Haftanın Peraşası BülteniTora'nın 613 mitsvasından 74'ü Ki Tetse peraşasındadır...
arşiv...

Lütfen Peraşa Kâğıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

13 Eylül

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

2008

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

6:14

7:24

-----

Yeruşalayim

6:04

7:14

Tel Aviv

6:29

7:26

13 Elul

Tel Aviv

6:16

7:19

İstanbul

7:05

7:45

5768

İstanbul

6:53

7:33

K İ   T E T S E

 

 Hatırlatmalar: ---

 

 

Bu HP  .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

 

Peraşa Özeti (Devarim 21:10-25:19)

[www.chabad.org]

 

Tora'nın 613 mitsvasından 74'ü Ki Tetse peraşasındadır. Bunların arasında savaşta esir alınmış güzel bir kadın; bir behorun (ilk doğan) miras hakları, asi ve dik başlı bir oğul; ölülerin gömülmesi ve itibarı; kayıp bir malın sahibine geri verilmesi; anne kuşu, yavrusunu almadan önce uzaklaştırma esası; bir evin çatısının etrafına güvenlik çiti kurma görevi ve farklı "Kilayim" (yasak bitki ve hayvan melezlemesi) durumları hakkındaki kurallar yer alır.

Ayrıca, zina, evli olmayan bir kıza tecavüz ya da iğfal, bir erkeğin, eşine sadakatsiz olduğu konusunda itiraf etmesi gibi konularda uygulanan yargı süreci ve ilgili cezalar da bu peraşada yer alır. Yasak ilişki sonucu doğmuş bir çocuk, Moav ya da Amon soyundan gelen ve Yahudilik'i kabul etmiş bir erkek, Yahudilik'i kabul etmiş olan bir Edomlu ya da Mısırlı'nın ilk iki nesil çocukları, Yahudi soyundan biriyle evlenemez.

Perşamızda, askeri ordugâhın saflığı hakkındaki yasalar, kaçmış bir köleyi geri verme yasağı, işçilere ödemelerini zamanında yapma ve sizin için çalışan - insan ya da hayvan - herkesin, "çalışma sırasında yemek yemesine" izin verme yükümlülüğü; borçlulara uygun davranma ve borçları faizlendirmeme kuralı; evlilik kurallarının da öğrenilmesini sağlayan boşanma kuralları; Tora'nın ceza belirtilmemiş bir yasağına uymama durumunda verilen 39 kırbaç cezası; ölen çocuksuz erkek kardeşin eşi ile evlenme yükümlülüğü (Yibum) ya da kayınbiraderin bu yükümlülüğü yerine getirme istememesi durumunda yapılan seremoni (Halitsa) de yer alır.

Ki Tetse peraşası, "Amalek'in Mısır'dan çıkarken sana yolda yaptığını hatırla" mitsvası ile son bulur.

 

DEVAR TORA

["Legacy" / Rabi Naftali Reich - www.torah.org]

 

Ödünsüz Sevgi

 

Mahkeme salonunda ruh hali kasvetlidir. Anne ile baba tartışmaları dinlerlerken ellerini ovuşturmaktadırlar. Oğulları bir yerlerde bir hata yapmıştır. Onun olmasını umdukları nazik ve namuslu delikanlı hiçbir zaman gerçeğe dönüşmemiştir. Onun yerine, toplum için yıkıcı, anti sosyal, yozlaşmış, açgözlü, isteklerini tatmin etmek için soyan ve çalan bir tehdit, iflah olmaz genç bir haydut haline gelmiştir. Dizginler eline verildiğinde, kim bilir etrafına nasıl bir zarar vererek ölüm saçacaktır?  Bu nedenle, bu haftaki peraşada okuduğumuz gibi, Tora bu oğlun etrafa daha fazla zarar vermeden ölüme mahkûm edilmesine karara vermiştir.

Ancak ilginçtir ki, Tora bütün bu işlemde anne ile babaya çok önemli bir rol vermektedir. Kötü yola sapmış oğullarını mahkemeye götürmesi ve ihbar etmesi gereken annesi ve babasıdır. Bu gerekliliğin amacı ne olabilir? Anne ile baba yeteri kadar acı çekmemişler midir? Üzüntülerini ve acılarını arttırmaya ne gerek vardır?

Bunun yanı sıra, Talmud (Sanedrin 71a) bize, Tora'nın bu konudaki emrine rağmen, aslında bunun tamamen teorik bir kanun olduğunu ve tarihte hiçbir zaman kötü yola saptığı için ölüme mahkûm edilmiş bir asi oğul olmadığını, dahası, kanunun şartları gereği, olmasının da mümkün olmadığını söylemektedir. Tora tarafından bu konuda öngörülen şartlar esasında gerçekleşmesi imkânsız şartlardır. Talmud bunu söyledikten sonra, akla gelen ilk soruyu, Tora'nın neden gerçek hayatta hiçbir zaman uygulanamayacak böyle bir kanunu vermeye zahmet ettiği sorusunu cevaplar: "Deroş Vekabel Sahar - İncele ve Ödül Kazan". Başka bir deyişle Tora bu konuyu sırf Tora öğrenimi uğruna vermiştir.

Ama akıllarda hala şu soru kalmaktadır Neden? Amaç nedir? Gerçek hayatta hiçbir şekilde yer alamayacak farazi bir durumu incelememiz neden gereklidir? Bu genç haydudun, bu dik başlı oğlun yoldan sapmasına neden olan nedir?

Olasılıkla bu oğlanın yetiştirilmesinde bir disiplin eksikliği, kendini ifade etmesi için sınırsız bir "alan" vermeyi seçen anne ve babası yönünden bir "bırakınız yapsın" tutumu yaşanmıştır. Sevgide aşırı serbestliği yanlış algılayarak, farkında olmadan onu topluma verimli bir üye yapacak yapıdan ve şartlardan yoksun bırakmışlardır. Oğullarını adil bir özgürlük ve disiplin karışımı ile yetiştirmiş olsalardı, onu rakibi ile başa çıkacak, elindeki ile tatmin olacak, oto kontrol yeteneğini geliştirecek bir duruma getirirlerdi. Oysa bunun yerine, arzularına ve geçici heveslerine hoşgörülü davranmışlardır. Ve sonuç ne olmuştur? Toplum için bir tehdit teşkil eden bir canavar.

İşte Tora, ebeveynlerin oğullarını mahkemeye götürmelerini ve onu şahsen ihbar etmelerini bu nedenle şart koşmaktadır. Onu büyütemeyen onlardır, sorumluluklarını kabul etmeleri ve bu şekilde başkaları için bir örnek teşkil etmeleri gerekir.

Talmud'un "İncele ve Ödül Kazan" cümlesinde söylemek istediği de budur. Yolundan sapmış bir oğul hiçbir zaman olmayacaksa da, burada her Yahudi ebeveyn için önemli dersler vardır. Bu kanunları incelemek, zihnimize, aşırı serbestliğin, çocuklarımızı ihtiyaçları olan ve diledikleri disiplinli yetiştirme yönteminden mahrum bırakacağı gerçeğini kazır. Eğer çocuklarımızı gerçekten seviyorsak, sürekli olarak arzularını elde etmeyi başarmalarına yardım etmekten daha fazlasını yapmalıyız. Yanı başlarındaki arzuların ve özlemlerin ötesini görme yeteneklerini, dayanıklılıklarını ve karakterini onların benliklerine aşılamalıyız. Bugünkü terimlerle buna "ödünsüz sevgi" denir ve Tora bu kavramı tam olarak onaylar. Çocukların sınırsız bir sevgi, ama aynı zamanda olgun bir rehber ile büyütülmeleri gerekir. Asi oğlun kanunlarını çalışmaya zaman ayırırsak, bütün bunlar olağanüstü açık bir hal alır ve bu da esasında güzel bir ödüldür.

İki küçük çocuk parkta oynarken, anneleri de oralarda bir bankın üstünde oturuyorlardı. Aniden büyük oğlan küçük olanın üzerine çullanıp onu yumruklamaya başladı. Dövülen çocuğun çığlıkları annelerin koşup gelmelerine neden oldu.

Kaba oğlanın annesi oğlunun önünde çömeldi: "Ne oldu sevgili küçüğüm?" diye mırıldandı. "Bu şekilde davranmana neden olacak korkunç bir şey olmuş olmalı. O şey neydi? Senin bu kadar öfkelendiren neydi?"

Kurban çocuğun annesi ise şöyle dedi: "Eğer oğlunu gerçekten seviyorsan, onu üzen ne olursa olsun, bu şekilde davranmasına bir mazeret teşkil etmeyeceğini ona öğretmelisin. Eğer ona bu dersi öğretirsen, oğlun daha iyi bir insan olarak yetişecektir."

Kuşkusuz, kesin bir tavır almaktan ziyade, çocuklarımızla yüzleşmekten kaçınmak daha kolaydır. Bunun yanı sıra, çağdaş toplumun baskıları öyle taleplerde bulunmaktadır ki, sadece elleri kaldırıp çocukları kendi hallerine bırakmak daha kolay görünmektedir. Ama bu kolay çözümün bir bedeli vardır. Eğer çocuklarımızın yanlışı doğrudan ayırt etmeyi öğrenmelerini istiyorsak, zaman ayırıp onların aşmayacağı sınırlar belirlemeliyiz. Şimdi itiraz edip bağırıp çağırabilirler, ama bir gün bize teşekkür edeceklerdir.

 

İKİLEM

Bu kısımda bazı ikilemler ve sorular sunacağız. Bunları Şabat masasında ailece tartışma konusunun bir parçası yapabilirsiniz. Peraşa broşürünün sonunda bu soruya Yahudilik'in gözüyle verilebilecek bir cevabı bulabilirsiniz.

 

Bir toplu taşıma otobüsünün sürücüsü olarak, bir ikilemle karşı karşıyayım. Yoğun saatlerde otobüsüm neredeyse ayakta durulacak bir yer bulamayacak kadar dolar. Daha çok insanın beklediği bir sonraki durağa yaklaştığım zaman, içerdeki yolcularımın daha fazla rahatsız olmamaları için doğrudan geçip geçmemem veya büyük bir hevesle ile otobüsün gelmesini bekleyenlere kapıları açıp açmamam gerektiği konusunda bir ikilem yaşıyorum. Yapılacak en doğru şey nedir?

 

DEVAR TORA

[Rabi Eli Mansour - www.dailyhalacha.com]

 

Suçlulara Kardeş Gibi Davranmak

 

Tora, Ki Tetse peraşasında şunu öğretir: "Kardeşinin eşeğini veya boğasını yolda düşmüş halde görüp de onları görmezden gelme. [Sahibiyle] Birlikte [hareket ederek, hayvanı] mutlaka [ayağa] kaldırmalısın" (Devarim 22:4).

Meşeh Hohma (Rabi Meir Simha A-Koen, Litvanya, 1843-1926) bu emrin Tora'da çok daha önce Şemot kitabında küçük bir farkla verildiğini söyler. Orada pasuk şöyle demektedir: "Nefret ettiğin birinin eşeğini, yükü altında çökmüş halde görürsen, kendini ona yardım etmekten alıkoyma [düşüncesine kapılsan bile, sahibi] ile birlikte [eşeğin] yükünü mutlaka indirmelisin" (Şemot 23:5). Aradaki küçük fark hemen göze çarpmıştır... Bizim peraşamızda hayvanın sahibi "kardeşin" olarak tanımlanırken, Şemot'taki pasukta hayvanın sahibi "nefret ettiğin biri" şeklinde anılmaktadır.

Talmud öncelikle bir soru sorar. Tora "akranını kendin gibi sevmelisin" diye emretmiş değil midir? Bir kişi nasıl "nefret ettiğin biri" olarak tanımlanabilir? Yahudiler'in birbirlerinden nefret etmesi yasaktır! Talmud cevaben bu kişinin, Tora'nın emirlerini arsızlık ve alaycılıkla kasten ve herkese nispet yaparak işleyerek böyle bir nefreti hak ettiğini belirtmektedir. Teorik olarak böyle bir kişiden nefret etmek yasak değildir...

Ama işte Tora böyle birinin yardıma ihtiyaç duyması halinde bile, ona yardım etmenin kaçınılmaz bir yükümlülük olduğunu vurgulamaktadır. Bunun üzerine, Meşeh Hohma'nın açıklaması da eklenince ortaya bir soru çıkmaktadır. Yardım etmemizi gerektiren kişiyi Tora önce "nefret ettiğin biri" olarak tanımlamışken, neden daha sonra ondan "kardeşin" sözcüğüyle bahsetmektedir? Bu üslup değişikliğine ne gerek vardır?

Meşeh Hohma, bu kanunun iki farklı sunumunda gerçekleşen terminolojideki bu değişikliği Altın Buzağı günahı ile açıklar. Bu kanun Şemot kitabında verildiği zaman Bene-Yisrael henüz söz konusu günahı işlemiş değillerdi. Halk son derece üst düzeyde olduğu için, bahsedilen türde günah işleyen bir kişi "nefret edilmeyi hak eden" sıfatına layık idi. O dönemdeki yüksek ve pürüzsüz manevi düzeyleri düşünüldüğünde, kasten ve arsızca günah işleyen birini dışlamaları bir bakıma normaldi. Ancak Altın Buzağı günahından sonra, hiç kimse hata yapanları küçümseme hakkını kendinde bulamadı. İnsanlar bir kere böyle acı dolu bir günah işledikten sonra, günah işleyenlerden nefret etmeleri riyakârlık sayılırdı. Bu yüzden, Meşeh Hohma'nın açıklaması şöyledir: Tora günahkârlardan, sadece günahtan önce "nefret ettiğin kişi" diye söz eder. Ama Tora bu hazin olaydan sonra, insanların, arsızca günah işleyenler bile dâhil olmak üzere, bütün Yahudi akranlarını sevgi ve şefkatle "kardeşi" olarak görmesini talep etmektedir.

Bazen teşuva yapıp dinî uygulamalarında büyük sıçrayışlar yaşayan ve Tora ile mitsvalara daha fazla bağlanan insanlar, kendisinin aksine davranıp dinini reddeden ve henüz teşuva yapmış olmayan kişilere karşı küçümser bir tavır ve bakış, ya da en azından duygu gösterebilir. Tora burada böyle bir davranışın uygun olmadığını ve arzu edilmediğini öğretmektedir. Bu kişi ne de olsa, kısa bir süre önce kendisi de, şimdi küçümsediği kişilerle benzer bir yaşam sürmüştür. O da kısa bir süre önce, aynı yanlış davranış şekline saplanmıştır. Bu yüzden onlara küçümser tavırlar sergilemesi doğru olmaz. Aksine, onları kardeşleri gibi görmek, onlara sevgi, duyarlılık ve saygıyla davranmak daha uygun olacaktır. Bu şekilde, kendi Tora'ya bağlılık düzeyini yükseltirken, aynı sıçrayışları gerçekleştirmeleri için, onları da olumlu bir şekilde etkileyebilir ve ilham verebilir.

 

İKİLEME CEVAP

[Rabi Mendel Weinbach / gatewaysonline.com]

 

Yolcularınızın ihtiyaçlarına olan duyarlılığınız mutlaka övülmeye değer.

İlk yapılacak şey, gerçekten de otobüste boş alan olduğunu şimdiki yolculara açıklayıp, öbür durakta bekleyenleri otobüse binmekten yoksun bırakmamaları için boş alanlara doğru hareket etmelerini rica etmektir.

Eğer gerçekten de hiç boş yer kalmadığına ve daha fazla yolcu almanın otobüsünüzü bir sardalye kutusuna dönüştüreceğine eminseniz, o zaman öbür durakta bekleyenleri transit geçmekten başka seçeneğiniz yoktur. Bu durum Talmud'daki bir örneği andırmaktadır: Çölde yürüyen iki kişi, susuzluktan ölme tehlikesiyle karşı karşıya kalır ve aralarından birinin, şehre ulaşana kadar yetecek miktarda suyu vardır. Eğer suyunu diğeri ile paylaşırsa, ikisi de biraz daha fazla yaşayacak, ama ikisi de ulaşmaları gereken yere varmadan ölecektir. Ne yapmalıdır? Rabi Akiva'nın hükmü şöyledir: Tora "Akranını kendin gibi sevmelisin" demiştir. "Kendin kadar" - ama kendinden çok değil. Bu nedenle suyu olan kişinin hayatı kendisi için önceliklidir ve suyunu paylaşma zorunluluğu yoktur. Burada da otobüse binmiş olan kişilerin, henüz binmemiş olanlara karşı benzer bir avantajı vardır ve eğer onların binmesi otobüsü çok sıkışık hale getirecekse, içeridekiler önceliklidir. Sizin otobüsünüzde bilet alarak yer edinmiş yolcularınız diğer bekleyenler için kendilerini rahatsız edecek sorumluluğu almak zorunda değildirler ve siz de mantıklı bir şekilde mevcut yolculara hizmet etmek durumundasınız.

 

YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ

[Dini Uygulama Rehberi - Rabi Nisim Behar]

 

Yirat Şamayim - Tanrı Korkusu

 

      Bir insanın Tanrı korkusuna sahip olabilmesi için, öncelikle, Kutsal ve Mübarek Olan Tanrı'nın, Heybetli ve Kahraman olduğunu, tüm evreni kapladığını ve tüm yaratılışın Efendisi olduğunu anlayıp kabullenmesi gerekir.

       Ey insanoğlu! Bilmelisin ki, senin yaşamanı Tanrı istemiştir ve bütün yaptıklarını sürekli takip etmektedir.

       Tanrı sürekli senin karşındadır. Onun İhtişamı'ndan kaçman imkânsızdır. Göklere çıksan, O oradadır; okyanusların derinliklerine insen, orada da O hâkimdir. Yukarıda, aşağıda, solda veya sağda - kısacası her yerde Kuvveti daimdir. Ondan kaçabilir misin? Tüm bunları bildiğin halde hala günah işlemek ister misin?

       Yaratıcı, insanın tüm düşüncelerini bilir. Onun Tahtı önünde her şey örtüsüz ve barizdir. Karanlık ya da insanların seni görmeyeceği bir yerde bile bulunsan ve burada kötü bir hareket yapmak istersen, Tanrı'nın yine de seni seyretmekte olduğunu aklına getirmeyecek misin? Saklansan bile seni görmeyecek mi sanki?

       Tanrı her şeyi duyar ve görür. Onun Sesi'ni ruhunun derinliklerinde işitebilirsin. Tüm yaptıklarını bilir, düşüncelerini daha kalbinden çıkmadan tanır. Bunu bildiğin halde kendine günah işleme izni verebilir misin? Davranışlarının bozulmasına göz yumabilir misin? Hayır ve Hayır!... Tanrı korkusuna, ancak ve ancak, kutsal Toramız'ın emirlerini tüm kalbimiz ve tüm canımızla yerine getirdiğimiz takdirde varabiliriz. Sabah Tefilası'nda söylediğimiz gibi: "Ey Tanrım; kalbimizi mitsvalarınla kenetle ki, Seni sevelim ve Büyük İsmin'den çekinelim".

 

Haftanın Sözü

[Orhot Tsadikim]

 

Ar duygusu günaha karşı demirden bir çittir.

 

Haftanın Peraşası'nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 538 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.