Yazdır

aile perasasiHayat genellikle mantıklıdır. Olaylar, bir o yöne bir bu yöne, her zamanki gibi ilerler.

Ama hayatınızda, daha belirsiz ve garip dönemler de olabilir. Her zaman güvenebileceğimizi düşündüğümüz bazı şeylerin artık öyle olmadıklarını görebiliriz. Ama bu haftanın Peraşası'ndan, en karmaşık durumların altında bile, ilk başta fark edemesek de bir anlamın yattığını öğreniriz. Yaakov'un oğulları bunu, yiyecek almak ve bunları evlerine getirmek için masumca Mısır'a gittiklerinde deneyimlemişlerdir. Binlerce kişi aynı işi yapıyordu. İnsanlar, birbiri ardına sıralanıyor, para ödüyor ve yiyecekleri evlerine götürüyorlardı. Ama sıra kardeşlere geldiğinde sanki her şey tersine döndü. İlk önce casus olduklarından şüphelenildi. Daha sonra serbest bırakıldıklarında, bu sefer de hırsızlık yaptıkları gerekçesiyle geri çağırıldılar. Daha sonra küçük kardeşleri rehin alındı! Bütün bunlar üst üste gelmişti ve hiçbir şeyin anlamı yoktu. 

En sonunda, kafaları karışmış kardeşler, korku uyandıran Mısırlı liderle yalnız kaldıklarında, inanılmaz bir şey gerçekleşmişti. Lider ağlamaya başladı ve onlara, kendisinin aslında uzun zaman önce kaybolmuş kardeşleri Yosef olduğunu açıkladı. Kardeşler, onu tanımamışlardı. Birdenbire bütün parçalar birleşti ve anlamına kavuştu. Gerçekleşen bütün o garip olaylar, aslında Tanrı'nın kardeşleri yeniden birleştirmek için hazırladığı o büyük planın bir parçasıydı ! Kendimize, hayattaki her şeyin anlamlı bir planın parçası olduğunu hatırlatırsak, artık en karmaşık durumlar ile bize, anlamlı görünebilir.

HİKAYE
Hikayemizde, karmaşık bir durum içindeki çocuklar, hayat planının anlamının ortaya çıktığına şahit olurlar.

"ESKİ BİR HESAP"
Cefi ve David, 495 numaralı yolda yeni kamyonlarını sürerlerken neşeliydiler. İki kardeş, yeni bir boya işinde ortaktılar ve her ikisi de cemaatin sağlam üyeleri olarak tanınırlardı. İki kardeş, yolda giderlerken, geçmiş okul yıllarında yaşadıkları olayları anıyor, sürekli gülüyorlardı.
"O zayıf çocuğu hatırlıyor musun, adı neydi?...Sami...?Ona gerçekten zor zamanlar yaşatmıştık" dedi Cefi. Sesinde sanki hafif bir pişmanlık saklıydı.
"Evet" diye içini çekti David. "Gerçekten de ona bir özür borcumuz var. Ama onu artık nasıl bulabiliriz ki?"
O sırada arkadan bir polis sireni duyulmaya başladı. Hız sınırını aşmadıkları için kardeşler sirene pek de aldırmadılar. Ama ses gittikçe artıp, mavi ışıklar yaklaşınca kardeşler sinirlendiler. Polis arabası onları takip ediyordu. Arabayı yolun sağına çektiler. Ardından bir polis arabadan çıktı.
"Neler oluyor burada? " diye sordu Cefi, kafası karışmış bir şekilde kardeşine bakarak.
"Hiç bir fikrim yok, ama umarım bunun için iyi bir açıklamaları vardır." diye cevapladı David.
Sert görünümlü polis memuru ehliyet ve ruhsatı isteyip hemen telsizine bağlandı. İki kardeş polisin ağzından şu kelimeleri duyar duymaz irkildiler: "Şüpheliler,... hırsızlık... çalıntı kamyon"....
"Bu bir kabus " diye hayıflandı Cefi. David sadece başını salladı.
Aradan saatlere bedel dakikalar geçti. En sonunda polis, telsizini kapattı. David'le Cefi'ye dönüp, yüzünde saf bir ifadeyle "Özür diliyorum baylar." dedi.
Bu sabah bir bankanın soyulduğunu ve soygunda kullanılan kamyonetin de Cefi'ninkine benzediğini anlattı. "Plakanızın üstünde birkaç boya damlası var..Uzaktan aynı plaka gibi gördüm. Ama şimdi öyle olmadığını görebiliyorum. Karışıklık için özür dilerim ".
Kardeşler rahatlayarak içlerini çektiler. En sonunda olayların anlamı ortaya çıkıyordu. Polis memuru konulurken Cefi, yakasındaki ismi okuyabilmişti: Memur Sami Şeret... Polisin yüzünü şaşkınlıkla inceledi...Erkek kardeşiyle birlikte kızdırmaktan hoşlandıkları o zayıf çocuk, şimdi güçlü ve cesur bir polis olarak karşılarında duruyordu!.

Cefi, kardeşine dönüp "Buna inanmayacaksın..."dedi. Sonra polise bakıp, "Bay Şeret, sizi tamemen affediyoruz. Siz sadece görevinizi yapıyorsunuz. Ama bizim de sizden özür dilememiz gerekiyor...." Cefi eski okul günleri hakkında konuştuklarını ve geçmişte yaptıklarından dolayı ne kadar pişmanlık duyduklarını açıkladı.

Şaşkın polis memuru en sonunda onları tanıdı ve affettiğini belirtti: "Bunu çoktan unutmuştum" dedi "Ama eminim şimdi o hareketleri hiç yapmazdınız!" diye ekledi içten bir gülümsemeyle. Üç kişi de dost olarak ayrıldılar.Hepsi de başta karmakarışık görünen bir durumun aslında bir yap boz olduğunu ve en sonunda bütün parçalarının birleştiğini görmüştü.

TARTIŞMA SORULARI

3-5 YAŞ

Soru: Polis memuru kendilerini durdurduğu zaman,kardeşler ne hissetti?

Cevap: Olanlar yüzünden hem kortular hem de şaşırdılar.

Soru: Bir yanlış anlaşmanın olduğu ve polis memurunun eskiden okulda kızdırdıkları kişi olduğunu fark edince ne hissettiler?

Cevap: İlk başta anlamsız görünse de, şimdi her şeyin ne kadar da mantıklı olduğunu fark ediyorlardı.

6-9 YAŞ

Soru: İnsana, zorlu ve karmaşık hayat koşullarıyla baş edebilmesi için ne gibi araçlar yardımcı olabilir?

Cevap: Hatırlanması gereken en önemli şey, hiçbir şeyin şans eseri gerçekleşmediğidir. Ne olursa olsun, Tanrı bütün olayların üzerindedir ve bunlarla başarılı bir şekilde başa çıkmamız için bize rehberlik eder, güç verir. Bizler de olaylara bu şekilde bakmalı ve Tanrıya bize yardım etmesi için dua etmeliyiz. Sabırlı olmak ise başka bir anahtardır. İlk bakışta anlamlı olmayan bir şey, zaman içinde açıklığa kavuşur.

Soru: Karmaşık dönemlerden veya deneyimlerden olumlu bir sonuç da çıkartılabilir mi?

Soru: Böyle durumlar, rahatsız olmasına karşın, zihnimizi açmak ve hayatın içinde bizim gördüğümüzden daha fazlasının olduğunu anlamak için bize yardımcı olabilirler. Yeni öğrendiğimiz her yöntem ilk başta garip ve karmaşık olabilir. Belirsizlikten korkmak yerine, bunları hayatın öğrenme süreçlerinden biri olarak görebiliriz.

Soru: İlk başta zor ve karmaşık olan bir durumun, en sonunda olumlu bir şeye dönüştüğü bir olay yaşadınız mı?

10 YAŞ VE ÜSTÜ

Soru: Olaylar sadece "öylesine mi" gerçekleşir yoksa her şeyin bir anlamı var mıdır?

Cevap: Olayların arkasındaki nedeni her zaman anlayamasak da, gerçekte, hayatımızda olup biten her şeyin altında daha derin bir ablam yatar. Kendi yaşamımız ve bütün dünya, aslında, benzersiz zevklere ulaşmamız için manevi olarak büyümemizi sağlayan, son derece organize ve karmaşık bir laboratuardır. Yaşamımızdaki saklı anlamları görmeye çalıştıkça, insan olarak en yüksek amacımızı gerçekleştirmiş oluruz.

Soru: Alimlerimiz, bir insanın hissedebileceği en tatmin edici duygunun şüphe etmekten kurtulmak olduğunu söylerler. Sizce bunun nedeni nedir?

Cevap: İnsan, doğası gereği her şeyin mantıklı olmasını ve açıkça anlaşılabilir olmasını ister. Anlamadığımız bir durum, bizim için bir rahatsızlık kaynağı olur. Açıklıma ve anlama isteğimiz esasında çok sağlıklı bir durumdur. Ancak olaylardaki mantığı aramak için, kendimize çok basitleştirilmiş cevaplar vermemeye dikkat etmeliyiz.

Soru: İlk başta zor ve karmaşık olan bir durumun, en sonunda olumlu bir şeye dönüştüğü bir olay yaşadınız mı?