Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

19 Tevet

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5772

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

4:21

5:35

-----

Yeruşalayim

4:27

5:41

Tel Aviv

4:35

5:37

  14 Ocak

Tel Aviv

4:41

5:43

İstanbul

4:46

5:26

2012

İstanbul

4:54

5:34

Ş E M O T

 Hatırlatmalar:

 

ü  25 Ocak Çarşamba: Roş Hodeş Şevat

 

Bu HP .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

 

Peraşa Özeti (Şemot 1:1-6:1)

[www.chabad.org]

 

Bene-Yisrael Mısır'da çoğalırlar. Onların gittikçe artan nüfusundan korkan Paro, onları köleleştirir ve Yahudi ebeler Şifra ile Pua'nın bütün erkek bebekleri doğum sırasında öldürmelerini emreder. Onlar bu emre uymayınca, kendi adamlarına İbrani bebekleri Nil nehrine atmaları talimatını verir.

Yaakov'un oğlu Levi'nin kızı olan Yoheved ile kocası, Levi kabilesi lideri Amram'ın bir oğlu olur. Bebeği Paro'nun görevlilerinden gizleyemeyecek hale geldiklerinde, onu bir sepet içinde nehre bırakırlar. Bebeğin ablası Miryam uzak bir köşeden seyreder. Paro'nun kızı bebeği bulur, onu kendi oğlu gibi yetiştirir ve ona Moşe adını verir.

Moşe gençliğinde kardeşlerinin çektiği zorlukları fark eder. Bir Mısırlı'nın bir İbrani'yi dövdüğünü görür ve Mısırlı'yı öldürür. Ertesi gün iki Yahudi'nin kavga ettiklerini görür; onları uyardığı zaman, önceki gün yapmış olduğu eylemi ihbar ederler ve Moşe Midyan'a kaçmak zorunda kalır. Orada Yitro'nun kızlarını kurtarır. Onlardan biriyle - Tsipora'yla - evlenir ve kayınpederinin sürülerine çobanlık etmeye başlar.

Tanrı, Sinay dağının eteklerinde yanan bir çalı ile Moşe'nin dikkatini çeker ve orada onunla temas kurar. Ona Paro'ya giderek şu talepte bulunmasını söyler: "Halkımı salıver ki Bana ibadet edebilsinler!" Moşe'nın ağabeyi Aaron onun sözcüsü olarak görevlendirilir. Mısır'da, Moşe ve Aaron Bene-Yisrael'in ileri gelenlerini toplarlar ve onlara kurtuluş zamanının geldiğini söylerler. Halk onlara inanır; ancak Paro halkı salıvermeyi reddeder ve Bene-Yisrael'in çektikleri eziyetleri arttırır. Moşe, Tanrı'ya dönüp isyan eder: "Bu halka neden ters davrandın?". Fakat Tanrı, kurtuluşun çok yakında olduğu sözünü verir.

KARARLILIK

[Rabi Avi Weiss - tannentorah.com]

 

Çalılık ve Empati

 

Tanrı Kendisini Moşe'ye daha birçok yer varken neden özellikle yanan bir çalılığın (sene) içinden belli etmiştir? (Şemot 3:2).

Olasılıklardan bir tanesi bu deneyimin, Tanrı'nın Kendisi'ni Bene-Yisrael'in tümüne en üst seviyede ifşa etmesinin küçük çaplı bir örneği olmasıdır. Sene (çalılık) ile Tanrı'nın Bene-Yisrael'e birinci ağızdan hitap ettiği dağ olan Sinay arasındaki ses benzerliğine dikkat edin. Esasında, sene ile Sinay'daki tecrübelerin her ikisi de aynı yerde, yani Horev çölünde cereyan etmiştir. İkisi de ateşin açıkça görüldüğü bir ortamda gerçekleşmiştir. Sene'de bu, sönmeyen bir ateşken (Şemot 3:2) Sinay'da ise bütün dağı kaplayan bir duman şeklindeydi (Şemot 19:18).

Sene'yi ya Mısır'a ya da Bene-Yisrael'e yönelik bir simge olarak kabul eden başka yaklaşımlar da vardır. Sene bir yandan Mısır'a benziyordu. Dikenli bir çalıya takılan eli oradan kurtarmak deriyi yırtmadan nasıl zorsa, Mısır adlı dikenli çalıdan acı ve ıstırap olmaksızın kurtulmak da aynı şekilde imkânsızdı (Mehilta, Şemot başı).

Diğer yandan, sene Bene-Yisrael'i simgeliyor da olabilir. Bene-Yisrael kendilerini değersiz görüyorlardı; hatta o kadar ki sanki yerin dibine gömülmüşlerdi. Bütün mal varlıklarından yoksun kalmışlardı. Sene de güzel dalları ve yaprakları olmayınca basittir ve toprağa çok yakındır.

Ama Sene'nin en güçlü yankılanan anlamı Sinay Dağı'na, Mısır'a veya Bene-Yisrael'e değil, Tanrı'ya yönelik bir simgedir. Bene-Yisrael köle oldukları müddetçe, Tanrı Kendisini, yanan bodur bir çalıda açığa çıkararak "Ben de acı içindeki halkımla beraberim" mesajını vermekteydi. Tanrı, sadık kulları Avraam, Yitshak ve Yaakov'un çocukları acı içinde iken rahat bir konumda olamazdı. Halkı sıkıntı içindeydi (Tanhuma 14'ten alıntı yapan Raşi).

Ve Tanrı'nın suretinde yaratılmış olan bizler de O'nun yöntemlerini kendimize örnek almalıyız. Halkımız için acı çektiğimiz zamanlar onlarla empati kurmalıyız. Empati sempatiden farklıdır. Sempatide ben kimsem ve sen de kimsen öyle kalırız. Biri diğeri için bir şeyler hisseder. Ama empatide ikisi tek bir bütün halinde ortaya çıkar. Senin acın benim acımdır, senin ıstırabın benim ıstırabımdır ve senin sevincin beni sevincimdir.

Eğer dünya çapında kardeşlerimizin acı çektiğini duyuyorsak, kendimizi buna karşı duyarsız kılmamalıyız. Birçoğu için bu olağan bir şey olarak dikkate alınmayabilir. Ama sene bize bunun bu şekilde olmaması gerektiğini öğretir. Eğer Tanrı bizim kederimizi hissedip benimsiyorsa, biz de başkalarının kederini hissedebilmeliyiz.

DEVAR TORA

 [Rav Moşe Benveniste]

 

EMANETİ KORUMAK

Rabbi Akiva Omer: Akol Natun Beeravon Umtsuda Perusa Al Kol Ahayim. Ahanut Petuha. Veahenvani Makif, Veapinkas Patuah Veayad Kotevet Vehol Arotse Lilvot Yavo Veyilve. Veadin Din Emet Veakol Metukan Laseuda (Pirke Avot 3/16) Her şey emanet olarak veriliyor. Yaşam boyunca tuzak hazırdır. Dükkân daima açık, satıcı veresiye verip deftere yazıyor. Herkes gelip borçlanabilir. Ancak eninde sonunda ödeme yapması gerekir. Yargı gerçek ve doğrudur. Sonunda herkes ziyafet sofrasında oturacak.

Rabi Akiva daha önceki Mişna'da Tanrı'nın ödül ve cezadaki tavrını açıkça anlatmıştı. Halkın bu öğretiyi daha iyi anlaması için bu kez misallerle tekrarlıyor. İnsan dünyaya gözlerini açtığı andan itibaren tüm ihtiyaçları örneğin; yaşamı, canı, bedeni, sağlığı, ailesi ve mal varlığı kendisine Tanrı tarafından emaneten veriliyor. Buna karşılık kendisi Tanrı'ya herhangi bir ödeme yapmıyor.

Tanrı bütün bu nimetleri bizlere bağışlamamış olsaydı ona kulluk etmemiz imkânsız olurdu. Önce kendi yaşamımızı sürdürmek için Tanrı tüm olanakları verir, sonra Tora'daki emirleri yerine getirerek borçlarımızı ödememizi bekler.

Peygamber İyov'un [Tanrı'nın sözleriyle] dediği gibi Mi İkdimani Vaaşalem (İyov 41/3) Kim benden önce davrandı? Böyle biri varsa gelsin ödeme yapayım.

Bundan anlaşıldığı gibi kişi daima Yaradan'a borçludur. Tora'daki bütün yükümlülüklerini yerine getirse dahi, hâlâ O'na borçludur, çünkü bunları gerçekleştirebilmesi için anlayış, arzu ve kabiliyeti de Tanrı tarafından verilmiştir. Şunu gayet iyi bilmek gerekir ki; insanın bu dünyada varlığını sürdürebilmesi için tüm olanaklar hiçbir karşılık olmaksızın Tanrı tarafından emaneten verilmiştir.

Kendisi doğru gördüğü müddetçe emanetini bizlere verdiği gibi, arzu ettiği zaman da geri alabilir. Tanrı'nın arzusu olmadığı takdirde bir adım dahi atamayız.

Prag şehrinde böyle bir olay geçer: Şehrin Rabisi R. Yeonatan bir gün sokakta giderken yanından kralın arabası geçer. Kral Rabiyi sevdiği için selam verip sorar: Rabi nereye gidiyorsun? Rabi kısaca cevap verir: Bilmiyorum.

Kral onun soruyu anlamadığını düşünerek bir daha sorar; cevap aynıdır: Bilmiyorum.

Kral bunu saygısızlık olarak kabul ederek adamlarına Rabiyi hapse atmalarını emreder. Ertesi gün öfkesi geçince hapse giderek Rabi'ye sorar? Rabi siz değerli ve saygın bir din adamısınız, nasıl olur da bana böyle ters bir cevap verirsiniz? Rabi cevap verir: Saygıdeğer kralım ben size doğru cevap verdim. Aslında gitmek istediğim yer Tora öğrenimimi sürdürdüğüm Yeşiva idi. Fakat Tanrı'nın beni nereye götürmekte olduğunu bilemezdim Nitekim Yeşiva yerine hapishaneye götürdü.

Kral Şelomo Mişle kitabında şöyle der: Rabot Mahaşavot Belev İş Vaasat AD. İ Takum (Mişle 19/21) İnsan gönlünde birçok şey tasarlar, ancak gerçekleşen Tanrı'nın amacıdır.

Rabi Akiva öğretisine devam ediyor: Yaşam boyu tuzak hazırdır derken Yetser Ara'dan bahsediyor. Çoğumuz sorabiliriz. Tanrı neden insanın en büyük düşmanı olan kötü dürtüyü yaratmış olsun? Çünkü eğer kötülük olmasaydı iyiliğin farkına varamazdık. Ceza olmasaydı ödül de olmazdı.

Tanrı Tora'da bizlere şöyle sesleniyor: Ree Natati Lefaneha Ayom Et Ahayim Veet Atov. Veet Amavet Veet Ara (Devarim 30/15). İşte bugün önünüze yaşamla iyiliği, ölümle kötülüğü koyuyorum.

Kötü dürtü olmasaydı, Tora - Tanrının Yasaları hiçbir şey ifade etmezdi. Talmud Şabat 89.A bölümünde Rabilerimiz şöyle anlatır:

Tora verilmeden önce melekler Tanrının huzuruna çıkıp şöyle derler: Neden Tora'yı bizlere vermiyorsun? Tanrı'nın cevabı şöyle olur: Sizler birer robotsunuz. Ancak insanların, kötü dürtü ile mücadele etmeleri için Tora'ya ihtiyaçları vardır.

Rabi Akiva öğretisini şöyle sonlandırır: Ve herkes sonunda ziyafet sofrasında oturacak. Nedenine gelince Tanrı merhametli ve sabırlıdır. Elbette bir gün insanlık doğru yolu bulacaktır. İşte o zaman Kral Şelomo'nun temennileri gerçekleşecektir:

Leh Ehol Besimha Lahmeha, Uşte Belev Tov Yeneha Ki Kevar Ratsa Aelokim Et Maaseha (Koelet 9/7) Git sevinçle ekmeğini ye, neşeyle şarabını iç. Çünkü Tanrı icraatlarından memnun olmuştur.

Tekrar görüşmek ümidiyle,

Rav Moşe Benveniste

MAASE

Saklambaç

 

Ve Yisrael'in Mısır'a gelen oğullarının isimleri şunlardır (1:1).

İsimler... Bir taraftan, isim bir insana iliştirilmiş, doğası ve karakteriyle hiç bütünleşmeyen yüzeysel bir etikettir. Buna rağmen, bir insanın ismi, sahip olduğu her şeyden daha fazla kendi özünün kulbudur; bir insan bir başkasını ismi ile çağırdığı zaman, ima edilen ve cevap veren, o kişinin belli bir yönü değil, kendisidir.

İşte bu nedenledir ki, Tora'nın ikinci kitabının genel konusuna daha uygun görünen, ama aslında yanlış bir çeviri olan ‘Çıkış' sözcüğünün aksine, kitabın kendisinin ve galut, yani "sürgün" zamanlarını ele alan ilk peraşasının ve ismi Şemot, yani "İsimler"dir. Galut bir Yahudi için en dış koşuldur, gerçek benliğine tamamen yabancı bir durumdur. Ama ismi gibi, galut onun özüyle ilgili en mükemmel güçleri çağrıştırır. Kendi ruhunun en derin kaynaklarını - aksi takdirde benliğinin en derin noktalarında gömülü kalacak olan kaynakları ortaya çıkarır.

Rabi Menahem M. Schneerson

Üç yaşında annesini kaybeden Rabi Menahem Mendel'i büyük babası Liadi'li Rabi Şeneur Zalman yetiştirmişti. Bir gün küçük Menahem Mendel büyükbabasının kucağında oturuyordu. Çocuk hahamın sakalını çekiştiriyor ve "Zeyde (Yidiş: büyükbaba)! Zeyde!"  diye sesleniyordu. "Ama bu zeyde değil, bu zeydenin sakalı!" diye itiraz etti Rabi Şeneur Zalman. Bunun üzerine çocuk büyükbabasının kafasını kavradı: "Zeyde bu!" dedi çocuk. "Ah, hayır, bu zeydenin kafası" diye cevap verdi Rabi Şeneur Zalman. "Zeyde nerede?"

Ve bu böyle devam etti. Çocuk büyükbabasının gözlerini, ellerini ve bedenini işaret etti. Ama her seferinde Rabi Şeneur Zalman "Zeyde nerede?" diye ısrar etmeye devam etti.

Aniden çocuk büyükbabasının kucağından indi ve kapının arkasında durdu. Küçük Mendel saklandığı yerden seslendi: "ZEY-DEEEE!!!" Haham endişeli bir tavırla çocuğa dönerek "Ne oldu?" diye sordu.

Çocuk kapının arkasından sırıtarak haykırdı: "Ah! İşte zeyde!"

ŞABAT ALAHALARINA GİRİŞ

[Rabi Daniel Schloss - www.pidyon.org]

Şabat alahalarıyla ilgili bu yazı dizisi Mişna'da (Şabat 7:2) listelenen 39 melahaya dair temel prensipleri, Rabinik yasaklamalarla birlikte ele alacaktır. Bu dizi Şabat kanunlarını orijinal kaynaklarından öğrenmenin yerini tutma amaçlı değildir. Amaç, Şabat'ın ayrıntılı kanunlarını anlamakta, hatırlamakta ve uygulamakta yardımcı olarak bir rehber sunmaktır. Şabat çok önemli bir konu olduğundan, burada yazılanlardan uygulamasal sonuçlara varılmamalı, çıkabilecek sorularda bir Rav'a başvurulmalıdır.

 

Şabat Günü Toprağı Takviye Etmekle İlgili Kanunlar (devam)

 

Melaha 3: KOTSER - Biçmek

 

Av Melaha: Ürün biçmek veya hasat etmek.

Temel prensip: Yetişen bir bitkiyi kullanılabilir kılmak için topraktan (veya yetiştiği yerden) koparmak (Oker davar migidulo).

‘Tolada'lar: Meyve veya çiçek toplamak, canlı bir ağaçtan ateş için odun kesmek, mantar toplamak.

Gezeralar (çit niteliğindeki yasaklamalar):

1.    Toprağa bağlı olmamasına veya topraktan beslenmemesine rağmen, saksıda yetişen bir bitkiyi koparmak veya deliği olmayan bir saksıyı toprağın üstünden kaldırıp başka yere taşımak.

2.    Normalde yenen ağaca bağlı bir meyveden yararlanmak (örneğin koklayarak). (Ama çiçekleri yerlerinde koklamaya izin verilir.)

3.    Bir ağaçtan yararlanmak (örneğin ona yaslanmak) veya böyle bir ağaca bağlı veya doğrudan asılı bir nesneyi kullanmak. Örneğin, kişinin bir ağaca bir nesne asması veya oradan alması, bir ağaca bağlı bir sepetin içine bir şey yerleştirmesi veya çakılı çiviye bir şey asması yasaktır. Ama ağacın sallanmaması koşuluyla ağaca doğrudan bağlı olmayan bir sepete veya hamağa bazı şeyler yerleştirmeye izin verilir.

4.    Bir hayvana binmek veya bir hayvandan, üzerine bir şey yerleştirme veya dayama suretiyle yararlanmak.

Kişinin ayakkabıları topraktan bazı otları koparsa bile çimenin üzerinde yürümeye izin verilir. (Ama ayakkabılara takılan otlar Muktse'dir, dokunulmamalıdır).

PERAŞADAN DERSLER

[Rabi Şelomo Ressler - www.weeklydvar.com]

 

Bene-Yisrael çürümüş bir Mısır toplumunun içinde yaşamasına rağmen, okullarla, ibadet yerleriyle ve toplumsal ağlarla gelişiyordu, asimilasyon hiç yoktu, çünkü kendi aralarında isimlerini, giyinme tarzlarını veya lisanlarını değiştirmemek üzere anlaşmışlardı. Bu korunma önlemleriyle genel toplumdan uzak durmayı başarmışlardı. Rabi Shraga Simmons'un açıkladığı gibi, bu haftanın peraşası Şemot'un başında bu gidişat değişmiştir. Yaşlı neslin ölmesinden hemen sonra, Bene-Yisrael bütün Mısır'a yayıldılar ve asimilasyon başladı. Geleneklerini bir kenara bıraktılar ve genel toplumun içine karıştılar. Peraşanın 8. pasuğu hemen Mısır'da antisemitizmin ortaya çıkmasını anlatır. Bunu bu kadar olağandışı kılan şey sosyologların "farklı olanı beğenmemek" diye adlandırdıkları, bir grubun diğerine karşı hissettiği nefretti. Bene-Yisrael içlerine kapandıkları müddetçe Mısırlılar endişe etmiyorlardı. Ama Bene-Yisrael "normal Mısırlılara" benzemeye başladıkları zaman antisemitizm baş gösterdi. Çifte sadakat konusu çirkin kafasıyla şahlanmıştı. Antisemitizm genellikle Bene-Yisrael'in güce ve etkileme yeteneğine sahip olduklarını ifade eden bir bakış açısıyla ortaya çıkar.

Günümüzde dünyanın birçok yerinde bu senaryo aynı şekilde tekrarlanmaktadır ve bu haftaki peraşada gördüğümüz kadarıyla sonuçlar yıkıcı olmaktadır. Yahudiler duyarsız ve ilgisizler. Ama eğer bunu okuyorsanız, ilgilenenler arasındasınız. Çemberi kırabilir, Yahudi eğitimine ve Yahudi ilkelerine bağlanarak geminin yönünü değiştirebiliriz. Tora Yahudi kimliğimizi düzenli temellere dayanarak ifade etmek için kelimenin tam anlamıyla binlerce fırsat sunmaktadır. Şabat kandilerini yakın veya Şema'yı söyleyin. Tora derslerine katılın veya bir öğle vakti çalışma grubu kurun. Seçenekler sonsuzdur. Deneyim ise dönüştürücüdür. Ödül de ebedidir.

ALİHOT OLAM

[Sefer Yalkut Yosef - Rabi Yitshak Yosef]

 

Ebeveyne Saygı Kuralları

 

1. Kişi anne ve babasını, bedensel ihtiyaçlar sınıfında olmayan şeylerle de onurlandırmakla yükümlüdür. Örneğin onlar için alışveriş yapmak, evi temizlemek yemek pişirmek ve ihtiyaçları olduğunda kendilerine ilaç vs. getirmek gibi.

2. Daha önce belirtildiği gibi bir evlat anne ve babasını yedirip içirmek, giydirmek vs. gibi maddi masrafları gerektiren şeylerle onurlandırmakla yükümlüdür. Tüm bunlarda masraflar, eğer varsa, ebeveynin parasıyla gerçekleştirilir. Başka bir deyişle evladın yükümlülüğü, tüm bunlar için şahsen çalışmak ve zahmete girmek şeklindedir, ama evlat ebeveynini yedirmek, içirmek, giydirmek için kendi cebinden para çıkarmak zorunda değildir. Buna karşılık, eğer ebeveynin bunları ödeyebilecek şekilde kendisine ait parası yoksa ve evladın varsa, evlat ebeveyninin bu maddi ihtiyaçlarını, kendi maddi gücü doğrultusunda tsedaka kanunu gereği karşılamakla yükümlüdür ve bet din'in onu b una zorlama yetkisi vardır. Ama eğer evladın kendisinde de para yoksa, ebeveyni için kapı kapı dolaşıp para dilenme veya borçlara girme yükümlülüğü yoktur. Onlara hizmet ederek, maddi olmayan ihtiyaçlarını karşılayarak kendilerini onurlandırır.

3. Ancak tüm bunlar, anne ya da baba evlatlarından, onurlandırma sınıfındaki yedirme içirme veya evi temizleme gibi şeyler hakkında istekte bulunduysa geçerlidir. Buna mukabil, eğer ebeveyn evladından doğrudan şahsi yararı olmadığı bir konuda istekte bulunuyorsa, evladın onlara itaat etme yükümlülüğü yoktur - özellikle de istedikleri o şeyi yapacağı zamanda Tora öğrenmeye gitmeyi planlıyor idiyse; bu öğrenimi boşlamamalıdır. Benzer şekilde evlat Tora çalışırken ebeveyni kendisinden bir aile toplantısına veya bir mitsva yemeğine katılmasını isterlerse onları dinlemek zorunda değildir. Ama eğer bu onları üzecekse ve öğrenimini sadece bir kereye mahsus olmak üzere kesecekse isteklerini yerine getirmelidir.

 

Haftanın Sözü

[www.weeklydvar.com]

 

Hayatımızın öyküsünü yazmak için kullandığımız hayat kalemi kuru görünebilir, ama yine de, eğer ararsa, bir yerlerde, bir şekilde, bizim tekrar başlamamızı sağlayacak bir damla mürekkebi bulabiliriz

-- Rabi Solomon Roodman

 

Haftanın Peraşası'nı, t e b e r r u d a b u l u n a r a k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.