeyi emretmiştir.

 

Ama tüm bunlar Teşuva konusundaki isteksizliğin bir sonucudur. Öte yandan bir kişi teşuva yapmaya hazırsa, ne kadar günah işlemiş olursa olsun, geri dönebilir. Herkes kendisini geçmiş günahlarından çekip alarak, behorlar gibi kutsal hale getirebilir; bu nedenledir ki Bene-Yisrael, "Tanrı'nın Behoru" olarak adlandırılmaktadır (Şemot 4:22). Samimi bir Teşuva değişimle kendimizi kutsayabilir ve kendimizi yaklaşmakta olan kurtuluşa hazırlayabiliriz.

 

Her GÜn YAPILAN MİTSVALAR

[www.pirchei.com]

 

Tanrı'nın İsmi

 

Günlük dualarımızda ve berahalarımızda Tanrı'nın doğrudan telaffuz edilmesi yasak olan İsmi'nin yerine "A-do-nay" İsmi'ni kullanırız. Dualar dışındaki konuşmalarımızda ise "İsim" anlamına gelen "Aşem" sözcüğü tercih edilmelidir. Dualar sırasında Tanrı'nın İsmi telaffuz edilirken kişi belirli noktalara odaklanmalıdır.

 

[1] A-do-nay İsmi'nin anlamı "Efendimiz" şeklindedir. Ancak Tanrı'nın asıl İsmi, Yod, E, Vav ve E harfleriyle yazılır ve Tanrı'nın geçmişte, şimdi ve gelecekte var olduğu, her zaman her yerde mevcut olduğunu belirtir. Dolayısıyla İsim telaffuz edilirken bu iki noktaya yoğunlaşmak gerekir. Tanrı Efendimiz'dir ve her zaman her yerde mevcuttur. [2] E-lo-im (Tanrı) ya da E-lo-e-nu (Tanrımız) İsmi kullanılırken de belirli bir noktaya yoğunlaşılmalıdır. Bu sözcük E-l (mutlak güç) kökünden gelir ve Tanrı'nın mevcut tüm güçlerin sahibi ve kaynağı olduğunu belirtir. Tanrı her şeye muktedirdir.

 

İdeal olarak her berahada bu anlamlara yoğunlaşmaya gayret edilmelidir. Ancak bu o kadar kolay değildir. Bu nedenle bir çözüm, gün içinde söylenen ilk berahada bu anlamlara yoğunlaşmak ve kendi kendimize "bugün söyleyeceğim tüm berahalar için de aynı niyeti taşıyor sayılayım" diye niyetlenmektir.

 

Tanrı'nın İsmi'ni boş yere kullanmak Tora'nın ciddi bir yasağıdır. Bu nedenle gereksiz ya da boş yere beraha söylememeye özen gösterilmelidir. Teilim'de "Baruh Ata A-do-nay, Lamedeni Hukeha (tüm bereketin kaynağısın Sen Aşem; bana kanununu öğret)" şeklinde bir pasuk vardır. Dolayısıyla bir kişi gereksiz yere bir berahaya başlar ve "Baruh Ata A-do-nay" dedikten sonra berahaya gerek olmadığını fark ederse, sözlerini "Lamedeni Hukeha" diyerek tamamlayabilir ve böylece Tanrı'nın İsmi'ni boş yere kullanmaktan kurtulur. Çünkü bir pasuğu bütün halde okurken Tanrı'nın İsmi'ni söylemek, İsmi boş yere kullanmak anlamına gelmez.

 

YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ

[Dini Uygulama Rehberi - Rabi Nisim Behar]

 

Tefilin Kuralları

1.      Tefilinleri'ni bulamayan bir kimse Şema ya da Amida söyleme saatini kaçırmak üzereyse, Şema ve Amida'yı Tefilin'siz söyleyebilir. Tefilinler'i daha geç saatte temin ederse Minha duasında takar.

2.      Tefilin kutuları (Batim), doğrudan vücut üstüne konmalıdır. Eğer Batim konan yerde bandaj ya da benzeri bir şey varsa Tefilin takılamaz. Bu yalnız Batim içindir. Ama eğer kolda bandajlı bir yara varsa Retsuot (kayışlar) bandajın üzerinden geçirilebilir.

3.      Bir kimsede sadece kol veya sadece baş Tefilini varsa onu tek olarak takabilir.

4.      Sol eliyle yazı yazan veya tüm işlerini sol eliyle yapan bir kimse Tefilin'i sağ koluna takar. Fakat iki elini de kullanabiliyorsa Tefilin'i sol koluna takar.

5.      Tefilin  takılırken  tüm kötü düşüncelerden arınılmalıdır.

6.      Tefilinler kısa bir zaman içinde tekrar takma niyetiyle çıkarılırsa yeniden beraha söylenmez.

7.      Ödünç alınan bir Tefilin'e beraha söylenebilir.

 

Haftanın Sözü

[Talmud - Kiduşin 29a]

 

Rabi Yeuda şöyle der: "Oğluna ticaret veya bir zanaat öğretmeyen kişi, ona hırsızlığı öğretmiş sayılır."

 

Haftanın Peraşası'nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.

 

 


[1] Behor: Bir kadının ilk çocuğu erkekse, bu unvanı alır.

[2] Beş tahıl maddesinin ya da unlarının suyla temasa geçtikten sonra 18 dakika hareketsiz kalması, bu bileşimi hamets yapar. Böyle bir yiyecek Pesah boyunca ne yenebilir ne de bulundurulabilir.

[3] Pidyon Aben: "Oğlun Fidyeyle Kurtarılması". Tora'ya göre gerek insanların gerekse de [bazı] hayvanların ilk doğanları Tanrı hizmeti için ayrılmışlardır. Bu sebeple bir behorun, doğumunun otuz birinci gününde bir Koen'e altı gümüş kaşık verilerek "azat edilmesi" gerekir. Bu seremoniye "Pidyon Aben" denir.