Haftanın Peraşası BülteniEkev peraşasında, Moşe, Bene-Yisrael'e veda konuşmasını yapmaya devam eder ve Tora'nın emirlerini (mitsvalar) yerine getirmelerinin sonucu olarak, ele geçirip yerleşmek üzere oldukları, Tanrı'nın Atalar'a vaat etmiş olduğu Ülke'de refah içinde yaşayacaklarına dair teminat verir.

Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

23 Av

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

5772

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

6:53

8:05

-----

Yeruşalayim

6:45

7:57

Tel Aviv

7:08

8:08

11Ağustos

Tel Aviv

7:01

8:00

İstanbul

7:56

8:36

2012

İstanbul

7:47

8:27

E K E V

 Hatırlatmalar:

ü  18-19 Ağustos Şabat-Pazar: Roş Hodeş Elul

ü  20 Ağustos Pazartesi: Neve Şalom Anma Günü

 

 

Bu HP .....'nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

Peraşa Özeti (Devarim 7:12-11:25)

[www.chabad.org]

 

Ekev peraşasında, Moşe, Bene-Yisrael'e veda konuşmasını yapmaya devam eder ve Tora'nın emirlerini (mitsvalar) yerine getirmelerinin sonucu olarak, ele geçirip yerleşmek üzere oldukları, Tanrı'nın Atalar'a vaat etmiş olduğu Ülke'de refah içinde yaşayacaklarına dair teminat verir.

Moşe, ayrıca, Altın Buzağı olayını, Korah'ın liderliğindeki isyanı, casusların günahını, Tanrı'nın Tavera adlı yerde halkı cezalandırışını, Masa ve Kivrot Ataava'da ("Tutku Mezarları") meydana gelen olayları hatırlatarak, onları, toplu olarak, ilk nesillerindeki hatalardan dolayı azarlar. "Tanrı'ya karşı isyankâr oldunuz" der onlara, "sizi tanıdığım günden beri." Ama Moşe, ayrıca Tanrı'nın günahları affettiğini ve Tanrı'nın yazdığı ve pişmanlıklarından sonra onlara verdiği ikinci On emir levhalarından da bahseder.

Moşe, Tanrı'nın onlar için gökten mucizevî yiyecek Man'ı yağdırdığını anımsatarak çölde geçen 40 yılın, halka, "insanın sadece ekmekle değil, Tanrı'nın ağzından çıkan sözlerle yaşadığını" öğrettiğini söyler. Moşe, girmek üzere oldukları toprakları, "süt ve bal diyarı", yedi ürünle (buğday ve arpa, üzüm bağları, incir, nar, zeytinyağı ve hurma) mübarek kılınmış bir ülke ve Tanrı'nın dünyadaki özel ilgi odağı olarak tanımlar. Ülke'nin eski sakinlerinin putlarını temizlemelerini ve kibirli olmayıp "bana bu zenginliği sağlayan benim kendi elimin gücü ve kudretidir" şeklinde düşüncelere kapılmamalarını emreder.

Peraşamızdaki anahtar bölüm, Şema'nın, ilk paragrafında verilmiş olan bazı temel mitsvaları tekrarlayan ve Tanrı'nın emirlerini yerine getirmenin ödüllerini ve bunları ihmal etmenin olumsuz sonuçlarını (kıtlık ve sürgün) açıklayan ikinci paragrafıdır. Bu ayrıca dua emrinin de kaynağıdır ve Maşiah zamanında ölülerin dirileceğine dair bir imayı da içerir.

ÇÜNKÜ DİYARI

[Rabi Yaakov Tauber / tannentorah.com]

 

"Çünkü" kelimesinin var olmadığı bir dünya hayal etmeye çalışın. Bu hafta her sabah işe geldiğiniz için para aldınız. Dükkândan yiyecek dolu bir torba ile çıkmanıza izin veriyorlar çünkü onu bozuk para, kâğıt para veya kredi kartı ile ödediniz. Kural olarak, sevdiğiniz kişiler tarafından sevilirsiniz, ilgi gösterdiğiniz kişilerden ilgi görürsünüz, iyi muamele ettiğiniz kişilerden iyi muamele görürsünüz.

Bu minik "çünkü" sözcüğünün üzerine çıkabilir miyiz? Rambam "doğruyu doğru olduğu için yapan" insandan söz eder, yani esasında "çünkü" yoktur. Rambam'a göre, bazı şeylerin başka bir şeylerin gerçekleşmesi için birer araç olarak değil de, kendi öz varlıkları olarak değerli oldukları bir yer vardır.

"Şema" Yahudiliğin temellerini sayan ve 20 pasuktan oluşan bir derlemedir. Yahudi bir bebek doğduğu zaman, çocukla ilk okuduğumuz şey Şema'dır. Yahudi kişi ölüm döşeğinde de Şema'yı söyler. Arada, bu pasukları her gün sabah ve akşam olmak üzere iki kez söyleriz.

Şema üç bölümden oluşur. İlk iki bölüm Devarim kitabından sırasıyla 6:4-9 ve 11:13-21 pasuklarında Tanrı'nın ‘Bir'liği ve birer Yahudi olarak Tanrı'yı sevmemiz, Tora'yı öğrenmemiz ve onu çocuklarımıza öğretmemiz, kolumuza ve başımıza Tefillin takmamız ve evlerimizin kapı pervazlarına Mezuzalar çakmamız emredilir. (Üçüncü bölüm - Bamidbar15:37-41) tsitsit mitzvasını ve Mısır'dan Çıkış'ı ele alır.)

Şema'nın ilk iki bölümünde ilginç olan şey, ikincinin temelde birincinin tekrarı olmasıdır. Ancak tek bir fark vardır. Şema'nın ilk bölümünde sadece Tanrı'yı sevmemiz ve O'nun Tekliğini teyit ederek bu mitsvaları yerine getirmemiz emredilir. Bu haftanın peraşası Ekev'in ("çünkü") bir parçası olan ikinci bölümde, mitsvaları yerine getirmenin sunduğu ödüllerden söz edilir. ("Sana toprağının yağmurunu uygun mevsimde vereceğim... yiyeceksin ve doyacaksın; o toprakta... yaşadığın günlerin çoğalması için") Aynı zamanda kuralları çiğnemenin sonuçları hakkında uyarılırız. ("O gökleri alıkoyacak; kısa süre içinde iyi ülkenin üzerinden yok olacaksın"). Ancak bunun dışında, ikinci bölüm ilk bölümün pasuklarını tekrarlar, tek fark üslup ve söz dizimidir.

Eğer Yahudi olmak bencillikten ve "çünkü" dünyamızdan geçici olarak kurtulmak olsaydı, o zaman Şema'nın sadece ilk kısmına sahip olurduk. Eğer Yahudiliğin özü, içinde doğduğumuz gerçeğin gelişmesi ve mükemmelleşmesi olsaydı, sadece ikinci bölüme sahip olurduk. Biz ikisine de sahibiz, çünkü hayattaki görevimiz ikisinin birleşimidir. Tanrı hem bizim insan olmaktan kaynaklanan sınırlılığının üzerine yükselmemizi ve hem de onun içinde kalmamızı istemektedir. Hem Gerçeğe dokunmamızı hem de benliğimizin ihtiyaç ve tasarılarına takılı kalmamızı istemektedir.

ÇÜNKÜ DİYARI

[Rabi Yaakov Aşer Sinclair / www.ohr.org.il]

[Haftanın Peraşası 5762, Ekev]

Gözlere Ziyafet

 

"[Tanrı] Sana zorluklar çıkardı ve seni aç bıraktı; [ancak sonra] sana hiç tanımadığın [bir yiyecek olan] Man'ı yedirdi..." (Devarim 8:3)

Bir Yahudi evinin en belirgin özelliklerinden biri de, Şabat onuruna evin hanımının yaktığı kandillerdir. Yukarıdaki pasuk, bu uygulamanın Tora'daki kaynağıdır.

Görünürde, Bene-Yisrael'in çöl yolculuğu boyunca yedikleri mucizevi yiyecek Man ile, Şabat kandillerinin yakılması arasındaki bağlantıyı görmek oldukça zordur. Bu ikisinin ne gibi bir ilgisi olabilir?

İnsan, tanımlarını genelde bağıl olarak yapan bir varlıktır. İnsan olarak algılayışımız, genel olarak karşıtlıklar ve çelişkiler sayesinde işler. Örneğin "gündüz"ün ne olduğunu anlamamız, ancak gökyüzünün karararak gece oluşu sayesinde gerçekleşir. Eğer hiç gece olmasaydı, sadece "gece" kavramımız eksik olmayacak, "gündüz" kavramını da tanımlamamız mümkün olmayacaktı.

Benzer şekilde sözcükler... Sözcükler bir şeyi tanımlamak için onun sadece ne olduğunu değil, aynı zamanda "ne olmadığını" da belirtirler. "Kitap; içinde yazılar olan, kâğıttan yapılmış vs. bir bilgi aracıdır ve bir iskemle, masa, şifonyer ya da ayakkabı bağı değildir" gibi... Dünyanın her bir köşesi sürekli olarak güneş ışığıyla aydınlanıyor olsaydı, "gündüz" ya da "gün" sözcükleri hakkında hiçbir kavrama sahip olmayacaktık - ve bunu tanımlayacak hiçbir sözcük de geliştirmeyecektik.

Bene-Yisrael çölde oldukları zaman Tanrı onları mucizevî bir yiyecek maddesi olan Man ile beslemişti. Man, akla gelebilecek her türlü yiyeceğin tadını alabilirdi; insanın sadece düşünmesi yeterliydi. Fakat yine de Bene-Yisrael bir noktada bu yiyecekten sıkıldılar ve Moşe'ye bunun tadı tuzu olmayan bir şey olduğundan şikâyet ettiler. Fakat bu nasıl olabilir? İstenilen herhangi bir şeyin tadını alabilen bir yiyecek nasıl olur da "tatsız tuzsuz" olarak tanımlanabilir?

Yiyecekle ilgili takdirimiz, sadece tad alma organımızın işleyişine bağlı değildir. Yemek ihtiyacımızın tatmininin önemli bir bölümü de, yediğimiz şeyin görüntüsüyle gerçekleşir. Örneğin Talmud, gözleri görmeyen bir kişinin, yediği yiyecekten sağlam gözlü bir kişinin sağlayacağı kadar tatmin sağlayamayacağını, zira bu yiyeceği görsel olarak tecrübe etmediğini belirtir. Ve belki de bu sebeple, yiyeceklerin tepsiler ve çanaklarda görsel olarak prezantasyonu, yemek konusundaki tatminin ayrılmaz bir parçasıdır.

Bir bakıma, çöl nesli gözleri görmeyen kişiler gibiydiler. Çünkü her ne kadar Man istenen her yiyeceğin tadını alabiliyor idiyse de, görüntü hep sabitti. Man, gastronomik bakışla sonsuz çeşitliliğe sahipti; fakat görsel olarak tam bir monotonluk ifade ediyordu.

Bu düşünceyle, Hahamlarımız'ın, Şabat kandilleri ile ilgili uygulamayı, yukarıdaki pasuktan nasıl türettiklerini belki anlayabiliriz. Şabat'ın Bene-Yisrael'e verilmesinin temel sebeplerinden birisi de zevk ve mutluluktur. Bu zevkin önemli bir bölümü de, Şabat günü yenen üç öğündür. Şabat girişindeki ilk öğünü karanlıkta yiyecek olsaydık, yediğimiz yiyecekten azami zevki almamız mümkün olmayacaktı. Bu da Şabat tecrübemizde önemli bir eksiklik anlamına gelecekti. Yiyeceğimizden ve dolayısıyla Şabat'tan maksimum zevk alabilmemiz için, yediğimizi görmemiz gerekir. Ve eğer göremezsek, yediğimiz, tıpkı Man'ın çöl nesline geldiği kadar tatmin etmekten uzak hale gelir.

 

MAASE

 

Melekler

Bir zamanlar genç öğrencilerden bir tanesi, at arabasıyla çıktıkları yolculuk sırasında bir Rabi'ye şunu sorar: Meleklerin ve diğer "manevi" varlıkların mevcut oldukları nasıl açıklanabilir? Ne de olsa, hiç kimse daha önce bir melek görmemiştir...

Rabi şöyle cevap verir: "Bak... Şu anda bizler melekleri tartışan bir at arabasının içindeyiz ve bu bizim için yolculuğumuzun en büyük başarısıdır. Ancak arabayı çeken atlar bu seferin amacının tamamen yolculuğun sonunda onları bekleyen arpalar olduğuna inanıyorlar. Arabacının gözünde ise amaç ailesini beslemek için kazanacağı ücrette yatıyor. O halde elimizde tek bir gerçek, ama bu gerçek hakkında üç farklı algı var.

"Şimdi bana söyle, sırf atlar arpaları düşünüyor diye, bu durum melekler hakkında tartışmamızın anlamını azaltır mı?"

ŞABAT ALAHALARINA GİRİŞ

[Rabi Daniel Schloss - www.pidyon.org]

Şabat alahalarıyla ilgili bu yazı dizisi Mişna'da (Şabat 7:2) listelenen 39 melahaya dair temel prensipleri, Rabinik yasaklamalarla birlikte ele alacaktır. Bu dizi Şabat kanunlarını orijinal kaynaklarından öğrenmenin yerini tutma amaçlı değildir. Amaç, Şabat'ın ayrıntılı kanunlarını anlamakta, hatırlamakta ve uygulamakta yardımcı olacak bir rehber sunmaktır. Şabat çok önemli bir konu olduğundan, burada yazılanlardan uygulamasal sonuçlara varılmamalı, çıkabilecek sorularda bir Rav'a başvurulmalıdır.

 

Melaha 12: GOZEZ - Kırkma

 

Av Melaha: Mişkan'daki perdeleri üretmekte kullanılan yün için koyun kırkma veya hayvan postundan kıl koparma.

 

Temel Prensip: Bir insanın veya hayvanın doğal dış örtüsünden bir parça çıkarmak - ya görünüşünü düzeltmek için veya çıkarılmış nesneyi kullanmak için.

 

Toladalar: Saç/sakal/kıl, tırnak veya deri kesmek.

 

A. Saç/sakal/kıl.

1.    Canlı bir hayvan veya insandan: Özel bir aletle (örneğin makas veya kırkma aleti) bir canlının kıllarını kesmek, kırpmak veya kırkmak Tora'dan kaynaklanan bir yasaktır.

Şabat günü istemeyerek saç tutamlarının kopmasına neden olacak şekilde saçı taramak veya fırçalamak Patur Aval Asur'dur (cezadan muaf, ama yine de yasak). Ancak, aşağıdaki koşullarda bir saç fırçası kullanmaya izin verilir:

a.    Eğer fırça mutlaka saç koparmayabilecekse (başka bir deyişle Pesik Reşe yoksa - yani yapılan eylemin Şabat günü yasak olan bir başka eyleme yol açması kaçınılmaz değilse). Örneğin, fırçanın kılları yumuşaksa. Ayrıca bu fırça sadece Şabat günü kullanılmak üzere ayrılmış olmalıdır; yoksa bu normal günlere has bir eylem (Uvda DeHol) sayılır ki bu Şabat günü yapılmamalıdır.

Bir hayvanı okşamak Pesik Reşe sorunu yaratabilir.

Şabat günü bir peruk yumuşak kıllı bir fırça ile taranabilir.

 

2. Ölü bir hayvandan: Ölü bir hayvanın derisinden kıl yolmak Tora'dan kaynaklanan bir yasaktır. Örneğin ölü bir tavuğun tüyleri yolunamaz ve hayvan postundan yapılmış bir mantonun kılları koparılamaz.

 

B. Tırnaklar:

Şabat günü bir tırnak makası ile tırnak kesmek Hayav'dır (cezayı gerektirir). Tırnakları ısırmak veya normalin dışındaki diğer herhangi bir şekilde koparmak ise Patur Aval Asur'dur.

 

Hahamlar tırnakların kesilmesine aşağıdaki koşulların hepsi aynı anda yerine geldiği takdirde izin vermişlerdir:

1.    Mevcut haliyle acı veriyorsa.

2.    Tırnağın büyük bir kısmı kopmuşsa.

3.    Özel bir alet olmadan çıkarılacaksa - yani tırnak kesici veya törpü kullanılmayacaksa.

4.    Diğer günlerde yapılandan farklı bir yol kullanılıyorsa (örneğin kişi ısırarak veya yırtarak)

5.    Tırnak çıkarıldığında kanama tehlikesi yoksa.

C. Deri:

Ölü deri parçalarını kesmek, ısırmak veya koparmak her koşulda yasaktır. Dolayısıyla, tırnak etrafındaki ölü deri veya bedenin kabukları koparılmamalı veya eğer kepek dökülmesine neden olacaksa, baş kaşınmamalıdır.

PERAŞADAN DERSLER

[Rabi Şelomo Ressler - www.weeklydvar.com]

Ekev peraşası bize "İnsan sadece ekmekle yaşamaz" adlı bilinen cümleyi sunar (8:3). Ancak, asıl mesaj bu pasuğun devamında olmasına rağmen, bu devam nispeten daha az bilinir: "İnsan daha ziyade Tanrı'nın ağzından çıkan her şeye göre yaşar." Eğer ana fikir, yaşam kaynağımızın Tanrı'nın ağzından çıkanlar olduğu ise, neden pasuğun başında örnek olarak insan gücü ile yenebilecek hale gelen ekmekten bahsedilmektedir? Tanrı'nın yeryüzündeki tesirine, mesela meyveler daha iyi bir örnek teşkil etmez miydi?

Rabi Greenberg ile Rav Hirsch'in açıklamalarına göre asıl temel ekmektir, çünkü ekmek insanın emeğine örnek teşkil eder ve buradaki mesaj bir noktayı unutmamamız gerektiğidir: Yediğimiz ekmek için emek harcadığımız zaman bile, sahip olduğumuz her şey Tanrı'dan gelmektedir ve O'nun amacı sadece bizi beslemek değil, aynı zamanda HEM fiziksel HEM de manevi olarak yaşamamıza yardım etmektir. İnsan yalnızca fiziksel besinleri kendi elinin emeğinden aramakla kalmamalı, aynı zamanda Tanrı'nın sözünden de manevi besin aramalıdır.

ALİHOT OLAM

[Sefer Yalkut Yosef - Rabi Yitshak Yosef]

 

Ebeveynden Çekinme Kuralları

 

1. Bir kişi Şabat ve Yom Tov öğünlerinde Amotsi berahası sonrasında kendisine bir kazayit (yaklaşık 27 gr.), karısına ise bir kabetsa (yaklaşık 54 gr.) ekmek vermelidir. Eğer masada bir büyük varsa bile önceliği karısına vermelidir. Genelde bu bilinen bir şey olduğundan, annesi veya babası bunu anlayışla karşılayacaktır. Ama yine de oğlun, bunun için onların affını dilemesinde fayda vardır. Veya karısıyla ebeveynine aynı anda verme yolunu da seçebilir.

2. Sinagoga gelen ilk on kişiden biri olmak bir mitsvadır. Ama ilk kişi olmak daha büyük bir mitsvadır. Böyle bir durumda eğer, onurlandırmakla yükümlü olduğu bir kişiyle birlikteyse (örneğin, babası, ağabeyi, kayınpederi veya ravı) ilk içeri girme onurunu ona vermelidir.

3. Bir baba sinagogda bir mitsva satın almak isterken, oğul bu mitsvayı kendisi satın almak için daha fazla para verirse, bazılarına göre bunda bir mahsur yoktur. Ancak bazı otoritelere göre oğlun herkesin önünde babasından daha fazla para teklif etmesi uygun değildir.

Haftanın Sözü

[www.weeklydvar.com]

                                                                                                                       

Kişinin kaderini saptayan şans değil, seçimdir.

Haftanın Peraşası'nı, t e b e r r u d a b u l u n a r a k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 - 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza'ya getiriniz.