Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

  8 Aralık

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

2007

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

4:00

5:15

-----

Yeruşalayim

4:02

5:16

Tel Aviv

4:14

5:16

28 Kislev

Tel Aviv

4:16

5:18

İstanbul

4:23

5:03

5768

İstanbul

4:23

5:03

M İ K E T S

 Hatırlatmalar:

 

ü 10 Aralık Pazartesi: Roş Hodeş Tevet

ü 19 Aralık Çarşamba: Taanit - Asara BeTevet

 

Bu HP  .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

 

Peraşa Özeti (Bereşit 41:1-44:17)

[www.chabad.org]

 

Yosef'in köleliği, Paro'nun ilginç bir rüya görmesi ile son bulur. Paro, rüyasında yedi besili ineğin yedi cılız inek tarafından yenip yutulduğunu, ardından yedi verimli başağın yine yedi zayıf başak tarafından yutulduğunu görür. Yosef, bu rüyanın yorumu olarak yedi verimli yılın ardından yedi kuraklık yılının geleceğini ve bolluk yılları müddetince tahıl depolanması gerektiğini bildirir. Paro, Yosef'i Mısır'a vezir olarak atar. Yosef, Potifar'ın kızı olan Asenat ile evlenir ve Menaşe ve Efrayim adında iki oğlu olur.

 

Kuraklık tüm bölgeye hâkim olur, ancak Mısır'da yemek bulunabilmektedir. Yosef'in on kardeşi erzak almak üzere Mısır'a gelir, ancak en küçükleri olan Binyamin, babaları Yaakov'un güvenlik kaygısından dolayı evde bırakılır. Kardeşlerinin onu tanıyamamasına rağmen, Yosef kardeşlerini tanır ve onları casuslukla suçlar, kardeşlerin aksini ispat edebilmeleri için Şimon'u rehin olarak alır ve en küçük kardeş olan Binyamin'in Mısır'a getirilmesini emreder. Kardeşler, tuhaf bir şekilde aldıkları erzak için ödedikleri tüm paranın kendilerinde kaldığını fark eder.

 

Yaakov ancak Yeuda'nın ebedi ve şahsi kefalet sunmasının ardından Binyamin'in gönderilmesine razı olur. Bu sefer Yosef onları nazik bir şekilde ağırlar ve evinde bir yemeğe davet eder. Ancak, doğaüstü güçlere sahip olduğunu iddia ettiği gümüş kupasını Binyamin'in çantasına yerleştirir. Ertesi sabah, evlerine doğru yola çıkmaya hazırlanan kardeşler Yosef'in adamları tarafından durdurulur, üzerleri aranır ve gümüş bardak bulunur bulunmaz tutuklanırlar. Yosef, onları serbest bırakacağını, fakat Binyamin'i kölesi olarak alıkoyacağını söyler.

 

DEVAR TORA

["Legacy" / Rabi Naftali Reich - www.torah.org]

 

Kalpte Değişim

 

Mısır başbakanını ikna etmek mümkün değildi. Yaakov'un oğulları aç aileleri için tahıl satın almak üzere masumca Mısır'a geldiklerini iddia ederek, itiraz etmeye devam etmişler, ama vali bunların hiçbirini dinlememişti. Onların kötü niyetli birer casus oldukları konusunda ısrar etmiş ve onları tutuklatarak zindana atmıştı. Masum olduklarını kanıtlamak için sadece bir kişinin evine dönmesine izin verilirken, diğerleri hapiste çürümeye devam edeceklerdi.

 

Ancak üç gün sonra, görülen o ki, başbakan kalbinde bir değişim yaşadı. Bu haftaki peraşada okuduğumuz üzere, kardeşleri tekrar huzuruna çağırttı ve onlara, önceki kararını değiştirdiğini, zira Tanrı'dan korktuğunu söyledi. Masumiyetleri kanıtlanana kadar onları hapiste tutmak yerine, sadece bir tanesini tutacak ve diğerlerine, aç ailelerine yiyecek götürmeleri için izin verecekti.

 

Tora, başbakanın bu açıklamasından sonra, şunu ekler: "Ve öyle yaptılar." Ama yaptıkları neydi? Tora bunu tam olarak açıklamamaktadır. Tora onun yerine, kardeşleri Yosef'i köle olarak sattıkları için, kendilerini eleştiren sözleri kaydeder: "Birbirlerine ‘Aslında kardeşimiz sebebiyle gerçekten de suçluyuz biz' dediler. ‘Bize yalvarırken onun ıstırabına şahit olmuş ama dinlememiştik. Bu sıkıntı da işte bu yüzden başımıza geldi'. Reuven araya girdi. Onlara ‘Size "çocuğa karşı suç işlemeyin" dememiş miydim?' dedi. ‘Ama dinlemediniz! İşte şimdi kanının hesabı soruluyor!'" Ama bu sözler gizemi ortadan kaldırmış değildir. Başbakan konuşur konuşmaz, yaptıkları neydi?

 

Bir an için düşünelim. Kardeşlerin Yosef'i köle olarak satmasının üzerinden yirmi iki yıl geçmiştir. Kardeşler o suçlarını neden özellikle bu noktada hatırlamaktadırlar?

 

Otoritelere göre, başbakanın beklenmedik davranışları, kardeşleri seneler önce yaptıkları şeyi tekrar değerlendirmeye itmiştir. Başbakan Mısır'ı, bir despotun demir yumruğu ile yönetmektedir. Ona istediklerini yapma konusunda kayıtsız şartsız yetki veren Paro'nun dışında hiç kimseye hesap vermek zorunda değildir. Bütün kardeşlerin masumiyetlerini kanıtlayana dek hapsedilmelerine karar verdiği zaman, aniden kalbinde bir değişiklik olması hiç de beklenir bir durum değildir.

 

Ama işte, mucizelerin mucizesi gerçekleşmiş, başbakanın kalbi gerçekten de yumuşamıştır. Bu durum kardeşlerin gözünden kaçmaz: Bunun ne anlama geliyor olabileceğini düşünmeye başlarlar. Bu değişimin, Tanrı'dan gelen açık bir mesaj olduğu açıktır. Kişi her zaman zihnini açık tutmalı ve kendini ilk tavrına hapsetmemelidir. Ne olursa olsun, objektif bir bakış açısını daima muhafaza etmelidir. Bir yanlış yapmış olabileceğini düşünüyorsa, egosunun biraz acı çekmesi pahasına, o hatayı düzeltmelidir. Kibirli ve mağrur başbakan bile kendi isteği ile fikrini değiştirdiyse, tabii ki Yaakov'un oğulları bundan daha azını yapamazlardı.

 

Esasında, Yosef'i sattıkları zaman, onun, sözde suçları yüzünden ölmeyi konusunda veya en azından köle olarak satılmayı hak ettiği konusunda hemfikirdiler. Onlar bu karara vardıkları zaman, artık caymaları imkânsız bir hal almıştı. O kadar ki Yosef'in merhamet konusundaki bütün ricalarına kulaklarını tıkamışlardı. Ama şimdi, karşılarında bir başbakan vardı ve bu başbakan, önceki kararını tekrar inceleme cesaretini göstermişti. Dolayısıyla "onlar [da] öyle yaptılar". Onlar da, aynısını yapıp, yıllar önceki hareketlerini tekrar incelediler ve onları hatalı buldular.

 

Evli bir çift büyük bir Haham'ın yardımına başvurmuştu.

"Eşim tahammül edilmez bir adam," diye kadın şikâyet etti.

"Ben sadece onun huysuzluğuna tepki gösteriyorum," diye cevap verdi adam.

"Dikkatlice düşün, bütün bunlar ne zaman başladı?" diye sordu Haham.

"Yaklaşık bir hafta önce. Çok güzel bir kek pişirmiştim. Ama kocam keki fırından çıkarmayı unuttu. Bütün çabalarım boşa gitti!" dedi kadın.

Kocası ise "Ben unutmadım!" diye itiraz etti. "Bıraktığı mesajda ne yazdığı belli değildi."

"Şimdi bir dakika bekle, genç adam," dedi Haham. "Eşin sana bir mesaj bıraktı değil mi? Ama sen bir hata yaptığını kabul edemedin, bu yüzden var gücünle kendini savunuyorsun."

Koca mahçup bir şekilde başını salladı.

"Peki o zaman, sanırım bütün sorunlarınızı çözebiliriz" dedi Haham. "Sadece hatalı olduğunu kabul et ve özür dile. Eminim eşin seni affedecektir."

 

Kendi hayatımızda, sürekli bu veya şu şekilde, bir duruş almamızı gerektiren durumlarla karşı karşıya kalıyoruz. Ve bir kere bu duruşu aldığımız zaman, bazen bu bütün bir hayat sürebilir. Bir kere onurumuzu ve güvenilirliğimizi belirli bir konumda sabitlediğimiz zaman, bazen savunulacak hiçbir tarafı olmayan şeyleri savunmak için bile büyük çaba harcarız. Hâlbuki açık fikirli olursak, kendimize karşı dürüst davranırsak, yanılabilme olasılığını düşünürsek, en büyük onurun gerçeği kucaklamakta ve doğru olanı yapmakta yattığını keşfederiz.

 

İKİLEM

Bu kısımda bazı ikilemler ve sorular sunacağız. Bunları Şabat masasında ailece tartışma konusunun bir parçası yapabilirsiniz. Peraşa broşürünün sonunda bu soruya Yahudilik'in gözüyle verilebilecek bir cevabı bulabilirsiniz.

 

Sık sık bir toplu taşıma aracında veya bir takside yolculuk ederken, kulaklarım ve duyularım, estetik (ve bazen dinî) duyarlılığıma ve iç huzuruma hiç uymayan bir müziğe maruz kalıyor. Kulaklarımı tıkaçla veya Walkman kulaklıklarıyla tıkamak her zaman bir seçenek olamadığına göre, böyle durumlarda yapmam gereken en doğru şey nedir?

 

DEVAR TORA

[Rabi Eli Mansour - www.dailyhalacha.com]

 

Talmud'un Şabat 21b sayfasında Bet İllel ile Bet Şamay arasında, Hanuka'da Hanukiya'yı yakmanın uygun şekli konusunda meşhur bir tartışma yer alır. Bet İllel ilk gece bir kandilin yakılmasının, ertesi gece iki kandil yakılmasının sonra üç, dört vs. yakılmasını uygun görür. Son gece sekiz kandil olana kadar kandillerin sayıları artar. Talmud bunu "geçen günlere paralel olarak" şeklinde açıklar. Diğer taraftan Bet Şamay ise, ilk gece sekiz kandille başlanmasını ve kandillerin azaltılarak yakılmaya devam edilmesini uygun görür. Böylece ikinci gün yedi, sonra altı, sonra beş, son gece tek bir kandil kalana kadar yakmaya devam edilir. Talmud bunu da "kalan günlere paralel olarak" şeklinde adlandırır. Alaha bildiğimiz gibi Bet İllel'e göre belirlenmiştir ve günümüzde her gün kandil sayısını arttırırız.

 

Bu görüş ayrılığından alınacak güzel bir mesaj vardır. İçinde yaşadığımız bu dünyada elimizden geldiği kadar çok Tora öğrenmek ve elimizden geldiği kadar mitsvaları titizlikle uygulamak durumundayız. Ancak diğer yandan, Tora'ya kendi bütünlüğü içinde bakarsak, önümüzde öğrenilecek ne kadar çok şeyin olduğu konusunda ürkütücü görevimizi görünce, en baştan teslim bayrağını çekme eğilimi gösterebiliriz. Koskoca Talmud'u bitirmek nasıl mümkün olacaktır? Bütün Şulhan Aruh'u bitirip, onu öğrenmek nasıl mümkün olacaktır? Hahamlarımız'ın tüm eserlerini ve Tanah'ın bütün kitaplarını nasıl özümseyeceğiz? Kişi bütün kitaplığa baktığı zaman, hiçbir yere varamayacağı için en iyisinin hiç başlamamak olduğunu düşünür.

 

Ve buna dayanarak, Bet İllel bize bir ders öğretir; geriye ne kadar kaldığına değil, neleri bitirmeyi başardığınıza yoğunlaşın. Bir kitabı bitirdiniz mi, bu bir başarıdır. Çağırın öğretmenlerinizi, Hahamlarınız'ı; size Mişna öğretsinler. Bir fasıl bitirdiniz mi? Çok güzel. Haydi bir tane daha. Attığınız her adım, okuduğunuz öğrendiğiniz her harf bir başarıdır, bununla mutlu olun. Tora'ya bu gözle baktığınız zaman ve her bir başarıyı dosyalayabilir, bir sonraki mitsvaya başlayabilirsiniz. Olaya bu şekilde baktığınızda, o zaman Tora daha akla uygun ve tatmin edici gelir. O zaman bütün Tora'yı yerine getirme görevi biraz daha mümkün olur. Yapılabilir hale gelir. "Geçenlere; bitenlere paralel olarak" ilerlediğinizde, yaptıklarınızdan memnun olursunuz ve geleceğe bakarsınız.

 

Görüş ayrılığının Bet Şamay yanı da vardır. Hahamlarımız bize, Maşiah geldiği zaman, Alaha'nın değişeceğini, uygulamanın artık Bet İllel değil, Bet Şamay'a göre yapılacağını söylerler. Maşiah geldiği zaman, Bet Şamay'ın bakış açısı ile, geride ne kadar kaldığı ile ilgili başarılarımıza bakılacaktır. Bu dünyadaki 120 senemizin sonunda yargıya çıktığımız zaman, bunu şunu bitirdiğimizi, bunu şunu yaptığımızı söyleyeceğiz ve bizi yaptıklarımız için gelip övmeyeceklerdir; sadece Bet Şamay gibi, geriye ne kadar kaldığını soracaklardır. Ne kadar daha fazla yapabilirdin? Maşiah dönemi zaten sondur ve artık yargı zamandır. Yargı sadece ne yaptığınız konusunda değil, aynı zamanda daha ne kadar gücünüz olduğu konusundadır. "Kalanlara paralel olarak" değerlendirileceğiz. Bet Şamay'ın mantığına göre, Talmud'dan bir faslı bitirdiyseniz, ön plana bu değil, geriye kalanlar çıkarılacaktır. Bu dünyadaki yaklaşım bu değildir. Ama gelecek dünyada yaklaşım böyle olacaktır. Çok şey yaptığınız için tebrikler; ama bakın bunun daha ne kadar fazlasını yapabilirdiniz!"

 

O halde, bu dünyada Bet İllel'in yaklaşımını izlemeli, ama Bet Şamay'ın yaklaşımını da aklımızda tutmalıyız. Oralarda bir yerde henüz gerçekleştirmediğiniz o kadar çok şey var ki...

 

MİTSVA / UYGULAMA / MAase

[Rabi Şemuel Holstein - www.komemiut.org]

 

 

Mitsva: Her erkeğin, uygun bir eş bulup Tora'nın emrettiği şekilde [yani Kiduşin töreniyle] evlenmesi, Tora'nın "yap" şeklindeki emirlerinden biridir. Pasukta söylendiği gibi: "Bir adam, bir kadın[ı kendine eş olarak] aldığı zaman..." (Devarim 24:1).

 

Uygulama: Talmud'da şöyle yazılıdır: "Şemuel şöyle dedi: Bir erkeğin birkaç tane çocuğu varsa bile, eşi olmadan yaşamını sürdürmesi doğru değildir. Pasukta söylendiği gibi: ‘Adamın yalnız olması iyi değil' (Bereşit 2:18)" (Talmud - Yevamot 61b).

 

Ayrıca: "Rabi Tanhum şöyle dedi: Rabi Hanilay şöyle dedi: Karısı olmayan bir erkek, neşeden, bereketten, iyilikten yoksundur" (Talmud - Yevamot 62b).

 

Ayrıca: "Rabi Elazar şöyle dedi: Karısı olmayan bir adam, adam değildir. Pasukta söylendiği gibi: ‘Onları erkek ve dişi olarak yarattı ... ve onlara Adam ismini verdi' (Bereşit 5:2) [yani bir erkek ‘adam' olarak adlandırılmaya sadece bir kadınla evlenip bir bütün oluşturduğu zaman layıktır].

 

Tora'ya göre bir evlilik töreni iki aşamada gerçekleşir. Bunun ilki "İrusin - Nişan" ya da "Kiduşin - Kutsal Kılma / Özelleştirme"dir. Bu aşamanın ardından, gelin, damadın kanuni eşidir ve ikisinin ayrılması için kocasının ya ölmesi ya da bir boşanma belgesi vermesi gerekir. Buna karşılık, ikisi henüz karı-koca hayatı süremezler ve kız babasının evinde yaşamaya devam eder. Tamamen evli sayılmaları için, "Nisuin - Evlilik" adı verilen ikinci aşama gerekir. Eski dönemlerde İrusin ile Nisuin arasında yaklaşık bir yıllık ara olurdu. Günümüzde ise her ikisi de aynı gün birbiri ardına Hupa'nın altında yapılır. Damadın geline bir yüzük vermesiyle İrusin bölümü gerçekleştirilmiş olur. Ardından da hemen "Şeva Berahot - Yedi Beraha" okunarak evlilik töreni tamamlanır. Gelin ve damat baş başa kaldıktan itibaren her yönden evli hale gelirler.

 

Maase: "Baruh Taam" adlı eserin yazarı, oğlunu kasabanın zenginlerinden birinin kızıyla nişanlamıştı. Nişan için tarih belirlenmişti ve tüm kasaba bu önemli neşe vesilesini sabırsızlıkla bekliyordu. Nişan günü, Rabi kasabanın su çekme görevlisinin çok hasta ve durumunun ağır olduğunu duydu. Odasına girip uzun bir süre tüm gücüyle onun iyileşmesi için dua etti. Odadan çıktığında sanki ev halkından biri hastaymış gibi, suratı allak bullaktı. Öğle yemeğinde de ağzına tek lokma koyamadı.

 

Nişan saati geldiğinde gelinin ailesi Rav'ın evine geldi. Rav çok endişeli ve bitkin görünüyordu. Konuklar bunun nedenini sorduklarında, ev halkı Rav'ın endişesinin su çekme görevlisinin durumundan kaynaklandığı açıklamasını yaptı. Gelinin annesi hayretle sordu: "O beyin hastalığı nedeniyle üzülmenin ve iyileşmesi için dua etmenin mantığını elbette anlıyorum. Ama bu kadarı biraz fazla değil mi?" Rav bu sözleri duyunca, başkasının acısını gerektiği gibi hissetmeyen, dahası bu hissi taşıyanları da anlayamayan bir aileyle dünür olmanın uygun olmadığına karar verdi ve nişanı iptal etti.

 

İKİLEME CEVAP

[Rabi Mendel Weinbach / gatewaysonline.com]

 

Otobüsün veya taksinin şoförü bu müziği sizi rahatsız etmek amacı ile çalmamaktadır. Yolcularını güven içinde, son duraklarına götürmenin sinir bozucu ve sıkıcı sorumluluğunu taşırken, uyanık ve tetikte kalması için elinden geleni yapmaktadır. Şoför yolcularını rahatsız eden sesler çıkarma konusunda yasal hakkı olmadığının farkındadır. Ama onun hoş bulduğu müziğe, herkesin gerçekten itiraz edebileceğinin farkında değildir.

 

Radyonun sesini kısma veya kapatma ricası, sigara içmeyi kesme ricası gibi basit bir rica, genellikle itaatle sonuçlanır. Tek ödeyen müşterinin sizin olduğu bir takside bu kolaylıkla başarılırken, bir otobüste durum biraz daha duyarlı bir diploması gerektirebilir. Oturduğunuz yerden şoföre bağırmaktan kaçının; herkesin önünde onu utandırmaktan ve muhtemelen sizi rahatsız eden o müzikten zevk alan diğer yolcularla olası bir tartışmadan kaçının. Sadece şoföre gidin ve sizi rahatsız eden o gürültüyü yok etmesini takdir edeceğinizi kulağına fısıldayın. Ricanızı reddedecek ender bir şoförle karşılaşırsanız, onu amirine şikâyet etmeniz amacı ile özel bilgilerini isteme hakkınız doğar.

 

Halka açık bir yerde bir miktar mahremiyete hakkınız olmasına rağmen, haklarınızı doğru bir şekilde savunmalısınız.

 

YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ

[Dini Uygulama Rehberi - Rabi Nisim Behar]

 

Arvit Kuralları

 

1.             Arvit Şeması'ndan yarım saat öncesinden itibaren yemeğe oturulmaz. Yemeğe başlayan bir kişi Arvit Şeması zamanı gelmişse yemeğini bırakıp, berahasız olarak Şema'yı Emet'e kadar söyler. Yemeğine devam eder ve sonra bütün Arvit'i yeniden söyler.

2.             Sinagoga gelindiğinde, cemaat Arvit Şeması'nı söylemiş ve Amida söylemek için kalkmışsa, herkesle beraber Amida söylenir, sonra berahalarıyla Şema okunur.

3.             Yolda olan bir kimse Şema'nın ilk pasuğu olan Şema Yisrael'i söylemek için yerinde durur. Sırtüstü yatan biri yana döner. Hasta ise ve tam olarak dönemiyorsa bile birazcık olsun yana dönmelidir. Fakat ameliyatlıysa ve kımıldamaması gerekiyorsa, o zaman bulunduğu şekilde söyleyebilir.

 

Haftanın Sözü

[Talmud - Ketubot 68a]

 

Tsedaka vermemek için gözlerini kapayan kişi, putperestlik günahı işlemiş gibidir.

 

Haftanın Peraşası'nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 538 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.