Lütfen Peraşa Kağıtlarını Dua Sırasında Okumayınız

               Bu Hafta İçin Saatler              

23 Aralık

Gelecek Hafta İçin Saatler

Şabat

Başlangıç

Bitiş

2006

Şabat

Başlangıç

Bitiş

Yeruşalayim

4:05

5:20

-----

Yeruşalayim

4:09

5:24

Tel Aviv

4:19

5:21

2 Tevet

Tel Aviv

4:23

5:26

İstanbul

4:26

5:06

5767

İstanbul

4:31

5:11

M İ K E T S

 Hatırlatmalar:

ü Hanuka VIII

ü 31 Aralık Pazar: Taanit – Asara BeTetevet

 

Bu HP  …..’nin aziz ruhuna ithaf edilmiştir.

 

 

Peraşa Özeti (Bereşit 41:1 – 44:17)

[www.ohr.org.il]

 

Yosef’in, içki ve unlu mamuller sorumlularının rüyalarını doğru olarak çözümlemesinin ardından iki yıl geçmiştir. Paro iki rüya görür. Bu rüyaları açıklama denemelerinden tatmin olmaz. İçki sorumlusu Yosef’i hatırlayınca Paro’nun emri ile Yosef hapishaneden çıkarılır. Rüyaları dinler; bunların, yakında yedi sene bolluk ve ardından yedi sene ağır bir kıtlık olacağına işaret ettiğini belirtir. Ardından Paro’ya, bu olağanüstü durumu halledecek düzeyde zeki birini tutmasını tavsiye eder. Paro bu görevi Yosef’e verir, onu Potifar’ın kızı Asenat’la evlendirir. Yosef işini iyi yapar ve Mısır dünyanın silosu haline gelir. Yosef’in iki oğlu olur: Menaşe ve Efrayim.

 

Kıtlıktan Kenaan da etkilenir. Yaakov oğullarını yiyecek almaları için Mısır’a gönderir. Yosef’in önüne geldiklerinde Yosef onları tanır, fakat onlar Yosef’i tanımazlar. Satılmasına sebep olan rüyalarını hatırlayan Yosef, kardeşlerine karşı sert bir Mısır’lı lider rolünü oynamaya başlar ve onları casuslukla suçlar. Onlara yiyecek satar, fakat dürüstlüklerinden emin olmak için Binyamin’i getirmelerini söyleyerek bu arada Şimon’u rehin tutar. Bir yandan da hizmetkârlarına, ödenen paraları çuvallara gizlice geri koymalarını emreder. Geri dönüş yolunda paraları keşfeden kardeşler paniğe kapılırlar. Başlarından geçenleri Yaakov’a anlatırlar. Yaakov Binyamin’in Mısır’a götürülmesini reddetse de, kıtlık ağırlaşınca durumu kabullenmek zorunda kalır. Yeuda Binyamin’in güvenliğini garanti eder ve kardeşler tekrar Mısır’a inerler.

 

Yosef kardeşlerini onurlu konuklara yaraşır biçimde ağırlar. Hem babasından hem de annesinden olan tek kardeşi Binyamin’i görünce kendisini tutamaz ve odasına çekilerek ağlamaya başlar. Daha sonra hizmetkârına paraları çuvallara tekrar geri yerleştirmesini, kendi kadehini de Binyamin’in çuvalına koymasını emreder. Kadeh bulununca da Binyamin’in ceza olarak kölesi olmasına karar verir. Yeuda karşı çıkar ve Binyamin yerine kendisini teklif eder; ancak Yosef reddeder.

 

DEVAR TORA

[Rabi Berel Wein – www.torah.org]

 

Yahudi Rüyaları

 

Bu haftaki peraşa “iki yılın bitiminde (Mikets)” sözleriyle başlar. Tora’nın “[önceki olaylardan] iki yıl sonra (Ahare)” demek varken Mikets sözcüğünü kullanması otoriteler arasında büyük bir tartışma konusu olmuştur. Hahamlarımız “Mikets” veya “Kets” (bitim) kelimesinin, zaman çerçevesi içinde, sadece bir kronolojik değişimi değil, daha ziyade, eski bir durumdan tamamen farklı yeni bir duruma geçişi, hatta yeni bir çağı ifade ettiğini söylerler. Paro’nun rüyaları, sadece önceki peraşanın sonunda anlatılan olayların ardından iki senenin geçtiğini ifade etmekle kalmaz, daha çok Paro ve Yosef’in hayatları ile çakışan yeni bir durumun ortaya çıkmak üzere olduğunu belirtir.

 

Tora’nın anlatımının merceğinden baktığımız zaman, Yosef’in şahsiyetinin en önemli özelliklerinden bir tanesi, onun iç benliğini ve kaya gibi sağlam inancını muhafaza ederken, koşulları değiştirme yeteneğidir. Etrafında yılanların ve akreplerin fır döndüğü bir çukurda bile, hayatını bağışlamaları için kendi kardeşlerine yalvarırken, o hala güven dolu, iyimser, hayalperest Yosef’tir. Mısır’da köle gibi satıldıktan sonra, yetenekleri ve dürtüleri, onu Potifar’ın malikânesinde önemli bir mevkie getirir. Yosef kendine olan inancından ve hayallerini gerçekleştirmekten hiçbir zaman vazgeçmez. Potifar’ın karısının sunduğu zorlu sınavdan kurtulmasını sağlayan, babası ve kardeşlerinin her şeyin sonunda onun yüceliğini ve kutsallığını kabul edeceği hakkında görmüş olduğu rüyalarıdır. Yosef hapishanede bile rüyaların uzmanıdır. Sadece onun değil, başkalarının rüyaları söz konusu olduğu zaman da öyledir. Hem iyi, hem kötü kadere uyum sağlama yeteneği ve hayatı boyunca dürüst Yosef olarak kalma yeteneği, onu Yahudi tarihinde ayrı bir konuma yerleştirir ve onun ebediyen onaylanmasını ve beğenilmesini sağlar.

 

Yosef’in kişiliğinde, genel olarak bütün Yahudilerin hikâyesini görürüz. Farklı inançları olan milyarlarca insanın, zalimlerin, katillerin, zorlukların, hiç bitmeyen mücadelenin ve değişen koşulların, yükselen ve çöken imparatorlukların ve süper güçlerin dünyasında, Yahudiler kendilerine olan güvenlerinde ve hayallerinin gerçekleşmesinde hep aynı kalmışlardır. Dış dünya, Yahudilerin bu uyum sağlama gücünü ve ilahi inadını, sık sık kibir olarak algılamıştır. Kendisini dehşet, maddiyatçılık ve kavram boşluğu içinde sıkışmış halde bulan bir dünyada, tek rüya yorumcularının Yahudiler ve beşeri medeniyeti ileriye götürenin de Yahudi değerleri olduğunu görmek çoğu zaman başkaları için rahatsız edicidir. Bunaltıcı nefrete, ayrımcılık ve asimilasyona karşın Yahudi dünyasının önemli bir kesiminde Tora’nın tekrar canlanması, kişinin hayatında ve içinde yaşadığı toplumda ne değişiklikler yaşanırsa yaşansın, Yosef’in her zaman Yosef olarak kalma becerisini örnek almaktadır.

 

Bizim neslimiz, Mikets’te, eski bir dönemin sona erdiği ve tamamen yeni bir dönemin politikası, teknolojisi ve toplu medyası ile yeni bir dünyanın başladığı bir zamanda doğmuştur. Eski özlem dünyası bir daha geri gelmemek üzere bitmiştir. Mirasımıza bağlı, eski hayallerimizin gerçekleşmesine sadık kalarak, varlığımızdaki yeni gerçeklere nasıl uyum sağlayabileceğimiz, zamanımızın en büyük mücadelesidir. Bütün Yahudi tarihi, istatistikler ve karamsar uzmanlar göz önünde bulundurmaksızın, Yahudiliğin hayatta kalmasında ve Yahudi rüyasının gerçekleşmesinde bizim de eşit derecede mücadele edeceğimizi ortaya koymaktadır.

 

DEVAR TORA

[Binyamin Koen – www.tfdixie.com]

 

Depolamanın Önemi

 

Paro’ya yaklaşan yedi yıllık kıtlık meselesi hakkında bilgi vermesinin ardından, Yosef soruna parlak bir çözüm önerir. Yedi yıllık kıtlık döneminde hayatta kalmayı garantilemek için, yedi yıllık bolluk döneminde depoları yiyecekle doldurmasını krala söyler.

 

Yosef’in öğüdü sadece Mısır’daki durum için değil, bugün bizim için de geçerlidir.

 

“Kıtlık” döneminde kullanmak üzere, bolluk döneminde saklama kavramı bugünkü hayatımıza da uyarlanabilir. Sık sık manevi “kıtlık” dönemleri ile karşı karşıya kalırız ve manevi yönümüz zayıf kalır. Zor zamanlarla karşılaştığımız zaman ne kadar başarılı olacağımızı bolluk dönemlerindeki tavrımız tayin eder.

 

Yosef Paro’ya, “açlık” dönemlerinde güvenebileceği bir temel inşa etmesini söylemiştir. Bir bakıma, kötü zamanlarda hayatta kalabilmek için gerekli olan şey, bu tür bir temeldir. Eğer bolluk yıllarında hayatta başarılı olmak için gereken uygun aracı bulursak, açlık zamanlarında hayatta kalma şansımız doğacaktır.

 

DEVAR TORA

[Yoel Spotts – www.tfdixie.com]

 

Işıkları Yakın

 

Hanuka – Işıklar Bayramı. Bayramın her gecesi evimizi aydınlatan kandiller nedeniyle bu ismi almasına rağmen, kişi çok basit bir soru sorabilir: Neden kandiller? Işık teması bu bayrama neden bu kadar çok hükmediyor? Senenin bu döneminde sürekli tekrarlanarak neredeyse bir mantraya dönüşen klasik cevap şudur: Haşmonaylar, Bet-Amikdaş’ı Yunanlıların elinden alıp tekrar içeri girdikleri zaman, küçük bir kap haricinde Menora’yı yakacak saf yağ bulmadılar. İçinde sadece bir gün yetecek kadar yağ bulunmasına rağmen, şişe mucizevî bir şekilde, sekiz gün ve gece için yeterli oldu.

 

Fakat bu cevap sadece soruyu değiştirir. Tanrı, mucizeyi Haşmonaylar için başka bir yöntemle de gerçekleştirebilirdi. Mucizenin kandiller yoluyla gerçekleşmesinin özel bir anlamı olmalıdır. O halde ilk sorumuza geri dönüyoruz: Neden kandiller?

 

Tüm zamanlarda itibar gören Yahudi üslubu ile bu soruya, başka bir soru sorarak cevap vereceğiz. Hanuka olayına kadar, Yahudiler birçok düşmanla karşılaşmışlardır. Helenler, varlığımızı tehdit edenlerin sadece bir tanesiydi. O halde, neden düşmanı yendiğimiz bu zaferimizi, diğerlerinden daha fazla kutlarız? Yahudilerin hayatta kalması ile ilgili olarak, bu Helen saldırısında özel olan neydi?

 

Helenlerden önce, Yahudi halkının bütün rakipleri kendilerini olduğu gibi göstermişlerdi. Oklar ve sopalar kullanarak Yahudileri savaşla yok etmeye çalışmışlardı. “Siz bizden farklısınız” diye haykırmışlardı. “Farklı gelenekleriniz ve alışkanlıklarınız var. Bizim için bir tehdit teşkil ediyorsunuz, bu yüzden sizi yok etmek istiyoruz.” Sonunda hiç kimse galip gelememiştir, çünkü Yahudiler düşmanla karşı karşıya kaldıkları zaman, daima bir araya gelip güçlü bir hal alırlar. Ama Helenler farklı bir politika uyguladılar. Kendilerini düşman olarak tanıtmak yerine, dostluk içinde el uzattılar. Tora’yı kötü ve zarar veren bir kitap olarak tanıtmak yerine, içindeki büyük zekâyı ve fazileti fark ettiler. İlk defa Yahudiler ikinci sınıf vatandaş olarak değil, Helen İmparatorluğu’nda eşit vatandaş olarak muamele gördüler. Yahudilere “Sizler tam bizim gibisiniz” dediler. “Alışkanlıklarımız farklı olabilir, ama geleneklerimiz güzellik ve zekâ içeriyor. Gelin, bize arkadaşça katılın ve bizim yaşam tarzımızı öğrenin,”dediler.

 

İlk bakışta, bu yaklaşım çok daha az düşmanca görünmesine rağmen, esasında, Helenler, Yahudiler için çok daha büyük bir tehlike arz ediyorlardı. Bu davranışa alışık olmayan Yahudiler, Helenlerin bu davetine oldukça olumlu bir şekilde cevap verdiler. Bir müddet sonra, Yahudilerin, hayatın her alanında, komşuları ile karıştıkları görüldü. Yahudiler spora, politikaya ve Helen yaşamının her alanına katılarak, yavaş yavaş kendilerini Helen toplumunun bir parçası olarak hissetmeye başladılar.

Helenler, Yahudileri, herhangi bir milletten farklı olmadıklarına inandırdılar.

 

Ve Helen tehdidinde gerçek tehlike buydu. Yahudiler başkalarından farklı olduklarını unutmaya başladılar. Tanrı Sinay Dağı’nda Tora’yı verdiği andan itibaren, Yahudilere özel bir görev verilmiştir. Bu görev, Tora’nın mesajını bütün dünyaya yaymaktır. Yahudiler diğer herhangi bir milletten farklıdır. Helenler bu farkı savaşarak değil, onların kendilerine ait olduğunu kabul ederek yok etmeye çalıştılar. Savaştan yorulan Yahudiler, onlara ait olma davetini büyük bir sevinçle karşıladılar. Bu sebeple, Yahudilere farklı oldukları ve dünyada İlahi Güç tarafından verilen görevi yerine getirmek için, ayrı ve farklı kalmaları gerektiği hatırlatılmalıydı; Tora’nın sadece bir bilgelik kitabı olmadığını ve hayatın özünü içerdiğini, mitsvaların, sadece diğer milletlerinkine benzer güzel alışkanlıklar olmayıp, Tanrı’ya bağlanmak için birer rehber olduklarını fark etmeleri gerekiyordu. Yahudiler farklıdır, her zaman farklı olmuşlardır ve olacaklardır.

 

Şimdi Hanuka’da ışıkların sırrı açıklık kazanmaktadır. Herhangi bir nesneyi karanlık bir arka planı olan çukura koyun, hiçbir şey olmaz. Nesne ve arka plan karanlık kalır ve değişmez. Ama bu bir mum için geçerli değildir. En karanlık uçurumda bile sadece bir mum yakarsanız, her şey aniden değişir. Işık karanlıkta bile kolaylıkla fark edilir. Yahudi maneviyatı bir mumun ışığına benzetilmektedir, çünkü Yahudi ruhu, daima her ortamda ayırt edilebilir. Yahudi kişi farklıdır ve her zaman dikkat çekecektir. İşte bu yüzden, Helenlerin ve birçok milletin bize unutturmaya çalıştığı bir unsur olarak farklı ve benzersiz olduğumuzu hatırlamak için, Hanuka’da kandil yakarız.

 

Yine de, dünyada başkalarınkinden farklı bir yolda yürüyen insanlar olarak kaderimize üzülmemeliyiz. Karanlığın içinde ışık simgesinin bir anlamı daha vardır. En derin karanlıkta bile, Yahudi kişinin, etrafını aydınlatma yeteneği vardır. Tora ve mitsvalar her türlü çevrede parlak bir şekilde ışıldar. Yahudi kişi kendini umutsuz hissetmemeli, çünkü ruhunun kıvılcımı, durum ne kadar karanlık ve umutsuz görünürse görünsün, ilham kaynağı olabilir.

 

Her GÜn YAPILAN MİTSVALAR

[www.pirchei.com]

 

Bir Beraha Söylerken, Temiz Yerde Bulunmak

 

Devarim kitabında, kişinin kutsal bir şey söylediği zaman, temiz bir yerde olması gerektiği yazılıdır. Bu yüzden berahaları temiz bir yerde söyleyerek, Tanrı’ya saygı gösteririz. Rabiler “temiz yer” dedikleri zaman, kastettikleri kirli ve kokan bir şeyden en az dört ama (iki metre) uzak olmaktır. Eğer bir yerde çöp ya da kirli başak bir şey varsa, bunların üstü örtüldüğünde koku engelleniyorsa ve başka bir seçenek yoksa orada dua edilebilir ve beraha söylenebilir. Ancak koku giderilemiyorsa orada beraha söylememek gerekir.

 

KAYNAKLARIMIZDAN – YAHUDİ TERBİYESİ

[Sefer Maase Avot]

 

Tevazua Övgü

 

  • Tarihimizde üç kişi büyük tevazu örnekleridir. Bunlardan David, “ben bir böceğim, insan değil” diyerek kendisini bir canlıya benzetmiştir. Avraam Avinu “ben kül ve tozdan ibaretim” diyerek kendisini cansız nesnelerle eşdeğer tutmuştur. Ancak Tora’nın “yeryüzünün görüp göreceği en alçakgönüllü kişi” olarak tanımladığı Moşe Rabenu, kendisi ve ağabeyi Aaron hakkında “biz neyiz ki” diyerek, kendisini “hiçbir şey”le eşdeğer saymıştır.
  • Hahamlarımız Pirke Avot’ta “çok ama çok alçakgönüllü olmalısın” derler. Burada iki kez tekrarladıkları “çok” sözcüğünün İbranicesi Meod’dur. Bu, söz konusu üç kişinin isimlerinin, tevazu sırasına göre baş harflerinden oluşur: Moşe (mem), Avraam (alef) ve David (dalet). Yani Hahamlarımız bize “çok, ama çok alçakgönüllü ol” derken aslında “çok” sözcüğünü iki kez kullanmalarına gerek yoktu. Ama ikinci kullanış, işte bu üç büyük insana göndermedir: “Çok – Moşe, Avraam ve David kadar çok – alçakgönüllü ol”
  • Onurun peşinde koşan kişiden onur kaçar. Onurdan kaçan kişiyi onur kovalar.
  • Hahamlarımız şöyle derler: Tevazu özelliği olan kişide nefret ve kıskançlık olmaz. Böyle biri “akranını kendin gibi sev” emrini kolayca yerine getirir.

 

YAHUDİ EVİNİN TEMELLERİ

[Dini Uygulama Rehberi – Rabi Nisim Behar]

 

Talit Katan ve Talit Kuralları

 

1.      Talit’e veya Talit Katan’a konan Tsitsitler’in uzunluğu başparmağın kalınlığının 12 ile çarpımından, yani yaklaşık 27cm. den daha kısa olmamalıdır.

2.      Talit Katan’a sarınılmaz. Ortasındaki delikten kafa geçirilerek giyilir. Bu yüzden, (“Tsitsit’e sarınmak” anlamına gelen Leitatef BeTsitsit berahası yerine) “Al Mitsvat Tsitsit Tsitsit mitsvası için” berahası söylenir.

3.      Bar Mitsva olmamış bir çocuğa bile ailesi onun boyuna uygun bir Talit Katan yapmalıdır.

4.      Talit Katan elbiselerin altına giyilmesine rağmen tenin üstüne giyilmez. Talit Katan daima; hatta yatakta bile takılmalıdır. Sadece banyo yapmak ve değiştirmek için çıkarılabilir.

Yeni bir Talit Katan’a Şeeheyanu berahası söylenmez.

 

Haftanın Sözü

[Benjamin D’İsraeli; İngiliz yazar ve devlet adamı / 1804-1881]

 

Koşullar insanın kontrolünün dışındadır;

fakat onun bu koşullar dâhilindeki davranışı kendi elindedir.

                                                     

Haftanın Peraşası’nı, t  e  b  e  r  r  u  d  a     b  u  l  u  n  a  r  a  k, ölmüşlerinin ruhuna veya hasta bir yakınının şifasına ithaf etmek isteyenlerin,

 ilgililer (050 – 38 41 30) ile temasa geçmeleri rica olunur.

Peraşa kağıtları Tora ile ilgili yazılar içerdiğinden çöpe atılmamalıdır.

Lütfen Geniza’ya getiriniz.