Lütfen Peraşa Kâğıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

20 Eylül

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

2008

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

6:04

7:14

-----

Yeruşalayim

5:55

7:05

Tel Aviv

6:16

7:19

20 Elul

Tel Aviv

6:10

7:07

İstanbul

6:53

7:33

5768

İstanbul

6:41

7:21

K İ   T A V O

 Hatırlatmalar:

ü 31 Eylül Salı - 1 Ekim Çarşamba: Roş Aşana I-II

ü 2 Ekim Perşembe: Taanit - Tsom Gedalya

ü 4 Ekim Şabat: Şabat Teşuva

 

Bu HP  .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

 

Peraşa Özeti (Devarim 26:1-29:8)

[www.chabad.org]

 

Moşe, Bene-Yisrael'e talimat verir: Tanrı'nın ebedi mirasınız olarak verdiği ülkeye girdiğinizde ve oraya yerleşip toprağı ekip ürünleri toplamaya başladığınızda, meyve bahçelerinizin ilk olgunlaşan meyvelerini (Bikurim) Bet-Amikdaş'a getirin ve Tanrı'nın sizin için yaptığı her şey için minnettarlığınızı ilan edin.

Peraşamızda, Leviler ve yoksullara verilen onda birlik paylardan ve Ree peraşasının başında söylendiği gibi Gerizim ve Eval dağlarında, berahaların ve lanetlerin nasıl duyurulacağından da bahsedilir. Moşe, insanlara Tanrı'nın seçilmiş halkı olduklarını, onların da aynı şekilde Tanrı'yı seçtiklerini söyler.

Ki Tavo'nın son bölümünde Toheha ("Sert Uyarılar") bölümü yer alır. Tora'nın emirlerini uygularlarsa Tanrı'nın ödül olarak vereceği berahaları sıraladıktan sonra, Moşe, Tanrı'nın emirlerini terk etmeleri durumunda başlarına gelecek hastalık, kıtlık, yoksulluk ve sürgün gibi kötü olayların uzun, sert bir hesabını verir.

Moşe, insanlara sadece bugün, halk olarak doğumlarından kırk yıl sonra, "bilmek için bir yürek, görmek için bir göz ve duymak için bir kulak"a sahip olduklarını söyleyerek sözlerine söz verir.

 

DEVAR TORA

["Legacy" / Rabi Naftali Reich - www.torah.org]

 

Yahudi Tarzı Kadirşinaslık

 

Kışın kemirici soğuğu çiftçinin hafızasında solup gitmiştir. Ilık ilkbahar güneşinin uykudaki tarlaları uyandırmasını izlemektedir. Genç dalların tomurcuklanıp çiçek açmasını, küçük filizlerin yaşam özleriyle dolup taşan meyveler halinde olgunlaşmalarını seyretmektedir. Kendi kalbi de yeni canlılığın neşeli dalgalarıyla dolup taşmaktadır. Bastırılamaz ümit ve heyecanın halesi, yeryüzünün gizli hazinelerinin armağanlarıyla mübarek kılınmış olma duygusu her yanını kaplamaktadır. Yılın bu sıra dışı zamanında, Tora ona, en içsel duygularını, bikurim mitsvasını yerine getirme suretiyle, Yaratıcısı ile paylaşması talimatını vermektedir. Mahsulünün ilk meyvelerini alıp, Yeruşalayim'deki Bet-Amikdaş'a getirmesi ve Evrenin Hâkimi'ne, mevcut tüm iyiliklerin Kaynağı'na olan neşeli şükranını beyan etmesi gerekmektedir.

 

Öte yandan, bu neşeli şükran beyanı, oldukça şaşırtıcı bir şekilde başlamaktadır. Bu başlangıç Yahudi tarihini betimleyen trajedi ve talihsizlik sürecini hatırlatmaktadır. İkiyüzlü Lavan'ın, atamız Yaakov'u yok etme teşebbüsünü ve Yaakov'un, ailesiyle birlikte Mısır'a inmesini hatırlatmaktadır. Yeni biçim alan Yahudi Ulusu'nun zalim Mısırlılar tarafından köleleştirilmesini ve onların ıstırap içinde Tanrı'ya haykırmasına neden olan büyük acıları hatırlatmaktadır. Tanrı'nın baskı altındaki Yahudi halkının sesini duyduğunu ve onları Mısır esaretinden büyük bir mucizeler ve harikalar gösterisiyle kurtararak süt ve balın aktığı Ülke'ye getirdiğini hatırlatmaktadır. Tanrı'ya hasadın ilk meyveleri nedeniyle şükran ifade etme şeklindeki basit işlemle tüm bu hatıraların ne ilgisi vardır?

 

Bu sorunun cevabı, Yahudi halkının karakterindeki merkezi öğelerden birini ortaya çıkarmaktadır. Yeni bir hasatla mübarek kılınmış olan Yahudi çiftçi, kendisini, kendi yaşam tecrübelerinin dünyasına kapanmış bir şekilde yaşayan bağımsız bir birey olarak görmekte değildir. Kendisini daha geniş bir bakışla, Yahudi halkının ve onların Tanrı ile sürekli gelişen ilişkilerinin tarihi bağlamı dâhilinde görmektedir. Ülke'nin kuzeyindeki uzak bir köşede bulunan küçük bir tarladaki hasat, onun zihninde, yüzlerce, hatta binlerce yıl öncesinde meydana gelmiş evrensel olaylarla bire bir bağlantılıdır. Kendisini bu devamlılığın bir parçası olarak, kendisine bahşedilen bereketi de Tanrı'nın Yahudi halkına, onları kölelikten özgürlüğe, sefaletten sevince ulaştırarak gösterdiği yakınlığın bir uzantısı olarak görmektedir. Buna bağlı olarak şükran ifadeleri de, uzak geçmişte ve uzak diyarlarda meydana gelmiş olaylara uzanmalıdır; zira gerçekte bunların hepsi, Yahudi halkına yönelik kesintisiz ilahi cömertliğin birer parçasıdır.

 

Yahudi tarihi ile yıllık hasat arasında çizilen paralellikte güçlü bir sembolizm de mevcuttur. Soğuk ve karanlık kış aylarının geçişini ve toprağın yeniden doğuşunu kutlarken, tarihimizi de benzer bir perspektiften görmemiz beklenmektedir. Halkımızın geçmişindeki soğuk ve karanlık dönemlerin de bir yenilenme ve gelişim baharına yol açmış olduğu bize gösterilmektedir. Bu doğrultuda, Tanrı'ya yönelik güvenimizi kuvvetlendirmeli ve mevcut zorluk ve ıstıraplarımızın amaçsız ve sonsuz olmadığına inanmalıyız.

 

Son olarak, geçmişimizdeki trajedilerin tekrarlanması, bizlerin şükran ifadelerine ilave bir derinlik ve anlam kazandırır.

 

Bir an için, aynı anda birer araba satın alan iki genç adamı canlandıralım zihnimizde. Bunlardan biri fakir bir aileye mensuptur. Kendisine bir kariyer hazırlamak için büyük mücadeleler vermesi gerekmiş ve başardığı her şeyi elde edebilmek için çok büyük çabalar harcamıştır. Ve şimdi, yıllarca biriktirdiği parayla sonunda kendisine yepyeni bir araba satın alabilecek miktara ulaşabilmiştir. Diğer genç ise zengin bir anne-babanın şımartılmış çocuğudur. Babası öğle yemeğine giderken ona kredi kartını uzatmış ve kendisine bir araba almasını söylemiştir. Bu gençlerden hangisi yeni arabasından daha büyük mutluluk duyacaktır? Cevap açıktır.

 

Burada da durumu değerlendiren Yahudi çiftçi, atalarının, sonunda kendisine Yisrael'deki bu kıymetli toprak parçasını getiren zorluklarını ve mücadelelerini hatırlamaktadır ve bu nedenle topraktan topladığı her bir meyve, tam olarak bu hatıralar nedeniyle, ölçülemeyecek düzeyde tatlıdır. Bu zihin haliyle, Tanrı'ya yönelik şükran ifadeleri de sepetteki meyvelerin çok daha ötesindedir. Bunlar, bu inanılmaz düzeyde değerli küçük meyve kümesiyle açığa çıkan sonsuz cömertliğin ve Tanrısal takdirin tümünü içinde barındırır.

İKİLEM

Bu kısımda bazı ikilemler ve sorular sunacağız. Bunları Şabat masasında ailece tartışma konusunun bir parçası yapabilirsiniz. Peraşa broşürünün sonunda bu soruya Yahudilik'in gözüyle verilebilecek bir cevabı bulabilirsiniz.

 

Birçok ke birileri bana gelip kendi sorunları hakkında benden öneri istiyor. Bir düzeyde eğitim ya da tecrübe sahibi olduğum alanlarda öneriler vermekten mutluluk duyuyor olsam da, önüme getirilen sorunlar bazen, bir dinleyici olmanın ötesine geçemeyeceğim şekilde benim yeteneklerimi aşar nitelikte olabiliyor. Böyle durumlarda söz konusu öneriyi vermekten kendimi alıkoyma eğilimi gösteriyorum. Ne yapmalı?

DEVAR TORA

[Rabi Eli Mansour - www.dailyhalacha.com]

 

Tora, bu haftaki peraşamızda birçok korkunç laneti listelemektedir. Bu listenin içinde, söz konusu lanetlere tam olarak neyin neden olacağı da açıklanmaktadır: "Tüm bu lanetler senin üzerine gelecek ve [sen] imha olana kadar seni takip edip yakalayacak - [hepsi,] Tanrı'nın Sözü'nü dinlemediğin, sana emretmiş olduğu Emirleri'ni ve Hükümleri'ni gözetmediğin için! [Bu lanetler] Hem sende hem de ebediyen soyunda birer işaret ve kanıt teşkil edecek. Her şeyin bol [olduğu bir ortamda] Tanrın Aşem'e mutlulukla ve kalpten bir neşeyle hizmet etmediğin için!" (Devarim 28:45-47). Buradan, Tanrı'ya hizmet ederken ve mitsvaları uygularken neşeli bir ruh halinde olmanın önemi öğrenilmektedir.

 

Kotsk Rabisi (Rabi Menahem Mendel Morgenstern 1787-1859) ise bu sözler karşısında şaşkınlığını ifade etmektedir. Tora nasıl bu kadar ödünsüz olabilir? Tanrı'ya hizmet etsek bile, sırf bunu neşe içinde yapmadığımız için, sayılan tüm bu lanetlere layık olmak! Bu çok yüksek bir düzeyi talep etmek anlamına gelmektedir. Tanrı'ya daima neşe ile hizmet etmek, çok yüksek manevi düzeyleri gerektirir. Buna bağlı olarak, bir halkın tümünün böyle bir düzeye erişmesini talep etmek çok ağırdır. Dolayısıyla Kotsk Rabisi, Tora'nın sıradan insanlardan bile böylesi bir düzeyi talep etmesini sorgulamaktadır.

 

Rabi Menahem Mendel bu soruyu, pasuğa farklı bir bakışla cevaplar. Pasuktaki sözcükleri, virgülleri ilk bakışta görülen anlamda oldukları yerlerden farklı yerlere koyma suretiyle okuduğumuz takdirde, pasuk tamamen farklı bir anlam kazanmaktadır: "Her şeyin bol [olduğu bir ortamda] Tanrın Aşem'e hizmet etmemekten, mutluluk ve kalpten bir neşe duyduğun için!" Aha! İşte bu gerçekten ağırdır. Tanrı'ya hizmet etmemek ve bundan dolayı kalpten bir neşe hissetmek, isyanın ta kendisidir. Böylesi bir tavır affedilir cinsten değildir. Tora şüphesiz insanın mükemmel olmadığını ve buna bağlı olarak çeşitli zamanlarda manevi düşüş gösterebileceğini kabul etmektedir ve zaten tam olarak bu nedenle, insanın günahlarını onarabilmesi için Teşuva kavramını öğretmiştir. Ancak Teşuva, insanın yaptığı yanlışlardan dolayı gerçekten samimi bir pişmanlık duymasını gerektirir. Teşuva, sorumsuz davranışı nedeniyle kendisini gerçekten kötü hisseden kişiler için anlam taşır. Öte yandan eğer bir insan Tora'nın emirlerini ve Tanrı'nın isteğini yapmamış olmaktan rahatsızlık duymuyorsa, üstelik tüm bu tavrından bir de mutluluk duyuyorsa, o zaman lanetler listesini kendi üzerine çekmeye adaydır.

 

Buradaki mesaj tüm Yahudiler için geçerlidir. Günahsız insan yoktur; ama insan en azından işlemiş olduğu kabahatler karşısında bir rahatsızlık ve sıkıntı duymalıdır. Ve elbette yanlış bir tavır tutturduğu için bundan mutluluk duyacak kadar ileri gitmemelidir. Eğer bir kişi günah işlerse, ama bu onu rahatsız etmiyorsa, Tora'ya göre bu, başlı başına bir suç teşkil eder.

 

Yılın bu zamanı, Yamim Noraim dönemine birkaç hafta kala, geçmiş hatalarımıza eleştirel bakış atmak, bunun içimizde bir rahatsızlık duygusu yaratarak bizleri Teşuva yoluna sokması için en uygun dönemdir. Ne mutlu bunu yapana...

 

MİTSVA / UYGULAMA / MAase

[Rabi Şemuel Holstein - www.komemiut.org]

 

Mitsva: Kişinin, işlemiş olduğu hatadan dönmesi ve günahını Tanrı'nın Huzuru'nda itiraf etmesi Tora'nın "yap" şeklindeki emirlerinden biridir. Pasukta söylendiği gibi: "Herhangi bir hata işleyen bir erkek veya kadın ... günahını itiraf etmelidir" (Bamidbar 5:6-7).

Uygulama: Rambam (Teşuva Alahaları 1:1) şöyle yazar: İster yap, ister yapma şeklinde olsun, Tora'nın tüm emirleri söz konusu olduğunda, bir kişi bunlardan herhangi birini ister kasıtlı ister kasıtsız olarak ihlal ettiği takdirde, Teşuva yapıp günahından döneceği zaman, Mübarek Tanrı'nın Huzuru'nda itirafta bulunmakla yükümlüdür... Nasıl itirafta bulunulur? Şöyle der: ‘Yalvarıyorum Aşem; Huzurun'da hata ettim, suç işledim, isyan ettim ve filanca şeyi yaptım. Ama işte, pişmanım ve yaptıklarımdan utanıyorum; bir daha bu davranışı tekrarlamayacağım' İşte itirafın (İbranice: Viduy) esası budur ve bir kişi itirafını ne kadar geniş tutarsa, o kadar övgüye layıktır."

İtirafın esası, itirafta bulunan kişinin, gerçekten de yaptıklarından pişmanlık duyduğu ve samimi bir şekilde teşuva yaptığı şeklindeki kalpten bir niyettir. Bu yoksa, yapılan itiraf elinde bir tuma kaynağıyla mikveye dalmaya benzer - yani hiçbir işe yaramaz. Musar ustaları bunu bir örnekle açıklarlar: Bir adam kalpazanlık suçundan yakalanır. Onu son derece ağır bir ceza beklemektedir. Ancak büyük miktardaki yalvarışları ve bir daha söz konusu suç hareketini hiçbir şekilde tekrarlamayacağına dair ateşli vaatleri sonrasında, yargıç onu sadece parasal bir cezayla serbest bırakır. Serbest kalınca gider ve söz konusu cezayı sahte parayla öder...

İtiraf mitsvası her zaman ve her vakitte geçerlidir. Özellikle Yom Kipur'da önem kazanır. Sefer Ahinuh'ta şöyle yazılıdır: Bir kişi Yom Kipur'da itirafta bulunmazsa, buradaki "yap" şeklindeki emri hiçe saymış olur. Bir Mişna dönemi öğretide şöyle denmektedir: "Rabi Eliezer ben Orkanos, öğrencilerine bir keresinde şöyle der: ‘Ölümünüzden bir gün önce teşuva yapın'. Sorarlar kendisine: ‘İnsan ne zaman öleceğini biliyor mu ki teşuva yapsın?' Cevabı şöyle verir: ‘İşte tam olarak bu nedenle, kişi her gün, yarın ölebilirim düşüncesiyle teşuva yapmalıdır. Bu şekilde hayatı boyunca teşuva içinde yaşayacaktır." (Avot DeRabi Natan 29).

Başkalarına karşı işlenen kabahatler söz konusu olduğunda, kişi öncelikle kabahatinin kurbanı olan kişinin affını elde etmelidir. Özellikle de hırsızlık sınıfına giren ve çalınan miktarın geriye verilmesini gerektiren durumlarda bu çok önemlidir. Bunu yaptıktan sonra, ayrıca Tanrı'nın Huzuru'nda itirafta bulunmalıdır.

Maase: Yaklaşan arabanın tekerleklerinin sesi, köyde duyulmuştu. Uzak bir noktadaki köylerinde gerçek arabalar görmeye alışık olmayan Yahudiler, gelen misafirin kim olduğunu görmek için toplandılar. Yolculardan biri, genç bir delikanlı, arabadan atladı ve arabada oturanın Baal Şem Tov'un ta kendisi olduğunu ve birkaç gün sonraya rastlayan Yom Kipur'u o köyde geçirip geçirmeme konusunda kararsız olduğunu söyledi. Kalıp kalmamaya karar vermeden önce Baal Şem Tov, sinagogun gabayı ile görüşme dileğini iletti. Gabaylar hemen oraya geldiler ve Baal Şem Tov'un önünde saygıyla durdular. Baal Şem Tov kendilerinden, kasabanın Hazanı'nın Yom Kipur'da nasıl dua ettiğini anlatmalarını istedi. Gabaylar tüm ayrıntıları verdiler ve laf arasında, Hazan'ın, Viduy sırasında özellikle neşeli bir melodi kullandığını belirttiler. Bunu duyan Baal Şem Tov, Hazan'ı çağırmalarını rica etti. Geldiğinde, kendisinden konuyu açıklamasını istedi. Heyecan içinde Hazan açıkladı: "Viduy'u okuduğum sırada, aklımda bir kralın, yemekten sonra kirlenmiş olan yemek salonunu temizlemekle görevli hizmetkârını canlandırıyorum. Şuna şüphe yok ki, kralın gelmesi gerektiğini bilen hizmetkâr, ona duyduğu sevgi nedeniyle tüm kiri büyük bir neşeyle temizler. Ben de aynı şekilde, Viduy sırasında, kendimi Kral'ın onuruna tüm kirlilikten arındırmaya nail olduğum için mutluluk duyuyorum." Baal Şem Tov cevap verdi: "Eğer neşeye yol açan düşüncen buysa, Yom Kipur'da burada kalabilirim demektir."

 

İKİLEME CEVAP

[Rabi Mendel Weinbach / gatewaysonline.com]

 

Her şeyden önce, başkalarına, uzmanlık alanınız olmayan konularda da yardımcı olabilme olasılığını tamamen reddetmeyin. Çoğu zaman, sizden fikir almak isteyen kişi, iki ya da daha fazla seçenek arasında bocalamakta ve hangisini seçeceği konusunda bir karara varmakta güçlük çekmektedir. Objektif bir dinleyici olarak, söz konusu seçenekleri iyi bir şekilde değerlendirip, sizce en iyi sonucu verecek olan hakkında fikir belirtebilecek konumda olabilirsiniz.

Ancak hiçbir öneride bulunmasanız bile, sadece dinlemek bile sizin adınıza büyük bir hizmet anlamına gelir. Hahamlarımız şöyle derler: "Bir kişi endişe içindeyse, içini bir başkasına dökmelidir." Endişeli bir kişiye, onu sadece dinlemekle sağlayacağınız rahatlama duygusu, son derece büyük değere sahiptir ve anlayışlı bir dinleyici olmaya adadığınız zamanı ve sabrı kesinlikle haklı çıkaracaktır.

 

YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ

[Dini Uygulama Rehberi - Rabi Nisim Behar]

 

Yirat Şamayim - Tanrı Korkusu

1. Vicdanımızı kullanarak, nerede olursak olalım sürekli Kralların Kralı ile karşı karşıya bulunduğumuzu kavrama düzeyine eriştiğimiz takdirde, içimizde Tanrı'ya yönelik büyük bir çekinme duygusu hemen doğacaktır. Sakın - Has Veşalom - hataya düşüp iyi olmayan bir şey yapma durumuna düşme! Bilmelisin ki, seni gören bir göz, seni duyan bir kulak vardır ve yaptığın her şey defterlere kaydedilmektedir. Çünkü Ulu Tanrı her şeye dikkat eder, her şeyi görür ve duyar. Dolayısıyla, insanların her hareketi mutlaka bilinir ve lehte veya aleyhte olsun, her şey defterlere kaydedilir.

       İnsanın bu büyük gerçeği vicdanıyla bir anda anlaması mümkün değildir. Buna ancak Tanrı korkusu fikrine yoğunlaşırsak varabiliriz. "Tanrı Korkusu" kavramını, Toramız'ı öğrenerek ve onun gösterdiği yolları takip ederek öğrenebiliriz. Yolda giderken, evine dönerken, yattığında ve kalktığında - her zaman Toramız'la beraber olman gerekir.  Ta ki ruhun bu gerçeğe kani olana ve Şehina'nın her yerde mevcut olduğunu, bizlerin de sürekli olarak Tanrı'nın huzurunda bulunduğumuzu tam olarak anlayana kadar. İşte ancak o zaman, Tanrı'dan tüm benliğinle çekinecek duruma gelirsin. Kral David şu şekilde dua ederdi: "Ey Ulu Tanrım; doğru yollarını bana göster, kalbimin Senin Yüce İsmin'den korkmasını sağla".

   2. İnsan, ruhunu mükemmelleştirebilmek için, hayat yolunun başından itibaren Tanrı Korkusu'nun ışığıyla aydınlanmalıdır. İnsan iyi bir kişilik sahibi olmak istiyorsa, yaptığı her şeye Tanrı Korkusu'nu karıştırması gerekir. Onu kuvvetlendirip iyi hedeflere ulaştırabilecek tek araç Tanrı Korkusu'dur. Elmasların dizili olduğu bir ip düşün. Elmasların düşmemesi için o ipe bir düğüm atılmalıdır. Eğer bu düğüm koparsa tüm elmaslar düşer. Aynı şekilde bütün iyi karakter özelliklerinin sigortası Tanrı Korkusu'dur. Düğüm çözülürse - yani Tanrı Korkusu olmazsa; tüm iyi karakter özellikleri de senden uzaklaşacaktır. Ve iyi karakter özelliklerine sahip olmayan bir kişinin, vahşi hayvanlardan farkı yoktur.

Haftanın Sözü

[Rabenu Behaye İbn Pakuda - Hovot Alevavot]

 

Dil, kalbin kalemi ve zihnin elçisidir.

 

Haftanın Peraşası'nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 538 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.