Bu Hafta İçin Saatler              

2 Tevet

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5773

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

4:02

5:17

-----

Yeruşalayim

4:05

5:19

Tel Aviv

4:16

5:18

15 Aralık

Tel Aviv

4:19

5:21

İstanbul

4:23

5:03

2012

İstanbul

4:26

5:06

M İ K E T S

 Hatırlatmalar

 

ü  23 Aralık Pazar: Taanit – Asara BeTevet

 

 

Peraşa Özeti (Bereşit 41:1-44:17)

[www.chabad.org]

Yosef’in köleliği, Paro’nun ilginç bir rüya görmesi ile son bulur. Paro, rüyasında yedi besili ineğin yedi cılız inek tarafından yenip yutulduğunu, ardından yedi dolgun başağın yine yedi zayıf başak tarafından yutulduğunu görür. Yosef, bu rüyanın yorumu olarak yedi verimli yılın ardından yedi kuraklık yılının geleceğini ve bolluk yılları müddetince tahıl depolanması gerektiğini bildirir. Paro, Yosef’i Mısır’a vezir olarak atar. Yosef, Potifar’ın kızı olan Asenat ile evlenir ve Menaşe ve Efrayim adında iki oğlu olur.

Kuraklık tüm bölgeye hâkim olur, ancak Mısır’da yemek bulunabilmektedir. Yosef’in on kardeşi erzak almak üzere Mısır’a gelir, ancak en küçükleri olan Binyamin, babaları Yaakov’un güvenlik kaygısından dolayı evde bırakılır. Kardeşlerinin onu tanıyamamasına rağmen, Yosef kardeşlerini tanır ve onları casuslukla suçlar, kardeşlerin aksini ispat edebilmeleri için Şimon’u rehin olarak alır ve en küçük kardeş olan Binyamin’in Mısır’a getirilmesini emreder. Kardeşler, tuhaf bir şekilde aldıkları erzak için ödedikleri tüm paranın kendilerinde kaldığını fark eder.

Yaakov ancak Yeuda’nın ebedi ve şahsi kefalet sunmasının ardından Binyamin’in gönderilmesine razı olur. Bu sefer Yosef onları nazik bir şekilde ağırlar ve evinde bir yemeğe davet eder. Ancak, doğaüstü güçlere sahip olduğunu iddia ettiği gümüş kupasını Binyamin’in çantasına yerleştirir. Ertesi sabah, evlerine doğru yola çıkmaya hazırlanan kardeşler Yosef’in adamları tarafından durdurulur, üzerleri aranır ve gümüş bardak bulunur bulunmaz tutuklanırlar. Yosef, onları serbest bırakacağını, fakat Binyamin’i kölesi olarak alıkoyacağını söyler.

GEÇMİŞ YILLARDAN

[Haftanın Peraşası 5760 – Mikets]

[“Dvar Torah” – Rabi David Green / www.torah.org]

 

Peraşamız, Paro’nun, anlamını çözemediği iki rüya görmesiyle başlar. Paro’nun bilge adamlarının hiçbiri, rüyanın tabirini kendisine tam olarak veremez. Ardından kraliyetin içki sorumlusu Paro’ya, hapiste tanıştığı ve hem kendisinin hem de kraliyetin ekmek sorumlusunun rüyalarını mükemmel bir şekilde açıklayan Yosef’ten bahseder.

Paro (birini) gönderdi ve Yosef’i çağırdı ve onu çukurdan (=hapisten) aceleyle çıkardılar… ve Paro’ya geldi. Paro Yosef’e (şöyle) dedi: Rüya gördüm ve onu çözen olmadı ve senin hakkında ‘rüyayı, çözmek için dinler’ dendiğini duydum.” (Bereşit 41:14-16)

Yosef’in geçirdiklerini şöyle bir düşünelim. Önce Mısır’a satılmış, ardından Baş Kasap Potifar’ın yanında köleliğe başlamıştır. Potifar’ın karısı kendisinden etkilenmiş, ama onu hiçbir zaman elde edemeyeceğini anlayınca ona iftira atmış ve hapsedilmesine yol açmıştır.

Aradan 12 yıllık uzun bir süre geçmiştir; bir sabah Yosef’in kapısı aniden açılır ve neye uğradığını anlayamadan Paro’un karşısına çıkarılır. Mısır’daki en bilge danışmanlar bile Paro’nun rüyasını açıklayamamışlardır. Fakat Yosef için bu pek de zor olmaz. Bu noktada, ülkenin belki de en yüksek onuru Yosef’e verilmektedir. Paro’nun övgü sözlerinden daha değerli ne olabilir ki? “Duyduğuma göre rüyaları açıklayabiliyormuşsun” Yosef belki en sıradışı düşüncelerinde bile kendisini böyle bir durumda hayal etmemiştir.

Yosef’in yerinde biz olsaydık, acaba böylesi bir iltifata ne cevap verirdik? Bu sözler karşısında elbette kendimizi önemli biri gibi hissetmekle kalmayıp, aynı zamanda bu durumu özgürlüğümüze kavuşma konusunda da kaçırılmaz bir fırsat olarak görürdük. Bunu düşünerek ağzımızdan çıkacak her sözü çok iyi tartardık. Serbest kalma şansımızı tehlikeye sokacak herhangi bir davranışta bulunmamak için elbette çok dikkatli olurduk. Konuyla ilgili olmayan en basit bir kelimeyi bile sözlerimize katmayı elbette düşünmezdik. Ve söylemek gereksiz; Paro’nun sözlerine ters düşecek herhangi bir itirazda bulunmayı aklımızın köşesinden bile geçirmezdik. Bunu biz böyle yapardık. Ancak Yosef’in cevabı bu düşüncelerle oldukça ters düşmektedir: “Benim dışındadır! Paro’nun selametine Tanrı cevap verecektir.

Kelm Rabi’si, Yosef’in bu davranışını, Tora’nın, küçük yaşta aldığımız eğitimin temel özellikleri konusunda verdiği bir ders olarak tanımlar. Yosef Tanrı ve O’nun “Bir” olduğuna, rüya tabirlerini de sadece ve sadece O’nun verdiği yetenek sayesinde açıklayabildiğine dair bilinçle öylesine sarmalanmıştı ki, yukarıdaki, kendi olası düşüncelerimiz olarak listelenen fikirlerin hiçbirine kapılmamıştı. Ailesinden almış olduğu eğitim öylesine güçlüydü ki, evini oldukça erken bir yaşta terk etmiş olmasına karşın, kendi benliğinde önemli bir bölümü kapsıyordu. Bu örnekten, çocuklarımızda yarattığımız derin köklerin, onların, en şiddetli rüzgârda bile yıkılmadan durmalarını sağlayacaklarını görmekteyiz.

Buradan öğreneceğimiz bir başka ders de, başkalarının anlayışlarına hitap etmeyeceğini bilsek bile kendi ideallerimizi ifade edip savunmaktan çekinmememiz gerektiğidir. Tıpkı Yosef’in kendi inançlarını Mısırlılar önünde açıklamaktan, Tanrı hakkında söylediklerini kale almayacaklarını bilmesine rağmen çekinmemesi gibi, bizlerin de her durumda kendi ideallerini savunmaktan kaçınmaması gerekir. Uzun vadede insanlar, tıpkı Paro’un Yosef’le yaptığı gibi, bizim prensiplerimize değer vermeye başlayacaklardır. Paro da, Yosef’in rüyaları açıklamasının ardından şunları söylemiştir: “TANRI sana tüm bunları bildirdiğine göre, senin kadar anlayışlı ve bilge biri yoktur” (Bereşit 41:39)

Acaba kendi himayemiz altındaki insanların, sonsuza kadar sürmesini istediğimiz ideallerimizle donanmasını sağlıyor muyuz? Acaba onların bizden gördükleri, gerçekten kendilerine maddi ve manevi güç ve dayanıklılık sağlayacak nitelikte midi? Kelm Rabisi’nin, Yosef’in sözleri ile ilgili açıklamasını sürekli aklımızda tutmakta yarar vardır. Zira bu açıklama bizleri örnek alan çocuklarımıza vereceğimiz eğitimin tipi konusunda bir fikir verecektir.

DEVAR TORA

[Rabi Moşe Benveniste]

MUCİZELER

 

Al niseha şebehol yom imanu, veal nifleoteha vetovoteha şebehol et erev vaboker vetsaorayim. Her gün gerçekleştirdiğin mucizeler için, her an akşam, sabah ve öğlen gerçekleştirdiğin harikalar ve iyilikler için sana teşekkür ederiz.” Günde üç defa okuduğumuz AMİDA duasında Tanrıya bu şekilde sesleniriz.

Yaakov atamızın eşi LEA, dördüncü çocuğu dünyaya gelince “Vatomer apaam ode et Ad. Al ken karea şemo Yeuda. (Bereşit 29/35) Bu kez Tanrıya şükranlarımı sunacağım” der ve oğluna Tanrı’ya şükran anlamına gelen YEUDA adını verir. Bu olayı yorumlayan Rabilerimiz şöyle derler:

Lo aya adam şeoda LA. Ad şebaa Lea veodata (Berahot 7/B) Lea annemizden önce kimse Tanrıya şükranlarını sunmadı.” Rabilerimiz bu yorumla nasıl bir mesaj vermek istediler? Atalarımız Avraam, Yishak ve Yaakov birçok mucizelerle karşılaştılar ve Tanrı’ya övgüler, teşekkürler ve kurbanlar sundular. Cevabı ise şudur: Kişi çoğu kez doğa dışı mucizelerle karşılaştığı anlarda şüphesiz Tanrı’ya şükranlarını sunar. Fakat günlük yaşamın bir büyük mucize olduğunu anlayamaz. Kral David bizlere şöyle seslenir:

Kol aneşama tealel ya aleluya (Teilim 150/5) Her ruh Tanrıya övgüler sunar.” Rabilerimiz bu cümleyi şöyle okurlar: “Al kol neşima uneşima tealel ya. İnsan her aldığı nefes için Tanrıya şükranlarını sunması gerekir”, çünkü her saniyede oluşan bu olay da Tanrı’nın bir mucizesidir.

Gözle görülen doğa dışı olaylarda şüphesiz kişi duygulanır ve Tanrı’ya şükreder. Önemli olan, her gün tabii olan olayların da Tanrı’nın bir mucizesi olduğunu kavramaktır. Lea annemiz çocuk doğurmayı her kadın için doğal bir olay olarak görebilirdi. Ancak bu şekilde yorumlamadı ve Tanrı’nın bir mucizesi olduğunu kabul ederek şükranlarını bildirdi. Kısaca yaşamın da bir mucize olduğunu bizlere öğretmek istedi.

Şöyle bir anekdot anlatılır: Adamın biri sabah duası için sinagoga gelir ve dua bitiminde orada bulunanlara şeker dağıtır, sebebini sorarlar. Cevabı ise bir önceki gün trafik kazası geçirdiğini ve hafif atlattığı için Tanrı’ya şükranlarını bildirmek istediğini söyler.

Ertesi sabah sinagogun RABİ’si şeker dağıtır, oradakiler merakla sorarlar, siz de olumsuz bir olayla mı karşılaştınız?

Rabi’nin cevabı şöyle olur: Dün yolda giderken ne bir trafik kazası nede olumsuz bir olayla karşılaştım. Bundan daha büyük bir mucize olabilir mi?

Rabi Hayim Lutsato DAAT TEVUNOT kitabında şöyle der: Tanrı her şeye hükmeder. Doğa, şans tesadüf diye bir olay yoktur. Dünyada gerçekleşen bütün olayların yaratıcısı odur.

Rabi Eliyau Dessler MİHTAV MEELİYAU kitabında şöyle yazar: Doğa aslında en büyük mucizedir. Toprağa ektiğimiz her ürün zamanında meyvesini verir. Devamlı olarak bu olayı yaşadığımız için bir mucize olarak görmeyiz. Neden bir insan toprağa gömülürken, bir zaman sonra canlanmıyor? Neden sadece toprağa ekilen buğday, sebze ve meyveler zamanı gelince canlanıyorlar? Çünkü DOĞA Tanrı’nın en büyük mucizelerinden biridir. Dünyamız yüce Tanrı’nın arzusu ve isteği üzerine kurulmuştur. Doğa Tanrı’nın emir kuludur. Yüce Tanrı emir verir, bütün yaratıklar ödevlerini kusursuz olarak yerine getirirler. Yaşam ise en büyük mucizedir.

Mutluluk dolu bir yaşam dileğiyle,

Rav Moşe Benveniste

ŞABAT ALAHALARINA GİRİŞ

[Rabi Daniel Schloss – www.pidyon.org]

Şabat alahalarıyla ilgili bu yazı dizisi Mişna’da (Şabat 7:2) listelenen 39 melahaya dair temel prensipleri, Rabinik yasaklamalarla birlikte ele alacaktır. Bu dizi Şabat kanunlarını orijinal kaynaklarından öğrenmenin yerini tutma amaçlı değildir. Amaç, Şabat’ın ayrıntılı kanunlarını anlamakta, hatırlamakta ve uygulamakta yardımcı olacak bir rehber sunmaktır. Şabat çok önemli bir konu olduğundan, burada yazılanlardan uygulamasal sonuçlara varılmamalı, çıkabilecek sorularda bir Rav’a başvurulmalıdır.

C GRUBU MELAHALAR: Şemot 26:14’teki gibi, Mişkan için bir örtü hazırlarken yapılan Melahalar: “Çadıra, kızıllaştırılmış koç derisinden bir örtü yap. Üzerine mavi işlenmiş deriden [ikinci bir] örtü yapacaksın

 

Bu gruptaki melahalar şöyledir:

25. TSEDA: Tuzakla avlamak

26. ŞOHET: Hayvan kesmek

27. MAFŞİT: Deri yüzmek

28. MEABED: Tabaklamak

29. MESARTET: Kazıyarak işaretlemek

31. MEHATEH: Kesmek

 

Melaha 25: TSEDA – Tuzakla Avlamak

Av Melaha: Bir hayvanı derisi için tuzağa düşürmek.

Temel Prensip: Özgür bir hayvanın hareketini tamamen kısıtlayan eylemler (Yapıcı amaçla).

Toladalar: Bir ağ, kafes veya ip kullanarak bir hayvan yakalamak. (Yakalanmış bir hayvanı serbest bırakmaya izin verilir.)

AFTARA ve ÖTESİ

[Rabi Reuven İbrahimof – www.haftorahman.com]

 

Bu hafta aftara: Roni Vesimhi (Zeharya 2:14-4:7)

                                                                                         

Aftaranın Konusu: Aftara Bene-Yisrael’in Babil sürgününden dönüşünü anlatır. En kutsal bölge olan Bet-Amikdaş’ı tekrar inşa etmek üzere Pers’ten dönmektedirler. Bene-Yisrael Pers’i büyük bir mutlulukla terk eder ve Kutsal Mabedin bulunduğu bölgeye gelirler ve gördükleri şey sadece harabe ve enkazdır. Peygamber Zeharya ümidi kırılmış kardeşinin efkârını bağırarak dağıtır: “Roni Vesimhi Bat Tsiyon – Şarkı söyle ve neşelen ey Tsiyon kızı” – biz eve, Yeruşalayim’e dönüyoruz! Zeharya Yisrael halkına sevinmesini söyler, çünkü Bet-Amikdaş tekrar inşa edilecek ve eski ihtişamına kavuşacaktır. Bunu kutlamaları gerekir, çünkü tekrar Tanrı’nın yanında duracaklar ve çok önemli bir ayrıcalıktır. Zeharya daha sonra dünyadaki bütün milletlerin hasat toplamaya ve kutlamalara katılacağını söyler. Aftara’nın ikinci kısmı, Satan’ın o dönemdeki Koen Gadol olan Yeoşua’yı, çocuklarını Tora’ya uygun bir şekilde yetiştirmemekle itham ettiğini anlatır. İki oğlu da yabancı kadınlarla evlenmişlerdir. Tanrı’nın meleği Koen Gadol Yeoşua’yı savunmak için gelir ve suçlamaları çürütür. Daha sonra melek, Yeoşua’nın Tanrı’ya hizmet ederken kararlı davranması için onu teşvik eder. Melek “Şeva Enayim” yani “yedi gözlü bir taştan” söz eder. Bu taş II. Bet-Amikdaş’ı inşa etmek için kullanılacaktır. Aftara, Zeharya’nın Menora ile ilgili kehanetini açıklar. Peygamber Zeharya bir Menora’nın üzerine dökülen bir zeytin ağacı görür ve melekten bunu yorumlamasını rica eder. Melek halkın, askeri güçle değil, sadece Tanrı’nın ruhu sayesinde kurtulabileceğini söyler.

Aftara’nın Şabat Hanuka ile olan bağlantısı: Aftara üç farklı bölümden oluşur. Son bölüm açıkça Hanuka ile ilgilidir. Peygamber Zeharya Bet-Amikdaş’taki altın Menora’yı konu eden bir kehanette bulunmaktadır. Bu Menora, Hanuka mucizesinde az bir miktar yağın sekiz gün boyunca yanmak için yeterli olduğu Menora’nın aynısıdır.

Dönem ve Yer: Zeharya’nın kehaneti bundan 2550 yıl kadar önce Yeruşalayim’de cereyan eder..

Peygamber Zeharya Hakkında Bilgiler:

İsmi, “Tanrı’nın hatırladığı” anlamına gelir. Zeharya ben İdo, bir Koen’di. Kehanetleri MÖ 520 civarlarında, bundan yaklaşık 2500 sene önce dile getirilmiştir. 12 kısa peygamber kitabının (Tere Asar) 11.sidir. Zeharya, 14 bölümden oluşan kendi kitabını yazmıştır. Babil’den ve Pers’ten dönülen dönemde yaşamıştır. Anşe Keneset Agedola (Büyük Meclis Üyeleri) mensubuydu. Yeruşalayim’de yaşadı ve Kidron Vadisi’nde gömüldü. Zeharya Bet-Amikdaş’ın hazinelerini gizlemişti, böylece kutsal eşyalar inançlı olmayanlar tarafından kullanılmayacaktı. Akranları Yeruşalayim’in valisi Zerubavel, Koen Gadol Yeoşua, [Purim olaylarından hatırlayacağımız] Mordehay ve peygamberler Nehemya, Ezra, Hagay ve Yona idi. Zeharya’nın döneminden kısa bir süre sonra peygamberlik sona erdi.

Ünlü Sözler: Veaya AD… Lemeleh al kol aarets bayom au yiye AD… ehad, uşmo ehad Ve Tanrı, tüm dünyanın hükümdarı olacak. O gün Tanrı Bir ve İsmi Bir olacak” Bu pasuğu Alenu Leşabeah duasının sonunda okuruz.

 

Aftaradan Ders: Lo Behayil Velo Bekoah Ki İm Beruhi – Ne orduyla ne de kuvvetle; yalnızca Ruhum’la!” Zeharya’nın kehaneti bize başarımızın kendi bireysel gücümüzle gelmediğini, ancak Tanrı’nın ruhu ile geldiğini söylemektedir.

 

ALİHOT OLAM

[Sefer Yalkut Yosef – Rabi Yitshak Yosef]

Tefila Öncesi Kişisel İhtiyaçlar (Devam)

1. Sabah dua etmeden önce kişisel ihtiyaçlarla ilgilenmenin yasak olduğu belirtilmişti. Yine de duadan önce kişi yatağını düzeltebilir, zira bu ihtiyaç değil, düzen ve görgünün bir gereğidir. Yatağını düzeltmek için yine de duanın sonrasını bekleyen kişi, eğer bu, Tora öğreniminde aksamaya yol açmayacaksa, daha makbul davranmış olur.

2. Dua öncesinde ihtiyaçlarla ilgilenmek yasak olsa da, çocuklarla ilgilenmek, anne-babayı onurlandırma, çocukların eğitimiyle meşgul olmak gibi şeyler mitsva ihtiyaçları olarak değerlendirilir ve bu tip ihtiyaçlarla duadan önce ilgilenilebilir.

 

Haftanın Sözü

[www.aish.com]

İnsanları ne oldukları için sev ve ne olmadıkları konusunda yargılama.