Yazdır

              Bu Hafta İçin Saatler           

14 Tamuz

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5774

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

7:12

8:28

-----

Yeruşalayim

7:10

8:25

Tel Aviv

7:28

8:31

12 Temmuz

Tel Aviv

7:25

8:28

İstanbul

8:23

9:03

2014

İstanbul

8:21

9:01

PİNEHAS

 

Hatırlatmalar:

 

15 Temmuz günü Şiva Asar BeTamuz orucu tutulacaktır.

 

 

Peraşa Özeti (Bamidbar 25:10-30:1)

[www.chabad.org]

 

Aaron’un torunu Pinehas, Şimon kabilesi prenslerinden Zimri’yi ve onun, çadırına getirdiği Midyanlı prensesi öldürmek için gösterdiği gayretten dolayı ödüllendirilir: Tanrı ona ebedi bir barış antlaşması ve Koenlik bahşeder.

Yapılan nüfus sayımında 20 ile 60 yaş arasındaki erkeklerin sayısının 601.730 olduğu saptanır. Moşe’ye, Ülke’nin, kabileler ve Yisrael aileleri arasında kurayla nasıl bölüştürüleceği hakkında talimatlar verilir. Tselofhad adlı, erkek çocuk sahibi olmadan ölen kişinin beş kızı, Moşe’den, babalarının hakkına düşen toprağı almayı talep ederler. Tanrı bu isteklerini kabul eder ve bu konuya Tora’nın miras kanunları arasında yer verir.

Moşe, kendisinden sonra görevini üstlenmesi ve halkı Erets-Yisrael’e götürmesi için Yeoşua’yı görevlendirir. Peraşa, günlük korbanlar ve Şabat, Roş Hodeş (ayın ilk günü) ve Pesah, Şavuot, Roş Aşana, Yom Kipur, Sukot ve Şemini Hag Atseret bayramlarında getirilen ek korbanlar ile ilgili detaylı bir liste ile son bulur.

RAVLARIMIZ’DAN DİVRE TORA
Rav İzak Alaluf

 

“Aşer yetse lifneem, vaaşer yavo lifneem, vaaşer yotsiem vaaşer yeviem, velo tiye adat Ad.. katson aşer en laem roe – Önlerinde çıkacak ve önlerinde girecek, onları çıkaracak ve onları getirecek. Böylelikle Tanrı’nın kavmi çobanları olmayan  bir sürü gibi olmayacak.”  (Bamidbar 27/17)

 

Tanrı Moşe Rabenu’ya Erets Yisrael’e giremeyeceğini ve çölde öleceğini bildirdikten sonra büyük bir ileri görüşlülüğe sahip olan Moşe kendi yerine geçebilecek bir lider adayını belirlemesi için Tanrı’ya yakarır. Yukarıdaki paragraf da bu yakarışın bir kısmını ihtiva eder.

 

Gaon Mi Vilna bu paragrafı okurken neden “çobanları olmayan bir sürü” teriminin kullanıldığını sorar. Bunun yanıtını verirken de çobanları bazı benzetmelerle tarif eder. Bazı çobanlar vardır ki kendi sürüsünün başındadır. Onlara en güzel otlakları ve en saf suları bulmak için gayret gösterir. Onun amacı sürüsünün iyi bir şekilde beslenerek çok iyi verim veren bir sürü halini almasıdır. Bir başka çoban tipi de başkasının yanında çalışandır. O da sürünün iyi beslenmesi için elinden geleni yapar. Çünkü karşılığında sürü sahibinden belli bir miktar ödeme alacaktır. Ancak Moşe Rabenu’nun Tanrı’dan istediği “çoban” tabir edilen lider tipi bu ikisine de uymamaktadır.

 

Moşe’nin çizdiği çoban tipi çok daha farklıdır. Moşe birçok kez kendini öne atmış ve kendini Klal Yisrael için defalarca feda etmek konumuna gelmiştir. Sadece altın buzağı günahında değil Bene Yisrael’in her yanlışında Tanrı’nın onlara merhametli davranmasını sağlayan ve bunun için kendi hayatını öne süren hep Moşe olmuştur. “çobanları olmayan kavim” tabiri “toplumun çıkarını kendi çıkarlarının üstünde tutan lider” tabiri ile uyuşmaktadır. Moşe’nin aradığı ve istediği bu tipte bir liderdir.

 

Büyük liderler her zaman başkalarının çıkarlarını kendi çıkarlarını üstünde tutmuşlardır. Buna verilebilecek sayısız örnek vardır ve bunlardan biri de Hafets Hayim’in başından geçen olaydır.

Hafets Hayim’in öğrencilerinden biri bir gün ciddi bir hastalığa yakalanır ve doktorlar kendisine iyileşmesi için ümit vermezler. Öğrenci öğretmeninden bir beraha ister. Hafets Hayim kendisine bir başka öğrencisini bir beraha ile gönderir ve bunu asla ve asla kimselere söylememesi konusunda kendisini uyarır. Genç iyileşir ve sözünü belirli bir süre tutar. Evlenmenin arefesinde ise bu sırrı gelin ile paylaşır.

 

Uzun yıllar sonra gelinin kardeşi aynı hastalığa yakalanır. Gelin eşinden bu konuda yardımcı olmasını isteyince eşi onu kıramaz ve Hafets Hayim’den tekrar yardımcı olmasını ister. Rabi öğrencisinin yeminine sadık kalmadığını da öğrenmiş olur.

 

Bir süre sonra adamın hastalığı nükseder. Hemen Hafets Hayim’e gelir. Rabi bu sırada yaşlı ve kuvvetten düşmüştür ve kendisine şöyle der: Keşke sana yardımcı olabilseydim. Uzun yıllar önce sen bana ricada bulunduğunda devamlı olarak kırk gün boyunca senin iyileşmen için oruç tutup dua ettim. Şimdi bunu yapabilecek güçte değilim.

 

Hafets Hayim öğrencisi için kırk gün dua edip oruç tutarken “beraha” için bir başka genç adamı görevlendirmiş ve alçakgönüllü olduğunu ve “beraha” vermenin sadece kendisinde olmadığını göstermek istemiştir. Sonunda onun dilekleri kabul olmuş ve genç adam iyileşebilmiştir.

 

İşte Moşe Rabenu’nun aradığı özellikteki lider böylesi yüksek vasıflara sahip olmalıdır. Alçakgönüllü ve kendini gereğinde feda edebilecek kalitede bir lider Bene Yisrael’in lideri olmaya layıktır.

 

Bu özellikleri Yeoşua’da bulan Tanrı onun Moşe Rabenu’dan sonra halkın lideri olacağını belirtir ve Moşe’den bunu halkın gözü ve şahitler önünde ilan etmesini ister.

 

Ne yazık ki Yeoşua böylesi bir ilerigörüşlülük sergileyememiş ve kendisinden sonra bir lider tayin etmeyerek İsraeloğulları için bir dalgalanma devri olarak kabul edilen “Şofetim – Hakimler” devrinin başlamasına neden olmuştur.

 

ŞABAT SOFRANIZA TATLILAR

İLK ADIM

İş Lereu Peraşa Bülteni’nden alınmıştır

 

“Koen Aaron’un oğlu Elazar’ın oğlu Pinehas, içlerinde Benim intikamımı alarak, gazabımı Bene Yisrael’in üzerinden geri çevirdi...” (Bamidbar 25:11)

 

Tora, Pinehas’ı tanıtırken onun, Barışı seven ve onu kovalayan Aaron Akoenin soyundan geldiğini vurgulamaktadır. Bu vurgunun bir sebebi de, Pinehas’ın yaptığı davranışın ardından, halk, (Pinehas’ın annesinin isimlerinden biri Putiel olan Yitro’nun kızı olmasına istinaden),“Şu Puti’nin oğlunu gördünüz mü? Annesinin babası daha kısa bir süre önce putlara kurban etmek için buzağılar şişmanlatırken, kendisi gidip Yisrael’de bir kabilenin liderini öldürdü” demektedirler. Ayrıca pasuk Pinehas’ı yaptığı davranışından dolayı onu yüceltircesine, Şimon kabilesinin sınırlarına girmekten korkmadığını ve Tanrı’nın İsmi’ni yüceltmek için tüm varlığını ve canını ortaya koyduğu görmekteyiz - “Vayikah Ramah Beyado – Eline bir kargı (savaş aleti) aldı” pasuğundaki ramah kelimesinin sayısal değeri 248’e ve 248’de vücudumuzdaki organ sayısına eşittir. Pasuğun anlamı bu öğretiye göre, “248 organını birden Tanrı’nın İsmi’ni yüceltme pahasına eline aldı ve Tanrı’nın gazabını Bene Yisrael’in üzerinden çevirdi” şeklinde anlaşılmaktadır.

 

Pinehas’ın doğal yollarla böylesi bir davranışı yapabilmesi imkansızdı. Bu nedenle başarılı olabilmesi için ona birçok mucize yapıldı.

 

Pinehas’a yapılan mucizeler bizlere hayatımızla ilgili çok önemli bir temeli vurgulamaktadır: İnsan elinden geleni tüm gücüyle ve ne pahasına olursa olsun yerine getirdiği zaman, kişi Tanrı’nın özel ilgisine ve hatta mucizelerini bile görmeye layık olur.

Ancak kişi elinden geleni yaptığı zaman bile tüm bunlara sahip olabilmesinin tek bir kuralı var, o da yaptığı davranışı leşem şamayim – Tanrı’nın Adı’na yapmasıdır. Tanrı’nın özel ilgisine layık olmak isteyen kişi, yaptığı davranışı insanlar tarafından beğenilmesi ve ilgi görmesi, onu omuzlar üzerinde taşımaları ve buna benzer pohpohlayıcı davranışlar adına yapmaması gerekir.

 

Rambam bu temeli altın sözleriyle o kadar güzel özetlemektedir ki, “Korkusuzca tüm kalbiyle Tanrı’nın Adı’nı kutsamak adına savaşan kişi, yaptığından hiçbir zarar görmeyecek ve içinde tüm nesilleri sonsuza dek Gelecek Dünya’daki payları sahip olacakları bir eve sahip olacaktır” (Krallar kanunları 7:15).

 

Midraşlarımız bu konuda birçok örneklerle doludur. Örneğin, Mısır’da Paro’nun kızı Batya Yahudiliği seçmek üzere nehre tevila yapmaya gittiğinde, Moşe Rabenu’nun içinde bulunduğu sepeti görür. Pasukta şöyle der, “Vayişlah Et Ama”. Bu pasuğun bir anlamı Batya’nın yanındaki hizmetçilerinden birini gönderdiğidir. Ancak başka bir açıklamaya göre ise Batya sepeti o kadar çok almak istemiştir ki, elini uzattığında eli mucizevi bir şekilde uzamış ve uzakta olan sepeti almayı başarmıştır.

 

Hafets Hayim ise bu konuyu şu pasuk ile açıklar: Tora için,  “Lo başamayim i – Göklerde deği” (Devarim 30:11) denmektedir. Raşi şöyle açıklar, “Eğer göklerde olsaydı, oraya tırmanıp öğrenmen gerekirdi.” Ancak Raşi nasıl “oraya tırmanıp öğrenmen gerekirdi” diyebilir? Binlerce merdiven bile koysak o noktaya yetişemeyiz?

Bahsettiğimiz temele göre sorumuzun cevabı basit – Eğer insan elinden geleni yapıyorsa, Tanrı da ona gereken yardımı yapacak ve çok daha yüksek noktalara getirecektir.

 

Talmud’da şöyle bir ifade kullanılır – Yagata Matsata Taamin – Çabalayıp Bulduysan İnan. Bunun açıklaması şudur:Eğer insan Tora’yı çabalayarak, alnının teriyle öğreniyorsa öğrenimini doğru bulgularla yanlış anlayışlara sapmadan anlayabilecektir. Hahamlarımız sorarlar: Talmud’da kullanılan, “Yagata Matsata” ifadesinin anlamsız olduğunu, “Yagata Lamadta Taamin – Çabaladın Öğrendin, (O zaman öğreniminin doğru olduğuna) İnanabilirsin” denmesinin daha mantıklı olduğunu ve buna göre “Bulduysan” kelimesinin ne anlama geldiğini sorarlar. Cevabı şöyledir: Eğer insan Tora’yı öğrenmek için elinden geleni yaptıysa, çabaladıysa ve anlamak için vazgeçmeden araştırdıysa, Tora da onun için gereken işi yapacak ve ona hiç aklına bile gelmeyecek başka Talmud ciltlerinden yepyeni öğretiler ve bakış açıları sunacaktır. Anlamakta zorlandığı bölümün ve sorduğu soruların aslında geçmişte yaşamış değerli hahamlarımızın soruları olduğu görecek ve hahamlarımız bakış açılarıyla ufku genişleyecektir. Buna göre Talmud’un ifadesi en anlamı şeklindedir – Yagata, eğer çabaladıysan ve Tora’nın sana sunduğu bulguları yeni öğretileri bulduysan İnan.

 

Bu temele göre başta sorduğumuz sorunun cevabı artık gün gibi açıktır. Pinehas’a neden yaptığı davranışının karşılığını alacağının belirtildiğini ve neden özellikle Pinehas’a bildirildiğini sormuştuk. İnsan yaptığı mitsvaları kendi gücüyle yapmakta ve bunun karşılığını almaktadır. Öte yandan Pinehas’ın davranışının tümüyle mucize eseri olduğunu ve bu yüzden kendisine her hangi bir ödül hak etmediğini düşünebilirdik. Ancak Pinehas yaptığı doğru seçim sayesinde hem seçimi için hem de mucizelerle dolu davranışı sayesinde ödülü hak etmiştir. 

 

Bu kavramı benzer şekilde Teilim’de de görmekteyiz. Teilim’de şöyle demektedir, “Seninkiler, Efendim, şefkattir, çünkü her kimseyi davranışına göre ödüllendirirsin” (62:13). İlk bakışta pasuk karşımıza büyük bir soru işareti ile çıkmaktadır – insanları yaptıkları davranışlara göre ödüllendirmek şefkat midir? Sadece yaptıklarının karşılığını almaktadırlar. İnsanlar yaptıkları mitsvaları kendi güçleriyle ve özgür seçimleriyle yaptıklarını düşünürler ve bunun karşılığında ödül beklerler. Ancak bizlere mitsvayı yapmak için yaşam soluğunu veren; tefilin sarabilmek için bizlere kolu veren, Brit Mila mitsvasını yapmak için oğlan veren, tsedaka mitsvası için parayı veren bizzat Tanrı’nın ta kendisidir. O zaman bizlere davranışlarımızın karşılığını vermek için borçlu olduğunu düşünebilir miyiz? Bu nedenle de yaptığı ödeme bizlere, her hangi bir borcu olduğu için değil, sadece sonsuz sevgisinden ve şefkatindendir. Bizlerin yapması gereken de sadece doğruyu seçmek ve onu uygulamaya koymaktır, gerisini Tanrı zaten yerine getirecektir.

KISA DİVRE TORA

(Rabi Şelomo Levinstein)

“Koen Aaron’un oğlu Elazar’ın oğlu Pinehas, içlerinde Benim intikamımı alarak, gazabımı Bene Yisrael’in üzerinden geri çevirdi...” (Bamidbar 25:11)

Midraş’ta şöyle yazar: “Pinehas günahın işlendiği çadırdan çıkınca Şimon kabilesi onu öldürmek istedi. Bunun üzerine Pinehas’ı korumak için gökten bir melek indi ve Şimon kabilesine zarar vermeye başladı. Bunu gören Pinehas mızrağını, Zimri ve Kozbi bıçaklanmış şekilde dururken, yere yerleştirdi ve meleğin daha fazla zarar vermemesi için dua etti. Teilim’deki pasuk şöyle devam eder, ‘Ve bu ona adil bir hareket olarak sayıldı, nesilden nesle edebiyen.’ Öte yandan bildiğimiz gibi Aaron Akoen’de ketoret aracılığıyla halk arasında yayılan felaketi durdurmuş, ama buna rağmen davranışı “nesilden nesle edebiyen” sürecek adil bir davranış olarak sayılmadı.

Tiferet Şelomo bu soruyu şöyle cevaplar: Aaron’un yaptığı davranış tabii ki büyük bir davranıştır. Ancak sadece Mişkan ve Bet Amikdaş olduğu süre ile sınırlıdır. Bet Amikdaş olmadığı zaman ketoret de olamaz. Ancak Pinehas salgını durdurmak için dua etmiş ve bu davranış nesiller boyunca devam edecek ve günümüze kadar salgın hastalıkları ve felaketleri durdurabilmek için kullanılacak tek yol olacaktır.

 

 

Haftanın Sözü

    (aish.com)

 

Kalbiniz için, yere çömelip yardıma ihtiyaç duyan birisini ayağa kaldırmak en iyi egzersizdir.