Yazdır

pesah_sederiKısayollar her zaman insanın kolayına gelir. Zira hem zamandan, hem çabadan, hatta bazen de paradan tasarruf sağlar. Diğer yandan kısayollar oldukça yanıltıcı da olabilirler.

Evet; trafiğin en tıkalı olduğu zamanda arka yoldan kaçmak ya da Shakespeare’nin tüm eserlerini her biri üçer sayfalık özetler halinde veren bir kitaptan yutmak (!) kulağa hoş gelebilir – fakat kısa yolları hiçbir zaman özel hayatınızda kullanmayın. Ne eşinize, ne çocuklarınıza ve elbette ne de kendinize karşı.

Eğer aradığınız şey gerçekten kendinizi geliştirmek, daha derin ilişkiler, kişisel bütünlük içinde bir yaşam ise – ne yazık ki – kısa yollara yer yoktur. Sadece Seder – yani “Düzen” – gerçekten işe yarayacaktır. Derin yaşam, el çabuklukları diyarında yeşermez. Hiçbir çocuk, yetişkinliğe, gençliğe uğramadan adım atamaz ve hiçbir yetişkin iç olgunluğa, düzenli ve cesur bir kişisel gelişim yolculuğuna çıkmadan ulaşamaz.

Kral Ziyafeti

Pesah’ın ilk iki gecesi evlerimizde Seder yaparız. Bu, coşkulu olduğu kadar ciddi de bir kutlamadır. En iyi yemek takımlarımız, masa örtülerimiz, Kaşer kırmızı şaraplarımızla kurduğumuz krallara yaraşır sofrada, 2448 [MÖ 1312] yılında gerçekleşmiş olan Mısır’dan Çıkış’ı tekrar yaşarız. Bir yandan da tüm dünyaya kesin barışı getirecek olan Son Kurtuluş’un gelişi için dua ederiz.

Atalarımızın İzinde

Seder’de herkes kendisini Mısır’dan çıkan sanki kendisiymiş gibi hissetmelidir. Atalarımız Avraam, Yitshak ve Yaakov’la başlarız, Bene-Yisrael’in sürgündeki acılarını, kölelik döneminin sıkıntılarını bir kez daha hatırlarız. Tanrı, yaptıkları sebebiyle Paro ve Mısır halkına On Bela gönderdiği zamanı yaşar, atalarımız Mısır’dan çıkıp Kızıldeniz’in içinden geçtikleri zaman bir anlamda onlara katılırız. Tanrı’nın, suları, Bene-Yisrael’in geçmesine olanak tanımak için yararken ve sonrasında bir anda Mısır ordusunun üzerine kapatırken kendisini açığa çıkaran kuvvetli Eli’ne tanık oluruz. Seder, işte tüm bunları bize sağlayan interaktif bir kutlamadır.

Seder’deki Mitsvalar

Pesah Sederi’ni sadece sembolik olarak kutlamakla yetinilmemelidir. Seder sırasında yapılan her bir fiziksel davranış, derin öneme sahiptir ve Seder’in gerçekten anlamlı ve manevi bir tecrübe halini alabilmesi için bunların, kuralın gerektirdiği şekilde yerine getirilmesine özen gösterilmelidir.

Seder’deki ana mitsvalar şunlardır:

  1. Matsa yemek.
  2. Mısır’dan Çıkış’ı anlatmak. Bu, Agada’nın okunuşu ve çevresinde oluşan sohbetlerle gerçekleştirilir.
  3. Dört kadeh şarap içmek.
  4. Maror – acı otlar (Marul) – yemek.
  5. Tanrı’ya övgüler içeren Alel duasını söylemek.

Mısır’dan Çıkış’ı Anlatmak

Gerçekte Seder’in en önemli bölümü budur. Mısır’da yaşananlar, mucizeler ve kurtuluşla ilgili olaylar anlatılır, tartışılır ve sorgulanır. Her ne kadar Agada’nın belirli bir metni ve gidişatı varsa da Yahudilikle ilgili her konudan tutun, özgürlüğün ne anlama geldiğine kadar birçok konuyu tartışmaktan kendinizi alıkoymayın.

Peki ama Mısır Çıkışı’nı anlatmak neden bu kadar önemlidir?

Hahamlarımız, insanoğlunun diğer tüm canlılardan en önemli farkının, “konuşma gücü” olduğuna dikkati çekerler. Nitekim, Tora’nın Aramca çevirisi, Tanrı’nın ilk insanın vücuduna “bir yaşam ruhu üflemesini”, “konuşma yeteneği” olarak açıklar. Konuşma, inşaat ve yapı konusunda bir araçtır. En basitinden; Tanrı evreni “On Söz” ile yaratmıştır (örneğin; Tanrı “ışık olsun” dedi).

Seder gecesinde, konuşma yeteneğimizi, Agada’nın en merkezi bölümü için kullanırız: Pesah olayını anlatmak. Kaldı ki, “Pesah” sözcüğü de “Pe – Ağız” ve “Sah – Konuşmak” kelimelerinin birleşimi olarak görülebilir. Başka bir deyişle, Pesah’ın merkezinde, “ağzın konuşması” vardır. Diğer yandan “Paro” sözcüğü “Pe – Ağız” ve “Ra – Kötü” kelimelerinin birleşiminden oluşur ve “kötü ağız” anlamına gelir. Zira konuşmak, inşa etme özelliğine sahip olduğu kadar, yıkıcı da olabilir. Nitekim dedikodu ve iftiralar, aileleri ya da toplumları parçalama etkisine sahiptir.

Pesah’ta, konuşma yeteneğimizi “insanlığı inşa etme” amacı için kullanırız. Zira Pesah olayları hakkında tartışmak, aile bireylerini ve farklı nesilleri birbirlerine kenetleyecek iletişimi, bağlantıyı ve teşviki sağlar. Bu sayede 3300 yılı aşkın süredir nesilden nesile aktarılarak canlılığını koruyan kolektif kimliğimiz, tıpkı bir meşale gibi çocuklarımıza güvenle aktarılabilir. Gecenin geç saatlerine kadar oturur, esaretten kurtuluşumuzu anlatırız; özgürlüğün neşesini hem tadar hem de paylaşırız.

Dört Bardak Şarap

Yahudi kültürü, kurallar dahilinde ki her türlü eğlenceyi ve mutluluğu getiren hareketi cesaretlendirir. Aşırıya kaçmadan şarap içmek, mutluluğun sembolü ve ateşleyicisidir. Fakat her türlü vesilede şarap içmek bir “seçenek” iken, Pesah’ta herkesin dört bardak şarap içmesi “emredilmiştir”.

Bu konuda birçok sebep verilmiştir. İşte bunlardan dört tanesi:

  1. İsimlerini hiçbir zaman Mısır isimleriyle değiştirmediler.
  2. Dillerini değiştirmediler ve hep İbranice konuştular.
  3. Ahlak çöküntüsü yaşayan bir toplum içinde ahlaki değerlerini korudular.
  4. Giyiniş tarzlarını değiştirmediler.

Gerçekte Bene-Yisrael’in, Tanrı’nın Avraam’a bildirdiği 400 yıllık sürenin tümünü kölelikle geçirmesi gerekirdi. Yukarıdaki pasukta ise bunun bile üstüne çıkılmakta, Bene-Yisrael’in köleliğinin 430 yıl olması gerektiği ima edilmektedir. Oysa Tanrı onlara merhamet ederek hesabı farklı bir şekilde yapmış ve sadece son 86 yılda kölelik olmasını sağlamıştır.

430 sayısı, 86’nın tam beş katıdır. Bu durumda Tanrı, plandaki 5 tane 86 yıllık köleliğin, 4 tanesini Merhameti’yle iptal etmiştir. Biz de bunun şerefine dört bardak şarap içeriz.