ispanyol

İslam orduları Avrupa'da giderek daha geniş toprak parçaları fethederken Ortadoğu Yahudileri Müslüman Avrupa'da yeni fırsat kapılarının kendileri için açıldığını gördü.

En iyi fırsatlardan biri, 711 yılındaki Müslüman fethinden itibaren İspanya oldu. Gerçekten de orada koşullar Yahudiler için o kadar iyiydi ki günümüzde Yahudi âleminin yarısı Sefarad, yani "İspanyol" olarak bilinir. (Diğer yarısı daha sonra Aşkenaz, yani "Alman" olarak bilinecektir.

Müslüman İspanya'da Yahudilerle çevrelerindeki Yahudi olmayan dünya arasında bir ortakyaşarlık oluştu.

Bir kere Müslümanlar Yahudileri etkiledi. En büyük Yahudi bilginlerden bazıları Arapça yazdı. Ancak karşı etki çok daha büyüktü. İslam âleminin özellikle İspanya'daki büyük başarısının, orada özgürce çalışmasına izin verilen çok sayıdaki Yahudi sayesinde gerçekleştiği şüphe götürmez.

YAHUDİLERİN KATKILARI

Yahudiler her alanda -ekonomik olsun, entelektüel olsun- katkıda bulundu. Örneğin:

  • Yahudiler beceri gerektiren zanaatta başarılı oldu. Yahudiler mükemmel dericiler, metal işleyicileri, altın ve gümüş işleyicileri ve kuyumculardı. (Bu becerilerin bazılarının günümüzde var olduğunu görürüz. Yemenli Yahudiler gümüş işleyicileri olarak ünlerini sürdürmekte, Yahudi elmas tüccarları ise dünyanın her yerinde tanınmaktadır.)
  • Yahudiler bilimlerde, özellikte de tıpta başarılı oldu. Yahudi doktorlar her yerde bulunuyordu. Aralarında en ünlüsü, 10. yüzyılda iki halifenin hekimi olan Hasday İbn Şaprut, İspanya'daki en etkili kişilerden biri olarak görülmekteydi.
  • Yahudiler ticarette başarılı oldu. Yahudiler o zamanlar büyük rekabet içinde bulunan ve birbirleriyle doğrudan iletişim kurmayan Müslüman ve Hıristiyan âlemleri arasındaki aracılardı. Bunun sonucunda Yahudiler Uzakdoğu, Ortadoğu ve Avrupa'ya hakim tacirler haline geldi.
  • Yahudiler bilimde başarılı oldu. Klasik bilimler Müslümanları büyülüyordu ama Yunanca ve Latince bilmediklerinden Yahudiler bu eserleri Arapça'ya çevirerek boşluğu doldurdu. Yahudiler Arapça metinleri önce İbranice'ye çevirerek, sonra da bunları başka Yahudiler tarafından Latince'ye çevrilmek üzere Avrupa'ya göndererek -Roma İmparatorluğunun dili o zamanlar hâlâ kullanılıyordu- Arap bilginliğinin Hıristiyan Avrupa'da yayılmasına yardım etti.

YAZARLAR VE FİLOZOFLAR

En büyük Yahudi yazar ve filozoflarından bazıları bu dönemde ortaya çıktı. Üç tanesi özel olarak belirtilmeyi hak eder:

  • Avraam İbn Ezra, ünlü fizikçi, filozof, astronom ve Tora yorumcusu
  • Rabenu Bahya olarak tanınan Bahya İbn Pakuda, Hovot Alevavot -  Kalbin Görevleri adlı, kişinin içsel yaşamının zorunluluklarını inceleyen ve kişinin geçek dini taahhüdünü değerlendiren bir sistem sunan kitabın yazarı (Günümüzde Yahudi etik incelemelerinde son derece popüler olmayı sürdüren bir kitap).
  • Yeuda HaLevi, Karadeniz ile Hazar Denizi arasında bulunan bir krallık olan Hazarya kralının öyküsü üzerine dayanan felsefi romanın, Kuzari'nin ünlü yazarı. (Hazarya kralı, 8. yüzyılda Hıristiyanlara mı, yoksa Müslümanlara mı katılacağına karar verememiş, büyük bilginlerin dünya dinlerinin faziletlerini huzurunda tartışmasını sağlamış, bunun sonucunda ülkesinin büyük çoğunluğu ile birlikte Yahudiliği seçmişti. Hazarya'nın tarihi 11. yüzyılda Bizans/Rusya koalisyonu tarafından yıkıldığında sona erdi.) HaLevi doğru olduğu rivayet edilen bu hikayeye dayanarak kralın huzurundaki tartışmaları hayal ederek yeniden oluşturmuştur. Kitap günümüzde popüler olmaya devam etmektedir.

İspanya'daki Yahudi cenneti Müslüman Berber Hanedanı Almohatların 12. yüzyılda iktidara geçmesiyle aniden son bulmuştur. Almohatlar güney İspanya'yı ele geçirdiğinde Yahudilere üç seçenek sundu: İslam'ı seçmek, gitmek ya da ölmek.

O sırada İspanya'dan kaçan çok sayıda Yahudi'nin arasında ünlü Maimonides (çoğu zaman tam adı olan Rabi Moşe ben Maimon'un ilk harfleri olan Rambam olarak tanınır) de vardı.

(Birçok ünlü Yahudi'nin isimlerinin ilk harfleriyle tanındığını fark etmiş olabilirsiniz. Bunun nedeni, Yahudilerin soyadlarının bulunmamasıdır. Daha ileriki tarihlerde Hıristiyan vergi memurları tarafından zorlanıncaya kadar soyadı kullanmadılar. Yahudiler ilk adları ve babalarının adı, bazen kavimsel adları, Koen ve Levi gibi, ya da geldikleri yerin adı ile anılır, dolayısıyla bu kadar çok ismi baş harflerini kullanarak kısaltmak daha kolay olurdu.)

MAIMONIDES

Maimonides, Moşe ben Maimon olarak ünlü bir rabi ailesinde 1135 yılının Pesah akşamında Kordoba'da doğmuştu. Soy ağacında Kral David ve Mişna'yı derleyen Rabi Yeuda HaNasi'nin adları yer alıyordu.

İlk öğretmeni babası, Yahudi bir hakim olan Rabi Maimon ben Yosef'ti. Ona sadece Talmud'u değil, matematik, astronomi ve felsefenin de temellerini öğretti.

Ailesi İspanya'yı terk etmeye zorlandığında Maimonides yalnızca 13 yaşındaydı. Uzun yıllar boyunca vatansız olarak dolaştıktan sonra -bu yolculuklar sırasında babası öldü- Maimonides ile kardeşi David sonunda Mısır'da Kahire'ye yerleşti. Değerli taş ticareti yapan kardeşi aileyi geçindirirken Maimonides Tora eğitimini sürdürdü. David bir deniz yolculuğunda hayatını kaybedince de yük Maimonides'in omuzlarına bindi.

Maimonides Tora bilgisinden ötürü para almayı reddetti, dolayısıyla hayatını kazanmak için kendi kendine tıp öğrendi. Kısa zaman sonra iyileştirici olarak öylesine ün kazandı ki Kahire'de Sultan Selahaddin'in sarayına hekim olarak atandı. Kahire'nin baş hahamı da seçilmişti.

Ancak Mısır'da yaşamaktan memnun değildi. Çıkış'tan sonra bir Yahudi'nin Mısır'da yaşaması kanuna aykırıydı; bu yüzden imzasını "Mısır'da yaşayarak Tora'nın emirlerini her gün ihlal eden Moşe ben Maimon" diye atıyordu. Ünlü bir hekim ve iyileştirici olmanın yanı sıra, verimli bir yazardı. Muazzam eserleri arasında -Arapça dile getirilmiş ama İbranice harflerle yazılmış- dört tanesi en ünlüleri olarak dikkat çeker:

  • Mişna Yorumları - Mişna hakkındaki açıklamaları Mişne Tora - Talmud'daki tüm hukuki kararlar hakkındaki kitabı (Yad Hazaka olarak da bilinir)
  • Zihni Karışmış Olanların Rehberi - Tora'nın görünürdeki çelişkili öğretilerinin aslında bir bütün olduğu hakkındaki açıklamaları
  • Gelecek Dünya Hakkında Söylev - İnancın 13 İlkesi'ni de içeren Mesihsel Çağ hakkındaki açıklamaları (bu söylev Sanhedrin Risalesi 10:1'in girişinde yer alır).

(Miamonides'in yeni ufuklar açan çalışmalarından kilit alıntıların çevirileri için Avraham Yaakov Finkel'in The Essential Maimonides (Temel Maimonides) adlı eserine bakabilirsiniz.)

Maimonides'in yazıları o dönemde son derece tartışıldı. Beyanlarından bazıları radikal bulunuyor, bazıları ise anlaşılamıyordu. Eserleri yasaklandı ve  1204'te ölümünden sonra yılında rabi'lerin kışkırtması sonucunda yakıldı.

Ancak bundan dokuz yıl sonra Fransa kralı IX. Lui Talmud'un yakılmasını emrettiğinden Yahudiler bunu Maimonides'in eserlerini yaktıkları için Tanrı'nın "göze göz, dişe diş" cezası olarak yorumladı. Cezayı ve yakmayı başlatan Rabi Yona Gerondi pişmanlık duymaya başladı ve Maimonides'e karşı beyanlarından ötürü bir tür özür olarak Şa'arei Teşuva "Pişmanlığın Kapıları" adlı kitabı yazdı.

Rambam'ın eserleri günümüzde bütün dünyada kabul ve saygı görmektedir. Gerçekten de Maimonides Yahudi âleminde Rişonim, Orta Çağ hahamları olan ve başka bir anlamda da "İlkler"in en önemlilerinden biri olarak kabul edilmektedir.

Bu Yahudi bilgeler grubu, daha önce sözünü ettiğimiz bilgeleri izler: Mişna'da adı geçen Tanaim ya da "Öğretmenler" (M.Ö. 200'den M.S. 100'e) ; Gemara'da adı geçen Amoraim ya da "Açıklayıcılar" (200 ile 500 yılları arasında); Talmud sonrası Babil Akademileri'nin ustaları olan Gaonim ya da "Dahiler" (500 ile 1038 yılları arasında). Rişonim (1038 ile 1439 yılları arasında) Yahudi bilginliğine önemli katkılarda bulunmuştur.

Rambam'ın yanı sıra Rişonim'lerin yani Orta Çağ hahamlarının en ünlüleri arasında, dünyanın isminin ilk harfleriyle tanıdığı Fransız Rabi Şelomo ben Yitshaki - Raşi- yer alır.

RAŞİ

Burada şöyle bir soru sormak mümkündür: Fransa'ya kaç Yahudi gitti? Bazı Yahudiler 1000 yıl kadar öncesinden, Roma İmparatorluğu'nun uzaktaki ileri karakol mevkilerine yerleşmişti. Bu Yahudi yerleşimleri uzun süre boyunda küçük kaldı. Genişlemeleri kaderin ilginç bir cilvesi sonucunda oldu.

Yahudi geleneğine göre Frenklerin Kralı Charlemagne, Yahudilerin Müslümanlara ne kadar yardımcı olduğunu gördü ve halifenin ona birkaç rabi göndermesini istedi.

Rabi'ler geldikten sonra başka Yahudilerin onları izleyeceğini biliyordu. Buna ilaveten Yahudiler, dindaşlarının onları geri almak için büyük paralar ödeyeceğini bilen korsanlar tarafından sık sık kaçırılıyordu. Küçük bir Fransa Yahudiler grubu, Rabi Nosson HaBavli'yi kurtarmak için, gelmesi ve Fransa'daki cemaatlerinde bir yeşiva kurması şartıyla çok para verdi.

Fransız rabi'lerin en ünlüsü olan Raşi, 1040 yılında Şelomo ben Yitshaki olarak Fransa'da doğdu ve Almanya'da yeşiva'ya gönderildi.

Öğrenimini tamamladıktan sonra Raşi Fransa'ya döndü ve doğduğu yer olan Troyes'a yerleşti. Tıpkı Rambam gibi Tora bilgisinden ötürü para almayı reddetti ve hayatını sahip olduğu bağlar sayesinde kazandı.

Raşi'nin tam bir ansiklopedik Tora bilgisi vardı. Metni okurken karşısına çıkan en aşikâr sorulardan bazılarını yanıtlamayı görev bilirdi. Günümüzde Tora'nın çok sayıda baskısının, metnin yanında onun açıklamalarına yer vermesinin nedeni budur.

Raşi'nin yaptığı bir başka şey, bütün Babil Talmud'u hakkında bir yorum yazmak oldu. Günümüzde bu yorumlar Tora'nın neredeyse her sayfasındaki "iç" marjda yer alır. Raşi'nin açıklamalarını vazgeçilmez buluruz çünkü Sinay Dağı'ndan uzaklaştıkça Yahudi kanunundaki nüansları anlamak giderek zorlaşır.

Raşi'nin oğlu yoktu ama Talmud'u öğrettiği iki çok ünlü kızı vardı: Miryam ve Yoşeved. Raşi'nin kızları büyük bilginlerle evlendi ve büyük bilginler doğurdu. Raşi'nin damatları, öğrencileri ve torunları Ba'alei HaTosefot, "Toplama Ustaları" olarak bilinen bir bilginler grubu oluşturdu. Ba'alei HaTosefot, Talmud'a yorumlar ilave etti. Bu yorumlar her Talmud sayfasının "dış" marjında yer alır. Bu grubun en tanınmış kişisi Raşi'nin torunu Rabi Yaakov ben Meir, ya da Rabenu Tam'dır.

Raşi 1105 yılına kadar yaşadı ve Avrupa Yahudileri'nin yaklaşık %30'unun katledildiği ilk Haçlı Seferi'nden sonra hayatta kaldı.

Yahudi geleneğine göre Haçlı Seferi'nin liderlerinden biri, Fransız asilzade Godfrey de Bouillon'la görüştü.

Godfrey Kutsal Topraklar'ı Müslümanların elinden kurtarmak için Haçlı Seferi'ne çıkarken Raşi ona başaracağını ama yalnızca iki atla geri döneceğini söyledi. Buna karşı Godfrey, Raşi'nin kehaneti yanlış çıktığı takdirde dönüşünde onu öldüreceğine ant içti.

Godfrey Haçlı Seferi'nden yalnızca üç atla geri döndü ama Troyes şehrinin kemerli kapısından geçerken, kemerin kilit taşı düştü ve atlardan birini öldürdü. Gelecek bölümde Godfrey de Bouillon'un Haçlı Seferleri'nde oynadığı rolü ve tarihin bu utanç verici dönemini ele alacağız.