Rav İsak Alaluf

Bu haftaki peraşada Tanrı'nın yollarını bozmuş olan beşeri mabul ile nasıl yok ettiğini okuyoruz.

Midraş'ın anlattığına göre Noah'ın gemiyi inşa etmesi yüz yirmi yıl sürmüştür. Bu süre içinde Noah insanları tufana karşı uyarmış yollarını değiştirmeleri için öneride bulunmuştur. Ancak ne yazık ki bu süre sonunda gelen tufanda sadece Noah ve ailesi kurtulabilmiştir. Bereşit 7/1'de Tanrı Noah'a gemiye ailesi ile birlikte binmesini çünkü bu nesilde onu tsadik olarak gördüğünü söyler. Nasıl olur ki Noah 120 yıl içinde başarılı olamamış bir kişiyi bile yolundan döndürememiştir?

Midraş bizlere o neslin yok edilmesine neden olan günahın "hırsızlık" olduğunu öğretir. Bu çağda yapılan hırsızlık çok düşük miktarlarda yapılan bir hırsızlıktır ki midraş bunun bir perutadan daha da az olduğunu ifade eder. Yine kurala göre bir perutadan daha az olan bir hırsızlık mahkeme önünde sorgulanamaz. Böylelikle mahkeme edilemeyen bu suçtan dolayı hırsızlık gitgide artar ve sonunda yasal bir hale gelir. Hırsızlık insanların normal yaşam tarzı olmuştur. Kimse bundan geri dönmeyi düşünemez çünkü onların gözünde bu suç değildir.

Kelm şehrinin bilgesi Tanrı'nın yeryüzünün pislikle dolduğunu görmesi cümlesine açıklık getirir. Sadece Tanrı insanların yaptığı bu suçu görmüştür. İnsanlar ise suçun suç olduğunun artık bilincinde değildir.

TaNah'ta "yasal" hale gelmiş suçların işlendiği ve bu yüzden de yok edilmiş olam Sedom ve Amora şehirleri de vardır. O kadar ki Avraam'ın duası ve itirazları bile o iki şehri kurtarmaya yetmemiştir. Suç ile iç içe yaşamak onların normal yaşam tarzı olmuştur. Bir kişi suçlu olduğunun farkına varırsa geri dönmek için umudu vardır. Ancak suçların yasal olduğu ortamlarda kişilerin teşuva yapma umutları yok denecek kadar azdır.

Tufan sonrasında Tanrı bir kez daha dünya neslinin yok edilmeyeceğinin bir göstergesi olarak "gökkuşağı"nı ortaya çıkarır. Dr. Twersky'nin açıklamalarına göre erdemli nesillerin yaşadığı zamanlarda gökkuşağı hiç görünmemiştir. Çünkü bu zamanlarda insanlara bir kez daha "mabul" olmayacağının işaretinin verilmesine gerek kalmamıştır.

Ancak günümüzde zaman zaman bu işaret ortaya çıkmakta ve bizleri uyarmaktadır. Acaba bizler Tanrı'nın yolundan bu kadar uzaklaşmış bir nesil miyiz? Bizim yollarımız düzelemeyecek kadar bozuk mu? Birçok bilginin görüşüne göre ne mutlu ki daha umut tamamen tükenmiş değil. Ancak pek hayra alamet olmayan bazı işaretlerin varlığı da inkar edilemez

Çağımızda daha birkaç sene öncesine kadar cezalandırılan davranışların yavaş yavaş yasal olmaya başladığını görmekteyiz. Bunun ilk ve en çarpıcı örneği kumar oynamak ve oynatmaktır. Hatta bunu bir turizm malzemesi olarak kullanan ülkeler mevcuttur. Uyarıcı bazı ilaçların kullanımı birkaç yıl öncesine kadar yasak iken günümüzde tabiri caiz ise teşvik edilir hale gelmiştir.

Evet gökkuşağı çağımızda zaman zaman ortaya çıkmakta ve Tanrı'nın sözünün güvenilirliğini teyid etmektedir. Ancak esas olan bizlerin davranışlarını değiştirmesi ve yollarımızı düzeltmesidir. Yani gökkuşağı hala mesaj vermektedir marifet olan bu mesajı anlayabilmektir.