Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

4 Tevet

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5771

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

4:00

5:14

-----

Yeruşalayim

4:03

5:18

Tel Aviv

4:14

5:15

11 Aralık

Tel Aviv

4:16

5:19

İstanbul

4:23

5:03

2010

İstanbul

4:24

5:04

V A Y İ G A Ş

 Hatırlatmalar:

ü  17 Aralık Cuma: Taanit - Asara BeTevet

 

 

Bu HP  .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

 

Peraşa Özeti (Bereşit 44:18-47:27)

[www.chabad.org]

 

Yeuda Yosef'e yaklaşarak Binyamin'in serbest bırakılması için onu ikna etmeye çalışır. Bu yolda Binyamin'in yerine köle olarak kendisini teklif eder. Kardeşlerinin birbirlerine sadakatinin artık tam olduğunu gören Yosef, gerçek kimliğini onlara açıklar: "Yosef'im ben!" der. "Babam hala hayatta mı?" (Bereşit 45:3).

Kardeşler utanç ve pişmanlık duygularıyla geri çekilirler; fakat Yosef onları sakinleştirir: "Beni buraya sattığınız için üzülmeyin; kendinizi suçlamayın. Çünkü [anlaşılan] Tanrı beni, hayat kurtarmak amacıyla, sizden önce göndermiş!" (Bereşit 45:5).

Kardeşler haberi hızla Kenaan'a ulaştırırlar. Yaakov, en sevdiği oğlundan 22 yıl ayrı kaldıktan sonra, oğulları ve aileleriyle birlikte, toplam 70 kişilik bir topluluk halinde Mısır'a gelir. Yolda Tanrı'da bir söz alır: "Mısır'a inmekten korkma. Çünkü seni orada büyük bir ulus haline getireceğim. Mısır'a seninle birlikte inecek, ayrıca seni oradan kesinlikle çıkaracağım" (Bereşit 46:3-4).

Yosef kıtlık yılları boyunca yiyecek ve tohum satarak Mısır'ın tüm servetini toplar. Paro Yaakov'un ailesine, yerleşmeleri için tüm Goşen bölgesini verir ve Yisrael ailesi, Mısır sürgünü içinde çoğalıp zenginleşir.

DEVAR TORA

[Rabi Yisahar Frand - www.torah.org]

                                                                                                                           

Egla Arufa

 

Bu haftaki peraşada bir pasuk şöyle der: "Sonra, Yosef'in, kendilerine konuşmuş olduğu tüm sözlerini ona aktardılar. Yosef'in, kendisini taşımak üzere göndermiş olduğu arabaları da görünce, babaları Yaakov'un ruhu canlandı" (Bereşit 45:27).

Raşi Midraş'tan alıntı yaparak, Yosef'in babasına gönderdiği arabaların, birbirlerinden en son ayrıldıklarında Tora'nın hangi konusunu öğrendiklerine işaret eden bir ima içerdiklerini belirtir. Yosef ve Yaakov son kez birlikte öğrendikleri zaman, Egla Arufa (faili meçhul bir cinayet durumunda bunun kefareti için cesede en yakın şehrin ileri gelenleri tarafından gerçekleştirilen bir işlemde boynu vurulan düve) kanunlarını çalışıyorlardı. İşte bu nedenle, aslında arabaları gönderen Paro olmasına rağmen, pasuk "Yosef'in göndermiş olduğu arabalar" demektedir; zira pasuktaki Agalot sözcüğü hem "arabalar" hem de "düveler" anlamına gelebilir.

Raşi'nin sözünü ettiği Midraş'ta Egla Arufa'nın mesajı ve simgeselliği konusunda düzinelerce açıklama vardır. Geçmiş yıllarda bunların bazılarına değinmiştik. Bu kez bu konuda farklı bir bakış açısını paylaşmak istiyoruz. Bu bakış açısı hem Sifte Hahamim, hem de Keli Yakar tarafından sunulmuştur. Ancak biz önce bu bakış açısını ele aldıktan sonra bir adım daha ileri gitmek istiyoruz.

Raşi'nin açıklamalarını aydınlatma amaçlı bir eser olan Sifte Hahamim, Raşi'nin bu açıklamasında Agalot (arabalar) sözcüğünü Egla Arufa ile ilgili bir simge olarak açıklamasına takılır. Tekil olarak Agala (araba) ve Egla (düve) sözcükleri, farklı sesleri ve farklı anlamları olan iki farklı kelimedir. Evet, aynı harflerle yazıldıkları doğrudur, ama bunun dışında iki kelime birbiriyle ilgili değildir. Sırf Yosef'in bir araba göndermiş olması, neden Yaakov için, en son derslerinde düve hakkındaki kuralları öğrendiklerine dair "bariz" bir işaret olsun? Yaakov'un bu imayı şıp diye anlaması gerçekten de garanti miydi? Ya Yaakov bu imayı "anlamasaydı"? Eğer Yosef'in amacı gerçekten de Yaakov'un bu mesajı almasını sağlamak idiyse, neden doğrudan bir düve göndermemiştir?

Sifte Hahamim'e göre, Yosef Yaakov'dan ayrıldığı zaman, Yaakov ona Emek Hevron'a (Hevron Vadisi'ne) kadar eşlik etmiştir. Nitekim Yaakov Yosef'e kardeşlerine bakmasını söylediği zaman, pasuk Yaakov'un Yosef'i Emek Hevron'dan gönderdiğini belirtmektedir (Bereşit 37:14). Yaakov gidiş noktasına kadar ona eşlik etmiştir. Yosef ona "lütfen geri dön" demiş; ama Yaakov ona şöyle cevap vermiştir: "Geri dönemem, çünkü Egla Arufa kurallarında da öğretildiği gibi, kişi, yola çıkan bir yolcuyu uğurlamakla yükümlüdür." [Faili meçhul bir cinayete kurban giden kişinin bu sonla karşılaşmasına neden olabilecek etkenlerden biri, kimsenin onu uğurlamak amacıyla kendisine yolun belirli bir noktasına kadar eşlik etmemiş olması da olabilir.]

İşte baba-oğul, Egla Arufa bölümünü çalışmaya bu şekilde başlamışlardır. Bu sadece Tora'daki bir konunun gelişigüzel çalışması değildi. Yaakov, Yosef'e, Egla Arufa kanunları çerçevesinde, levaya, yani bir kişiye yolunun başına eşlik etme yükümlülüğüne dâhil olan ve birbirlerini en son gördükleri bu olayın senaryosunda sağlam bir yer edinen önemli bir ders öğretmişti.

Keli Yakar'a göre, Yaakov Yosef ile yürürken muhtemelen ona Egla Arufa bölümünden kaynaklanan levaya kanunlarını anlatmıştır. Faili meçhul cinayete kurban gitmiş bir kişinin cesedine en yakın şehrin ileri gelenleri, "Ellerimiz bu kanı dökmedi" derlerdi. Bunun anlamı "[Bu ölüme yol açacak şekilde davranmadık; ve bu türdeki ihmaller dâhilinde] onu uygun bir eşlik olmadan göndermedik" şeklindedir. Daha sonra Keli Yakar, Yaakov'un bu kavramı nereden öğrendiğini sorar ve cevaben Yaakov'un bunu büyükbabasından öğrendiğini söyler. Avraam yola çıkan misafirlerini uğurlardı.

Tora Avraam'ın Beer Şeva'da bir Eşel ağacı diktiğini anlatır (Bereşit 21:33). Ancak Hahamlarımıza göre burada bir ima vardır: Eşel (Alef-Şin-Lamed) sözcüğü, "Ahila - Yiyecek", "Şetiya - İçecek" ve "Levaya - Eşlik" kelimelerinin baş harflerinden oluşmuş bir sözcüktür. Bunlar Hesed örneği olan atamız Avraam tarafından sağlanan misafirperverliğin üç temel taşıdır.

Rambam, yas kurallarının 14. Bölümünde, "akranını kendin gibi sev" emri dâhilindeki yükümlülükleri sayar. İlk paragrafta (Alaha Alef) insanların birbirlerine karşı yükümlülüklerini aktarırken, hastaları ziyaret etme, yas tutanları teskin etme, ölüleri gömme, gelinlerin evlenmelerine yardım etme, damat ve gelinleri mutlu etme ve misafirleri uğurlama gibi eylemleri sayar. Daha sonraki paragrafta (Alaha Bet) Rambam, uğurlama hareketinin diğerlerinden daha kıymetli olduğunu belirtir.

Bu kayda değer bir unsurdur. Bizler kendi başımıza, yolcuları uğurlamanın, ödül açısından, ilk alahada sıralanan hareketlerden daha üstte olacağını tahmin edemezdik. Ama Rambam'ın yazdığı da tam olarak budur. Rambam bu geleneğin kaynağının Avraam'ın misafirlerine karşı sergilediği tavır olduğunu belirtir.

Bu neden bu kadar önemlidir? Kişi bir başkasını uğurladığı zaman, ona insani koşullarda temel sayılan bir şey sağlar; yani haysiyet (Kavod). Kişiye bir parça ekmek verebilirsiniz; sırtına geçireceği giysiler verebilirsiniz. Bazen de kişi biraz aç ve en iyi şekilde giyinmemiş olsa da yaşamını sürdürebilir. Ama her insanın ihtiyaçlarında temel bir şey vardır. Bu da kelimenin tam anlamıyla ruha besin vermektir. Her insanın onura ihtiyacı vardır. Her insan takdir edildiğini ve başkalarının ona değer verdiğini hissetme ihtiyacı duyar.

Kişinin evinde misafiri olabilir ve jakuzili banyosu olan evin en güzel odasını ve dolapta duran bir meyve sepetini sunabilir. Ama diğer durumlarda misafire soğuk bir tavırla yaklaşılırsa ve ev sahibi onunla vakit geçirmezse, ona sağlanan bütün maddi imkânların pek bir manası kalmaz.

Diğer taraftan kişi misafirine basit bir yatak ve basit bir yorgan verebilir ve yine de ona büyük saygı ve şeref gösterebilir. Böyle bir ev sahibi misafirine değer verildiği hissini verir. Gösterilebilecek en büyük misafirperverlik budur. Rambam'ın dediği gibi, "bu her şeyden daha önemlidir."

Şimdi Yosef'in Yaakov'a göndermiş olduğu mesajı daha iyi anlayabiliriz. Yosef 22 sene ülkesinden uzak kalmıştı. Yüzlerce kilometre etrafta ailesinden başka kimse yoktu. Ahlaki çöküntü içindeki bir toplumda yaşıyordu. Kendisi vali olunca herkes onun emrine amade olmuştu. O zaman Yosef'e ne oldu? Yahudiliği terk etti mi? Ahlakı bozuldu mu? Hayır. O hala Tsadik Yosef olarak yaşadı.

Babası Yaakov'a bir mesaj gönderdi: "Bunu nasıl mı yaptım? Etrafımdakilere rağmen Yahudilik değerlerine bağlı kalmayı nasıl mı başardım? Çünkü sen bana inandın. O gün o yolda beni uğurlayarak bana saygı ve onur gösterdin. Senin yaptığın levayanın sonucunda kendimi değerli hissettim. Günah işlemeye meyilli olduğum her an kendime ‘Babam bana bu kadar saygı gösterip bana inanmışken, ben, Yosef nasıl böyle bir şey yapabilirim?' diye sordum."

Avraam Avinu'nun bize öğrettiği büyük Hesed (iyilik) budur. Tabii ki yiyecek ve içecek önemlidir ama levaya - yani kişiye değerli olduğu hissini vermek - her şeyden daha önemlidir!

AFTARA BAĞLANTISI

[The Jersey Shore Torah Bulletin / www.shemayisrael.co.il]

 

Kah Leha - Yehezkel 37:15-28

Bu aftarada, ilk Bet-Amikdaş'ın yıkılışına tanık olan peygamber Yehezkel on iki kabilenin gelecekteki birleşmesinden söz eder. Yahudi toplumu iki ayrı krallığa bölünmüştü. Biri Yeuda (Binyamin ile birlikte) diğeri ise Yisrael (Yosef'in torunları olan Efrayim kabilesinin yönettiği On Kabile) Krallığı idi. Bu da kardeşlerin birleşmesini sağlayan Yosef ile Yeuda'nın karşılaşmalarını anlatan peraşamızla paralellik içerir.

MİŞNE TORA

[Rambam'ın Sözlü Tora'nın tüm konularını kapsayan devasa kanun kodeksi Mişne Tora'nın çok kısa bir özeti. Hazırlayan: Rabi Dr. Azriel Rosenfeld]

Önemli Not: Bu yazı dizisinin amacı Tora'nın tüm kanuni konuları hakkında okuyucuya bir fikir vermekten ibarettir. Okuyucu, pratik Alaha konusunda burada yazılacak - hem de çok kısa bir özet olan - kanunları bir temel olarak kullanamayacağını bilmelidir. Alaha konusundaki pratik uygulamalar için uzman bir Haham'a danışmak gerekir.

 

Onuncu Kitap: TAARA / MANEVİ SAFLIK

 

 "Onuncu kitaba manevi açıdan temiz ve kirli şeylere dair kanunları dâhil edeceğim. Ve bu kitaba Saflık Kitabı adını verdim."

 

56. Tumat Met - Ölüden Kaynaklanan Tuma

 

Eğer kişi (veya bir kap) bir mezara, bir cesede veya kopmuş bir uzva temas ederse veya onu hareket ettirirse veya doğrudan üstüne veya altına gelirse veya onunla aynı çatı altında durursa, yedi gün boyunca tame olur (Bamidbar 19:11, 14). Bir cesetle temas etmiş bir insana değen kaplar (toprak kapların dışındakiler) ve bu tür kaplara değen kişiler yedi gün boyunca tame olur (Bamidbar 31:19, 24). Ama böyle bir insana değmiş olan kişi yalnızca bir gün boyunca tame olur (Bamidbar 19:22). [Burada belirtilen zamanlar, arınma prosedürünün uygulanması halindeki asgari sürelerdir. Ama arınma sürecinden geçilmediği sürece tuma hali devam eder.] Bir cesede değen kaplar dokunma açısından ceset gibi muamele görürler (Bamidbar 19:16). Bir kılıç, öldürdüğü kişi ile aynı tuma kuvvetindedir. Hahamlarımızın öngördükleri bir kararla, Erets-Yisrael'in dışına çıkan kişi tame olur. [Not: Tuma kuralları Bet-Amikdaş dönemini ilgilendiren kurallardır. Bunların istisnası, bir Koen'in ölü nedeniyle tumadan kaçınma yükümlülüğü ve bir kadının âdet ve doğum sonrası dönemlerini ilgilendiren kanunlardır ki bunlar günümüzde de geçerlidir.]

 

YOLLARDA DİKKAT VE TEHLİKELERDEN KORUNMA

[Rabi Yosef Tsvi Rimon / "Şabat BeŞabato" - www.zomet.org.il]

 

Trafik Kazalarında Kefaret

 

Rabi Akiva Eiger, soru-cevap eserinde kendisine korkunç bir trafik kazası hakkında sorulan soruya yer verir: (Tanina 3). Polonya'da Lavşin kasabasında yaşayan bir Yahudi bir akşamüstü hızla eve dönüyordu. O acelede o sırada uyumakta olan oğlunu ve hizmetkârını kazara öldürdü. Adam Lavşin'in hahamı olan Rabi Dov Yoel'e giderek bu hareketinin nasıl kefaret bulabileceğini sordu. Haham ona ne söyleyeceğini bilemiyordu, çünkü kazada kendi oğlu öldüğü için zaten cezalandırılmış sayılırdı. Bunun yanı sıra, adam zayıf ve yaşlıydı; bu nedenle, onun hakkında oruç tutma ve kendine çile çektirme gibi bir kefaret yöntemine karar vermesi mümkün değildi.

Rabi Akiva Eiger kendisine danışan hahama şöyle cevap verdi: Kurbanlar uyanık olsalardı kaçıp kurtulabilirlerdi; ancak bu durum bile, kusurlu olan adamı temize çıkarmaya yetmemekteydi, çünkü gece vakti olduğundan, daha dikkatli olması gerekirdi. Sonunda Rabi Akiva Eiger adamın fakir bir çocuğa parasal destek vermesini, öğretmenlerin veya başka fakir insanların maaşlarını ödemesini ve on hahama, kazada ölen iki kurbanın adına dersler vermeleri için ödeme yapmasını önerdi.

Kendine çile çektirme konusunda ise, Rabi Akiva Eger böyle bir durumda kişinin hoşgörülü olması gerektiğini ileri sürdü, çünkü adam zaten cezalandırılmıştı ve gerçekten de yaşlı ve zayıftı. Bu nedenle, şunu uygulaması gerekecekti: Üç sene boyunca Pazartesi ve Perşembe günleri ve Roş-Hodeş'ten önceki gün oruç tutacaktı; ayrıca On Teşuva Günü boyunca da oruç tutacaktı. Üç yıl boyunca bunu yaptıktan sonra adam sadece yarım gün oruç tutmaya devam edecekti. Eğer seyahat ediyorsa ve oruç tutması zor oluyorsa, orucun kefaretini parayla ödeyecekti. Hayatının geri kalan kısmında adam düğün kutlamalarına katılmayacaktı (torununun düğünleri veya düğünün sahibi olması dışında).

Rabi Akiva Eiger şöyle yazmaktadır: "Yeryüzünde meyve vermelerini engelleyerek kendi oğlunu ve genç bir hizmetkârı öldürdüğü için, o da onlar için ürün sağlamalıdır. Diğer bir deyişle, öldürülmüş olan kendi oğlu için, o evlenene kadar, çeyizi ve diğer bütün masraflar dâhil, onu büyütmenin kaça mal olacağını hesaplaması gerekir. Sonra bu parayı ebedi bir fon kurmak için kullanması gerekir. Fonun kârını da fakir bir çocuğa destek sağlamak için, onu büyütüp on beş yaşında bir yeşivaya gönderilene kadar Tora ve Talmud öğretmek için kullanmalıdır. Daha sonra fonun kârını da başka bir çocuğa destek sağlamak için kullanması gerekir ve bunu hep aynı şekilde tekrarlamalıdır. Öğrenciler ölmüş olan oğlunun adına destek görmelidir.  Eğer bu çocuklar evlenirse ve çocuk sahibi olurlarsa ilk doğan oğul ölen oğlun adını alacaktır.

"Adam ölen genç hizmetkâr için hayatı boyunca fakir öğrencilerin öğretmenlerinin maaşını ödemeyi üstlenmelidir. Ve ilk sene kazada ölen kurbanların ruhlarına adanmış günlük dersler için on fakir öğretmene ödeme yapmalıdır..."

"Adam her gece uyumadan önce hüzünlü bir şekilde ve ağlayarak itirafta bulunmalı ve Tanrı'dan bağışlanmayı istemelidir. Tanrı'dan onun dualarını, onun yardımlarını ve rahmetle oruç tutmasını ve onu tamamen bağışlamayı kabul etmesini dileyelim. Kurbanların ruhlarının onun cezasını kabul etmesini ve ona iyi davranılmasını salık vermelerini dileyelim."

Rabi Akiva Eiger'in yukarıda dile getirdiği kefaret yöntemi oldukça ağırdır ve kabahatin büyüklüğüne işaret etmektedir. Araba kullanırken üstümüze aldığımız büyük sorumluluğun farkında olalım. Bizler sadece kendi hayatlarımızı değil, aynı zamanda başkalarının hayatlarını da etkileyebiliriz!

YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ

[Dini Uygulama Rehberi - Rabi Nisim Behar]

 

Herkesi Hoşgörü İle Yargılamak

 

1. Kişi, bir arkadaşının kötü bir davranışta bulunduğunu düşünüyorsa, onu suçsuz çıkarma gayretiyle geçerli sebepler aramalıdır.

2. Arkadaşından hiçbir suçu olmadığı şeylerle ilgili şüphe eden bir kişi, yanına gidip onun gönlünü almalıdır.

3. Arkadaşını hoşgörü ile yargılayan kişi hoşgörü ile yargılanacaktır.

4. Haham Reş Lakiş şöyle demişti: "Dürüst bir insandan şüphe eden, vücudunun yaralarla dolmasıyla cezalandırılmayı hak eder."

5. Kişi başkalarının kendisinden şüphe etmesine yol açabilecek her türlü davranıştan uzak durmaya özen göstermelidir. Örneğin Şabat günü, sırf konuşmak için bile olsa bir dükkâna gitmemelidir. Zira görenler, onun Şabat günü alışveriş ettiğini düşünebilirler. Kimsenin kendisinden şüphelenmemesi için şu şekilde hareket etmelidir: Kötü üne sahip sokaklarda dolaşmamalı, dini inkâr edenlerle arkadaşlık etmemeli, kötü insanların arasında yaşamamalı, cahil kişilerle dolaşmamalıdır; zira onların hatalı davranışlarını örnek alabilir. Örnek vermek gerekirse; parfümeri dükkânına giren bir kişi güzel kokularla bezenir; kirli yere giren kişi ise kirlenir. Bu da aynıdır: Basit kişilerle dolaşan, onlarla aynı sınıfta kabul edilir; bilgili kişilerle dolaşana da onlardan biriymiş gibi davranılır.

 

Haftanın Sözü

["Shabbat Shalom Weekly" - Rabi Kalman Packouz]

 

Bütün cevapları bildiklerini düşünen insanlar,  doğru soruların hiçbir zaman sorulmadığı insanlardır.

-- Mary Grothe

 

Haftanın Peraşası'nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.