HAKİMLER

Yeoşua’nın ölümünden sonra  Yeuda , Şimon, Menaşe ve diğerleri yönetimi paylaştılar. Fakat hepsi de Allah’ın hoşuna gitmeyen şeyler yaptılar. Allah çok kızdı. Bu yüzden İsraeloğulları’na yol gösterecek hakimler gönderdi. Fakat yine de İsraeloğulları hakimleri dinlemediler ve bu Allah’ı daha da kızdırdı. Bu yüzden İsraeloğulları  senelerce adaletsiz krallara hizmet ettiler.

 

ALTIN BIÇAK

İsraeloğulları onsekiz sene boyunca çok adaletsiz biri olan Moab Kralı Eglon’a hizmet etti. Allah’a yakarıp yalvardılar ve  Allah onlara yardım etmesi için Binyamin kabilesinden Ehud’u yolladı. Ehud’un iki yanı keskin olan altın bir bıçağı vardı ve onu paltosunun altına sakladı. Ehud, krala kendisi için İsraeloğullarından bir hediye getirdiğini söyledi.
 
Ehud, şişman Kral Eglon’un huzuruna çıkarıldı. Ehud, krala  hediyesini vermeden önce  herkesi ordan çıkarmasını  çünkü hediyenin Allah’tan olduğunu söyledi. Kral söyleneni yaptı ; herkes emir üzerine oradan ayrıldı ve Ehud’la kral yalnız kaldı.

Kral, yazlık kraliyet odasında oturuyordu. Ehud ; ‘’ Şimdi sana Allah’tan gelen hediyeyi vereceğim. ‘’ dedi.

Kral , tahtından kalktı. O anda Ehud , sol eliyle altın bıçağı sakladığı yerden çıkararak şişman kralın karnına sapladı. Kral o kadar şişmandı ki bıçak adamın karnında kayboldu.

Ehud yazlık kraliyet odasından çıktı  ve kapıları kilitledi. O gittikten sonra kralın hizmetkarları geldiler  ancak kapıları kilitli  bulunca , bunu kralın istediğini sanarak saatlerce beklediler. Ancak kral  bir türlü dışarı çıkmayınca anahtarı alarak kapıları açtılar ve kralı ölü olarak buldular.

Ehud kaçtı ve İsraeloğulları’na katıldı. İsraeloğulları şofarları çalarak Efraim Dağı’ndan indiler. Moablılar’la savaşarak onları yendiler.

 

DEBORA

Fakat Ehud öldükten sonra İsraeloğulları yine Allah’ın sözünden dışarı çıktılar ve Allah onları Kenaan kralı Yabin’in eline teslim etti.  Yabin’in ordu komutanı Sisera’ydı  ve kendisinin dokuz yüz tane savaş arabası vardı. Yirmi sene zalim Yabin İsraeloğulları’na hükmetti.

Bu zamanlarda Allah’ın İsraeloğulları’na hakim olarak seçtiği Debora isimli bir kadın vardı. Efraim Dağı’nın eteklerindeki bir hurma ağacının altında oturur ve İsraeloğulları adaletin sağlanması için ona gelirlerdi.

Debora , uzun süredir izlediği ve iyi olduğuna inandığı  Barak’ı çağırttı ve ona ‘’ Kral Yabin’in ordusunun reisi  Sisera’nın , savaş arabalarının ve  ordusunun Kişon nehrinde sana gelmelerini sağlayacağım. Onlarla savaşacak ve onları yeneceksin. ‘’ dedi.

Barak ‘’ Benimle  gelirsen giderim; gelmezsen gitmem. ‘’dedi.

‘’ Seninle geleceğim. ‘’ dedi Debora  ve Barak ve on bin adamıyla savaşa  gitti.

 

SİSERA’YLA SAVAŞ

Barak ve Sisera’nın orduları karşılaştı ve Allah Sisera’yı ve savaş arabalarını yendi; Barak , Sisera’nın tüm adamlarını öldürdü. Sisera bile , arabasından inip koşarak kaçtı. Kadeş’e vardığında Kral Yabin’in arkadaşı olan Hever’in çadırında durdu. Hever’in karısı Yael çadırın dışında onu karşıladı.

‘’ İçeri gel ; korkma. ‘’ dedi.
 
Sisera çadıra girdi. Yael onu yere yatırdı ve üstünü bir manto ile örttü. Sisera ‘’ Çok susadım. Biraz su verir misin? ‘’ dedi.

Yael ona su yerine bol bol süt vererek onu rahatlattı.

‘’ Çadırın kapısında dur ; biri gelip bir şey sorarsa burada kimsenin olmadığını  söyle. ‘’ dedi Sisera.

Derken Sisera  içtiği sütün rehavetiyle uyuyakaldı ve bu sırada Yael  onun kafasını kayıkla yere çakarak onu öldürdü. Barak gelip ;

‘’ Burada kimse var mı? ‘’ diye sorduğunda Yael onu çadıra sokarak ona ölü olan Sisera’yı gösterdi.

İsraeloğulları Kenaan’ı fethetti ve sonraki kırk yıl barış içinde geçti.

 

GİDON

Fakat bir kez daha  İsraeloğulları Allah’ın sözüne karşı geldi  ve Allah onları yedi sene zalim Midıan’ın ellerine verdi. Fakat babası için Midıanlılar’dan saklı olarak , gizlice buğday öğüten Gidon adlı genç bir adam vardı. Bir gün yine böyle buğday öğütürken meşe ağacının altında  bir melek belirdi :

‘’ Allah senle beraber çünkü sen cesur ve iyi bir adamsın. ‘’ dedi.

‘’ Eğer Allah bizimle beraberse neden  acı çekiyoruz? Babalarımızın anlattığı mucizeler nerde?’’ diye sordu Gidon?

‘’ Bu akşam gidip İsrael’i Midıanlılar’dan kurtaracaksın.’’ dedi melek ona.

‘’ Ama nasıl? Benim ailem fakir ; ben de babamın evindeki en genç kişiyim.’’ diye yanıtladı Gidon.

‘’ Ben seninle birlikte olacağım. ‘’ dedi melek.

 

GİDON’UN BABASI ONUN İÇİN KONUŞUR

O gece Gidon on kişi alarak Baal için yapılmış olan bir mezbahı , putu, yıkarak, onun  yerine Allah’a bir mezbah yaptı.  Ertesi sabah kasabalılar Gidon’un yaptığını gördüler ve Gidon’un babasına giderek ‘’ Oğlunu getir . O ölmeli. ‘’ dediler.

Fakat Gidon’un babası  ‘’ Eğer Allah’ınız Baal oğlumu öldürmek istiyorsa kendisi konuşsun. ‘’ dedi.

Bir sessizlik oldu ve böylece Gidon’un canı kurtuldu.

 

KOYUN POSTU

Allah’ın ruhu Gidon’a geldi ve şofar çaldı. Tüm adamlar onun yanına toplandı. Gidon Allah’a konuştu : ‘’ Bana bir işaret ver. Yere koyun postu koyacağım. Eğer toprak kuruysa ve post çiğ ile ıslanmışsa o zaman İsrael’i kurtarmam gerektiğini anlayacağım. ‘’ dedi.
  
Gidon postu yere koydu ve geceleyin onu orada bıraktı. Ertesi sabah erkenden kalkarak postun olduğu yere gitti. Tüm toprak kuruydu ama posttan bir kap su çıkmıştı.

Yine de Gidon’un şüphesi vardı. ‘’ Allah’ım bana kızma ama bana bir işaret daha gönder. Bu kez de  toprak ıslak ama post kuru olsun. ‘’ dedi Gidon.

Ve Gidon tekrar  postu ,  kuru toprağın üstüne bıraktı ve ertesi sabah post kuru , ancak toprak ıslaktı!

 

ÜÇYÜZ ADAM

Gidon İsraelliler’den bir ordu oluşturdu. Midıan ordusunun  kuzeydeki tepede değil de vadide olması için çadırlarını  Harod  kuyusunun yanına kurdular.Fakat Allah Gidon’a şöyle dedi :

‘’ Çok adamın var. Adamlarına , aralarında korkan varsa gitmesini ve savaşmamasını söyle.’’
 
Yirmiiki bin kişi geri döndü ama onbin kişi Gidon’la kaldı. ‘’ hala çok adamın var. Onlara nehre gitmelerini ve ordaki sudan içmelerini söyle. Köpek gibi suları dilleriyle içenler ile dizleriyle eğilip elleriyle içenleri ayır. ‘’ dedi Allah. Gidon tüm adamları suya getirdi ve onlara suiçmelerini söyledi. Fakat onbin kişiden sadece üçyüz tanesi köpek gibi dilleriyle içiyordu.

‘’ Üçyüz tanesi hariç diğerlerini evlerine gönder. Bu üçyüz kişi , İsrael’i kurtarmanda  sana yardımcı olacaklar.’’ dedi Allah Gidon’a.

Gidon üçyüz kişiyi yanında tutarak diğer İsraellileri çadırlarına yolladı. Ve  o sırada Midıan ordusu onların aşağısındaki vadide bulunuyordu.

 

RÜYA

Allah Gidon’a şöyle dedi: ‘’ Midıanlılar’ın çadırına git ne neler konuştuklarını dinle ; sonra ellerin savaş için güçlenecektir. ‘’

Gidon çadırın açıklarına gitti. Çok sayıda düşman vardı. Gidon sessizce yaklaştı  ve bir adamın bir diğerine rüyasını anlattığını duydu :
 
 
‘’ Rüyamda Midıan kampına arpa ekmeğinden yapılmış bir somunun geldiğini gördüm. Bir çadıra vurdu ve çadır ters döndü. ‘’ dedi adam.

Arkadaşı, ‘’ Bu ; Gidon’un kılıcıdır. Allah ,onun bizi yenmesini sağlayacak.’’ Şeklinde cevap verdi.

Gidon adamlarına geri döndü.  Üçyüz adamını üçe bölerek , her birine şofarlar ve içinde ışık bulunan testiler verdi.. ‘’ Beni izleyin  ve yaptıklarımı yapın. Kampın kenarına geldiğimizde  borularınızı çalın ve ‘Allah’ın ve Gidon’un kılıcı ‘ diye bağırın. ‘’ dedi adamlarına.

Adamlar bunları  yapınca  düşmanlar kaçtı . Sonra İsraelliler Gidon’dan  kendilerini yönetmesini istediler. Gidon yaşadığı sürece barış vardı ancak daha sonra  İsraelliler   kanunun   sözünü  ve Gidon’un iyiliğini unuttular. Ve Gidon’un  oğulları kendi aralarında savaştılar.

Copyright © 2011 SEVIVON. Tüm Hakları Saklıdır.
Bu sitede kullanılan tüm içerik ve görsellerin kullanım hakları Sevivon'a aittir.
İzinsiz kopyalanamaz ve kullanılamaz.