Lütfen Peraşa Kâğıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

  24 Ocak

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

2009

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

4:30

5:44

-----

Yeruşalayim

4:36

5:50

Tel Aviv

4:44

5:46

28 Tevet

Tel Aviv

4:51

5:52

İstanbul

4:57

5:37

5769

İstanbul

5:06

5:46

V A E R A

 Hatırlatmalar:

ü 26 Ocak Pazartesi: Roş Hodeş Şevat

 

Bu HP  .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

 

Peraşa Özeti (Şemot 6:2-9:35)

[www.chabad.org]

 

Tanrı, Moşe ile temasa geçer. "Dört kurtuluş sözü" ile, Bene-Yisrael'i Mısır'ın yükü altından çıkaracağına ve Mısırlılar'ın köleleştirici işlerinden serbest kılacağına, büyük bir güç gösterisi ve sert yargılar eşliğinde Yahudiler'i özgürlüğe kavuşturacağına ve Sinay dağında onları Kendisi'ne Halk olarak alacağına söz verir. Bunun ertesinde Tanrı, Bene-Yisrael'i, Avraam, Yitshak ve Yaakov'a söz vermiş olduğu Ülke'ye getirip burayı onlara ebedi bir miras olarak vereceğini bildirir.

 

Moşe ve Aaron tekrar tekrar Paro'nun huzuruna çıkıp, Tanrı adına "Halkımı salıver ki Bana ibadet edebilsinler" talebinde bulunurlar. Fakat Paro da tekrar tekrar reddeder. Aaron'un asası bir yılana döner ve Mısırlı büyücülerin sihir asalarını yutar. Tanrı bunun ertesinde Mısırlılar'a bir dizi bela gönderir.

 

Nil'in suları kana dönüşür, ülkeyi kurbağalar istila eder, insan ve hayvanlar bitlerin saldırısına uğrar. Vahşi hayvan sürüleri şehirlere doluşur, bir salgın hastalık evcil hayvanları telef eder, Mısırlılar'ın vücutları, acı veren çıbanlarla kaplanır. Yedinci belada göklerden buz ve ateşin bir arada bulunduğu yıkıcı bir dolu yağar. Buna karşın Paro'nun inadı sürer ve Tanrı'nın daha önce Moşe'ye bildirmiş olduğu üzere, Bene-Yisrael'i salıvermeyi reddeder.

 

DEVAR TORA

[Rabi Dror Brama - www.torahmitzion.org]

 

Nefes Darlığı ve Ağır İşçilik

 

Bu haftaki peraşada bir dizi duygusal dizenin içinde, Moşe, zulüm görmüş mağdur Bene-Yisrael'e, yaklaşmakta olan kurtuluşun haberlerini getirir. Acılarının sona ereceğine ve Tanrı'nın Atalar'la yapmış olduğu anlaşmanın gerçekleşeceğine dair söz verir. Teselli aşağıdaki dizelerle sona erer:

 

"Sizi Kendim'e Halk olarak alacağım ve size Tanrı olacağım. Böylece Benim, sizi Mısır'ın yükü altından çıkaran Tanrınız Aşem olduğumu bileceksiniz. Sizi, Avraam'a, Yitshak'a ve Yaakov'a vereceğime yemin ettiğim Ülke'ye getireceğim. Onu size miraslık vereceğim; Ben Aşem'im!'" (Şemot 6:7-8).

 

Bu kehanet Bene-Yisrael'e, Moşe, Tanrı tarafından gönderildiğini eli ve asası ile gösterdiği bazı işaretlerle kanıtladıktan sonra verilmişti. Bu işaretlerin ardından, halk ona inanmış ve şükran duygularıyla Tanrı'nın önünde eğilmişti.

 

Aşağılanmış ve küçümsenmiş kölelerden oluşmuş bir millet düşünün. Kırbacın her an şaklatılacağının bilinciyle ağır işler yapmaktadır. Çocuklar doğdukları anda Nil Nehri'ne atılmaktadır. Sonunda vaat edilmiş kurtuluş gelir. Tünelin ucundaki ışığı görürler; Tanrı onların dualarına cevap vermiştir.

 

Yeni yaşantılarının eşiğinde iken, onlardan mutluluk ifadeleri, rahatlama duygusuyla iç çekme ve belki birkaç gözyaşı beklerdik. Ama tepkileri şaşırtacak düzeyde farklı gelmiştir. Moşe Tanrı'nın yukarıdaki vaadini iletince halk onu dinlememiştir: "Moşe, Bene-Yisrael'e bu şekilde konuştu; fakat nefes darlığı ve ağır işlerden [dolayı] Moşe'yi dinlemediler" (Şemot 6:9).

 

Moşe'nin sözleri zavallı kölelerin kafalarının tam üzerinden geçmiştir. Ne bir kutlama, ne de bir gözyaşı vardır. Moşe konuşur, ancak hiç kimse duymaz. Nefes darlığı (Kotser Ruah) ve ağır işler, onları hayatta kalmanın günlük mücadelesine, gözlerin, toplanması gereken bir sonraki saman ve çamur torbasına eğilmesine, kamçı üstlerine inerken çıkan ıslıktan kaçınma çabasına geri götürmüştür. Kulak büyük projeler ve uzaktaki umutları duymaya açık değildir. 

 

Yine de zihnimiz hâlâ rahat değildir. En perişan mahkûm bile kurtulacağını öğrendiği zaman, başını biraz kaldıracak ve unutulmuş olan özgürlüğün tadını hatırlamaya çalışacaktır. Yeni konumunun şuuruna süzülmesine izin verecektir. O halde neden Moşe'yi dinlememişlerdir? Bütün Bene-Yisrael'in arasında, Atalar'a bulunulan vaatten hiç eser kalmamış olması mümkün müdür? Kurtuluş yaklaştığı zaman bile, millet onu inkâr edecek kadar mutlak bir umutsuzluk noktasına mı gelmiştir?

 

Hahamlarımız bu soruyu sorarlar ve onun ışığında "nefes darlığı" ifadesine farklı bir açıklama önerirler.

 

Rabi Yeuda ben Betera pasuktan alıntı yapar ve sorar: Bir insanın iyi haberler alıp mutlu olmaması görülmüş müdür?! Dünyaya bir oğul getiriyorsunuz veya efendiniz sizi kölelikten kurtarıyor ve siz mutlu değilsiniz! Böyle bir şey mümkün mü?

 

O halde, neden Bene-Yisrael'in Moşe'yi dinlemedikleri söylenmektedir? Çünkü Mısır'dayken Bene-Yisrael kölelik ortamında putperestlik çamuruna da batmışlardı ve kendilerini bundan ayırmak onlara zor geliyordu. Pasukta söylendiği gibi. "Her biriniz cazip bulduğunuz o iğrenç şeyleri fırlatıp atın ve kendinizi Mısır'ın putlarıyla kirletmeyin" (Yehezkel 20:7). Peygamber Yehezkel bu sözleriyle, Tanrı'nın Mısır'dayken Bene-Yisrael'e gönderdiği mesajı aktarmaktadır. Halkın tepkisi ise beklendiği gibi olmamıştır: "Ama Beni[m ünümü] kirlettiler ve Beni dinlemeyi reddettiler" (Yehezkel 20:8) (Mehilta DeRabi Yişmael, Bo, #5).

 

"Kotser Ruah" tam olarak "Ruah kısalığı/darlığı/eksikliği" demektir. Ruah sözcüğü nefes veya rüzgâr anlamlarına gelebildiği gibi, "ruh ve maneviyat" anlamına da gelir. Başka bir deyişle Bene-Yisrael'i Moşe'yi dinlemekten alıkoyan şey sadece nefes darlığı değil, "ruh ve maneviyat eksikliği"dir. Mısırlılar Bene-Yisrael'in hayatlarını, sadece çekiç ve tuğlalarla değil, yoğun bir şekilde Mısır kültürüne maruz bırakarak da acı kılmışlardır. Mısırlılar onların sadece bedenlerini değil, aynı zamanda zihinlerini de tutsak etmeyi başarmışlardır. Bu zor sürgünden sonra, Moşe kurtuluş haberleri ile gelmiştir, ama bu kurtuluş ancak Mısır'ı ve onun kültürünü tamamen terk etmekle gelecektir. Bu, hem kölelikten azat edilmektir, hem de puta tapmaktan vazgeçmektir.

 

Bu yaklaşıma göre, "Moşe'yi dinlemediler" ifadesi bir odaklanma veya dikkat eksikliği olarak algılanmamalıdır. Daha ziyade bu, dinleme ve mesajı özümseme arzusunun eksikliğidir. Hahamlarımız, Yehezkel'den yapılan alıntıyı, Bene-Yisrael'i Mısır kültüründen ayırma sürecinin zor olduğunu ve bunu isteyerek yapmadıklarını kanıtlamak için kullanırlar. Tanrı'nın üstünlüğünü ve O'na itaat etme gerekliliğini kabul etmek için belalara ihtiyacı olan sadece Paro değildir. Tanrı'nın İsmi'yle ile doğrudan tanışmamıza tanıklık eden On Emir de aynı sözlerle başlar: "Ben sizi Mısır'dan kölelik evinden çıkaran Tanrınız Aşem'im" (Şemot 20:1).

 

Mısır'dan kurtuluş gelecek nesiller için bir örnek teşkil eder. Ondan önemli bir ders alırız. Her sürgünün manevi bir etkisi olduğunu fark etmek zorundayız. Kurtuluş yaklaşıp, özgürlük adımları duyulmaya başladığı zaman, bu özellikle önemlidir, ancak acılar da toplayıcı bir güçtür. Bu, zihin bulanıklığının kendini belli ettiği zamandır. Hayatta kalmak, kişisel ve ulusal güvenlik için gündelik mücadele, sürgünde iken hissedilen ezilmişlik duygusu ve sürekli savunma ihtiyacı, gerçek bağımsızlığa geçiş korkusu, zihin bozukluğu ve dar görüşlülük, anında huzur ve barış arayışı ve daha birçok faktör, insanların bağımsızlığa ve sorumluluğa yükselmek yerine, Mısır kültürünün çamurlu sularında sefil bir hayata sarılmalarına neden olabilir.

 

Kurtuluşu reddeden nesil, Mısır'a dönme arzusunda ve casusların günahında görüleceği gibi, bu örnekle tuzağa düşmeye devam etmişlerdir. Bu yüzden, Erets-Yisrael'e girememiş ve yaşamlarını çölde tamamlamışlardır.

 

Bu haftaki peraşa, Tora'nın sadece Mısır'da olanları anlatmakta değil, her nesilde geçerli olan mesajlar vermekte olduğunun bir başka güzel örneğidir.

 

4 Soru

Cevapları broşürün sonunda bulabilirsiniz.

 

1)      Bu haftaki peraşada kaç tane bela görülmektedir?

2)      Bu belalar nelerdir?

3)      Hangilerini Aaron, hangilerini Moşe gerçekleştirmiştir?

4)      Mısırlı büyücüler hangi iki belayı gerçekleştirebilmişlerdir ve bir belayı gerçekleştiremedikleri zaman ne demişlerdir?

 

MİŞNE TORA

[Rambam'ın Sözlü Tora'nın tüm konularını kapsayan devasa kanun kodeksi Mişne Tora'nın çok kısa bir özeti. Hazırlayan: Rabi Dr. Azriel Rosenfeld]

Önemli Not: Bu yazı dizisinin amacı Tora'nın tüm kanuni konuları hakkında okuyucuya bir fikir vermekten ibarettir. Okuyucu, pratik Alaha konusunda burada yazılacak - hem de çok kısa bir özet olan - kanunları bir temel olarak kullanamayacağını bilmelidir. Alaha konusundaki pratik uygulamalar için uzman bir Haham'a danışmak gerekir.

 

İlk Kitap: MADA / BİLGİ (Devam)

4. Avoda Zara VeHukot Agoyim - Putperestlik ve Yabancı Ulusların Töreleri (Devam)

 

b) Putperestliğe Yönelik Kışkırtma

 

Başkalarını putperestliğe sevk eden bir Yahudi sertçe cezalandırılır. Pasukta söylendiği gibi: "Kardeşin, annenin oğlu veya oğlun veya kızın veya koynuna aldığın karın veya can dostun gizlice ‘Gidip başka ilahlara ibadet edelim' diyerek aklını çelmeye çalışırsa - [bahsettiği,] senin bilmediğin ve atalarının [da bilmediği], çevrenizdeki, yeryüzünün [bir] ucundan diğerine kadar, sana yakın ya da senden uzak olan halkların ilahlarından [hangisi olursa olsun] - ona rıza gösterme ve onu dinleme. Gözün ona acımasın, ona şefkat gösterme ve onu korumaya çalışma. Aksine ... onu idam etmek için ilk önce senin elin onun üstünde olmalıdır... çünkü seni, seni Mısır Ülkesi'nden, kölelik evinden çıkaran Tanrın Aşem'in yanından saptırmaya çalışmıştır. Tüm Yisrael [Ulusu mensupları] duyup korkacaklar ve aranda bir daha bunun gibi kötülükler yapmayacaklar" (Devarim 13:7-12). Erets-Yisrael'deki bir Yahudi şehrinin çoğunluğu putperestliğe kışkırtılırsa, bu şehir yok edilmelidir. Pasukta söylendiği gibi: "Tanrın Aşem'in sana oturman için verdiği şehirlerden biri hakkında duyduğuna göre, arandan hain adamlar çıkmışlar ve ‘Gelin, bilmediğiniz başka ilahlara ibadet edelim' diye hemşerilerini [Tanrı yolundan] saptırmışlarsa, araştırmalı, incelemeli ve çok iyi bir şekilde soruşturmalısın. Ve eğer konunun gerçek [ve] doğru olduğu, aranda bu iğrençliğin yapıldığı tespit edilirse, o şehrin [puta taptıkları tespit edilen] sakinlerini kılıçtan geçirerek kesinlikle öldürmelisin. Onu ve içindeki her şeyi imha edeceksin... hem şehri hem de tüm ganimetini Tanrın Aşem Adına tamamen yakacaksın..." (Devarim 13:13-18). Bu kanunun birçok alt şartı vardır ve bunların hepsinin aynı anda yerine gelme olasılığı yok denecek kadar az olduğundan bu kanun teoriktir ve pratikte uygulaması yoktur.

 

Putperestlik adına peygamberlik etmek veya Tanrı adına bile olsa sahte peygamberlik yapmak ve böyle bir peygambere kulak vermek yasaktır. Pasukta söylendiği gibi: "Kendisine emretmediğim bir şeyde Benim Adıma söz söyleme küstahlığında bulunan veya başkalarının ilahları adına konuşan bir peygamber [olursa], o peygamber ölecektir.... Ondan korkmayın" (Devarim 18:20-22). Ve yine dendiği gibi: "Aranda bir peygamber ya da [vizyon içeren bir] rüya görmüş [olduğunu iddia eden] biri çıkıp, sana bir işaret veya harika sunduğunda, bu işaret veya harika gerçekleşip de, ona dayanarak sana ‘Bilmediğiniz başka ilahların ardından gidip onlara ibadet edelim' derse, o peygamberin ya da o rüya gören kişinin sözlerini dinleme" (Devarim 13:2-4).

 

Putperestlerle temastan, eğer bu onların putperestliğine destek içerecekse ve elbette bunun bizleri de etkileyip yoldan çıkarması tehlikesi varsa, kaçınılmalıdır. Pasukta söylendiği gibi: "Onlarla antlaşma yapma ve onlara lütuf gösterme" (Devarim 7:2). Ve başka bir pasukta söylendiği gibi: "Onlarla ve tanrılarıyla antlaşma yapma. Ülkende oturmalarına izin verme ki seni Bana karşı günaha sevk etmesinler; zira [bunun sonunda] onların tanrılarına ibadet edecek [hale bile gelebilirsin]" (Şemot 23:32-33). Ve başka bir pasukta söylendiği gibi: "Sakın Ülke'nin oturanları ile [=Kenaan'daki yedi putperest ulusla] antlaşma yapma! [Aksi takdirde, onlar] Kendi tanrılarının peşi sıra çarpıkça davranıp tanrıları onuruna kesim yaptıklarında, [birisi] seni çağırır, sen de [sakınca görmeyip] onun kurbanından yersin..." (Şemot 34:15).

 

DÜŞÜNCELER

["Straight Talk" / Rabi Shaul Rosenblatt - www.aish.com]

 

Çılgınlığı Bırakın

 

Paro'nun defalarca öğrenmeyi başaramaması oldukça inanılmazdır. Her bela geldiğinde, hatasını görmüş ve içtenlikle Bene-Yisrael'in gitmelerine izin vermiştir. Ama acı son bulur bulmaz, Paro tekrar eski kurnazlıklarına dönmektedir.

 

Bu çılgınlık gibi görünüyor, ama aslında hepimiz aynı şeyi yapıyor değil miyiz? Hata yaparız ve bu hataların sonuçlarının acısını hissettiğimiz zaman, aynı yanlışlığı yapmayacağımıza dair yemin ederiz. Ve gelecek sefere kadar - yani acı dinene kadar ve aynı hatayı tekrar yapana kadar, gerçekten de bunu kastederiz.

 

Bu insanın doğasında olan basit bir şeydir. Hafta içi bir iş gününün gecesinde, sabahın üçüne kadar televizyonun karşısında elle tutulur hiçbir şey seyretmeden oturur, sonra da pişman olup yarının farklı olacağına yemin edersiniz. Ve o anda gerçekten de bunu kastedersiniz. Ancak bu, yarın gelene kadar sürer. Pişmanlık geçmiştir, televizyonda güzel program vardır ve ... saat yine sabahın üçü olur.

 

Ya da bir daha içmeyeceğinize dair yemin ederek, akşamdan kalma bir halde uyanırsınız - ta ki, o gece size bir içki ikram edilene kadar. Ya da diyette iken bütün kek dilimini bitirirsiniz. Kendinizi rahatsız ve zayıf hissedersiniz, iğrenç olduğu için bir daha şişmanlatıcı besinlere bakmayacağınızı kendinize söylersiniz.  Ve o anda bunu gerçekten de kastedersiniz. Ama yarın başka bir gündür ve kek yine o kadar lezzetli görünür ki...

 

O halde tekrar Paro'ya dönelim. O başka bir belaya hazırdır, çünkü bir öncekinin acısı dinmiştir. Bu çılgınlıktır. Biz de bunu yaptığımız zaman, aynı şekilde çılgınlık sayılır. Ama bizim Paro'dan farklı bir üstünlüğümüz var. En azından çılgın olduğumuzu biliyoruz!

 

Çılgın olduğumuzu bilmek, hemen şimdi ondan yararlanmıyorsak bile, en azından değişme olasılığını bizim için canlı tutar. Paro gibi, deliliği bir yaşam tarzı haline getirmek, bir tımarhaneye yürüyüp kapıyı arkamızdan kapatmak gibidir.

 

YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ

[Dini Uygulama Rehberi - Rabi Nisim Behar]

 

Muktse

 

1.             Muktse, "Kenara Ayrılmış" anlamına gelir ve genel olarak Şabat günü dokunulması yasak olan nesneleri tanımlar.

2.             Şabat günü yapılması yasak olan işler için kullanılan aletlere dokunmak da yasaktır. Bunlara örnek olarak, çekiç, makas, mezura, dolmakalem, yanmamakta olmasına rağmen lamba, iş mektupları, senetler, çekler, para vs. verilebilir.

3.             Şabat günü ağaçtan düşen bir meyve, Şabat günü koparılan bir çiçek, Şabat'tan önce serilen ağa takılan bir balık veya kuş, Şabat günü tavuktan çıkan bir yumurta ve benzeri şeylere Şabat günü dokunmak yasaktır.

4.             Yukarıda saydığımız, "Muktse" olarak adlandırılan şeylerin Şabat günü dokunulmasının yasak olmasının çeşitli amaçları vardır:

a.      Şabat'ın unutulmaması,

b.      Şabat'ta herhangi bir yasak iş yapılmaması

c.       Kişiye özel bir yerden (evinden) genel bir yere (sokak) herhangi bir şeyin çıkarılmaması (Tiltul).

4.             Şofar, Tefilin, Megila ve Lulav, mitsva için kullanılan objeler olmalarına rağmen bunlara Şabat günü dokunmak yasaktır.

5.             Şabat günü yapılması yasak olmayan işleri yapmak için bazı Muktse aletler dokunulup kullanılabilir. Örneğin, ceviz ya da başka bir yemişin kabuğunu kırmak için çekiç; dişlerin arasını temizlemek için iğne kullanılabilir.

 

5 CEVAP

 

1)      Yedi.

2)      Kan, kurbağalar, bitler, vahşi hayvanlar, hayvanların ölümü, çıbanlar ve dolu.

3)      İlk üçü Aaron, diğerleri Moşe tarafından yapılmıştır.

4)      Kurbağalar ve kan. "Bu işte Tanrı'nın parmağı var".

 

Haftanın Sözü

["Shabbat Shalom Weekly" - Rabi Kalman Packouz]

 

Güneş çiçekler için neyse, tebessüm de insanlar için odur.

 

Haftanın Peraşası'nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.