bulten"Yedi açılış gününü" takip eden sekizinci gün, Aaron ve oğulları "Koanim - Koenler" olarak görev yapmaya başlarlar; Mizbeah'taki korbanları yakmak üzere "Tanrı'nın Önünden" bir ateş çıkar ve Şehina, Mişkan'a yerleşir.

               Bu Hafta İçin Saatler              

  18 Nisan

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

2009

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

6:34

7:48

-----

Yeruşalayim

6:39

7:53

Tel Aviv

6:49

7:50

24 Nisan

Tel Aviv

6:54

7:56

İstanbul

7:34

8:14

5769

İstanbul

7:42

8:22

Ş E M İ N İ

 Hatırlatmalar:

ü Omer'in 9. Günü

ü 21 Nisan Salı: Yom Aşoa

ü 24-25 Nisan Cuma-Şabat: Roş Hodeş İyar

ü 28 Nisan Salı: Yom Azikaron

ü 29 Nisan Çarşamba: Yom Aatsmaut

Peraşa Özeti (Vayikra 9:1-11:47)

[www.chabad.org]

 

"Yedi açılış gününü" takip eden sekizinci gün, Aaron ve oğulları "Koanim - Koenler" olarak görev yapmaya başlarlar; Mizbeah'taki korbanları yakmak üzere "Tanrı'nın Önünden" bir ateş çıkar ve Şehina, Mişkan'a yerleşir.

Aaron'un iki büyük oğlu Nadav ve Aviu, "Tanrı'nın huzurunda, O'nun emretmediği yabancı bir ateş" getirirler ve ölürler. Aaron bu felaket karşısında sessiz kalır. Daha sonra Moşe ile Aaron, korbanlarla ilgili bir kanun maddesi konusunda fikir ayrılığına düşer; ama Moşe, Aaron'un haklı olduğunu kabul eder.

Tanrı, yenmesine izin verilen ve yenmesi yasak olan hayvan türlerini belirleyen Kaşerut kanunlarını verir. Kara hayvanları ancak çift toynaklı oldukları ve geviş getirdikleri takdirde yenebilir; balıkların yüzgeçleri ve pulları olmalıdır. Sonrasında, Kaşer olmayan kuşların ve Kaşer olan böceklerin (dört tür çekirge) listesi verilir.

Şemini peraşasında, "Mikve"nin (belirtilen özelliklere uygun bir su havuzu) ve kaynak suyunun arındırıcı gücü dâhil, manevi saflık kanunlarının bazıları da yer alır. Yisrael halkına böylece "saf olanı ve olmayanı ayırt etmesi" emredilir.

Bu hafta, peraşaya ek olarak Para peraşası (Bamidbar 19:1-22) okunur. Ölü biriyle temas etmiş bir kişinin Bet-Amikdaş'a girmesi yasaktı. Bu manevi engelin düzeltilmesi için kızıl bir inek (Para Aduma) korban edilir, yakılır ve külleri su ve başka maddelerle karıştırılarak söz konusu kişinin üzerine serpilirdi.

DEVAR TORA

["Dvar Torah" / Rabi Label Lam - www.torah.org]

 

Kutsal Enerji Okyanusları

"Zira Ben, Tanrınız Aşem'im - kendinizi kutsallaştırın ve [böylece] kutsal olun; çünkü Ben Kutsal'ım - ve canınızı yeryüzünde kümelenen her türlü küçük canlı[yı yemek sureti] ile tame hale getirmeyin. Çünkü Ben, sizi Mısır Ülkesi'nden, size Tanrı olmak için çıkaran Aşem'im. Kutsal olmalısınız; çünkü Ben Kutsal'ım. Hayvanlar, uçucular, suda kümelenen tüm hayvanlar ve yeryüzünde sürünen tüm küçük canlılarla ilgili kanun budur. [Bu kanun,] Kaşer olmayan ile olanı ve yenebilir hayvanlarla yenmemesi gereken hayvanları ayırt etmek içindir" (Vayikra 11:44-47).

Yemek, esasında hayvansal bir işlevdir, ama buna rağmen kutsal bir işlem olarak kabul edilir. Yemenin potansiyel olarak bunların ya her ikisi ya da herhangi biri olduğu farz edilebilir. Yine de daha belirgin olan, yemek yemenin fiziksel bir eylem yönüdür. Öyleyse yemek nasıl kutsal bir işlem olarak algılanabilir?

Bir panel tartışmasında Talmud dünyasıyla yeni tanışmış birisi şöyle bir soru sormuştu: "Talmud tam bir deniz! Kişi bu kocaman ciltleri ve ilave bölümleri öğrenmeyi nasıl umut edebilir?" Oradaki bir Haham, Pirke Avot'taki, bunun gerçekten de kolay bir iş olmadığını ima eden "[Tora'yı tümüyle öğrenme görevini] Tamamlaman beklenmiyor; ama kendini bundan muaf tutma hakkına sahip değilsin" sözlerine dayanarak şu ilginç senaryoyu önerdi: "Yeni doğmuş ve büyük bir çaba sarf ederek annesinin sütünden damlalar emmeye çalışan bir bebeği düşünün. Ya bu çocuğa bir yetişkinin şuuru bahşedilse ve önüne hayatı boyunca yiyeceği besinler, dağ yığını patates ve tahıl, göller dolusu içecek, tren yüküyle et ve tarlalar dolusu meyve sebze konsa ne olurdu? Çocuk bir göz atarak ‘Ben bütün bunları hayatım boyunca nasıl yiyebilirim?' diye düşüp bayılırdı!"

Haham şöyle açıkladı: "Bu gözün korkması duygusu yanlış bir varsayıma dayanıyor. Bebek, hayatı boyunca yemek yeme hızının, tıpkı şimdi olduğu gibi çok yavaş olacağını farz ediyor. Yıllar geçtikçe iştahının ve yığınla yiyeceği tüketme kabiliyetinin artacağını, hatta kendisine ayrılan yiyecek kotasını zamanından önce tüketmemek için diyet yapmaya bile gerek duyabileceğini ise şu aşamada henüz fark edemiyor. İşte aynı şey Tora öğrenirken geçerlidir. Kişinin lisan kabiliyeti ve bilgi dağarcığı arttıkça, isteği ve yeteneği de artar."

Benzer şekilde şu soru da sorulabilir: Hayatımız boyunca yediklerimizden yalnızca küçük bir kısmı bedenimizde kalıyorsa, silolar dolusu bu yiyeceği yemeye ne ihtiyacımız var? Öyle ya; bir insanın dünyaya 3,5kg. geldiğini ve 70 sene boyunca tonlarca yiyecek yiyip dünyayı 85kg. kütleyle terk ettiğini farz edersek, hayatının sonunda toprağa net olarak 81,5kg eklediğine bakıldığında, tüm bu yemek yeme eyleminin ne anlamı vardır ki?!

Slobodka Büyüğü'ne göre, bizler nesneleri ya fiziksel ya da manevi olarak tanımlar, bir şeyin aynı anda ikisi de olabileceğini düşünmeyiz; ama bu bir yanılgıdır Esasında her şey birdir. Maneviyat her şeyde mevcuttur. Aradaki tek fark bu maneviyatın yoğunluğuyla ilgilidir. Bir şey Yaratılış sıralamasında ne kadar geç yaratılmışsa, o kadar yoğun ve karmaşıktır. Bu açıdan Talmud'daki "Sadece bir Talmud uzmanı et yemelidir; zira et çok kıvamlıdır ve bir kişi manevi açıdan özel avantajlara sahip olmadığı sürece onun özüne ulaşması çok zordur" şeklindeki öneri de anlaşılmaktadır. Benzer şekilde et özellikle Yom Tov'da, Şabat'ta ve Bet-Amikdaş'ta yenir, çünkü bu zamanlar ve o mekân manevi olarak özel avantaja sahiptir ve yiyeceğin içindeki karanlık manevi enerjiye daha kolay ulaşılabilir.

Belki şimdi, ilk insan Adam'ın hangi konuda hataya düştüğünü ve onun başarısızlığının bir sonucu olarak neden hâlâ acı çektiğimizi anlayabiliriz. Adam, özellikle Tanrı'nın yiyecek konusundaki bir yasağı hakkında hata işlemiş ve bu şekilde, maddiyatı maneviyata dönüştürme sistemini çökertmişti. Tora öğrenmek, dua etmek ve mitsvaları uygulamak her bir Kaşer yiyecek parçasının atomlarını böler ve bizim en büyük parçamızı - sonsuza dek bulunacak olan okyanuslar dolusu kutsal enerjiyi açığa çıkarır.

5 Soru

Cevapları broşürün sonunda bulabilirsiniz.

 

1)      Aaron ve oğulları Mişkan'ın açıldığı gün kaç korban gerçekleştirmiştir?

2)      Mişkan'ın hizmete açılması törenleri kaç gün sürdü ve ilk yedi günün her birinde neler oldu?

3)      Nadav ve Aviu'nun günahı neydi?

4)      Aaron'un ödülü neydi ve neden ödüllendirilmişti?

5)      Büyük çaplı Kaşer kara hayvanlarını tanımak için kullanılan iki işaret nedir?

 

MİŞNE TORA

[Rambam'ın Sözlü Tora'nın tüm konularını kapsayan devasa kanun kodeksi Mişne Tora'nın çok kısa bir özeti. Hazırlayan: Rabi Dr. Azriel Rosenfeld]

Önemli Not: Bu yazı dizisinin amacı Tora'nın tüm kanuni konuları hakkında okuyucuya bir fikir vermekten ibarettir. Okuyucu, pratik Alaha konusunda burada yazılacak - hem de çok kısa bir özet olan - kanunları bir temel olarak kullanamayacağını bilmelidir. Alaha konusundaki pratik uygulamalar için uzman bir Haham'a danışmak gerekir.

 

İkinci Kitap: AAVA / SEVGİ (Devam)

7. Tefila Uvirkat Koanim - Dua ve Koenler'in Berahası (Devam)

 

d) Birkat Koanim - Koenler'in Berahası

 

Koenler'e Yahudiler'i kutsamaları emredilmiştir: "Bene-Yisrael'i şu şekilde mübarek kılacaksınız:..." (Bamidbar 6:22). Bet-Amikdaş döneminde Koenler bu berahayı her sabah korbanından sonra dile getirirlerdi. Bet-Amikdaş dışında ise, Birkat Koanim, Şahrit ve Musaf dualarında Amida'nın tekrarı sırasında, en son beraha okunmadan hemen önce yapılır.

 

BİR KİŞİ / BİR ESER

[www.ou.org]

Rabi Yitshak Luria - "Ari" (1534-1572): Rabi Yitshak Luria Aşkenazi 16. yüzyılda Tsefat'ta Kabala'nın sırlarını araştıran bilgelerden oluşmuş küçük bir grubun lideriydi. Luria Kabalası'nın Yahudilikte, özellikle Hasidik dünyada etkisi çok büyük olmasına rağmen, Rabi Yitshak'ın şahsi edebi faaliyeti çok azdı. Öğrencilerinden bir tanesi ona bu konuyu sorduğu zaman şöyle cevap vermişti: "Bu mümkün değil, çünkü her şey birbiriyle ilişki içinde. Deniz barajlarını kırıp taşıyormuş gibi hissetmeden, konuşmak için ağzımı açamıyorum. O halde ruhumun ne teslim aldığını nasıl ifade edeceğim ve bunu nasıl bir kitaba kaydedebilirim?" Vizyon sahibi biriydi. Kabala'nın gizli dünyası onun için Tsefat'ın sokakları gibi açıktı. Onu çevreleyen her şeyde manevi bir hayat görüyordu ve organik ile organik olmayan hayat arasındaki sınırı sabit kabul etmiyordu. Onun için ruhlar her yerde mevcuttu.

Bu seçkin Kabalistik grubun bir üyesi Rabi Luria'dan biraz daha yaşlı ve "Tomer Devora"nın yazarı olan Rabi Moşe Kordovero idi. Ama Rabi Yitshak Luria, "A-Ari ŞeBaHabura" yani "Grubun Aslanı" olarak tanımlanıyordu.

Ari'nin Kabalası'nın en önemli fikirlerinden bir tanesi "Tsimtsum" yani "odaklanma" veya "büzülme"; "sıkışıma" prensibidir. Sözcüğün bu bağlamdaki manası "geri çekilme" veya "yer açma" şeklindeydi. "Ari" birçok soru sormuştu. Bu sorular çoğunlukla "Eğer Tanrı her yerde ise Dünya nasıl var olabilir?" ve "eğer ‘hiçbir şey' diye bir şey yoksa Tanrı Dünyayı nasıl hiçten yaratmış olabilir?" Cevabı ise şöyleydi: Tanrı, Dünya'ya yer açmak için, sözün gelişi, Kendi içindeki bir "bölgeden" geri çekilmiştir - "tsimtsum" kavramı budur. Tanrı, söz konusu bölgeye Yaratılış Eylemi ile geri dönmüştür - böylece var olan her şey Tanrısallık içerir. Tanrı'nın bu "geri çekilmesi", Sürgün için yapılan bir benzetmedir.

Luria Kabalası, Sürgün ve Kurtuluş'un mistik bir yorumu olarak tanımlanabilir. 1492'de İspanya'dan sürülen Yahudilerin en derin dini duygularını yansıtır. Onlar için Sürgün ve Kurtuluş büyük mistik sembollerdi ve İlahi Varlık'ta da benzer süreçlere dikkat çekiyorlardı. Ve bu, insanlık için yeni bir ahlaki kavramı gerektirmekteydi: "Tikun" yani "düzelme, mükemmelleşme" süreci ile Sürgün'ü - hem Yisrael'in sürgününü hem de Tanrı'nın sürgününü - sona erdirebilecek manevi eylem şahsiyetleri.

DÜŞÜNCELER

["Straight Talk" / Rabi Şaul Rosenblatt - www.aish.com]

 

Hayatın Kontrolü

 

Yiyecek Yahudi hayatında önemli bir rol oynar. Yiyecek olmayan bir düğün veya Bar Mitsva düşünün. Bu, alkol bulundurmayan bir bar gibi olurdu. Ne anlama gelirdi böyle bir şey? Yiyeceğe o kadar odaklanmış bir kültür için, yememize hükmeden birçok kuralın olması mantıklıdır. Kuşkusuz, Kaşerut kurallarının temel hedefi manevi sağlıktır. O deyişin dediği gibi: "İnsan ne yerse odur".

Buna rağmen Kaşerut kurallarına uymak için çok önemli bir neden daha vardır - o da özdenetimdir.

Bir zamanlar makro-biyotik yemek konusunda bir haftalık bir kursa katılmıştım. Bu, çok sağlıklı ama inanılmaz derecede kısıtlayıcı bir diyettir. Eşim ve ben on çift ile birlikte kurstaydık ve hepsi Yahudi değildi. Bizim bu yeni beslenme tarzına herkesten fazla uyum sağlamamızın ne kadar daha kolay olduğunu ilgiyle izledik. Bu da bizim Kaşerut kurallarımız sayesindeydi. Yemek tüketimi konusunda kendimizi denetlemeye alışmıştık ve bu diyet sadece bunun bir devamıydı. Ancak yemek konusunda uzun süreli denetimi yaşamamış olanlar buna çok daha zor uyum sağlamışlardı.

Yahudi düşünüşünde hayatın büyük bir bölümü öz denetimle ilgilidir. Kendimizi ne kadar çok denetlersek, o kadar çok anlamlı bir başarıya doğru yöneliriz. Buna karşı, arzularımızın ve tutkularımızın bize hükmetmesine ne kadar çok izin verirsek, o kadar az başarılı oluruz. Yiyecek büyük bir arzu kaynağıdır ve ciddi bir denetimi gerektirir. Her bir hayvanın ve her bir insanın hayatta kalmak için yiyeceğe ihtiyacı olduğu gerçeği, arzularımızı çığırından çıkarabilir. Her kadın bilir ki, kocasını iyi beslemek kendi hayatını çok daha fazla kolaylaştıracaktır. Yemek kendini arzulara kaptırmamak için büyük bir öz denetim gerektiren bir sahadır.

Bu nedenle, Tora sınırlar ve öz denetim yaratmamıza yardım etmek için bize kurallar sağlamaktadır. Ama yine de bunun belli bir miktarı bize kalmıştır. Sağlıklı yiyecekler o kadar lezzetli değildir. Sağlıksız yiyecekler çok caziptir. Bu nedenle bizler de kendi sınırlarımızı koymalıyız.

Buna rağmen, yiyecek hayattaki en basit sorumluluklardan bir tanesidir. Bu alanda arzularımızı yenemezsek, daha anlamlı alanlarda ciddi bir şekilde zorluklarla karşılaşırız. Sonuç olarak her ne kadar Kaşerut kurallarına uymanın asıl sebebi maneviyse de, bu kurallar aynı zamanda denetimimizi sağlıklı yönlere, oradan da hayatın gerçekten önemli olan sahalarına yaymamız konusunda denetimi bizzat ele almamızı da öğretir.

YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ

[Dini Uygulama Rehberi - Rabi Nisim Behar]

 

Şabat Günü Pişirmek

1.             Ekmeği fırına vermek ve çiğ olan bir yemeği pişirmek yasaktır. Aynı zamanda ateşten doğan her türlü sıcaklık kullanılamaz. Örneğin çiğ bir yumurtayı ateşin üstünde bulunan bir tencerenin üstüne koymak yasaktır. Ateş, buhar, elektrik, gaz ya da benzeri herhangi bir kullanımla, ızgara yapmak, kızartmak, kaynatmak yasaktır.

2.            

145

 

Cuma öğleden sonra, Şabat'tan önce, ateş hazırlanıp üstü külle kapatılabilir. Gaz ocağı varsa, Cuma öğleden sonra küçük bir alev yakılır, üzerine bir saç konur, üstüne de yemek konur; bütün gece yemek orada bırakılabilir; böylece Şabat günü sıcak yemek yenebilir. Sıcak tencere ateşin üzerinden alınıp, yemek servis yapıldıktan sonra, [başka bir yere koyulmadığı ve] yemek henüz soğumadığı sürece tekrar ateşin üstüne koyulabilir.

3.             Kışın yemekler Şabat'tan önce sobanın üstüne konabilir. Eğer buna imkan bulunmadıysa Yahudi olmayan bir kişi Şabat günü içinde sobayı [yakabilir ve] yakmadan önce, yemekleri, ısınması için sobanın üstüne koyabilir.

4.             Şabat günü yemek ısıtmak yasaktır, fakat soğuk yemekler çok ısınmayacak şekilde ateşe yakın konulabilir. Bu da Şabat günü yemeği ısıtmak durumunda kalınmaması içindir.

5 CEVAP

 

1)      7 korban gerçekleştirdiler. Bunların 2 tanesi Aaron için ve 5 tanesi ise Bene Yisrael içindi.

2)      8 gün. İlk 7 günde Moşe, Mişkan'ı her sabah kurdu ve işlemler tamamlandıktan sonra tekrar söktü.

3)      Sarhoş halde Kodeş Akodaşim'in içine girdiler.

4)      Oğullarını öldürdüğü için Tanrı'ya serzenişte bulunmadı. Bu yüzden Tanrı onunla doğrudan konuştu.

5)      Geviş getirmek ve ikiye ayrılmış toynak sahibi olmak.

 

Haftanın Sözü

["Shabbat Shalom Weekly" - Rabi Kalman Packouz]

 

Kişinin söyleyecek bir şeyi olması, bir şeyler söylemeyi istemesinden daha önemlidir.