Yazdır

Lütfen Peraşa Kâğıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

   3 Ocak

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

2009

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

4:12

5:27

-----

Yeruşalayim

4:18

5:33

Tel Aviv

4:26

5:29

7 Tevet

Tel Aviv

4:32

5:34

İstanbul

4:35

5:15

5769

İstanbul

4:41

5:21

V A Y İ G A Ş

 Hatırlatmalar:

ü 6 Ocak Salı: Taanit – Asara Betevet

 

Bu HP  …..’nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

 

Peraşa Özeti (Bereşit 44:18-47:27)

[www.chabad.org]

 

Yeuda Yosef’e yaklaşarak Binyamin’in serbest bırakılması için onu ikna etmeye çalışır. Bu yolda Binyamin’in yerine köle olarak kendisini teklif eder. Kardeşlerinin birbirlerine sadakatinin artık tam olduğunu gören Yosef, gerçek kimliğini onlara açıklar: “Yosef’im ben!” der. “Babam hala hayatta mı?” (Bereşit 45:3).

 

Kardeşler utanç ve pişmanlık duygularıyla geri çekilirler; fakat Yosef onları sakinleştirir: “Beni buraya sattığınız için üzülmeyin; kendinizi suçlamayın. Çünkü [anlaşılan] Tanrı beni, hayat kurtarmak amacıyla, sizden önce göndermiş!” (Bereşit 45:5).

 

Kardeşler haberi hızla Kenaan’a ulaştırırlar. Yaakov, en sevdiği oğlundan 22 yıl ayrı kaldıktan sonra, oğulları ve aileleriyle birlikte, toplam 70 kişilik bir topluluk halinde Mısır’a gelir. Yolda Tanrı’da bir söz alır: “Mısır’a inmekten korkma. Çünkü seni orada büyük bir ulus haline getireceğim. Mısır’a seninle birlikte inecek, ayrıca seni oradan kesinlikle çıkaracağım” (Bereşit 46:3-4).

 

Yosef kıtlık yılları boyunca yiyecek ve tohum satarak Mısır’ın tüm servetini toplar. Paro Yaakov’un ailesine, yerleşmeleri için tüm Goşen bölgesini verir ve Yisrael ailesi, Mısır sürgünü içinde çoğalıp zenginleşir.

 

DEVAR TORA

[Rabi Şelomo Sobol – www.torahmitzion.org]

 

Sevinç Gözyaşları ve Elem Gözyaşları

 

Yosef nihayet erkek kardeşlerine kim olduğunu açıkladığı zaman, küçük kardeşi Binyamin’e olan büyük sevgisini de gösterir. Tora şöyle anlatır: “Binyamin’in boyunları [~omuzları] üzerine düşüp ağladı; Binyamin de [Yosef’in] boyunları üzerinde ağladı” (Bereşit 45:14).

 

Açıkçası bu gözyaşları, birbirlerini yirmi seneden uzun bir süredir görmemiş olan iki kardeşin gözyaşlarıdır, ama Hahamlarımız bu karşılaşmaya başka bir boyut eklerler. Midraş, (Bereşit Raba), pasuktaki “boyunlar” sözcüğünün çoğul kullanımına dayanarak, bir soru sorar: Binyamin’in iki boynu mu vardır? Rabi Elazar ben Pedat, bu kelimenin çoğul kullanılmasının anlamını şöyle açıklar: Yosef, Ruah Akodeş (Kutsal İlham) sayesinde, gelecekte Binyamin’in topraklarında yer alacak olan iki Bet-Amidaş’ın yıkılacağını görmüştü. Ağlamasının nedeni buydu. Diğer taraftan Binyamin de Erets-Yisrael’in Yosef’e verilen bölgesindeki Şilo’da kurulacak olan Mişkan’ın yıkılacağını gördüğü için ağlamıştır.

 

Bu Midraş, iki kardeşin ağlamasının gelecekte Bet-Amikdaşlar ve Mişkan’ın yıkılışı için olduğunu söylemekle, pasuğun basit anlamından sapıyor görünmektedir. Öyle ya, bu pasukta iki kardeşin sevinç gözyaşlarını okumaktayız. Öyleyse Hahamlarımız sevinç ifade eden bu gözyaşlarını neden matem ifadesi olarak yansıtma gereği duymuşlardır?

 

Bunun cevabı belki de, Yosef ve Binyamin’in, birbirlerinin görmekten doğal olarak mutlu olurlarken, bir yandan da bu kadar sene ayrı kalmalarının nedenlerini düşünmeleridir. Bu uzun ve ıstırap dolu ayrılığa neden olan sebepsiz nefreti hatırlamışlardır. Yosef ve Binyamin aynı sebepsiz nefretin, Yeruşalayim’de Bet-Amikdaş’ın yıkılışı dâhil, Yahudilerin başına gelecek olan ileriki felaketlerin kökeni olacağını anlamışlardır. Yosef ve Binyamin’in gözyaşları, hem birleşmelerinden dolayı dökülen sevinç gözyaşları, hem de gelecekte Yahudilerin başına tekrar bela olacak olan sebepsiz nefrete karşı dökülen elem gözyaşlarıdır.

 

Yosef’in satılması ve Bet-Amikdaşlar’ın yıkılması ile sonuçlanan hizipleşmeyi telafi etmenin tek yolu, Rabi Avraam Yitshak Akoen Kook’un, Orot Akodeş adlı eserinde dokunaklı bir şekilde ifade ettiği gibi, karşılık beklemeden sebepsiz olarak birbirimizi coşkuyla sevmemizdir:

 

Eğer bizler ve bütün dünya anlamsız bir nefret yüzünden yıkıldıysak, coşkulu sevgi sayesinde hem kendimizi ve hem de bütün dünyayı tekrar inşa edebiliriz.

 

4 Soru

Cevapları broşürün sonunda bulabilirsiniz.

 

1)      Binyamin’i kurtarmak için Yeuda’nın kullandığı iki farklı yaklaşım neydi?

2)      Yosef nihayet kim olduğunu ifşa ettiği zaman, kardeşlerine nasıl davrandı?

3)      Yosef’in hayatta olduğunu Yaakov’a kim söyledi? Ona bunu nasıl söyledi ve ödülü ne oldu?

4)      Yaakov’un ailesi Mısır’da nereye yerleşti?

 

MİŞNE TORA

[Rambam’ın Sözlü Tora’nın tüm konularını kapsayan devasa kanun kodeksi Mişne Tora’nın çok kısa bir özeti. Hazırlayan: Rabi Dr. Azriel Rosenfeld]

Önemli Not: Bu yazı dizisinin amacı Tora’nın tüm kanuni konuları hakkında okuyucuya bir fikir vermekten ibarettir. Okuyucu, pratik Alaha konusunda burada yazılacak – hem de çok kısa bir özet olan – kanunları bir temel olarak kullanamayacağını bilmelidir. Alaha konusundaki pratik uygulamalar için uzman bir Haham’a danışmak gerekir.

 

İlk Kitap: MADA / BİLGİ (Devam)

4. Avoda Zara VeHukot Agoyim – Putperestlik ve Yabancı Ulusların Töreleri

 

a)      Putperestlik

 

Yaratılmış olan herhangi bir şeye tapmak yasaktır. Puta tapan kişi Aşem’in tek gerçek Tanrı olduğunu biliyorsa ve yaratılmış bir şeye, bunun Tanrı’yı şereflendirme anlamına geldiği inancıyla tapıyorsa bile, yine de puta tapan biri olarak addedilir. Tora da tam olarak bu konuda uyarıda bulunmuştur: “Ve sakın, gözlerini gökyüzüne doğru kaldırıp, güneşi, ayı ve yıldızları – tüm gökyüzü topluluğunu – görünce etki altında kalıp onlara eğilme ve ibadet etme” (Devarim 4:19). Diğer bir deyişle, bunların Tanrı’nın dünyaya atadığı liderler olduklarını düşünüp, bu nedenle, onların önünde eğilip onlara tapmayın. Tanrı, aynı konuda şunu da emretmiştir: “Dikkatli olun! Sakın kalbiniz baştan çıkmasın ve [doğru yoldan] saparak başkalarının tanrılarına ibadet edip onlara eğilmeyin” (Devarim 11:16). Diğer bir deyişle, sakın aldanıp, sizinle Tanrı arasında aracılık yaptıkları düşüncesiyle olanlara tapmayın. Putperestlik yasağı Tora’nın diğer tüm emirlerinin toplamına denktir. Putperestliği kabul eden kişi, Tora’nın tümünü ve peygamberlerin tüm sözlerini inkâr etmiş olur. Putperest olan bir Yahudi her bakımdan, Yahudi olmayan bir putperest ile aynı sınıfta kabul edilir.

 

BİR KİŞİ / BİR ESER

 

RİF: Rabi Yitshak Al-Fasi (1013-1103). Yalnızca “Alfasi” olarak da adlandırılan bu büyük Tora otoritesi, döneminin en önde gelen Talmud bilginlerinden ve poseklerinden (=bir Alaha kararı vermeye yetkili kişi) biriydi. En tanınan eseri, Alaha üzerine yazdığı Sefer Aalahot’tur. Bu eser Alaha edebiyatının ilk sistematik örneği olarak kabul edilir. Alfasi, Fas’ın Fez kenti yakınlarında doğmuş ve kariyerinin büyük bölümünü burada geçirmiştir. İsmi Al-Fasi de buradan gelir.

 

Tunus’ta, dönemin tanınmış Alaha otoritelerinden Rabenu Nisim ben Yaakov ve Rabenu Hananel ben Huşiel’in altında eğitin görmüştür. Rabenu Hananel Alfasi’yi’ye Talmudsal kaynaklardan Alaha’yı türetme ve açıklığa kavuşturma yöntemlerini öğretmişti. Alfasi bir adım ileri giderek, Talmud’da karara bağlanmış pratik uygulamasal Alahalar’ı sistematik ve kapsamlı bir şekilde bir araya getirme amacıyla kayınpederinin çatı katında on ardışık sene boyunca çalışmıştır.

 

1045’te Tunus’ta Yahudiler’e yönelik zulümler artınca Alfasi, karısı ve iki çocuğuyla birlikte Fez’e döndü. Sefer Aalahot adlı eseri üzerinde rahatça çalışabilmesi için Fez Yahudi cemaati onu ve ailesini maaşa bağladı. Ayrıca onun onuruna bir yeşiva açıldı ve Fas’ın her yerinden öğrenciler onun rehberliğinde eğitim aldı. Çok sayıda öğrencisi arasında en ünlüsü, Kuzari adlı temel felsefi eserin yazarı Rabi Yeuda Alevi’dir. Bir başka öğrencisi Rabi Yosef ibn Migaş da, Rambam’ın babası ve hocası olan Rabi Maymon’un hocasıdır.

 

Alfasi Fes’te 40 yıl kaldı, büyük eserini tamamladı. 1088’de 75 yaşındayken kendisine atılan bir iftira sonrasında İspanya’ya kaçtı ve Lucena yeşivasının başkanı oldu ve 1103’te burada öldü.

 

Eseri Sefer Aalahot, Talmud’un altı faslından üçü olan Moed (bayramlar), Naşim (kadınlar) ve Nezikin (zarar tazminatları) kısımlarındaki, ayrıca Berahot (berahalar) ve Hulin (yiyecek amaçlı hayvan kesimleri) ünitelerindeki – toplam 24 ünitedeki – kanuni kararların özünü içerir. Alfasi eserini hazırlarken Talmud’un kanuni olmayan Midraşsal kısımlarını ve yalnızca Erets-Yisrael’de uygulanabilen Alahaları dışarıda bırakmış, kalan kanunu da etrafındaki tartışmalardan süzüp ayırarak salt kurallar halinde vermiştir. Rambam bu eser hakkında şöyle yazar: “Alfasi’nin çalışması Geonim döneminin (589-1038) tüm kanun kodlarını aşmıştır, zira günümüzde gereksinim duyduğumuz tüm karar ve kanunları içermektedir.”

 

Sefer Aalahot Alaha’nın gelişiminde temel bir role sahiptir. Rif’in hazırladığı bu öz çalışması kendi başına yakın bir inceleme konusu teşkil etmenin yanında, Rambam ve daha sonra Rabi Yosef Karo’nun hazırladığı kanun kodekslerinin de yolunu açmıştır. Bunun yanında, Şulhan Aruh’un derlenmesinde kullanılan “Alaha’nın Üç Sütunu”ndan biridir (diğer ikisi Roş ve Rambam’dır). Raşi ve başka açıklayıcılardan önce yayınlanmış olan bu eser Talmud öğreniminin daha geniş kitlelere yayılmasına aracı olmuş ve Talmud Katan (Küçük Talmud) olarak bilinmiştir. Ortaçağın bitiminde İtalya’da Talmud’un yasaklandığı zaman Rif’in eseri bu yasağın dışında kalmış ve böylece 16-19. yüzyıllar arasında İtalyan Yahudi Cemaati’nin başlıca öğrenim kaynağı bu eser olmuştur. Alfasi, Talmud’un Sefarad tarzı öğreniminin gelişiminde de öncelikli rol oynar. Ayrıntılar üzerinde yüksek miktarda tartışmalar ve mantıki çıkarımlar (pilpulim) etrafında dönen Aşkenazi tarzından farklı olarak Sefarad tarzı Talmud’u karmaşık olmayan basit bir öğrenimle özümsemeyi amaçlar.

 

Rif büyük eserinden başka birçok soru-cevap (Şut) bırakmıştır. Orijinal olarak Arapça yazılan bu çalışmalar daha sonra İbranice’ye çevrilmiş ve Şeelot Utşuvot A-Rif olarak yayınlanmıştır.

 

DEVAR TORA

[“Straight Talk” / Rabi Shaul Rosenblatt – www.aish.com]

 

Vermenin Gerçek Sorumluluğu

 

Tanah’taki, geleneksel olarak “tsadik” lakabıyla anılan tek şahsiyet Yosef’tir. Kendisi “Yosef A-tsadik” olarak adlandırılır. Aslında Tora’nın tsadik insanlarla dolu olduğunu biliyoruz. Öyleyse Yosef’i “tsadik” lakabına diğerlerinden daha fazla layık kılan özelliği nedir?

 

Yosef’te örnek nitelikte bir karakter özelliği vardır. Sorumluluk alan bir karaktere sahiptir. Ağabeylerinden başlayarak, onların yaptığı hataları babasına anlatır. Belki bunu yapmak en doğru seçenek değildir, ancak Yosef’in içten bir nedeni vardır. Potifar’ın evinde her şey onun yönetimine teslim edilir. Hapishanede de her şeyin yönetimi ona verilir. Hapisten çıktıktan sonra da Mısır’ın tümünün yöneticiliğini ele alır. Ağabeyleri Mısır’a geldikleri zaman, önce onların hatalarını fark etmelerini sağlar, sonra bütün aileye yardım eder.

 

Genellikle tsadik bir kişinin iyi şeyler yapan bir insan olduğunu düşünürüz. Ama ne kadar? Bu miktar nasıl saptanır? Tora bizim için bu sorulara cevap verir: “Çok sayıda iyi iş yapmak” yeterli değildir. Gerçekten iyi olmak için, başkaları için sorumluluk almamız da gerekmektedir.

 

Hepimizin vermek ve paylaşmak isteyen iyi bir yönü vardır. Ve bu yön bazen kendini doğal olarak belli eder. En bencil insanların bile verme dürtülerinin kuvvetli olduğu zamanlar vardır.

 

Ama verme sorumluluğu sadece canınız çektiği zaman vermek anlamına gelmez. Aksine canınız çekmediği zaman bile vermeyi başarmak gerekir. Ve başkaları için sorumluluk aldığınız anda, canınız çekmediği zaman bile kendinizden bir şeyler vermeyi taahhüt etmiş olursunuz.

 

Sokaktaki evsiz birine vermek, elindeki plastik bardağa bozuk para atmak gibidir. Onun için sorumluluk almak ise, yanında oturup onunla konuşmak, neye ihtiyacı olduğunu sormak ve sorunlarını nasıl çözeceğini bulmaktır. Bu, ona birkaç kuruş atmak kadar kolay değildir. Bir iş arkadaşınıza vermek demek, kendinize kahve yaparken ona da kahve yapmaktır. Sorumluluk almak ise, onun morali bozukken yaklaşıp ona vakit ayırmak, sonra da yardımcı olabileceğiniz somut yollar önermektir.

 

Ortağınıza vermek demek, ihtiyaçlarına cevap verip paylaşmak demektir. Ancak sorumluluk almak, sürtüşmelere yol açmasına rağmen, onları bazen uyarabilmektir. Sadece kendi fikirlerinizi dile getirmek değil, onları dinlemek ve anlamaktır. Onların gelişmelerine nasıl yardım edeceğinizi bulmak için zaman ayırmak, sonra da, başlangıçta direnme olasılıklarına rağmen, faal olarak ve sabırla onların o yöne ilerlemelerine teşvik etmektir.

 

Vermek – az veya çok olmasına bakmaksızın – içten doğal olarak gelen bir duygudur. Ancak vermenin gerçek zorluğu başkaları adına sorumluluk almaktır.

 

Hayatın bütün alanlarında – onu nereye götürebileceğine bakmaksızın – başkaları için sorumluluk almak isteyen kişi gerçekten tsadik olan kişidir. İşte Yosef böyle biridir.

 

YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ

[Dini Uygulama Rehberi – Rabi Nisim Behar]

 

Asara BeTevet

 

1.      6 Ocak Salı günü Asara BeTevet (10 Tevet) orucu tutulacaktır. Bu orucu tutmamızın sebebi, Kral Tsidkiyau’nun krallığının 9. yılında, 10 Tevet tarihinde, Babil İmparatoru Nevuhadnetsar’ın, tüm ordularıyla Yeruşalayim’i abluka altına almış olmasıdır. Nevuhadnetsar, kendisine itaat etmeleri gerekirken bunu yapmayan tüm ülkeleri yok etme amacıyla savaşa çıkmaya karar verdiği zaman, Yarden [Ürdün] Nehri’ne kadar geldi ve burada, Amon ya da Yeuda krallıklarından hangisine önce saldıracağını belirlemek için bir kura çekti. Ne yazık ki kura Yeuda’ya çıkmıştı. Yeuda’nın yakınında bulunan ve normal şartlarda yardıma gelmesi gereken Edom krallığı uzaktan seyredip, savaş durumunda Yeuda’ya yardım edeceğine söz vermiş olan Mısır da gecikince, Nevuhadnetsar için, Yeuda’nın şehirlerini, çok da iyi korunuyor olmalarına rağmen ele geçirmek hiç de zor olmadı. Düşman orduları gittikçe yaklaşarak, ikinci Bet-Amikdaş’ın yıkılışından 658 yıl önce 10 Tevet tarihinde Yeruşalayim’i ablukaya aldı. Ulusumuzun büyük zarar gördüğü bu acı olayın anılması amacıyla, Hahamlarımız 10 Tevet [Asara BeTevet] tarihini bir oruç günü olarak belirlemişlerdir.

2.      Tsom Gedalya, Şiva Asar BeTamuz ve Taanit Ester gibi, Asara BeTevet de hepimizin tutması gereken bir oruçtur. Bu oruçlar, sabah gün doğumuyla başlar; bu yüzden bir önceki gece yemek serbesttir.

3.      Hayati tehlike yoksa bile, bir hasta oruç tutmaktan muaftır. Aynı zamanda hamileler, süt veren anneler ve oruç tutmakta zorlanan kişiler, bu orucu tutmazlar. Fakat bu sayılanlar bile, bu günde güzel ve lezzetli yemekler yememeli, sadece vücutlarını ayakta tutmaya yetecek kadar yemelidirler.

4.      Asara BeTevet orucu Cuma gününe rastlarsa bile ertelenmez. Pasuk “Beetsem Ayom Aze – Tam Olarak Bu Günde” dediği için, Cuma gününe rastlarsa bile, Şabat akşamı Arvit’ten çıkana kadar bu oruç tutulur.

5.      Gece uykuya yatan bir kişi gün doğmadan uyanırsa yemek yiyemez. Fakat su, çay vb. içebilir. Diğer yandan, tamamen gece uykusuna yatmayıp, geceleyin kalkma niyetiyle yatan bir kişi, gün doğana kadar yemek yiyebilir ve oruca günün doğuşuyla başlayabilir.

6.      Şahrit ve Minha Amidaları’nda Şema Kolenu paragrafında Anenu eklemesi yapılır. Behazara’da [Amida’nın sesli tekrarı] ise, Hazan Anenu eklemesini Refaenu paragrafından önce okur. Sinagogda oruç tutan 10 kişi varsa Sefer Tora çıkartılır ve Vayhal peraşası okunur. Oruç tutmayanlar Sefer Tora’ya çıkmaz, çünkü peraşa, oruca özeldir. Yine de, oruç tutmamasına karşın Sefer Tora’ya çağırılan bir kişi, Tora’ya saygı için kalkar.

7.      Hahamlarımız tarafından Yisrael ulusu için tespit edilen tüm oruç günleri başımızdan geçen kötü ve acı olayların anısınadır. Bunun yanında oruçlar, kalpleri dini yaşam konusunda uyandırmak ve Teşuva yollarını kolaylaştırmak için emredilmişlerdir. Trajik geçmişimizi hatırlamamız, bizi bir vicdan hesabı yapmaya yönlendirir ve geleceğimizin kendi hareketlerimize bağlı olduğunu bizlere hatırlatır. Peygamberlerimizin sözleri er ya da geç mutlaka gerçekleşecektir: “Tanrı bizi toplayacak ve Yisrael ülkesine bizi geri götürecektir” (Yehezkel 37). Aynı şekilde “Dördüncü [aydaki] oruç [=Şiva Asar BeTamuz], beşinci [aydaki] oruç [=Tişa Beav], yedinci [aydaki] oruç [=Tsom Gedalya] ve onuncu [aydaki] oruç [=Asara Betevet], Yisraeloğulları için sevinç ve bayram günleri olacaktır” (Zeharya 8:19).

 

4 CEVAP

 

1)      İlk önce Yosef’i tehdit etmeyi denedi, sonra onu yumuşatmaya çalıştı.

2)      Onlara karşı çok nazikti ve onlara kaba davranmadı.

3)      Aşer’in kızı Serah. Ona bunu arpıyla güzel bir şarkı çalarak söyledi. Uzun bir ömürle ödüllendirildi.

4)      Goşen topraklarında.

 

Haftanın Sözü

[“Shabbat Shalom Weekly” – Rabi Kalman Packouz]

 

Tek gerçek asalet, daima önceki halinizden üstün bir karakterde olmanızdır.

-- Whitney Young, sivil hakları lideri

 

Haftanın Peraşası’nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 – 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza’ya getiriniz.