bulten"Yedi açılış gününü" takip eden sekizinci gün, Aaron ve oğulları "Koanim - Koenler" olarak görev yapmaya başlarlar; Mizbeah'taki korbanları yakmak üzere "Tanrı'nın Önünden" bir ateş çıkar ve Şehina, Mişkan'a yerleşir.

              Bu Hafta İçin Saatler             

20 VeAdar

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5774

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

5:16

6:28

-----

Yeruşalayim

6:20

7:33

Tel Aviv

5:31

6:30

22 Mart

Tel Aviv

5:36

6:35

İstanbul

6:08

6:48

2014

İstanbul

7:15

7:55

ŞEMİNİ

 

Hatırlatmalar:

 

Bu hafta Para peraşası okunacaktır.

 

 

Peraşa Özeti (Vayikra 9:1-11:47)

[www.chabad.org]

 

“Yedi açılış gününü” takip eden sekizinci gün, Aaron ve oğulları Koanim Koenler olarak görev yapmaya başlarlar; Mizbeah’taki korbanları yakmak üzere “Tanrının Önündenbir ateş çıkar ve Şehina, Mişkan’a yerleşir.

Aaron'un iki büyük oğlu Nadav ve Aviu, “Tanrı’nın huzurunda, O’nun emretmediği yabancı bir ateş” getirirler ve ölürler. Aaron bu felaket karşısında sessiz kalır. Daha sonra Moşe ile Aaron, korbanlarla ilgili bir kanun maddesi konusunda fikir ayrılığına düşer; ama Moşe, Aaron’un haklı olduğunu kabul eder.

Tanrı, yenmesine izin verilen ve yenmesi yasak olan hayvan türlerini belirleyen Kaşerut kanunlarını verir. Kara hayvanları ancak çift toynaklı oldukları ve geviş getirdikleri takdirde yenebilir; balıkların yüzgeçleri ve pulları olmalıdır. Sonrasında, Kaşer olmayan kuşların ve Kaşer olan böceklerin (dört tür çekirge) listesi verilir.

Şemini peraşasında, “Mikve”nin (belirtilen özelliklere uygun bir su havuzu) ve kaynak suyunun arındırıcı gücü dâhil, manevi saflık kanunlarının bazıları da yer alır. Yisrael halkına böylece “saf olanı ve olmayanı ayırt etmesi” emredilir.

RAVLARIMIZ’DAN DİVRE TORA
Rav İzak Peres

Mişkan’ın açılışının sekizinci gününde İsrael oğullarının üzerine pozitif ve negatif

duyguların güçlü bir karışımı çöktü. Moşe insanları o günün Tanrı’nın onlara büyük zaferi ile, Mişkan’ın inşaası ile (Şemot 25:8), görüneceği gün olduğuna dair teminat verdi (Vayikra 9:4). Umutlu bekleyiş çok da kolay değildi, çünkü Mişkanın inşaasından sonraki yedi gün boyunca Moşe doğru korbanı yaptı ve Şehina hala görünmemişti.

Moşe halkına şu açıklamayı yaptı:

Şehina’nın gelmesi için, kardeşi Aaron’un Kohen rolünü üstlenmesi gerekiyordu (Raşi Vayikra 9:23). Aaron  emredileni yaptı. Korbanı getirmeden önce, bir beraha söyledi: “Senin önünde lütuf görelim ki Şehinan aramızda yer etsin.” Başka bir deyişle Aaron şunu demek istiyordu: Bu benim değil ama senin ellerinin eseri. Mişkan ilahi bir yer olacak; sen uygun niyetler ile O’nun için uygun bir yer hazırladın. Gösteri yapmak ya da güzel bir yapıya sahip olmak için değil. Her şeyi, Tanrı’ın Moşe’ye emrettiği gibi yapman çok önemliydi. Bu, bir insanın Tanrı’ın önünde tüm arzularından arınmasıdır.  Tanrı’ın yaptığı ya da bildiği her şeyi anlama becerisine sahip değiliz. İnsan bazı olayları sorgulamadan kabul etmeli ve itaat etmelidir.

Bu gerçekten işe yaradı ve Şehina, Mişkan’a bu heyecanlı, ama bir o kadar da korkmuş millete geldi. Fakat bu mutluluğun ortasında acı bir ilaç yutulmalıydı. İlahi isteğin karşısında itaat fikrine karşı olarak, Aaron’un çocukları Nadav ve Aviu, küreklerini alarak ‘yabancı bir ateş’ getirmeye karar verdiler. Bu, ihtiyaç olan şeyin tam tersiydi. Kendilerini etkisiz hale getirmek yerine, kendilerini ifade etmek yoluna gittiler. Ateşin yukardan gelmesini beklemek yerine, ateş aşağı gelip onları yok etti.

Sıra Aaron’un, Tanrı’ın emirlerini hiç endişe ve tereddüt etmeden uygulamasına gelmişti. Görevine, hiç yas tutmadan devam etmeliydi ,çünkü onun seviyesindeki bir insandan beklenen de buydu. Aaron güçlü sessizliğini başarıyla sürdürdükten sonra, devam edecek olan hizmetinin, kanunlarını kendisine öğretmesi için Tanrın’nın onunla direkt olarak konuşmasını hak etmişti.

Tanrı’ya hizmet ederken kişinin kendi arzu ve isteklerini göz ardı etme gücü daha sonraki liderlerde görülen bir özelliktir. Şemini aftarasında  David’in kendisini utandıracak bir biçimde Aron Aberit’in önünde coşkulu bir şekilde dans edişi (karısı Mihal onun dans etmesi gerektiğini düşünmüştü) anlatılır (Şemuel II 6:14). Yisrael’de liderlik ve bereket kazanmanın sırrı, insanın Tanrı için kendisinden vaz geçmesidir.

ŞABAT SOFRANIZA TATLILAR
BİR MİTSVA’NIN ÖNEMİ
RABİ PİNHAS ERLİNGER

 

Tsav peraşasının sonunda Aaron ve oğulları, Moşe’nin 23 Adar tarihinden itibaren beri başlamış olduğu yedi günlük açılış seremonisi boyunca Buluşma Çadırı’nda kalmaları talimatını almışlardı. Bu yedi günün her birinde Moşe Rabenu Mişkan’ı kurmuş, tüm ibadeti kendisi gerçekleştirmiş ve ibadetin bitiminde Mişkan’ı tekrar sökmüştür. Bu açılış töreninin doruk noktası, Aaron ve oğullarının göreve atanacakları sekizinci gündür. O andan itibaren Mişkan’daki ibadeti gerçekleştirme yetkisi sadece Koenler’e ait olacaktır. Açılış töreninin neşesi zirveye eriştiği sırada, trajedi, darbesini indirir. Aaron’un iki büyük oğlu yetkisiz bir şekilde Mişkan’ın en kutsal noktası Kodeş Akodaşim’e girerler ve Tanrı’nın emretmediği bir tütsü sunarlar. Bu hareketin bedelini hayatlarıyla öderler.

Aaron Akoen meydana gelen felaket karşısında yüksek sesle ağlamaktadır. Moşe’nin teselli sözlerini duyunca ağlamayı keser ve sessiz kalır. Moşe, Elazar ve İtamar’a, “Kardeşlerinize gelince – Tanrı’nın yaktığı bu ateş için tüm Yisrael Ailesi yas tutacaktır (Vayikra 10:6)” der.

Talmud’da Rabi Tarfon’un bu pasuk ile çocuğunu kaybeden bir Tana’yı teselli ettiği anlatılır.

Rabi Yişmael’in çocukları vefat ettiği zaman neslin önde gelen hahamları onu teselli etmeye giderler. Rabi Tarfon sözlerine şöyle başlar, “Kardeşlerinize gelince – Tanrı’nın yaktığı bu ateş için tüm Yisrael Ailesi yas tutacaktır (Vayikra 10:6)”.  Karşı karşıya kaldığımız bu acı durum için sana şunu söyleyebilirim: Aaron’un oğulları Nadav ve Aviu sadece bir mitsva yaptılar, yazdığı gibi “Aaron’un oğulları, kanı ona getirdiler (Vayikra 9:9)” ve bunun karşılığı olarak bütün Yisrael Ailesi onlar için yas tuttu, senin çocukların ki o kadar çok mitsva yaptı, haydi haydi bütün Yisrael Ailesi yas tutacaktır (Talmud – Moed Katan 28b).”

Rabi Tarfon belki sözleriyle Rabi Yişmael’i teselli etmiştir ama öte yandan hepimizi şaşkınlıkta bırakan bir cümle sarf etmiştir.

Moşe Rabenu, Nadav ve Aviu için şöyle der, “Mişkan’ın, Tanrı’nın yakınlarından biri yoluyla kutsanacağını biliyordum; ama bunun ya sen ya da ben olduğumu sanmıştım. Şimdi ise görüyorum ki, [oğulların] ikimizden de daha büyük kişilermiş (Torat Koanim 1:36).” Moşe Rabenu bile kendisinden daha büyük olduklarını ifade ettiği kişilerin, hayatlarında sadece tek bir mitsva ve o da Mişkan’ın açılışında kan getirme mitsvasını yerine getireceklerini aklımızın ucundan bile geçirebilir miyiz?

Litvanya’nın Wolkimir adlı şehrinde yaşamış Rav Yitshak Aaron Rapaport, bu soruyuünlü kitabı Eine Yitshak’daenfes bir şekilde yorumlar:  

“Aaron Akoen’in oğulları Nadav ve Aviu’nun ulaştıkları manevi dereceleri, Tanrı’ya  yakınlıklarını ve bağlılıklarını kelimelere dökmemiz veya bunu anlatmaya çalışmamız imkansızdır. Ancak Tora’nın bir mitsva yaptıklarını anlatması ve ardından tüm Yisrael Ailesi’nin arkalarından yas tutacaklarını söylemesi, bizlere, insanın tek bir mitsvayı bile layıkıyla ve ne şartta olursa olsun yerine getirdiği zaman, tüm Yisrael Ailesi’nin, onun onuruna yas tutmaya değeceğini öğretir.”

Nadav ve Aviu hayatlarının her anını kutsiyetle, saflıkla, Tanrı’ya yakınlıkla ve Tora öğrenimiyle geçirdikleri aşikardır. Ancak Tora’nın, Nadav ve Aviu’nun yaptıkları tek bir mitsvayı öne çıkartmış olması, bir mitsvanın hiçbir Tora otoritesinin görüşüne ters düşmeyecek şekilde, aksatılmadan ve düzenli bir şekilde yerine getirildiği takdirde, bizlere, Tanrı nezdinde çok daha değerli olduğunu öğretmektedir.

Her Yahudi Tora’nın emrettiği 613 emri yerine getirmekle yükümlüdür. Hiçbir Yahudi kendisini bu yükümlülükten muaf göremez. Buna ek olarak, kişi her hangi bir mitsvayı seçmesi ve onu ne pahasına olursa olsun her şartta yerine getireceğini kabul etmesi çok iyi bir davranıştır. İnsan bir mitsvayı her şartta yerine getirdiği zaman göklerde kendisine karşı yapılan ağır suçlamalardan ve bu sayede başına gelecek felaketlerden korunur, hakkında sadece iyi kararlar çıkar.

Bu öğretiyi bizlere Yahudi dünyasının tarih boyunca yetiştirdiği en değerli ravlardan biri Rambam öğretmiştir. Rambam, tefilalarda ve her hangi bir deraşanın bitiminde duymaya aşina olduğumuz bir mişnayı şöyle açıklar. Mişna’da şöyle der: “Rabi Hanina ben Akaşya omer: Ratsa Akadoş Baruh U Lezakot Et Yisrael, Lefihah İrba Laem Tora Umitsvot, Şeneemar, Ad... Hafets Lemaan Tsidko Yagdil Tora VeYadir – Rabi Hanina ben Akaşya şöyle der: Kutsal Tanrı, Yisraeloğullarının değerini arttırmak istedi. Bu nedenle onlara Tora’yı ve çok sayıda emri verdi. Yazdığı gibi, “Tanrı, adaleti adına Tora’yı bu kadar yüce ve görkemli yaptı (Makot 3:17).”

Rambam Mişna’yı şu şekilde açıklar: 

Tora’nın temelini oluşturan inançlardan biri kişinin 613 emirden birini gerektiği gibi, yapımına hiçbir art niyet eklemeden, ne etraftaki insanlar bakıyor diye, ne de maddi kazançlar uğruna, sadece Tanrı adına ve O’na olan sevgiden kaynaklanarak yerine getirmektir. İşte insan yerine getirdiği bu mitsva ile Gelecek Dünya’daki hakkına hak kazanacaktır. Rabi Hanina ben Akaşya’nın da mişnada anlatmak istediği şudur: Tanrı bizlere o kadar çok mitsva vermiştir ki, insanın bu kadar çok mitsvanın içinden sadece bir tanesini bile Tanrı Adı’na yapmaması imkansızdır. İnsan bu sayede Tanrı adına yaptığı bu mitsva ile hem bu dünyada yaşayacak, hem de Gelecek Dünya’daki payına hak kazanacaktır.

Rambam’ın sözlerinden de açıkça gördüğümüz gibi, Tanrı’nın mitsvaları çoğaltmasının tek nedeni, yerine getireceğimiz tek bir mitsva ile bizleri Gelecek Dünya’daki payımızı garantilemektir.

Bu olayı Slabodka yeşivasının öğrencilerinden sorumlu ravı, ünlü tsadik Rabi Yitshak Tikoçinski’nin ve tsadeket annenin oğlu Rabi Moşe Tikoçinski’den duyulmuştur.

Rabi Yitshak Tikoçinski yıllar boyunca Tora dersi verdiği aynı insanlardan oluşan bir grubu vardı. Her akşam sinagogda arvit duasını söyler, ardından dersini vermeye giderdi.

Rabi Yitshak dersinin devamlılığını koruyabilmek için, yaz, kış, soğuk, bayram ayırt etmeden dersini sürdürdü. Hatta oğlunu evlendirdiği akşam bile, Bet Midraş’a gidip dersini vermiş, ardından düğüne geri dönmüştü.

Rabi Yitshak sadece ama sadece bir kere dersini iptal etmeyi aklından geçirmişti. Hayat arkadaşı, tsadeket, çocuklarının annesi, değerli eşi hayatının son günlerine yaklaşıyordu. Aile fertlerinin hepsi Rabi Yitshak’ın eşinin yatmakta olduğu yatağın başında üzüntüyle toplanmış annelerinin dünya üzerindeki son anlarına tanıklık ediyorlardı.

Rabi Yitshak son kez eşinin elini tutuyor, gözlerinden yaşlar akıyor ve ağzından Teilim sözcükleri dökülüveriyordu.

Saat ilerliyor ve Rabi Yitshak’ın ders saati yaklaşıyordu. Ancak bu sefer derse gidemezdi, o son kez eşinin yanında olmak, nefesini bir kez daha hissetmek, elini bir saniye daha fazla tutmak istiyordu.

Ama birden bire herkesi şaşırtan bir olay oldu. Rabi Yitshak’ın eşi tsadeket son gücünü toplayarak birden bire gözlerini açtı ve kocasına şöyle dedi, “Rabi Yitshak, git ve dersini ver.” Rabi Yitshak artık kendini daha fazla tutamadı ve hıçkırıklara boğularak ağlamaya başladı. Gidemezdi, eşinin yanında olmak istiyordu. Bu onun bu dünya üzerindeki son anlarıydı.

Eşi son gücünü toplayarak Rabi Yitshak’ın elini sıkıca tuttu ve ona, “Sana söz veriyorum, git ve dersini ver ve sen geri gelinceye kadar ben hala burada olacağım. Unutma! İnsanın sıkıca bağlandığı bir mitsva onu Ölüm Meleği’nden bile korur. Lütfen git ve benim için dersini ver.”

Rabi Yitshak eşinin kendisinden son ricasını artık kıramayacak noktaya geldi. Göz yaşlarını sildi, ayağa kalktı ve Bet Midraş’ın yolunu tuttu.

Rabi Yitshak Talmud sayfasını satır satır açıklıyor ancak sesi hıçkırıklarla çıkıyor, bir türlü konsantre olamıyor ve aklı sürekli ölüm döşeğindeki eşine kayıyordu.

Dersin bitimiyle Rabi Yitshak yerinden fırladı ve eşinin yanına gitti. Eve geldiğinde çocuklarına, “durumu nedir?” diye sordu. Çocuklar da “aynı” diye cevap verince, derin bir nefes aldı. “Sen derse gittiğinden beri hiç gözlerini açmadı, konuşmadı” dediler.

Rabi Yitshak’ın eşi, onun yanına yaklaştığını hissettiği anda gözlerini açtı, “Yitshak, görüyor musun? Sana söylemiştim; düzenli verilen bir dersin karşısında Ölüm Meleği bile duramaz. Ölüm Meleği sabırla burada senin dersini beklemeni bekledi. Şimdi ise işte o an geldi. Son “viduy”u ve Şema Yisrael’i söyle.”

Rabi Yitshak’ın dudakları titriyor, duvarlar sallanıyor ve o son gücüyle haykırıyordu, “Şema Yisrael AD... ELOkENU AD... EHAD!” ve rabanitin neşaması saf bir şekilde yaradanına geri dönüyordu.

 

YAHUDİLİK’TE KAVRAMLAR

YENİLEBİLİR HAYVANLAR

(sevivon.com)

Bu haftaki peraşamızda, Tora, hangi hayvanların yenilebilir olduğunu, hangilerinin de yenilmemesi gerektiğini belirtmekte ve bunlar için işaretler vermektedir. Her ne kadar Kaşer et satan kasaplardan (etler üzerindeki "Kaşer" mührünü "bizzat" kontrol ederek) alışveriş yaptığımız sürece bu işaretler önemli değilse de, yine de bilgi olarak bunları tekrarlamakta yarar vardır:

Buna göre dört ayaklı kara hayvanları içinde sadece geviş getiren "ve" ayak tırnakları ikiye ayrılı olanlar geçerli; yani "Kaşer"dir. Bu işaretlerden sadece bir tanesinin olması, o hayvanı geçersiz kılar.

Sürüngenler ve böcekler, Tora'da belirtilen (ve günümüzde hangi tür oldukları bilinmeyen) dört tür çekirge benzeri hayvan hariç yenilemez. Bunlara, yengeç, istakoz, karides, midıe ve istridıe gibi böcekler de dahildir.

Uçucular arasında yenilemeyen hayvanların tam listesi Tora tarafından verilmiştir. Burada yirmi tane kuş listelenmişse de, Tora'daki bu listede adı geçen kuşların bazılarının isimlerinin, bildiğimiz kuşlar arasında hangileri oldukları konusunda kesinlik olmadığından, Şulhan Aruh, kuşlar arasında sadece geleneksel olarak Kaşer oldukları bilinen kuşların yenilmesi gerektiğini vurgular.

Balıklar arasında yenilebilir olanlar, pullu ve yüzgeçli balıklardır.

Yenilmesi yasak olan bir hayvanın hiçbir ürünü de yenilemez.

Tora, kara hayvanları arasında dört tanesini ayırarak bunların sadece birer işarete sahip olduklarını vurgular ve bunun yeterli olmadığına dikkat çeker. Bu hayvanlar şunlardır:

Gamal (Deve), Hazir (Domuz), Şafan ve Arnevet. Bunlardan Şafan, genelde "Kaya Porsuğu", Arnevet ise "Tavşan" olarak tanımlansa da, bu konuda kesinlik yoktur. Fakat deve ve domuz konusunda şüphe söz konusu değildir.

Gamal, Şafan ve Arnevet'in her biri geviş getirir fakat tırnakları ikiye ayrık değildir. Hazir ise ayrık tırnaklara sahip olmasına karşın geviş getirmez.

Tora'nın bu dört hayvanla ilgili detaylara beklenmedik bir şekilde yer vermesi oldukça ilginçtir. Fakat bu hayvanlar ve işaretler, bir anlamda Tora'nın bir insan tarafından kaleme alınmış "olamayacağının" bir göstergesidir. Zira bu hayvanların sadece birer işareti olduğunu belirten Tora 3310 yıl öncesine ait olmasına karşın, Zooloji bilimi, bu hayvanlar ve yakın akrabaları dışında, bu iki işaretten sadece birine sahip olan başka hiçbir hayvan keşfetmemiştir. Dolayısıyla Tora'ya bu bilgiyi koymak sadece ve sadece dünya ve tabiat üzerinde tam bir hakimiyet sahibi olan biri; yani Tanrı tarafından gerçekleştirilmiş olabilir. Zira 3310 yıl önce zooloji bilimine bugünkü kadar hakim olan bir insanın varlığı kesinlikle mümkün değildir.

-But: Tora'ya göre, Yaakov Avinu, dayısı Lavan'ın yanından dönerken, kendisini öldürmek için bekleyen Esav'la karşılaşmadan önceki gece, birden ortaya çıkan bir adamla güreşir. Bu adam, açıklamalara göre Esav'ın koruyucu meleğidir. Her ne kadar Yaakov kavgadan galip ayrılsa da, adam Yaakov'un uyluk başına vurarak siyatik sinirini zedeler. Yaakov hayatının geri kalan kısmında aksayarak yürür. Tora, bu sebeple, "Gid Anaşe" adı verilen siyatik sinirinin yenmesini yasaklar. Gid Anaşe butta bulunur. Dolayısıyla butun içinde bu sinir bulunduğu sürece but yenemez. Bu sinirin zedelenmeden çıkarılması durumunda, but yenilebilir hale gelir. Sinirin çıkarılması özel ustalık ve eğitim gerektiren bir işlemdir. Bu işleme "Nikur" adı verilir.

Haftanın Sözü
(aish.com)

 

Güzel sözler kolayca söylenebilir ama etkileri yıllarca sürebilir.